konular - Turco Inglés Diccionario

konular

Significados de "konular" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
konular themes n.
Can we reform the structure and the themes of the agenda at the same time?
Gündemin yapısını ve konularını aynı anda reforme edebilir miyiz?

More Sentences
konular topics n.
Food and consumer protection have become vexatious topics.
Gıda ve tüketicinin korunması can sıkıcı konular haline geldi.

More Sentences
konular subjects n.
We have amendments on subjects such as renewable energy sources, energy efficiency, and combined heat and power.
Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği ve birleşik ısı ve güç gibi konularda değişikliklerimiz var.

More Sentences
konular squares [obsolete] n.

Significados de "konular" con otros términos en diccionario inglés turco: 80 resultado(s)

Turco Inglés
General
teknik konular technical issues n.
Finally, on safety reports and some of the technical issues, I would ask the Commission to think again.
Son olarak, güvenlik raporları ve bazı teknik konularla ilgili olarak, Komisyon'dan tekrar düşünmesini rica ediyorum.

More Sentences
önemli konular important matters n.
To sum up what I have said on this important matter, I would like to make the following comments.
Bu önemli konuda söylediklerimi özetlemek üzere aşağıdaki yorumları yapmak istiyorum.

More Sentences
önemli konular key issues n.
One of the key issues on the minds of group leaders has been the security of those who may go.
Grup liderlerinin aklındaki en önemli konulardan biri de gidebilecek olanların güvenliği olmuştur.

More Sentences
temel konular key issues n.
Let me nonetheless indicate some general impressions on some of the key issues raised in your report.
Yine de raporunuzda gündeme getirilen bazı temel konulara ilişkin bazı genel izlenimlerimi belirtmeme izin verin.

More Sentences
idari konular administrative matters n.
Equally, I accept that it should not cover proceedings relating to tax, customs or administrative matters.
Aynı şekilde, vergi, gümrük veya idari konularla ilgili davaları kapsamaması gerektiğini kabul ediyorum.

More Sentences
çeşitli konular various subjects n.
My fellow Members have, of course, listed the various subject areas more than once.
Üye arkadaşlarım elbette çeşitli konu alanlarını birden fazla kez listelediler.

More Sentences
Law
cezai konular criminal matters n.
This is the issue of mutual recognition of decisions on criminal matters.
Bu, cezai konulardaki kararların karşılıklı olarak tanınması meselesidir.

More Sentences
Telecom
öncelikli konular priority issues n.
This is one of the priority issues for the Greek Presidency over coming months.
Bu, önümüzdeki aylarda Yunanistan Dönem Başkanlığı için öncelikli konulardan biridir.

More Sentences
General
önemli konular real things n.
finansal konular financial issues n.
güncel konular current issues n.
problemli konular problematic issues n.
ağır konular heavy matters n.
ağır konular weighty matters n.
önemli konular weighty matters n.
önemli konular heavy matters n.
ailevi konular family matters n.
ahlaksal konular ethical issues n.
temel meseleler/konular fundamental issues n.
ciddi konular grave matters n.
ciddi konular important matters n.
önemli konular grave matters n.
birinin ilgisini çekecek/onu ilgilendiren konular matters of interest to someone n.
(belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular talking point n.
atasözlerinin kökeni, tarihçesi gibi konular üzerine çalışan ilgi alanı paremiology n.
konular bütünü the catalogue of issues n.
bilmediği konular hakkında fikirler veren kimse ultracrepidarian n.
sosyal konular social topics n.
olağandışı konular esoterica n.
ezoterik konular esoterics n.
olağandışı konular esoterics n.
dini konular üzerine akademik yazılar yazan kimse quodlibetarian n.
dine aykırı konular üzerine yazan kimse heresiographer n.
idari veya mali takdir yetkisinin kullanımını içeren konular prudentials n.
önemsiz konular üzerinde tartışmak quibble v.
saçma konular hakkında konuşmak quiddle v.
önemsiz konular hakkında tartışmak quiddle v.
önemsiz konular için kafa ütülemek spuddle v.
bilmediği konular hakkında fikirler veren ultracrepidarian adj.
ahlaki konular üzerinde uzlaşmaya varan right-thinking adj.
ahlaki konular üzerinde mutabık olan right-thinking adj.
Phrasals
(biriyle) önemsiz konular üzerine tartışmak quibble with (someone) v.
Phrases
gerekli gereksiz tüm konular hakkında konuşma all knowledge is contained in fandom expr.
Colloquial
bilim, teknik, bilgisayar ve edebiyat gibi konular üzerinde saplantılı derecesinde bilgili kişilerin oluşturduğu alt kültür geek n.
Idioms
görüşülecek/tartışılacak konular arasında on the agenda expr.
Trade/Economic
belediyeyi ilgilendiren konular local affairs n.
toplantıda tartışılacak konular listesi agenda n.
vergisel konular tax-related matters/issues n.
(mali hususlar) ekonomik konular oeconomics n.
Law
meşhur ve maruf olan konular ile ilgili mahkemenin vukufu judicial notice n.
operasyonel konular operational issues n.
belirli konular üzerine soruşturma yapma yetkisine sahip kimse questman [obsolete] n.
Politics
ilave konular additional items n.
önemli konular topic subjects n.
üzerinde en fazla tartışılan konular highly disputed issues n.
Industry
toplu sözleşme ile sonlandırılacak müzakerelerin içerdiği konular bargaining scope n.
Media
ciddi konular ve olaylarla ilgilenen araştırmacı gazetecilik hard news n.
Technical
çevre için önemli konular environmental considerations n.
Computer
benzer konular similar topics n.
bulunan konular topics found n.
ilgili konular related topics n.
Medical
ahlaki konular ethical issues n.
Education
amerikan edebiyatında seçme konular special topics in american literature n.
bilim ve teknoloji tarihinde özel konular special topics in the history of science and technology n.
ingiliz edebiyatında seçme konular special topics in english literature n.
karşılaştırmalı edebiyatta seçme konular special topics in comparative literature n.
konular ve içerik subjects and content n.
sosyal kuramda ileri konular advanced issues in social theory n.
1750 sonrası uluslararası iktisatta seçilmiş konular selected topics on the international economy since 1750 n.
kültürel konular ve sosyal faaliyetler hususunda eğitim veren özel bir kız okulu finishing school n.
temel konular foundation subjects [uk] n.
giriş seviyesinde konular içeren one hundred one adj.
ticarette yararlı olduğu düşünülen beceri ve konular üzerinde duran (okul, kurs, müfredat) commercial adj.
Literature
christopher marlowe'a özgü üslup ve konular marlowism n.
Religious
teolojide ele alınan tüm konular pantheology n.
inanç ve ibadet açısından önemsiz konular ile ilgili adiaphoristic adj.
Philosophy
belli bir öncülün anlaşılabilir olduğu konular kümesi range of significance v.
Environment
çevreyle ilgili konular environmental issues n.
Latin
askeri konular hakkında de re militari expr.
Modern Slang
alışılmışın dışında konular üzerinden yapılan komedi/mizah alternative comedy n.