piece - Turco Inglés Diccionario
Historia

piece

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "piece" en diccionario turco inglés : 84 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
piece n. tane
piece n. parça
General
piece n. örnek
piece n. eser
piece n. taş
piece n. dama taşı
piece n. kısa süre
piece n. piyondan büyük taş
piece n. kısım
piece n. kısa mesafe
piece n. top
piece n. piyes
piece n. resim
piece n. pul
piece n.
piece n. bir parça
piece n. adet
piece n. kırıntı
piece n. tüfek
piece n. pul (oyun)
piece n. numune
piece n. kalıp
piece n. pare
piece n. madeni para
piece n. oyun
piece n. parça
piece n. (satranç/dama vb) taş
piece n. bebek emziği
piece n. kısa yazı
piece n. makale
piece n. ürün
piece n. simge
piece n. işaret
piece n. hafif öğle yemeği
piece n. görüş
piece n. fikir
piece n. bakış açısı
piece v. parça koymak
piece v. birleştirmek
piece v. eklemek
piece v. yamamak
piece v. yamalamak
Colloquial
piece n. top
piece n. mühimmat
Trade/Economic
piece n. madeni para
piece n. hisse
piece n. ortaklık
Technical
piece n. bölüm
piece n. parça
piece v. oku dayanağıyla birleştirmek
piece v. (taze odunu) kusurlu kısmı kesilip atılmış okla birleştirmek
Textile
piece n. bir kumaş uzunluğu miktarı
Woodworking
piece n. kereste
Automotive
piece n. parça
Gastronomy
piece n. (maltlama işleminde) çimlendirme için yayılan tahıl yığını
Military
piece n. top
piece n. tek silah
Baseball
piece n. kötü atış
Chess
piece n. piyondan yüksek taş
piece n. piyadeden yüksek taş
Bookbindery
piece n. kitabın arkasında yerleştirilen deri şerit
Archaic
piece n. standart bir ürün birimi veya uzunluğu
piece n. düşük kaliteli kristal şeker
Slang
piece n. emanet (silah vb)
piece n. emanet (tabanca)
piece n. silah
piece n. tabanca
piece n. fıstık
piece n. seksi şey
piece n. seksi parça
piece n. afet
piece n. ateşli parça
piece n. erkek saçına yapılan ince at kuyruğu
piece n. tırt
piece n. boktan
piece n. bok gibi şey
piece n. sikko
piece n. beş para etmez
piece n. oyun kartı
piece n. sikişme
piece n. seks partneri
piece v. isimden daha karmaşık grafitiler yapmak
British Slang
piece n. sandviç
piece n. (kadınlar için ofansif) et parçası

Significados de "piece" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
General
piece of advice n. küçük bir tavsiye
piece of land n. kara parçası
t piece n. t parçası
piece of chalk n. tebeşir
ridge piece n. çatı kirişi
piece goods n. parça kumaş
a piece of advice n. tavsiye
chess piece n. satranç taşı
lock piece of a yoke n. zelve
piece of work n.
piece of crap n. saçmalık
piece concept n. izin verilen bagaj miktarında ağırlığın değil ebat ve sayının esas alındığı havayolu bagaj sistemi
a piece of advice n. öğüt
connection piece n. irtibat parçası
a piece of cake n. baklava börek
two piece suit n. iki parçalı elbise
piece of advice n. tavsiye
piece rate n. akort ücret
piece work n. götürü çalışma
shattering piece of news n. bomba gibi haber
piece of wood n. tahta
fowling piece n. av tüfeği
piece work n. götürü hizmet
a piece of cake n. çok kolay bir şey
piece of n. parçası
piece of work n. görev
seller of piece goods n. parçacı
piece concept n. parça konsepti
three piece suit n. üç parça elbise
piece of cake n. çok kolay
a piece of land n. arazi parçası
piece of land n. toprak parçası
a piece of money n. ufak süs eşyaları
a piece of money n. ıvır zıvır
a piece of money n. ilginç antika sanat eseri
piece goods n. parça mal
piece de resistance n. ana yemek
piece de resistance n. ana şey
piece de resistance n. en önemli şey
piece de resistance n. en önemli olan
piece de resistance n. en önemli eser
piece of cake n. çocuk oyuncağı
piece of cake n. basit iş
piece of cake n. kolay iş
mounting piece n. montaj parçası
distance piece n. çiroz
distance piece n. çelik
shrapnel piece n. şarapnel parçası
a piece of broken glass n. cam kırığı
a broken piece of glass n. cam kırığı
half-burnt piece of wood n. öksü
centre-piece n. orta kısım
centre-piece n. göbek
center-piece n. göbek
one-piece n. tek parça
two-piece suit n. döpiyes
two-piece n. bikini
two-piece n. döpiyes
one-piece n. tekparça
two-piece dress n. döpiyes
head piece n. başlık
head piece n. üst başlık
knee piece n. dizlik
steep and uneven piece of land n. engebeli arazi parçası
piece part n. küçük parça
piece of paper n. kağıt parçası
worthless piece of paper n. değersiz kağıt parçası
musical piece n. müzik eseri
a piece of metal n. bir metal parçası
a piece of advice n. öneri
single piece non-priority mail n. tek parça önceliksiz posta
piece of broken glass n. kırık bardak parçası
a small piece of information n. bilgi kırıntısı
set piece n. iyi planlanmış ve idare edilmiş askeri operasyon
set piece n. doğal sahne dekoru
set piece n. sahneden bağımsız doğal dekor
set piece n. sanatsal yapıt
battle piece n. savaş resmi
piece of meat n. et parçası
piece 'n bacon n. domuz pastırmalı sandviç
piece 'n bacon n. beykınlı sandviç
art piece n. sanat eseri
piece of art n. sanat eseri
piece of technology n. teknolojik alet
tiny piece of matter n. maddenin çok küçük parçası
tiny piece n. parçacık
tiny piece n. çok küçük parça
tiny piece n. küçücük parça
think piece n. düşünce yazısı
a piece of advice from me n. benden bir tavsiye
a piece of bric-a-brac n. antika eşya
a piece of money n. madeni para
a piece of bric-a-brac n. süs eşyası
piece of eight n. ispanyol doları
volant piece n. miğferin alın bölgesinin sağlamlığını arttıran bir parça
birding piece n. av tüfeği
mortar piece n. havan
history piece n. tarihi eser
piece [obsolete] n. herif
piece [obsolete] n. 17 ve 18. yüzyılda ingiltere'de kullanılan çeşitli altın paralara verilen ad
piece [obsolete] n. müstahkem şehir
piece [obsolete] n. müstahkem mevki
piece of work n. olağanüstü kimse
piece of work n. kayda değer başarı
piece of work n. sıra dışı ürün
piece broker n. kumaş paçavrası alıp satan kimse
piece of leather n. deri parçası
piece of work n. garip kimse
piece of work n. anlaşması zor kimse
piece of writing n. eser
piece of writing n. yazı
pole piece n. (atı ok ağacına bağlayan) semer kayışı
flower piece n. kesme çiçeklerle yapılan masa süsü
set piece n. etkileyici sahne
set piece n. etkileyici konuşma
set piece n. etki yaratmayı amaçlayan etkinlik
set piece n. etkileyici tasvir
shaking piece n. sığırın boynunun altından kesilen et parçası
side piece n. kenar parçası
side piece n. kenarlık
side piece n. kenar aparatı
altar piece n. mihrabın arkasındaki heykel/tablo
classical piece n. klasik parça
pocket piece n. şans parası
pocket piece n. şans eşyası
pocket piece n. uğur parası
sticking piece n. boyun eti
sticking piece n. gerdan eti
piece something together v. bir şeyin parçalarını bir araya getirmek
piece on v. eklemek
give someone a piece of one's mind v. birine verip veriştirmek
piece together v. birleştirmek
give somebody a piece of good news v. müjde vermek
piece out v. parça ekleyerek tamamlamak
piece up v. yamamak
speak one's piece v. kendi fikrini belirtmek
piece together v. toparlamak
piece together v. bir araya getirmek
piece together v. biraraya getirmek
piece with v. birleştirmek
give a piece of one's mind v. ağzına geleni söylemek
cut down a piece of clothing into v. eski bir giysiden yeni bir şey yapmak
be a piece of v. parçası olmak
(for a time piece) be slow v. geri kalmak
spoil (a piece of writing) by alteration v. üzerinde kalem oynatmak
clear a piece of land (in order to grow crops) v. tarla açmak
give someone a piece of one's mind v. ağzının payını vermek
piece together v. parçalarını birleştirmek
piece together v. tamamlamak
pin a piece of jewellery onto something v. takı takmak
pin a piece of jewellery onto someone v. takı takmak
pin a piece of jewellery to someone v. takı takmak
pin a piece of jewellery on someone v. takı takmak
pin a piece of jewellery to something v. takı takmak
pin a piece of jewellery on something v. takı takmak
work by the piece v. parça başına çalışmak
sell by piece v. parça parça satmak
write a contrarian piece v. muhalif bir yazı yazmak/kaleme almak
give a piece of one's mind to v. açıkça konuşmak
give a piece of one's mind to v. dobra dobra konuşmak
give a piece of one's mind to v. bir çift söz etmek
piece [obsolete] v. bir araya gelmek
piece [obsolete] v. parçalardan bütün haline gelmek
piece [obsolete] v. birleşmek
piece [dialect] v. (yiyecek) atıştırmak
of a piece with adj. aynı
all of a piece adj. aynı
of a piece adj. aynı
including a bottom piece adj. altlı
of a piece with adj. benzer
consisting of single piece adj. tek parçadan oluşan
all of a piece adj. aynı tür
a piece of adj. bir parça
of a piece with adj. tıpkısı
consisting of a single piece adj. tek parçadan oluşan
consisting of a single piece adj. tek parçalı
one-piece adj. yekpare
two-piece adj. iki parçalı
one-piece adj. tek parçalı
single-piece adj. tek parçalı
two piece of adj. iki tane
two piece of adj. iki adet
shoulder piece adj. omuzdan bağlanan
one piece adj. tek parça
one piece adj. bir adet
per piece adv. parça başına
by the piece adv. parça başına
by the piece adv. götürü
piece by piece adv. tane tane
by the piece adv. tane ile
by the piece adv. tane ile parça başına yapılan iş miktarına göre
by the piece adv. yapılan iş miktarına göre
one piece a day adv. günde bir tane
in one piece adv. tek parça
piece by piece adv. parça parça
of a piece adv. tutarlı şekilde
of a piece adv. istikrarlı şekilde
Phrasals
piece out v. parçalar ekleyerek tamamlamak
piece up v. parça ekleyerek onarmak
piece up v. yamamak
piece out v. idareli kullanmak
Phrases
a piece of goods n. bir kadın (alaycı veya küçümseyerek)
across the piste/piece expr. o konuyla ilgilenen herkesi ilgilendirecek şekilde
in a single piece expr. tek parça halinde
in a single piece expr. yekpare
Colloquial
a nasty piece (or bit) of work n. sağlam ayakkabı olmayan kişi
a piece of work [us] n. kayda değer biri
a nasty piece (or bit) of work n. kaypak
a piece of work [us] n. dikkate şayan biri
a nasty piece (or bit) of work n. sevimsiz
a piece of work [us] n. olağanüstü biri
a nasty piece (or bit) of work n. güvenilmez
a piece of work [us] n. inanılmaz biri
a nasty piece (or bit) of work n. götü başı ayrı oynayan
a piece of work [us] n. sıra dışı biri
a piece of cake n. beleş iş
a piece of me n. bir parçam
a piece of piss n. çocuk oyuncağı
a piece of cake n. çocuk oyuncağı
a piece of cake n. kolay iş
a piece of advice n. küçük bir tavsiye
a piece of one's mind n. samimi fikir
a piece of one's mind n. samimi düşünce
a piece of cake n. tatlı iş
piece of identification n. hüviyet
piece of identification n. kimlik
treat someone like a piece of shit v. birisine bir pislik gibi davranmak
piece together v. birbirine eklemek
say one's piece v. düşüncesini söylemek
speak one's piece v. düşüncesini söylemek
say one's piece v. fikrini söylemek
speak one's piece v. fikrini söylemek
piece together v. parçaları birleştirmek
someone's party piece expr. birine özgü (şarkı vb)
all in one piece expr. sapasağlam
in one piece expr. tek parça olarak
in one piece expr. tek parça halinde
all in one piece expr. tek parça halinde
all in one piece expr. zarar görmemiş
(do) you want a piece of me? expr. kavga mı istiyorsun?
(do) you want a piece of me? expr. kavga çıkarmak/etmek mi istiyorsun?
(do) you want a piece of me? expr. dayak yemek mi istiyorsun?
(you) wanna piece of me? expr. kavga mı istiyorsun?
(you) wanna piece of me? expr. kavga çıkarmak/etmek mi istiyorsun?
(you) wanna piece of me? expr. dayak yemek mi istiyorsun?
all of a piece with something expr. bir şeyle aynı
all of a piece with something expr. bir şeyle tutarlı
all of a piece with something expr. bir şeyle bağıntılı
all of a piece with something expr. bir şeyle uyumlu
all of a piece with something expr. bir şeyle aynı
all of a piece with something expr. bir şeyle tutarlı
all of a piece with something expr. bir şeyle bağıntılı
all of a piece with something expr. bir şeyle uyumlu
want a piece of me? expr. dayak yemek mi istiyorsun?
want a piece of me? expr. kavga mı istiyorsun?
want a piece of me? expr. kavga çıkarmak/etmek mi istiyorsun?
a horse a piece expr. al birini vur ötekine
a horse a piece expr. ha bu ha o
a horse a piece expr. ikisi de aynı
a horse a piece expr. aynı bokun laciverti
Idioms
a cold piece of work n. çok zor biri
a cold piece of work n. zor insan
a piece of (one's) mind n. azar
piece of one's mind n. azar
a piece of (one's) mind n. azar
a piece of old tackie [south africa] n. çocuk oyuncağı
a piece of the pie n. pastadan pay
a piece of work n. çok zor biri
a piece of work n. aşağılık kimse
a cold piece of work n. art niyetli kimse
a cold piece of work n. anlaşması zor kişi
a piece of (one's) mind n. paylama
piece of one's mind n. paylama
a piece of (one's) mind n. paylama
a piece of old tackie [south africa] n. çok kolay
a piece of work n. art niyetli kişi
a piece of work n. iğrenç kimse
a cold piece of work n. sevimsiz tip
a piece of (one's) mind n. çıkışma
piece of one's mind n. çıkışma
a piece of (one's) mind n. çıkışma
a piece of old tackie [south africa] n. basit iş
a piece of work n. sevimsiz tip
a cold piece of work n. antipatik tip
a piece of (one's) mind n. fırça çekme
piece of one's mind n. fırça çekme
a piece of (one's) mind n. fırça çekme
a piece of old tackie [south africa] n. çantada keklik
a piece of work n. antipatik kişi
a cold piece of work n. münasebetsiz tip
a piece of (one's) mind n. ağır eleştiri
piece of one's mind n. tenkit
a piece of (one's) mind n. tenkit
a piece of work n. ciğeri beş para etmez
a cold piece of work n. ciğeri beş para etmez
a cold piece of work n. anlaşması zor insan
a cold piece of work n. münasebetsiz kimse
a cold piece of work n. çok zor biri
a cold piece of work n. sevimsizini teki
a cold piece of work n. sevimsiz tip
collector's piece n. koleksiyoncu için değerli olan nadir tarihi eser
collector's piece n. nadide parça
collector's piece n. koleksiyonluk parça/eser
piece of change n. bir miktar para
piece of change n. bozukluk (para)
piece of change n. bozuk (para)
piece of change n. bozuk para
piece of change n. demir para
piece of change n. madeni para
abbreviated piece of nothing n. etkisiz eleman
abbreviated piece of nothing n. silik tip
abbreviated piece of nothing n. fasulyeden tip
abbreviated piece of nothing n. faydasız tip
abbreviated piece of nothing n. varlığıyla yokluğu bir kişi
abbreviated piece of nothing n. beş para etmez kişi
a nasty piece of work n. beş para etmez
a piece of cake n. çantada keklik
a nasty piece of work n. ciğeri beş para etmez
the villain of the piece n. çıban başı
nasty piece of work n. kaba
a nasty piece of work n. namussuz
piece (of the action) n. pay
a piece of the pie n. pastadan pay
a conversation piece n. sohbet/muhabbet konusu
conversation piece n. sohbet malzemesi
piece of the action n. (eylemde/faaliyette) pay
the villain of the piece n. (olumsuz bir olayın) baş sorumlusu
somebody's party piece n. (birinin) marifeti/komik/sıra dışı becerisi
museum piece n. demode kimse/şey
museum piece n. modası geçmiş kimse/şey
museum piece n. müzelik kimse/şey
museum piece n. eski kimse/şey
museum piece n. eskiden kalma kimse/şey
museum piece n. antika kimse/şey
a museum piece n. eskimiş kimse/şey
sky-piece [dated] n. şapka
sky-piece [dated] n. erkek şapkası
(one's) party piece n. (birinin) tuhaf yeteneği
(one's) party piece n. (birinin) yapabildiği komik bir şey/hareket
(one's) party piece n. (birinin) yapabildiği eğlenceli bir şey/hareket
(one's) party piece n. (birinin) marifeti
(one's) party piece n. (birinin) komik/sıra dışı becerisi
a nasty piece of work n. zor kimse/şey
a nasty piece of work n. ters biri
a nasty piece of work n. geçimsiz biri
a nasty piece of work n. huysuz kimse
a nasty piece of work n. sert biri
a nasty piece of work n. kötü biri/şey
a nasty piece of work n. yaman biri/şey
a nasty piece of work n. fena biri/şey
a nasty piece of work n. terbiyesiz kimse
a nasty piece of work n. tehlikeli biri
a nasty piece of work n. sağlam pabuç olmayan kimse
a piece of (one's) mind n. (birinin) gerçek düşünceleri
a piece of (one's) mind n. (birinin) içinden/aklından geçen her şey
a piece of mind n. gerçek düşünceleri
a piece of mind n. içinden/aklından geçen her şey
a piece of mind n. ağır eleştiri
a piece of mind n. azar
a piece of mind n. fırça
a piece of mind n. çıkışma
a piece of the action n. eylemde/faaliyette bir pay
a piece of the action n. eylemin/faaliyetin bir parçası olma
a piece of the action n. eyleme/faaliyete dahil olma
a piece of the action n. karlı olacağı düşünülen bir şeyden pay
a piece of the action n. karlı olacağı düşünülen bir şeye ortak olma
a piece of the pie n. pastadan pay
a piece of work [us] n. çok şaşırtıcı kimse
a piece of work [us] n. şaşılası kimse
a piece of work [us] n. acayip tip
a piece of work [us] n. tuhaf tip
a piece of work [us] n. sıra dışı tip
a piece of work [us] n. etkileyici kimse
a piece/slice of the action n. eylemde/faaliyette bir pay
a piece/slice of the action n. eylemin/faaliyetin bir parçası olma
a piece/slice of the action n. eyleme/faaliyete dahil olma
a piece/slice of the action n. bir şeyin karından pay
a piece/slice of the action n. karlı olacağı düşünülen bir şeyden pay
a piece/slice of the action n. karlı olacağı düşünülen bir şeye ortak olma
think-piece n. düşünce yazısı
your party piece [uk] n. birine özgü (eğlence/eğlendirme şekli)
your party piece [uk] n. numarası (birilerini eğlendirmek için yaptığı numara)
give a piece of one's mind v. ağzının payını vermek
take a piece out of somebody v. ağzının payını vermek
give a piece of mind v. azarlamak
give somebody a piece of your mind v. azarlamak
take a piece out of somebody v. birini azarlamak
want a piece of the action v. bir eylemin bir parçası olmak istemek
give someone a piece of one's mind v. birine ağzının payını vermek
be a piece of cake v. çok kolay olmak
be a piece of piss v. çocuk oyuncağı olmak
be a piece of piss v. çok kolay olmak
give one a piece of one's mind v. dobra dobra konuşmak
be a piece of cake v. çocuk oyuncağı olmak
be all of a piece with v. ile aynı/benzer özellikleri taşımak
give somebody a piece of your mind v. kalayı basmak
give one a piece of one's mind v. lafını esirgememek
give a piece of mind v. kalayı basmak
get one's piece of the pie v. pastadan payını almak
say one's piece v. söylemesi gerekeni söylemek
say one's piece v. söyleyeceğini söylemek
speak one's piece v. söyleyeceğini söylemek
speak one's piece v. söylemesi gerekeni söylemek
be (all) of a piece v. aynı/benzer özellikleri taşımak
be (all) of a piece v. hepsi aynı olmak
be a nasty piece of work v. zor biri/bir şey olmak
be a nasty piece of work v. ters biri/bir şey olmak
be a nasty piece of work v. geçimsiz olmak
be a nasty piece of work v. huysuzluk etmek
give someone a piece of your mind v. birini azarlamak
give someone a piece of your mind v. birine kalayı basmak
give someone a piece of your mind v. birine gününü göstermek
give someone a piece of your mind v. birine ağzının payını vermek
give someone a piece of your mind v. birine ağzına geleni söylemek
say piece v. düşüncesini söylemek
say piece v. fikrini söylemek
say piece v. söylemesi gerekeni söylemek
say piece v. söyleyeceğini söylemek
say your piece v. söyleyeceklerini söylemek
say your piece v. söylemek istediklerini söylemek
say your piece v. sözünü söylemek
be a piece of cake v. çantada keklik olmak
(all) of a piece (with something) adj. (bir şeyle) aynı özelliklere sahip
(all) of a piece (with something) adj. (bir şeyle) aynı özellikleri taşıyan
(all) of a piece (with something) adj. (bir şeyle) bağıntılı
(all) of a piece (with something) adj. (bir şeyle) aynı
(all) of a piece (with something) adj. (bir şeyle) tutarlı
how long is a piece of string expr. ahiret sorusu
how long is a piece of string expr. ahret sorusu
speak your piece expr. aklındakini söyle
piece of cake expr. çocuk oyuncağı
nasty piece of work expr. hoşa gitmeyen
a nasty piece of work expr. işe yaramaz
how long is a piece of string expr. kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı sorulan soru
the villain of the piece expr. kötü bir olayın müsebbibi
how long is a piece of string expr. kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı soru
all in one piece expr. sağ salim
all in one piece expr. tek parça
fur piece expr. uzun bir mesafe
Speaking
it is a piece of cake for me expr. benim için çocuk oyuncağı
it's a piece of cake! expr. çok kolay!
that low-lying/good-for-nothing/piece of worthless junk/shit whom you call your husband/father/mother/wife expr. o karın/baban/annen/kocan olacak herif/kadın
that low-lying/good-for-nothing/piece of worthless junk/shit who is supposed to be your husband/father/mother/wife expr. o kocan/baban/annen/karın olacak herif/kadın
you piece of shit expr. seni değersiz pislik
you crap piece of shit expr. seni değersiz pislik
you piece of shit cake expr. seni değersiz pislik
Trade/Economic
piece of ground n. arsa
piece of land n. arsa
first piece time n. bir siparişin ilk bölümünü üretmek için gereken süre
high piece work n. iş başına ücret vermeye dayanan bir sistem
cutoff piece n. kesinti
piece goods n. kupon kumaş
merrick's differential piece rate n. merrick'in işçi performansını baz alan parça başı ücret planı
piece goods n. metreyle satılan kumaş
piece wages n. parça başına ücret
piece rate n. parça başına ücret
piece-work n. parça başına iş
piece of land n. parsel arsa
piece work n. parça başına işçilik
piece-rate pay n. parça-başı ödeme
piece work n. parça başına iş
piece rate n. parça başı ücret sistemi
piece rates n. parça başına fiyat
piece of ground n. parsel arsa
piece worker n. parça başına ücret alan işçi
piece rate n. parça başına ücret haddi
piece goods n. parça mal
piece work basis n. parça başı
piece work basis n. parça hesabı
piece-work payment n. parça başına ücret ödemesi
piece worker n. parça başına çalışan işçi
price per piece n. parça satış fiyatı
piece of land n. toprak parçası
bonnet piece n. eski bir iskoç altın parası
fifty-cent piece n. abd dolarının yarısı değerindeki madeni para
sell by the piece v. parça olarak satmak
work by the piece v. parça başına çalışmak
sell by the piece v. parça parça satmak
piece-rate work adj. akord esasına göre
piece-rate work expr. parça esasına göre
by the piece expr. parça halinde
by the piece expr. parça başına
Law
bail piece n. kefalet senedi
bail piece n. serbest bırakılma senedi
bail piece n. tutuklu teslim tutanağı
bail piece n. tahliye senedi
Politics
work at piece rates n. parça başına çalışma
Industry
sullage piece n. döküm yongası
Media
puff piece n. abartı/şişirme haber
op-ed piece n. gazetecilikte yazarın kendi görüşünü belirten yazı
op-ed piece n. yazarın öznel görüşünü belirten yazı
op-ed piece n. haberden ziyade yazarın bir konudaki yorumunu/karşıt görüşünü belirten yazı
puff piece n. bir kişi veya kuruluşu övüp parlatan dergi yazısı
Technical
nose piece n. boru, hortum, körük vb. ağızlığı
nose piece n. mikroskop gövdesinde bir nesne tutturmaya yarayan uç parçası
trial piece n. deneme amaçlı basılan madeni para
distance piece n. ara parçası
distance piece n. aralık kovanı
arc-welded test piece n. ark kaynaklı deney parçası
angle piece n. açılı bağlantı parçası