konular - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

konular



Bedeutungen von dem Begriff "konular" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
konular themes n.
konular topics n.
konular subjects n.
konular squares [obsolete] n.

Bedeutungen, die der Begriff "konular" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 80 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
teknik konular technical issues n.
önemli konular real things n.
finansal konular financial issues n.
güncel konular current issues n.
problemli konular problematic issues n.
ağır konular heavy matters n.
ağır konular weighty matters n.
önemli konular heavy matters n.
önemli konular weighty matters n.
ailevi konular family matters n.
ahlaksal konular ethical issues n.
temel meseleler/konular fundamental issues n.
ciddi konular important matters n.
önemli konular grave matters n.
önemli konular important matters n.
ciddi konular grave matters n.
birinin ilgisini çekecek/onu ilgilendiren konular matters of interest to someone n.
(belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular talking point n.
önemli konular key issues n.
temel konular key issues n.
idari konular administrative matters n.
çeşitli konular various subjects n.
atasözlerinin kökeni, tarihçesi gibi konular üzerine çalışan ilgi alanı paremiology n.
konular bütünü the catalogue of issues n.
bilmediği konular hakkında fikirler veren kimse ultracrepidarian n.
sosyal konular social topics n.
olağandışı konular esoterica n.
ezoterik konular esoterics n.
olağandışı konular esoterics n.
dini konular üzerine akademik yazılar yazan kimse quodlibetarian n.
dine aykırı konular üzerine yazan kimse heresiographer n.
idari veya mali takdir yetkisinin kullanımını içeren konular prudentials n.
önemsiz konular üzerinde tartışmak quibble v.
saçma konular hakkında konuşmak quiddle v.
önemsiz konular hakkında tartışmak quiddle v.
önemsiz konular için kafa ütülemek spuddle v.
bilmediği konular hakkında fikirler veren ultracrepidarian adj.
ahlaki konular üzerinde uzlaşmaya varan right-thinking adj.
ahlaki konular üzerinde mutabık olan right-thinking adj.
Phrasals
(biriyle) önemsiz konular üzerine tartışmak quibble with (someone) v.
Phrases
gerekli gereksiz tüm konular hakkında konuşma all knowledge is contained in fandom expr.
Colloquial
bilim, teknik, bilgisayar ve edebiyat gibi konular üzerinde saplantılı derecesinde bilgili kişilerin oluşturduğu alt kültür geek n.
Idioms
görüşülecek/tartışılacak konular arasında on the agenda expr.
Trade/Economic
belediyeyi ilgilendiren konular local affairs n.
toplantıda tartışılacak konular listesi agenda n.
vergisel konular tax-related matters/issues n.
(mali hususlar) ekonomik konular oeconomics n.
Law
cezai konular criminal matters n.
meşhur ve maruf olan konular ile ilgili mahkemenin vukufu judicial notice n.
operasyonel konular operational issues n.
belirli konular üzerine soruşturma yapma yetkisine sahip kimse questman [obsolete] n.
Politics
ilave konular additional items n.
önemli konular topic subjects n.
üzerinde en fazla tartışılan konular highly disputed issues n.
Industry
toplu sözleşme ile sonlandırılacak müzakerelerin içerdiği konular bargaining scope n.
Media
ciddi konular ve olaylarla ilgilenen araştırmacı gazetecilik hard news n.
Technical
çevre için önemli konular environmental considerations n.
Computer
benzer konular similar topics n.
bulunan konular topics found n.
ilgili konular related topics n.
Telecom
öncelikli konular priority issues n.
Medical
ahlaki konular ethical issues n.
Education
amerikan edebiyatında seçme konular special topics in american literature n.
bilim ve teknoloji tarihinde özel konular special topics in the history of science and technology n.
ingiliz edebiyatında seçme konular special topics in english literature n.
karşılaştırmalı edebiyatta seçme konular special topics in comparative literature n.
konular ve içerik subjects and content n.
sosyal kuramda ileri konular advanced issues in social theory n.
1750 sonrası uluslararası iktisatta seçilmiş konular selected topics on the international economy since 1750 n.
kültürel konular ve sosyal faaliyetler hususunda eğitim veren özel bir kız okulu finishing school n.
temel konular foundation subjects [uk] n.
giriş seviyesinde konular içeren one hundred one adj.
ticarette yararlı olduğu düşünülen beceri ve konular üzerinde duran (okul, kurs, müfredat) commercial adj.
Literature
christopher marlowe'a özgü üslup ve konular marlowism n.
Religious
teolojide ele alınan tüm konular pantheology n.
inanç ve ibadet açısından önemsiz konular ile ilgili adiaphoristic adj.
Philosophy
belli bir öncülün anlaşılabilir olduğu konular kümesi range of significance v.
Environment
çevreyle ilgili konular environmental issues n.
Latin
askeri konular hakkında de re militari expr.
Modern Slang
alışılmışın dışında konular üzerinden yapılan komedi/mizah alternative comedy n.