olmasına - Turco Inglés Diccionario
Historia

olmasına



Significados de "olmasına" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
olmasına to prep.

Significados de "olmasına" con otros términos en diccionario inglés turco: 153 resultado(s)

Turco Inglés
General
diğerinin deneyimli olmasına yardımcı olan kişi seasoner n.
yanlış olmasına rağmen genel anlamda kabul gören şey factoid n.
bir şeyin harap olmasına veya yıkılmasına yol açarak yapılan tahribat ruination n.
bir robotun veya insan olmayan bir aygıtın insana, canlı bir varlığa çok benzer olmasına karşın hissedilen huzursuzluk hissi uncanny valley n.
araçta ön koltuk boş olmasına rağmen arka koltukta seyahat etmek vip v.
ehliyetine geçici olarak el konulmuş olmasına rağmen araç kullanmak be driving on a suspended driving licence v.
olmasına yol açmak cause to occur v.
olmasına yolaçmak cause to happen v.
birinin samimi olmasına izin vermemek keep someone at arm's length v.
hissiz olmasına yolaçmak cause to be senseless v.
kristalize olmasına yol açmak cause to crystallize v.
sessiz olmasına yol açmak cause to be silent v.
önyargılı olmasına neden olmak prejudice v.
birinin başarısız olmasına neden olmak cause someone to fail v.
birinin ereksiyon olmasına neden olmak give someone a boner v.
(bir şeyin) kolayca yok olmasına neden olmak erase v.
ait olmasına neden olmak blanket (in) v.
ait olmasına neden olmak blanket (into) v.
bir durumda veya bir yer olmasına neden olmak have v.
olmasına müsaade etmek have v.
yanlış eğilime sahip olmasına yol açmak misincline v.
sahip olmasına izin vermek give v.
öncül olmasına yol açmak precede v.
(birinin) kar körü olmasına sebep olmak snow-blind v.
(olgun olmasına rağmen) kibar olmayan unmellow adj.
(olgun olmasına rağmen) kaba unmellow adj.
kişinin tefekkür veya tasavvur ederek veya içrek ışığı sayesinde tanrı'yı doğrudan veya yakından bilmesine veya tanrı ile birlik içinde olmasına ait mystical adj.
içi boş olmasına karşın genel ilgi gören popcorn adj.
amatör olmasına karşın maddi kazanç sağlayan semiamateur adj.
olmasına rağmen nevertheless adv.
öyle olmasına rağmen even so adv.
yer olmasına bağlı olarak depending on availability adv.
olmasına rağmen ne’ertheless adv.
olmasına kalmadan but adv.
olmasına rağmen even though conj.
olmasına rağmen although conj.
olmasına rağmen neverthelater [obsolete] conj.
olmasına rağmen while conj.
olmasına yol açmak anlamı veren ön ek en- pref.
olmasına yol açmak anlamı veren son ek -en suf.
Phrasals
yok olmasına izin vermek cast away v.
israf olmasına sebep olmak prey on v.
bir şeyin olmasına neden olmak bring something about v.
olmasına izin vermek give way to v.
birinin/bir şeyin başarısız olmasına neden olmak pull someone or something under v.
yoğun yağış bir şeyin iptal olmasına neden olmak wash out v.
ertelenmesine/iptal olmasına neden olmak weather out v.
birinin (biriyle) çift/birlikte olmasına önayak olmak match someone (up) (with someone) v.
birinin (biriyle) çift/birlikte olmasına önayak olmak and match something (up) (with something) v.
bir şeyin olmasına neden olmak brew something up v.
(bir şeyin) olmasına neden olmak brew up (something) v.
bir şey olmasına neden olmak bring something on v.
iki büklüm olmasına neden olmak double over v.
düğüm olmasına neden olmak knot together v.
(birinin birine/bir şeye) karşı önyargılı olmasına neden olmak prejudice (one) against (someone or something) v.
başarısız olmasına neden olmak pull under v.
Phrases
cumartesi ve pazar'ın arasında bir gün daha olmasına ihtiyacım var I really need a day between saturday and sunday expr.
yer olmasına bağlı olarak on space available basis expr.
Colloquial
biyolojik olarak kadın olmasına rağmen drag queen gibi giyinen kadın bio queen n.
çevredeki insanların rahatsız olmasına rağmen sürekli cep telefonu ile konuşan kişi cellfish n.
öyle olmasına karşın for all that expr.
x ile işaretli kısmın şu şekilde üstte olmasına dikkat et make sure the x is facing up like this expr.
öyle olmasına rağmen that having been said expr.
tamam olmasına daha çok var far from over expr.
Idioms
(bir şeyin olmasına) çok uzun bir yol a long way n.
kaçınılmaz olmasına rağmen inatla değişim ve reformlara direnen kişi dame partington and her mop n.
bir şeyin iyi olmasına/başarısına köstek olan şey the fly in the ointment n.
bir şeyin iyi olmasına/başarısına köstek olan şey a fly in the ointment n.
kendine hakim olmasına bilmek keep both oars in the water v.
birinin başarısız olmasına neden olmak put the skids under someone v.
başarısız olmasına neden olmak load the dice against v.
diken üstünde olmasına neden olmak put one on one's guard v.
iki büklüm olmasına neden olmak double someone over v.
otuz yaşında olmasına rağmen yaşlı görünmek seem over-the-hill at thirty v.
olmasına göz yummak connive at v.
olmasına göz yummak wink at v.
(olmasına/yapmaya) ramak kalmak come within an inch of something v.
(bir şeyin olmasına) neden olabilmek be a recipe for (something) v.
kuralları başkalarının başarılı olmasına engel olacak şekilde değiştirmek move the goal line [uk] v.
(birine/bir şeye) karşı taş kalpli olmasına sebep olmak harden (one's) heart against (someone or something) v.
(birinin) ortakçı olmasına izin vermek let (someone) in on the act v.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmemek hide in plain view v.
apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmemek hide in plain view v.
herkesin görebileceği bir yerde olup/olmasına rağmen görülmemek hide in plain view v.
apaçık ortada olmasına rağmen tepki çekmeden ve değişmeden kalmak hide in plain view v.
apaçık ortada olmasına rağmen alışıldığı için görünmez olmak hide in plain view v.
uykusuz/yorgun olmasına rağmen ayakta durmaya çalışmak be out on (one's) feet v.
(birinin) samimi olmasına izin vermemek keep (one) at arm's length v.
(birinin) diken üstünde olmasına neden olmak put (one) on guard v.
başarısız olmasına neden olmak put the skids under v.
(birinin/bir şeyin) başarısız olmasına neden olmak put the skids under (someone or something) v.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmeyen hidden in plain view adj.
apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmeyen hidden in plain view adj.
herkesin görebileceği bir yerde olup/olmasına rağmen görülmeyen hidden in plain view adj.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmeyen hidden in plain sight adj.
öyle olmasına karşın even so expr.
öyle olmasına karşılık be that as it may expr.
(olmasına/yapmaya) ramak kalmak and come within a hair's breadth of something expr.
uykusuz/yorgun olmasına rağmen ayakta durmaya çalışan out on (one's) feet expr.
Speaking
aç olmasına rağmen although she was hungry expr.
aç olmasına rağmen although he was hungry expr.
böyle bir şeyin olmasına izin vermeyeceğini biliyorum I know you won't let that happen expr.
bunun olmasına izin veremem I can't let it happen expr.
bunun sana olmasına izin vermeyeceğim I'm not gonna let that happen to you expr.
bunun yeniden olmasına izin veremem I can't let it happen again expr.
herkesin iyi olmasına sevindim I'm glad everybody's okay expr.
herkesin iyi olmasına sevindim I'm glad everybody's fine expr.
onun hala orada olmasına imkan yok there's no way out that he's still there expr.
ona bir şey olmasına izin verme don't let anything happen to him expr.
ona bir şey olmasına izin verme don't let anything happen to it expr.
ona bir şey olmasına izin verme don't let anything happen to her expr.
sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim I won't let anything happen to you expr.
sana bunların olmasına daha fazla izin veremem I can't keep letting this happen to you expr.
zengin olmasına rağmen mutsuzdu although he was rich he was unhappy expr.
Trade/Economic
sergilediği ürünler kendisine ait olmasına rağmen başka bir perakendecinin mağazasından yer kiralayarak o perakendeci adına satış yapan perakendeci leased department n.
özsermayesi sıfırın altında olmasına rağmen hükümetin açıktan veya örtülü olarak desteğiyle ayakta duran finansal kurum zombie bank n.
(şirketin) adi hisse sermayesine nazaran çok yüksek oranda borç senetleri ve imtiyazlı hisse senetlerine sahip olmasına sebep olmak overgear v.
Law
şirketin sahiplerinden bağımsız olmasına dayanan yasal prensip corporate n.
Politics
new jersey valisinin george washington köprüsü'ne giden otoyoldaki çoğu şeridin kapatılmasını emrederek fort lee kasabasında trafiğin felç olmasına sebep olmasıyla suçlandığı skandal bridgegate n.
Computer
sıfır olmasına olanak sağla allow zero expr.
Medical
beyindeki sinir hücrelerinin ve omuriliğin tahrip olmasına neden olan genetik bir hastalık tay-sachs disease n.
beyindeki sinir hücrelerinin ve omuriliğin tahrip olmasına neden olan genetik bir hastalık tay-sachs n.
yaşlı olmasına rağmen genç görünme agerasia n.
Psychology
(koşullanmış bir tepkinin) yok olmasına sebep olmak extinguish v.
Pathology
göz içi basıncı normal olmasına rağmen optik sinire zarar gelmesinden kaynaklı glokom hastalığı normal tension glaucoma n.
beyindeki sinir hücrelerinin ve omuriliğin tahrip olmasına neden olan genetik bir hastalık amaurotic idiocy [obsolete] n.
beynin bir veya iki yarısının normalden küçük olmasına sebep olan beyin kusuru anencephalia n.
beynin bir veya iki yarısının normalden küçük olmasına sebep olan beyin kusuru anencephaly n.
Biology
yapısal olarak eksik olmasına rağmen tam dişi görevi gören canlı birey gynecoid n.
Astronomy
parlak olmasına rağmen görünmeyen yıldız dark star n.
Zoology
kocaman olmasına rağmen sakin ve zararsız olan hayvan gentle giant n.
Agriculture
bir besinde olmasına müsaade edilen maksimum böcek ilacı kalıntısı tolerance n.
History
eski ingiltere'de oy verme hakkı ev sahibi olmasına bağlı olan kişi pot walloper n.
1415'te fransızlar ve ingilizler arasında yapılan ve fransız askerlerinin sayıca fazla ve daha fazla güç sahibi olmasına rağmen ingilizlere yenildiği savaş agincourt n.
Religious
pazar gününün tatil olmasına karşı olan hristiyan mezhebi antisabbatarian n.
isa'nın hem ilahi hem de insani doğaya sahip olmasına karşın tek bir ilahi iradeyi teşkil ettiğini savunan bir öğreti monotheletism n.
isa'nın hem ilahi hem de insani doğaya sahip olmasına karşın tek bir ilahi iradeyi teşkil ettiğini savunan bir öğreti monothelitism n.
Philosophy
empirik olarak edinilen bilgi ile ilişkili olmasına karşın bu bilginin ötesinde olduğu kabul edilen metempirical adj.
Sport
(yarışta kazanma ihtimali düşük olmasına karşın) kazanan at roughie n.
Entomology
eski dünya'ya özgü olmasına karşın yanlışlıkla minnesota'ya taşınarak yoncalara ciddi zararlar vermiş bir böcek alfalfa plant bug (adelphocoris lineolatus) n.
eski dünya'ya özgü olmasına karşın yanlışlıkla minnesota'ya taşınarak yoncalara ciddi zararlar vermiş bir böcek lucerne bug n.
Slang
saatte 55 millik hız limiti (5 sentin üzerinde bir zamanlar bir buffalo resmi olmasına atfen) double buffalo n.
herhangi bir hukuk eğitim almamış olmasına rağmen engin hukuk bilgisine sahip olan ve adli konularda arkadaşlarını yönlendiren mahkum jailhouse lawyer n.
evden gitme çağına gelmiş olmasına rağmen evden gitmeyen çocuklar kids in parents' pockets eroding retirement savings (kippers) n.
herhangi bir hukuk eğitim almamış olmasına rağmen engin hukuk bilgisine sahip olan ve adli konularda arkadaşlarını yönlendiren mahkum jailhouse attorney n.
elektrokardiyogramda kişinin kalbinin durduğunu işaret eden/belirten düz çizgi (nebraska'nın nerdeyse dümdüz bir eyalet olmasına istinaden) nebraska sign n.
elektrokardiyogram ekranında kişinin öldüğünü işaret eden/belirten düz çizgi (nebraska'nın nerdeyse dümdüz bir eyalet olmasına istinaden) nebraska sign n.
kıl olmasına sebep olmak give (one) the screaming abdabs v.
kıl olmasına sebep olmak give someone the screaming abdabs v.
birinin eşcinsel/gey olmasına neden olmak queer up v.
Modern Slang
yaşlanmakta olmasına rağmen gençliğinde sahip olduğu güzelliği korumaya çalışan kadın aging beauty n.
bilgiye erişim olmasına rağmen ısrarla sürdürülen cehalet aggressive ignorance n.
arkadaşının yemek yememesini teşvik eden ve anoreksik olmasına yardım eden kimse ana buddy n.