Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
part
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Significados de
"part"
en diccionario turco inglés : 98 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
part
n.
parça
2
Common Usage
part
n.
kısım
3
Common Usage
part
n.
taraf
General
4
General
part
n.
ayrım
5
General
part
n.
taraf
6
General
part
n.
bölük
7
General
part
n.
parti
8
General
part
n.
uzuv
9
General
part
n.
bölüntü
10
General
part
n.
kesim
11
General
part
n.
saç ayrımı
12
General
part
n.
görev
13
General
part
n.
yan
14
General
part
n.
cüz
15
General
part
n.
yedek parça
16
General
part
n.
semt
17
General
part
n.
katkı
18
General
part
n.
pay
19
General
part
n.
fragman
20
General
part
n.
hisse
21
General
part
n.
rol
22
General
part
n.
kısım
23
General
part
n.
oylum
24
General
part
n.
bölüm
25
General
part
n.
parça
26
General
part
n.
fasıl
27
General
part
n.
bütünü oluşturan eş bölüm
28
General
part
n.
benzer birimlerden her biri
29
General
part
n.
orantılı bileşen
30
General
part
n.
geometrik şeklin elemanı
31
General
part
n.
dış genital organ
32
General
part
n.
boşaltım organı
33
General
part
n.
edebi eserin belirli aralıklarla satılan bölümleri
34
General
part
n.
müzik eserinde bölüm
35
General
part
n.
eserde belirli bir enstrüman
36
General
part
n.
gemi donanımının parçası
37
General
part
n.
ilçe
38
General
part
n.
mahalle
39
General
part
n.
civar
40
General
part
n.
bölge
41
General
part
n.
karakteri oluşturan unsur
42
General
part
n.
kabiliyet unsuru
43
General
part
n.
kişisel özellik
44
General
part
n.
üstün kişisel özellikler
45
General
part
n.
davranış biçimi
46
General
part
n.
belirli bir özelliğin gereği
47
General
part
n.
belirli bir rol veya durumun ilgilendirdiği taraf
48
General
part
n.
kokteyldeki 3.5 santilitrelik bileşik
49
General
part
v.
parçalanmak
50
General
part
v.
elden çıkarmak
51
General
part
v.
ayırmak
52
General
part
v.
tarakla ayırmak
53
General
part
v.
kopmak
54
General
part
v.
bölünmek
55
General
part
v.
kısımlara ayırmak
56
General
part
v.
parçalamak
57
General
part
v.
ayrılmak
58
General
part
v.
bölmek
59
General
part
v.
birbirine eşlik etmeyi bırakmak
60
General
part
v.
ölmek
61
General
part
v.
(saçı) ikiye ayırmak
62
General
part
v.
paylara bölüp dağıtmak
63
General
part
v.
paylaştırmak
64
General
part
v.
bölüştürmek
65
General
part
v.
karışımdan ayırmak
66
General
part
v.
(ortaklığı) tarafları ayırarak bitirmek
67
General
part
v.
aynı fikirde olmamak
68
General
part
v.
anlaşmazlık sebebiyle ortaklığı bitirmek
69
General
part
v.
(nehir kolları) ayrılıp farklı yönlere gitmek
70
General
part
adj.
taraflı
71
General
part
adj.
kısmen etkili
72
General
part
adj.
parçalı
73
General
part
adv.
ekseriya
74
General
part
adv.
kısmi
75
General
part
adv.
bir yanıyla
76
General
part
adv.
kısmen
Technical
77
Technical
part
n.
kısım
78
Technical
part
n.
(lojistikte) daha küçük parçaya bölünemeyecek öğe
79
Technical
part
n.
uzunluğu on iki inç, genişliği bir inç olan yüzey ölçü birimi
Computer
80
Computer
part
v.
(sohbet odasından) çıkmak
Textile
81
Textile
part
n.
parça
Automotive
82
Automotive
part
n.
parça
Marine
83
Marine
part
v.
(palamar, zincir) kopmak
84
Marine
part
v.
(palamar, zincir) koparmak
Anatomy
85
Anatomy
part
n.
daha büyük bir yapının herhangi bir bölümü
Math
86
Math
part
n.
tam bölen
87
Math
part
n.
askat
88
Math
part
n.
elemanları başka bir kümenin de elemanı olan küme
Chemistry
89
Chemistry
part
v.
(maddeleri) kimyasal işlemle ayrıştırmak
Religious
90
Religious
part
n.
(musevilik) ibrani takviminde bir zaman birimi
Theatre
91
Theatre
part
n.
rol
Archaic
92
Archaic
part
n.
uzayda yön
93
Archaic
part
n.
uzayda taraf
94
Archaic
part
n.
madde parçacığı
95
Archaic
part
v.
bir veya daha fazla kişiyle paylaşmak
Metallurgy
96
Metallurgy
part
v.
(gümüşü) altından ayırmak
97
Metallurgy
part
v.
parçanın bir kısmını kesmek
98
Metallurgy
part
v.
(döküm kalıbının) yüzeyini kumdan ayrı tutmak
Significados de
"part"
con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
spare part
n.
yedek parça
General
2
General
inseparable part
n.
ayrılmaz parça
3
General
part owner
n.
hissedar
4
General
part and parcel
n.
tamamlayıcı kısım
5
General
the best part
n.
çoğu
6
General
lower part
n.
aşağı taraf
7
General
the better part
n.
yarısından fazla
8
General
tenth part
n.
onuncu parça
9
General
part timer
n.
belirli bir süre çalışan kişi
10
General
middle part
n.
bağır
11
General
the part to come
n.
ileri
12
General
part and parcel
n.
ayrılmaz parça
13
General
lower part of the trouser leg
n.
paça
14
General
after part
n.
kıç taraf
15
General
forward part
n.
ileri
16
General
a tenth part
n.
ondalık
17
General
inner part of a fortress
n.
kale içi
18
General
replacement part
n.
yedek parça
19
General
membrane part
n.
zar parçası
20
General
the lower part
n.
aşağı
21
General
the most part
n.
en büyük kısım
22
General
the first part
n.
ilk bölüm
23
General
address part
n.
adres kısmı
24
General
machine part
n.
makine parçası
25
General
the best part of the year
n.
yılın en güzel mevsimi
26
General
hind part
n.
kıç
27
General
mouth part
n.
ağız parçası
28
General
the best part
n.
en iyi kısım
29
General
lowest part
n.
dip
30
General
this part of me
n.
şuram
31
General
upper part
n.
yukarı
32
General
the better part
n.
çoğu
33
General
mating part
n.
geçme parça
34
General
upper part
n.
üst
35
General
the future part
n.
ileri
36
General
lower part
n.
alt
37
General
front part
n.
ileri
38
General
fifth part
n.
beşinci bölüm
39
General
white part
n.
beyaz
40
General
the lower part of a trouser leg
n.
baldırak
41
General
the best part
n.
yarısından fazla
42
General
inseparable part
n.
mütemmim cüz
43
General
part no
n.
parça numarası
44
General
fractional part
n.
kesir kısmı
45
General
greek populated southern part of cyprus
n.
güney kıbrıs rum kesimi
46
General
part of
n.
parçası
47
General
taking part
n.
yer alma
48
General
mounting part
n.
montaj parçası
49
General
taking part
n.
iştirak
50
General
the key part (of a matter)
n.
püf nokta
51
General
the most delicate part (of a matter)
n.
püf nokta
52
General
the large part of
n.
büyük bölümü
53
General
the large part of
n.
büyük kısmı
54
General
plastic part
n.
plastik parça
55
General
replaced part
n.
değiştirilen parça
56
General
large part of the year
n.
yılın büyük bölümü
57
General
machine part
n.
makina parçası
58
General
part-time employment
n.
yarı zamanlı çalışma
59
General
part-time employment
n.
part-time çalışma
60
General
part of speech
n.
sözcük türü
61
General
part-time working week
n.
aralı çalışmalı hafta
62
General
walking part
n.
hareketli kısım
63
General
good part
n.
iyi taraf
64
General
piece part
n.
küçük parça
65
General
part time station
n.
günün belirli saatlerinde yayın yapan istasyon
66
General
part time station
n.
yarı zamanlı yayın yapan yayın istasyonu
67
General
necessary part
n.
gerekli kısım
68
General
required part
n.
gerekli kısım
69
General
essential part
n.
gerekli kısım
70
General
integral part
n.
ayrılmaz parça
71
General
indivisible part
n.
ayrılmaz parça
72
General
additional part
n.
ilave kısım
73
General
internal part
n.
iç kısım
74
General
external part
n.
dış kısım
75
General
upper part of the tree
n.
ağacın üst kısmı
76
General
upper part of the tree
n.
ağacın üst bölümü
77
General
furniture component/part
n.
mobilya parçası
78
General
underlined part
n.
altı çizili kısım
79
General
top part of the gun
n.
silahın üst tarafı
80
General
an inseparable part of the education
n.
eğitimin ayrılmaz bir parçası
81
General
part of the body
n.
vücudun kısmı/bölümü
82
General
a part of the group
n.
grubun bir parçası
83
General
a direct part
n.
bir şeyin doğrudan bir parçası
84
General
vital part
n.
hayati önemde kısım
85
General
vital part
n.
hayati önem taşıyan bölüm
86
General
small part (in a film/movie)
n.
küçük rol (filmde)
87
General
missing part
n.
eksik parça
88
General
part of the act
n.
rol icabı
89
General
vital part
n.
hayati parça
90
General
vital part
n.
hayati önemde kısım/bölüm
91
General
a part of our culture
n.
kültürümüzün bir parçası
92
General
second part
n.
ikinci bölüm
93
General
conductive part
n.
iletken parça
94
General
a major part
n.
büyük bir kısım
95
General
chief part
n.
başrol
96
General
exceeding part
n.
aşan kısım
97
General
exceeding part
n.
aşan bölüm
98
General
local part
n.
yerel kısım
99
General
an inseparable part
n.
ayrılmaz bir parça
100
General
third part
n.
üçüncü kısım
101
General
third part
n.
üçüncü bölüm
102
General
third part
n.
üçüncü parça
103
General
(one's) part
n.
üzerine düşen görev
104
General
(one's) part
n.
üstüne düşen görev
105
General
upper part
n.
üst bölüm
106
General
lower part
n.
alt bölüm
107
General
lower part
n.
alt kısım
108
General
basic part
n.
temel parça
109
General
part name
n.
parça adı
110
General
a tenth part
n.
onda bir
111
General
bionic part
n.
biyonik kısım
112
General
bionic part
n.
biyonik parça
113
General
lowest part
n.
en alt bölüm
114
General
underlined part
n.
altı çizili bölüm
115
General
part one
n.
birinci kısım
116
General
part one
n.
birinci bölüm
117
General
part one
n.
bölüm bir
118
General
open part
n.
açık parça
119
General
two-part [scottish]
n.
üçte iki
120
General
a good part of
n.
önemli bir kısmı
121
General
main part
n.
ana parça
122
General
last part
n.
son kısım
123
General
part to whole relation
n.
bütün ve parçaları arasındaki anlam ilişkisi
124
General
fourth part
n.
dördüncü bölüm
125
General
fourth part
n.
dördüncü kısım
126
General
fourth part
n.
dördüncü parça
127
General
sixteenth part
n.
on altıncı bölüm
128
General
sixteenth part
n.
on altıncı parça
129
General
sixteenth part
n.
bütünün on altıncı parçası
130
General
standing part
n.
(palangada) rigavo
131
General
standing part
n.
halat kolu
132
General
standing part
n.
halatta ilmeğin atıldığı yer
133
General
standing part
n.
kancanın uç noktaya zıt bölümü
134
General
star part
n.
başrol
135
General
play a part
v.
rol oynamak
136
General
part company with
v.
ile ilişkisini kesmek
137
General
part company with
v.
ayrılmak
138
General
act a part
v.
rol almak
139
General
act a part
v.
rol oynamak
140
General
play a part
v.
bir rolü oynamak
141
General
be a part and parcel of
v.
bir şeyin önemli bir öğesi olmak
142
General
play a part
v.
rol almak
143
General
have a part
v.
rol almak
144
General
take part
v.
yer almak
145
General
do one's part
v.
üzerine düşeni yapmak
146
General
take part in
v.
katılmak
147
General
take part
v.
katılmak
148
General
take part in a contest
v.
yarışmaya katılmak
149
General
take part
v.
rol almak
150
General
become a part of one's store of ideas
v.
aklında yer etmek
151
General
become a part of an activity
v.
devreye girmek
152
General
part company
v.
birbirinden ayrılmak
153
General
take the part of
v.
taraf çıkmak
154
General
have a part in
v.
rol almak
155
General
part with
v.
ayrılmak
156
General
part with
v.
elden çıkarmak
157
General
part from
v.
ayrılmak
158
General
part company
v.
ayrılmak
159
General
go and see every part of
v.
adım adım gezmek
160
General
part with
v.
bırakmak
161
General
play the part of
v.
rolünü oynamak
162
General
play a part in
v.
rolü olmak
163
General
take part in crime
v.
suça yardımcılık etmek
164
General
take part in crime
v.
suçta rol oynamak
165
General
take part in crime
v.
suça ortak olmak
166
General
take part in a demonstration
v.
mitinge katılmak
167
General
be part of
v.
parçası olmak
168
General
be a part of
v.
parçası olmak
169
General
become part of an activity or effort
v.
devreye girmek
170
General
(for someone) have a part in
v.
yer almak
171
General
not to be a part of
v.
bir parçası olmamak
172
General
no longer to be a part of
v.
devre dışı kalmak
173
General
play a part in
v.
rol oynamak
174
General
take part in literature
v.
literatürde yer almak
175
General
take part in a ceremony
v.
törene katılmak
176
General
take part in activities
v.
etkinliklerde bulunmak
177
General
take part in the contest
v.
yarışmaya katılmak
178
General
take part in competition
v.
yarışmaya katılmak
179
General
do one's part
v.
üzerine düşen görevi yapmak
180
General
do one's part
v.
kendi üzerine düşeni yapmak
181
General
do one's part
v.
kendine düşeni yapmak
182
General
do one's part
v.
kendi üzerine düşen görevi yapmak
183
General
do part-time work
v.
yarımgün çalışmak
184
General
part with
v.
-i bırakmak
185
General
part company with
v.
-den ayrılmak
186
General
part from
v.
-den ayrılmak
187
General
work part-time
v.
yarımgün çalışmak
188
General
take part in a survey
v.
ankete katılmak
189
General
part company
v.
bırakmak
190
General
take part in
v.
-e katılmak
191
General
pass the most difficult part of something
v.
birşeyin en zor kısmını atlatmak
192
General
pass the most difficult part of something
v.
birşeyin en sıkıntılı kısmını atlatmak
193
General
take the part of
v.
birine destek vermek
194
General
take the part of
v.
birinden yana olmak
195
General
take the part of
v.
birinden yana çıkmak
196
General
play a noble part
v.
şerefli bir rol oynamak
197
General
play a part
v.
payı olmak
198
General
play a part
v.
rol yapmak
199
General
play a part
v.
katılmak
200
General
play a part
v.
yer almak
201
General
be an integral part of something
v.
bir bütünün parçasını oluşturmak
202
General
form part
v.
kısmını oluşturmak
203
General
have a part in
v.
pay sahibi olmak
204
General
take in good part
v.
iyi anlama almak
205
General
take part in
v.
hissedar olmak
206
General
take part in
v.
müdahil olmak
207
General
form part of
v.
bir parçasını oluşturmak
208
General
form part of
v.
bir kısmını oluşturmak
209
General
be an inseparable part of
v.
ayrılmaz parçası olmak
210
General
be an indivisible part of
v.
ayrılmaz parçası olmak
211
General
be an integral part of
v.
ayrılmaz parçası olmak
212
General
part company (with somebody)
v.
yollarını ayırmak
213
General
comprise one part of
v.
bir bölümünü oluşturmak
214
General
part company (with somebody)
v.
yolları ayırmak
215
General
be part of something
v.
parçası olmak
216
General
be part of something
v.
bir parçası olmak
217
General
take part in the struggle
v.
mücadeleye katılmak
218
General
take part in the struggle
v.
mücadelede rol almak
219
General
take part in the struggle
v.
mücadele içinde yer almak
220
General
take part in the struggle
v.
mücadelede yer almak
221
General
take part in the elections
v.
seçimlere katılmak
222
General
take part in the election
v.
seçime katılmak
223
General
be great in the part
v.
role çok uygun olmak
224
General
get a part in a movie
v.
bir filmde rol kapmak
225
General
get a small part in the film
v.
filmde küçük bir rol almak
226
General
sleep with a director to get a part
v.
rol kapmak için bir yönetmenle yatmak
227
General
part hair in the middle
v.
saçlarını ortadan ikiye ayırmak
228
General
part someone's hair
v.
saçını ayırmak
229
General
part hair in the middle
v.
saçlarını ortadan ayırmak
230
General
thank in part
v.
kısmen teşekkür etmek
231
General
have a small part on a tv show
v.
dizde ufak bir rol oynamak
232
General
get to the important part
v.
önemli bölüme geçmek
233
General
play a central part
v.
merkezi bir rol oynamak
234
General
be a part of something
v.
bir şeylerin bir parçası olmak
235
General
take part in
v.
parçası olmak
236
General
take part in the project
v.
projede yer almak
237
General
be opened part way
v.
aralanmak
238
General
be a part of solution
v.
çözümün bir parçası olmak
239
General
take part in crime
v.
suça yataklık etmek
240
General
be a part of a team
v.
bir takımın parçası olmak
241
General
part ways
v.
yolları ayırmak
242
General
part ways
v.
ilişkiyi kesmek
243
General
act the part of
v.
görevlerini yerine getirmek
244
General
part company
v.
aynı görüşte olmamak
245
General
part company
v.
bağlantıyı sona erdirmek
246
General
part company
v.
bırakmak
247
General
part company
v.
ayrı düşmek
248
General
become a part of (something)
v.
parçası haline gelmek
249
General
part [obsolete]
v.
rol almak
250
General
part [obsolete]
v.
payı olmak
251
General
part [obsolete]
v.
iştirak etmek
252
General
part [obsolete]
v.
tarafını tutmak
253
General
part [obsolete]
v.
davayı desteklemek
254
General
part [dialect] [uk]
v.
bırakmak
255
General
part [dialect] [uk]
v.
vazgeçmek
256
General
part [dialect] [uk]
v.
el çekmek
257
General
part [dialect] [uk]
v.
feragat etmek
258
General
having an inside part
adj.
içli
259
General
part time
adj.
yarı zamanlı
260
General
part replaced
adj.
değiştirilen parça
261
General
bigger part of
adj.
-nin büyük kısmı
262
General
bigger part of
adj.
-in çoğunluğu
263
General
bigger part of
adj.
-in çoğu
264
General
greater part of
adj.
-in çoğu
265
General
greater part of
adj.
-in çoğunluğu
266
General
part-time
adj.
yarımgün
267
General
part-time
adj.
yarım günlük
268
General
part-time
adj.
yarım gün
269
General
part-time
adj.
yarı zamanlı
270
General
part-time
adj.
parttaym
271
General
a substantial part of
adj.
önemli bir bölümü
272
General
a major part of
adj.
önemli bir bölümü
273
General
a significant part of
adj.
önemli bir bölümü
274
General
a considerable part of
adj.
önemli bir bölümü
275
General
a considerable part of
adj.
hatırı sayılır bir bölümü
276
General
considerable part of
adj.
önemli bir bölümü
277
General
a certain part of
adj.
belli bir kısmının
278
General
two-part
adj.
çift taraflı
279
General
two-part
adj.
iki kısımlı
280
General
two-part
adj.
çift yönlü
281
General
for the most part
adv.
esas itibarıyla
282
General
until death do us part
adv.
ölüm bizi ayırana kadar
283
General
part time
adv.
belli bir süre boyunca
284
General
in part
adv.
bazı hususlarda
285
General
in ill part
adv.
olumsuz bir şekilde
286
General
on the other part
adv.
öbür yandan
287
General
in large part
adv.
geniş ölçüde
288
General
for the most part
adv.
ekseriya
289
General
for the most part
adv.
ekseriye
290
General
on one's part
adv.
kendine has
291
General
for the most part
adv.
genellikle
292
General
in good part
adv.
iyilikle
293
General
for the most part
adv.
genelde
294
General
at part
adv.
başa baş
295
General
in good part
adv.
gönül hoşluğuyla
296
General
on the one part
adv.
bir yandan
297
General
in good part
adv.
tatlılıkla
298
General
in part
adv.
kısmen
299
General
on the other part
adv.
diğer taraftan
300
General
for the most part
adv.
çoğunlukla
301
General
in every part of
adv.
genelinde
302
General
in part
adv.
bir dereceye kadar
303
General
for the most part
adv.
ekseriyetle
304
General
at least in part
adv.
en azından kısmen
305
General
in the early part of eighteenth century
adv.
18. yüzyılın başlarında
306
General
until death do them part
adv.
ölüm onları ayırıncaya kadar
307
General
part to whole
adv.
parçadan bütüne
308
General
in whole or in part
adv.
kısmen veya tamamen
309
General
in ill part
adv.
avantajsız bir biçimde
310
General
in ill part
adv.
uymayarak
311
General
on the part of
prep.
in tarafında
312
General
on part with
prep.
ile eşit düzeyde
313
General
on the part of
prep.
tarafından
314
General
greater part of
prep.
-in büyük kısmı
315
General
greater part of
prep.
-in büyük bölümü
316
General
on the part of
prep.
-in tarafından
317
General
as part of
prep.
çerçevesinde
318
General
as part of
prep.
kapsamında
319
General
as part of
prep.
bağlamında
320
General
in part with
prep.
kısmen
Phrasals
321
Phrasals
poke (one) in (some body part)
v.
dürtmek
322
Phrasals
poke (one) in (some body part)
v.
(bir yerini) çıkarmak
323
Phrasals
poke (one) in (some body part)
v.
(birisini bir yerine) bir şey sokmak/bir şey batırmak
324
Phrasals
to take part in something
v.
bir şeye katılmak
325
Phrasals
to take part in something
v.
bir şeye dahil olmak
326
Phrasals
act a part
v.
gerçek amacını saklamak
327
Phrasals
act a part
v.
gerçek düşüncelerini gizlemek
328
Phrasals
act a part
v.
oynamak
329
Phrasals
act a part
v.
rol kesmek
330
Phrasals
part over
v.
-den dolayı yollarını ayırmak/ayrılmak
331
Phrasals
part with (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) bırakmak
332
Phrasals
part with (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) vazgeçmek
333
Phrasals
part with (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak
334
Phrasals
part with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) ayrılmak
335
Phrasals
part with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) yollarını ayırmak
Phrases
336
Phrases
the best part of (something)
n.
(bir şeyin) büyük kısmı
337
Phrases
the best part of (something)
n.
(bir şeyin) neredeyse tamamı
338
Phrases
the best part of (something)
n.
(bir şeyin) neredeyse tümü
339
Phrases
the best part of (something)
n.
(bir şeyin) tamamına yakını
340
Phrases
the best part of (something)
n.
(bir şeyin) en güzel/iyi kısmı/tarafı
341
Phrases
the best part of (something)
n.
(bir şeyin) örnek gösterilmeye değer kısmı/tarafı
342
Phrases
best part of something
n.
(bir şeyin) en güzel/iyi kısmı/tarafı
343
Phrases
best part of something
n.
(bir şeyin) örnek gösterilmeye değer kısmı/tarafı
344
Phrases
the better/best part of something
n.
(bir şeyin) büyük kısmı
345
Phrases
the better/best part of something
n.
(bir şeyin) neredeyse tamamı
346
Phrases
the better/best part of something
n.
(bir şeyin) neredeyse tümü
347
Phrases
the better/best part of something
n.
(bir şeyin) tamamına yakını
348
Phrases
some part of me
n.
bir parçam
349
Phrases
due in no small part to
n.
esasen -den dolayı
350
Phrases
indispensable part of our lives
n.
hayatımızın değişmez bir parçası
351
Phrases
this part doesn't work properly
expr.
bu kısım doğru çalışmıyor
352
Phrases
of which it is a part
expr.
bir parçası olduğu
353
Phrases
as a part of
expr.
bir bölümü olarak
354
Phrases
to be a part of it
expr.
bunun bir parçası olmak için
355
Phrases
as a part of
expr.
bir parçası olarak
356
Phrases
it was a mistake on my part
expr.
benden kaynaklanan bir hataydı
357
Phrases
the greater part of
expr.
çoğunluğu
358
Phrases
the greater part
expr.
çoğunlukla
359
Phrases
the greater part
expr.
çoğunluk
360
Phrases
due in no small part to
expr.
daha çok -den
361
Phrases
in every part/aspect/facet of life
expr.
hayatın her alanında
362
Phrases
the greater part
expr.
ekseriyet
363
Phrases
the most delicate part (of a matter)
expr.
işin püf noktası
364
Phrases
till death do you part
expr.
ölüm sizi ayırana dek
365
Phrases
til death do us part
expr.
ölüm bizi ayırana kadar
366
Phrases
on one's part
expr.
kendi açısından
367
Phrases
due in no small part to
expr.
küçümsenmeyecek/azımsanmayacak ölçüde...nedeniyle
368
Phrases
the most delicate part (of a matter)
expr.
püf noktası
369
Phrases
from part to whole
expr.
parçadan bütüne
370
Phrases
due in no small part to
expr.
temel olarak -den dolayı
371
Phrases
after much effort on our part
expr.
uzun uğraşlarımız sonucunda
372
Phrases
in every part/aspect/facet of life
expr.
yaşamın her alanında
Proverb
373
Proverb
even the best of friends must part
hiçbir arkadaşlık sonsuza dek sürmez
374
Proverb
even the best of friends must part
en iyi arkadaşlar bile ayrılır
375
Proverb
the best of friends must part
hiçbir arkadaşlık sonsuza dek sürmez
376
Proverb
the best of friends must part
en iyi arkadaşlar bile ayrılır
377
Proverb
discretion is the better part of valour
cesaretin çoğu basirettir
378
Proverb
discretion is the better part of valor
basiret cesaretten sayılır
379
Proverb
discretion is the better part of valour
basiret cesaretten sayılır
380
Proverb
discretion is the better part of valor
cesaretin çoğu basirettir
381
Proverb
discretion is the better part of valor
(insanın hayatı vb. söz konusuysa) korkaklık cesarettir
Colloquial
382
Colloquial
the beauty part [usa]
n.
bir şeyin en iyi kısmı
383
Colloquial
the beauty part [usa]
n.
bir şeyin en çekici kısmı
384
Colloquial
part and parcel
n.
ana bölüm
385
Colloquial
one's better part
n.
birinin eşi
386
Colloquial
a part of me
n.
bir parçam
387
Colloquial
one's better part
n.
bir şeyin büyük bir kısmı
388
Colloquial
for the most part
n.
büyük bir çoğunluk
389
Colloquial
most part of the day
n.
günün büyük bir kısmı
390
Colloquial
a great part of my life
n.
hayatımın büyük bir parçası
391
Colloquial
a big part of our lives
n.
hayatımızın büyük bir parçası
392
Colloquial
a big part of my life
n.
hayatımın büyük bir parçası
393
Colloquial
a great part of our lives
n.
hayatımızın büyük bir parçası
394
Colloquial
part and parcel
n.
temel kısım
395
Colloquial
play no part in one’s life
v.
hayatında hiçbir rol oynamamak
396
Colloquial
till death do us part
v.
ölüm bizi ayırana dek
397
Colloquial
look/dress the part
v.
üstüne oturmak (bir iş/rol)
398
Colloquial
look/dress the part
v.
duruma/bulunulan yere uygun giyinmiş olmak
399
Colloquial
look/dress the part
v.
bir role/pozisyona uygun görünüme sahip olmak
400
Colloquial
part hair
v.
saçını ikiye ayırmak
401
Colloquial
part hair
v.
saçını ayırmak
402
Colloquial
part hair
v.
saçını yivinden ayırmak
403
Colloquial
in large part
expr.
büyük bir bölümü/kısmı
404
Colloquial
in good part
expr.
büyük bir bölümü/kısmı
405
Colloquial
for the most part
expr.
genellikle
406
Colloquial
for the most part
expr.
genelde
407
Colloquial
denial is a part of grieving
expr.
inkar etmek yas tutmanın bir parçasıdır
408
Colloquial
here's the interesting part
expr.
işin ilginç kısmı
409
Colloquial
death is just a part of life
expr.
ölüm hayatın bir parçasıdır
410
Colloquial
in large part
expr.
neredeyse tamamı
411
Colloquial
in good part
expr.
neredeyse tamamı
412
Colloquial
till death do us part
expr.
ölüm bizi ayırana kadar
413
Colloquial
admit what a big part luck plays
expr.
şansın ne kadar önemli bir rol oynadığını kabul et
414
Colloquial
for the better part of the year
expr.
yılın yarısını aşkın bir kısmı
415
Colloquial
for the better part of the year
expr.
yılın yarısından fazlası
416
Colloquial
what part of no don't you understand?
expr.
hayırdan anla
417
Colloquial
what part of no don't you understand?
expr.
hayırdan anlamıyor musun?
418
Colloquial
what part of no don't you understand?
expr.
hayırın nesini anlamıyorsun?
419
Colloquial
what part of no don't you understand?
expr.
hayır dediysem hayır
420
Colloquial
best part of
expr.
büyük kısmı
421
Colloquial
best part of
expr.
neredeyse tamamı
422
Colloquial
best part of
expr.
neredeyse tümü
423
Colloquial
best part of
expr.
tamamına yakını
424
Colloquial
best part of
expr.
en güzel/iyi kısmı/tarafı
425
Colloquial
best part of
expr.
örnek gösterilmeye değer kısmı/tarafı
Idioms
426
Idioms
all part of life's rich pageant
n.
bu da yaşamın bir cilvesi
427
Idioms
part of life's rich tapestry
n.
bu da hayatın bir cilvesi
428
Idioms
all part of life's rich pageant
n.
bu da hayatın bir cilvesi
429
Idioms
part of life's rich tapestry
n.
bu da yaşamın bir cilvesi
430
Idioms
part of life's rich pageant
n.
bu da yaşamın bir cilvesi
431
Idioms
all part of life's rich tapestry
n.
bu da yaşamın bir cilvesi
432
Idioms
best part of something
n.
bir şeyin büyük bir bölümü
433
Idioms
all part of life's rich tapestry
n.
bu da hayatın bir cilvesi
434
Idioms
part of life's rich pageant
n.
bu da hayatın bir cilvesi
435
Idioms
best part of something
n.
bir şeyin önemli bir kısmı
436
Idioms
a part to play
n.
görevi/sorumluluğu/ üstüne düşen bir rol/işlev (olmak)
437
Idioms
as part of one's job
n.
görevi gereği
438
Idioms
a part to play
n.
oynayacak/alacak bir rol
439
Idioms
weak part
n.
yumuşak karın
440
Idioms
a part in (something)
n.
(bir şeyde) bir rol (oynama)
441
Idioms
a part in (something)
n.
(bir şeyde) bir payı (olma)
442
Idioms
a part in (something)
n.
(bir şeyde) parmağı (olma)
443
Idioms
a part in (something)
n.
(bir şeyde) bir rol (alma)
444
Idioms
a part in something
n.
bir şeyde pay
445
Idioms
a part in something
n.
bir şeyde rol
446
Idioms
a part in something
n.
bir şeyin parçası
447
Idioms
take something in good part
v.
alınmamak
448
Idioms
take something in good part
v.
şakayı veya eleştiriyi kaldırabilmek
449
Idioms
part brass rags with (one)
v.
tartışmalı ayrılmak/boşanmak
450
Idioms
part brass rags with (one)
v.
kavgalı ayrılmak/boşanmak
451
Idioms
part brass rags with (one)
v.
tartışarak ayrılmak/boşanmak
452
Idioms
part brass rags with (one)
v.
kavga ederek ayrılmak/boşanmak
453
Idioms
part brass rags with (one)
v.
ilişkisini kesmek
454
Idioms
part brass rags with (one)
v.
ipleri koparmak
455
Idioms
part brass rags with (one)
v.
iplerini koparmak
456
Idioms
part brass rags with (one)
v.
bağlarını koparmak
457
Idioms
part brass rags with
v.
tartışmalı ayrılmak/boşanmak
458
Idioms
part brass rags with
v.
kavgalı ayrılmak/boşanmak
459
Idioms
part brass rags with
v.
tartışarak ayrılmak/boşanmak
460
Idioms
part brass rags with
v.
kavga ederek ayrılmak/boşanmak
461
Idioms
part brass rags with
v.
ilişkisini kesmek
462
Idioms
part brass rags with
v.
ipleri koparmak
463
Idioms
part brass rags with
v.
iplerini koparmak
464
Idioms
part brass rags with
v.
bağlarını koparmak
465
Idioms
take in good part
v.
alınmamak
466
Idioms
have a part in something
v.
bir şeyde payı olmak
467
Idioms
get a part in something
v.
bir şeyde eli olmak
468
Idioms
take someone's part
v.
birine arka çıkmak
469
Idioms
play a big part in something
v.
büyük bir rol oynamak
470
Idioms
part someone's hair
v.
birinin burnunun dibine girmek
471
Idioms
take someone's part
v.
birinin tarafını tutmak
472
Idioms
get a part in something
v.
bir şeyde payı olmak
473
Idioms
have a part in something
v.
bir şeyde eli olmak
474
Idioms
be a part and parcel of
v.
bir şeyin ayrılmaz bir parçası olmak
475
Idioms
part over something
v.
bir şeyden dolayı yollarını ayırmak/ayrılmak
476
Idioms
have a part in something
v.
bir şeyde parmağı olmak
477
Idioms
get a part in something
v.
bir şeyde parmağı olmak
478
Idioms
play a large part in something
v.
büyük bir rol oynamak
479
Idioms
take someone's part
v.
birinin yanında olmak
480
Idioms
be part of the furniture
v.
bir yerin müdavimi/gediklisi olmak
481
Idioms
look the part
v.
bir işe uygunmuş gibi durmak/görünmek
482
Idioms
be part of the furniture
v.
bir yerin demirbaşı olmak
483
Idioms
take someone's part
v.
birine destek olmak
484
Idioms
be part of life's rich tapestry
v.
hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası)
485
Idioms
take in good part
v.
gücenmemek
486
Idioms
be part of life's rich pageant
v.
hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası)
487
Idioms
be all part of life's rich pageant
v.
hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası)
488
Idioms
be all part of life's rich tapestry
v.
hayatın bir parçası olmak (bu da hayatın bir parçası)
489
Idioms
play a bit part
v.
küçük bir rolü olmak
490
Idioms
play a bit part
v.
küçük bir rol almak/oynamak
491
Idioms
take in good part
v.
kabullenmek
492
Idioms
take a leading part
v.
öncü bir rol oynamak
493
Idioms
take in good part
v.
şaka kaldırmak
494
Idioms
play a part in
v.
rol üstlenmek
495
Idioms
part of the furniture
v.
(bir yerin) bir parçası olmak
496
Idioms
take someone's part
v.
yan tutmak
497
Idioms
part ways with someone
v.
yollarını ayırmak
498
Idioms
put weight on some part of the body
v.
vücudun bir bölgesine (vücudun) ağırlığını vermek/o bölgenin üzerinde durmak
499
Idioms
dress the part
v.
gerektiği gibi giyinmek
500
Idioms
have no part in (something)
v.
(bir şeye) bulaşmamış olmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of part
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy