sağlık - Turco Inglés Diccionario

sağlık

Significados de "sağlık" en diccionario inglés turco : 24 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
sağlık health n.
Tobacco is a product which damages public health.
Tütün, kamu sağlığına zarar veren bir üründür.

More Sentences
General
sağlık condition n.
The doctor reassured me about my father's condition.
Doktor, babamın sağlığıyla ilgili endişelerimi giderdi.

More Sentences
sağlık health n.
Tobacco is a product which damages public health.
Tütün, kamu sağlığına zarar veren bir üründür.

More Sentences
sağlık sense of well-being n.
With the help of implants their sense of well-being can be restored.
İmplantların yardımıyla sağlık duyguları geri kazanılabilir.

More Sentences
sağlık well-being n.
You should pay attention to your well-being.
Sağlığına dikkat etmelisin.

More Sentences
sağlık wellbeing n.
The wellbeing and health of animals must be safeguarded.
Hayvanların refahı ve sağlığı korunmalıdır.

More Sentences
sağlık sanitary adj.
Hygiene and sanitary regulations therefore need to continue to apply during production and agricultural processes.
Dolayısıyla üretim ve tarım süreçlerinde hijyen ve sağlık düzenlemelerinin uygulanmaya devam etmesi gerekmektedir.

More Sentences
sağlık medical adj.
Of course, I would point out that the medical staff are also bound by professional secrecy.
Tabii ki sağlık personelinin de mesleki gizlilikle bağlı olduğunu belirtmek isterim.

More Sentences
Medical
sağlık health n.
Tobacco is a product which damages public health.
Tütün, kamu sağlığına zarar veren bir üründür.

More Sentences
Gastronomy
sağlık good health n.
I wish you good health and Godspeed for the next two-and-a-half years.
Önümüzdeki iki buçuk yıl boyunca size sağlık ve esenlikler diliyorum.

More Sentences
Sport
sağlık health n.
Tobacco is a product which damages public health.
Tütün, kamu sağlığına zarar veren bir üründür.

More Sentences
General
sağlık fitness n.
sağlık healthiness n.
sağlık wellness n.
sağlık curative n.
sağlık soundness n.
sağlık welfare n.
sağlık heal [obsolete] n.
sağlık crankness [obsolete] n.
sağlık skin n.
sağlık sanitarian adj.
Politics
sağlık welfare n.
Biology
sağlık verdure n.
Archaic
sağlık hale n.

Significados de "sağlık" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
General
sağlık uzmanı health professional n.
The compromise is that both Parliament and the Council have agreed on a qualified health professional.
Uzlaşma, hem Parlamento'nun hem de Konsey'in nitelikli bir sağlık uzmanı üzerinde anlaşmış olmasıdır.

More Sentences
sağlık politikası health policy n.
In Ireland we have a very active health policy to give old people a better way of life.
İrlanda'da yaşlı insanlara daha iyi bir yaşam sunmak için çok aktif bir sağlık politikamız var.

More Sentences
sağlık durumu health n.
The health situation of some of these prisoners is extremely alarming.
Bu mahkumlardan bazılarının sağlık durumu son derece endişe vericidir.

More Sentences
sağlık problemi health problem n.
It hasn't been easy for Tom to deal with Mary's health problems.
Tom'un Mary'nin sağlık problemleri ile ilgilenmesi kolay değildi.

More Sentences
sağlık kontrolü health check n.
This will obviously incur a cost, which should not, however, be dependent on gender or an individual health check.
Bunun bir maliyeti olacağı açıktır ancak bu maliyet cinsiyete veya bireysel sağlık kontrolüne bağlı olmamalıdır.

More Sentences
sağlık durumu state of health n.
This obligation also extends to the feedstuffs used and the state of health of animals.
Bu yükümlülük aynı zamanda kullanılan yem maddelerini ve hayvanların sağlık durumunu da kapsamaktadır.

More Sentences
sağlık personeli medical personnel n.
Even medical personnel are now being numbered among the victims.
Sağlık personeli bile artık kurbanlar arasında sayılıyor.

More Sentences
sağlık hizmetleri health care n.
However, the report mentions the need to save money on health care costs.
Bununla birlikte raporda sağlık hizmetleri maliyetlerinden tasarruf edilmesi gerektiğinden bahsedilmektedir.

More Sentences
sağlık bakanı minister of health n.
What else could the Minister of Health have done, however?
Sağlık Bakanı başka ne yapabilirdi ki?

More Sentences
sağlık raporu medical certificate n.
If you have a medical certificate, bring it.
Sağlık raporunuz varsa, getirin.

More Sentences
sağlık sigortası health insurance n.
I turn now to the contentious matter raised and the reference to the Greens' amendment on health insurance.
Şimdi tartışmalı konuya ve Yeşillerin sağlık sigortasına ilişkin değişiklik önergesine atıfta bulunuyorum.

More Sentences
sağlık sorunları health issues n.
But this is a big public health issue and I want to speak firstly from personal experience.
Ancak bu büyük bir halk sağlığı sorunudur ve öncelikle kişisel deneyimlerime dayanarak konuşmak istiyorum.

More Sentences
sağlık örgütü health organization n.
Health organisations are justifiably calling for more protection for public health.
Sağlık örgütleri haklı olarak halk sağlığı için daha fazla koruma talep etmektedir.

More Sentences
sağlık güvenliği health safety n.
The health, safety and dignity of the European citizens is at stake.
Avrupa vatandaşlarının sağlığı, güvenliği ve onuru söz konusudur.

More Sentences
sağlık korunması health protection n.
The Daphne programme today takes as its legal base Article 152 of the EC Treaty on health protection.
Daphne programı bugün AT Antlaşmasının sağlığın korunmasına ilişkin 152. Maddesini yasal dayanak olarak almaktadır.

More Sentences
sağlık sorunları health problems n.
Quite apart from your personal health problems, it is a matter of courtesy.
Kişisel sağlık sorunlarınız bir yana, bu bir nezaket meselesidir.

More Sentences
sağlık görevlileri paramedics n.
Paramedics said she hit the steering wheel pretty hard.
Sağlık görevlileri direksiyona çok sert çarptığını söyledi.

More Sentences
sağlık okuryazarlığı health literacy n.
So should we privatise and commoditise the world's public goods such as health, literacy, knowledge and water?
Öyleyse sağlık, okuryazarlık, bilgi ve su gibi dünyanın kamu mallarını özelleştirmeli ve metalaştırmalı mıyız?

More Sentences
sağlık hizmetleri health service n.
They have no access to water, sanitation, electricity, health services or education.
Su, sanitasyon, elektrik, sağlık hizmetleri ya da eğitime erişimleri yok.

More Sentences
(sağlık) durum condition n.
He needs a blood donor quickly because his condition is critical.
Durumu kritik olduğu için acilen bir kan donörüne ihtiyacı var.

More Sentences
(sağlık) sorunu condition n.
Pneumonia can be a very serious health condition.
Zatürre çok ciddi bir sağlık sorunu olabilir.

More Sentences
Trade/Economic
sağlık sigortası health insurance n.
I turn now to the contentious matter raised and the reference to the Greens' amendment on health insurance.
Şimdi tartışmalı konuya ve Yeşillerin sağlık sigortasına ilişkin değişiklik önergesine atıfta bulunuyorum.

More Sentences
sağlık sektörü health sector n.
The Community's cooperation is to be focused on the transport and health sectors.
Topluluğun iş birliği ulaştırma ve sağlık sektörlerine odaklanacaktır.

More Sentences
Common Usage
sağlık görevlisi health officer n.
bozulmak (sağlık/durum vb) deteriorate v.
sağlık veren restorative adj.
General
sağlık açısından seyahat health aspects travel n.
sağlık bakanlığı health department n.
sağlık yardımları sickness assistance n.
sağlık kurumları health facilities n.
sağlık merkezi health center n.
sağlık tesisatı mühendisliği sanitary engineering n.
işveren sağlık harcamaları employer health costs n.
sağlık raporu bill of health n.
koruyucu sağlık politikaları preventive medicine n.
sağlık belgesi bill of health n.
il sağlık müdürlüğü müfettişi public health officer n.
sağlık şartları sanitary conditions n.
sağlık bakanlığı ministry of health n.
sağlık yardımları medical benefits n.
sağlık memuru health officer n.
sağlık merkezi health centre n.
sağlık belgesi health certificate n.
içinde az miktarda sağlık verici mineraller bulunduran içme suyu çeşidi mineral water n.
sağlık ve sosyal yardım bakanlığı the ministry of health n.
sağlık reformu health reform n.
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi medicalisation n.
sağlık ekonomisi health economics n.
sağlık görevlisi government health official n.
sağlık durumu condition n.
sağlık müdürlüğü sanitation department n.
sağlık müdürlüğü sanitary board n.
sağlık psikolojisi psychology of health n.
sağlık müdürlüğü health board n.
sağlık ve sosyal hizmetler health and social services n.
sağlık hizmeti medical service n.
mesleki sağlık ve güvenlik sistemi standardı international safety audit n.
sağlık folkloru folk medicine n.
sağlık önlemleri sanitation n.
mesleki sağlık hizmetleri occupational health services n.
sağlık uzmanı sanitarian n.
sağlık muayenesi physical examination n.
sağlık koruma sanitation n.
sağlık planlaması health planning n.
işçi sağlık desteği employee health promotion n.
sağlık araştırmaları health surveys n.
genel sağlık kontrolü checkup n.
sağlık koşulları health conditions n.
sağlık ve hijyen health and hygiene n.
sağlık hizmetleri health care delivery n.
sağlık hizmetleri veren kuruluş health maintenance organization n.
bölge sağlık müdürlüğü area board n.
il sağlık müdürlüğü local health authority n.
sağlık sosyolojisi medical sociology n.
sağlık müdürlüğü health department n.
sağlık kurumu medical establishment n.
sağlık eğitiminde televizyon mass media in health education n.
mutluluk ve sağlık içinde yaşama welfare n.
abd yaşlılar için devlet sağlık sigortası medicare n.
sağlık mercii health authority n.
milli sağlık kampanyası national fitness campaign n.
sağlık hizmetleri alanı health service areas n.
sağlık uzmanlığı health profession n.
sağlık raporu medical report n.
sağlık kurulu medical board n.
sağlık hizmetleri health assistance n.
çevre sağlık teknisyeni environmental health technician n.
sağlık kurulu healthcare commission n.
sağlık servisi medical department n.
sağlık idaresi sanitary authority n.
sağlık hizmetleri sanitation n.
sağlık yardımı medical care n.
sağlık raporu health certificate n.
sağlık işleri sanitation n.
sağlık muayenesi medical examination n.
sağlık şartlarının yetersizliği insanitation n.
sağlık şartlarının yetersizliği lack of sanitary conditions n.
sağlık eğitimi health education n.
sağlık topu medicine ball n.
sağlık meslek okulları health occupation schools n.
ulusal sağlık hizmeti national health service n.
sağlık meslek okulu health occupation school n.
genel sağlık durumu general state of health n.
genel sağlık sigortası general health insurance n.
dünya sağlık günü world health day n.
sağlık idaresi board of health n.
sağlık müdürlüğü board of health n.
sağlık bakanlığı board of health n.
temel sağlık hizmetleri basic health services n.
sağlık hizmetleri politikası health care policy n.
sağlık tesisleri healthcare facilities n.
belediye sağlık işleri municipal health services n.
belediye sağlık hizmetleri municipal health services n.
sağlık kuruluşu healthcare organization n.
sağlık ürünleri medical products n.
sağlık uzmanı healthcare provider n.
sağlık gereçleri medical equipment n.
sağlık durumu medical condition n.
sağlık bozukluğu health problem n.
sağlık beyanı health declaration n.
sağlık bozukluğu health impairment n.
sağlık hizmetleri bölümü department of health services n.
sağlık hastanesi health hospital n.
sağlık belgesi hill of health n.
sağlık yoklaması checkup n.
sağlık kredisi health loan n.
sağlık için tehlikeli health-endangering n.
devlet hastanesi sağlık hizmetleri health-service hospital n.
işveren sağlık sigortası desteği employer-sponsored health insurance n.
sağlık uzmanı health-care provider n.
psiko-sosyal sağlık psycho-social health n.
birleşmiş milletler dünya sağlık teşkilatı united nations-world health organization n.
sağlık bilgisi hygiene n.
sağlık ve güvenlik kuralları health and safety laws n.
sağlık raporu state of health n.
sağlık raporu statement of health n.
özel sağlık yurdu nursing home n.
sağlık durumu physical condition n.
sağlık makamı sanitary authority n.
sağlık şartları sanitary requirements n.
sağlık merkezi sanitary authority n.
sağlık icapları sanitary requirements n.
sağlık işi welfare work n.
sağlık koruma hygiene n.
tepeden tırnağa sağlık muayenesi check-up n.
sağlık memuru officer n.
sağlık ve sıhhat health and wellness n.
sağlık skandalı health scandal n.
bir dizi sağlık problemi a series of health problems n.
bir dizi sağlık sorunu a series of health problems n.
sağlık problemleri health problems n.
sağlık koruma bandı health protection strip n.
sağlık sigortası health coverage n.
sağlık güvencesi health coverage n.
evde sağlık bakımı home health care n.
sağlık tesisi health facility n.
sağlık sertifikası health certificate n.
sağlık karnesi health certificate n.
sağlık algısı health perception n.
sağlık sorunu health problem n.
sağlık merkezi wellness center n.
sağlık hizmeti başvurusu health care application n.
tek kullanımlık sağlık ürünleri disposable sanitary products n.
sağlık masrafları health charges n.
sağlık masrafları health expenses n.
sağlık harcamaları health charges n.
sağlık harcamaları health expenses n.
sağlık harcamaları health spendings n.
psiko-sosyal sağlık psychosocial health n.
psikososyal sağlık psychosocial health n.
bölge sağlık müdürlüğü district health directorate n.
ilçe sağlık müdürlüğü district health directorate n.
önemli bir sağlık sorunu an important health problem n.
önemli bir sağlık sorunu a major health problem n.
sağlık topu med ball n.
sağlık memuru sanitarian n.
sağlık idaresi bölümü department of health administration n.
sağlık kontrolü health control n.
sağlık kulübü health club n.
sağlık ve güzellik health and beauty n.
sağlık ocağı cottage hospital n.
ön saf sağlık çalışanı frontline health worker n.
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi medicalization n.
tepeden tırnağa sağlık muayenesi checkup n.
genel sağlık kontrolü check-up n.
sağlık yoklaması check-up n.
sağlık ocağı primary health care center n.
sağlık ocağı community health center n.
sağlık memuru medical assistant n.
sağlık hizmetleri çevirmeni health care interpreter n.
mesleki sağlık sorunu professional health problem n.
sağlık ocağı community clinic n.
sağlık duyurusu health scare n.
duygusal sağlık emotional health n.
ruhsal sağlık emotional health n.
sağlık ödemesi copay n.
sağlık ödemesi copayment n.
sağlık bilişimi healthcare IT n.
sağlık bilişimi health IT n.
sağlık tasarımı health design n.
sağlık hizmetleri health care services n.
sağlık çalışanı healthcare professional n.
evde sağlık hizmeti medical home n.
evde sağlık hizmeti veren kuruluş medical home n.
sağlık çareleri/ilaçları/çözümleri health remedies n.
sağlık erkek çocuk heathy boy n.
sağlık çalışanları health care providers n.
sağlık harcaması health care spending n.
sağlık çalışanları health care professionals n.
sağlık destekleyicisi health promoter n.
sağlık destekleme görevlisi health promoter n.
sağlık takibi health monitoring n.
sağlık çantası health bag n.
sağlık çantası medical bag n.
sağlık hizmeti verenler health care providers n.
sağlık hizmeti veren health-care provider n.
sağlık hizmeti sunma care delivery n.
bozulan sağlık failing health n.
dar gelirlilerin yararlandığı ücretsiz veya indirimli sağlık hizmeti charity care n.
hastane veya benzeri sağlık tesisinde kapılan enfeksiyon nonsocial infection n.
sağlık çalışanı health professional n.
sağlık gezisi health trip n.
sağlık sorunları health conditions n.
sağlık tesisi health resort n.
bir sağlık sigortası planı death spiral n.
sağlık veya eğitim gibi temel hizmetlerde görevli çalışan key worker n.
(britanya'da) toplumsal sağlık, güvenlik ve eğitim için elzem görülen kamu çalışanı key worker n.
en iyi durumdaki sağlık best n.
fiziksel sağlık eucrasia n.
sağlık tesisinde kabul salonu kursaal n.
amerikan yerlilerinde kabile şifacısının sağlık, av, savaş gibi meselelerde arzulanan sonuçları elde etmek için yaptığı büyü medicine n.
hükümetin sunduğu sağlık hizmetlerinin kapsamını bütünleyici özel sağlık sigortası medigap n.
sağlık personeli medic n.
sağlık ve refah hayle n.
birine sağlık dileme health n.
sağlık hizmetleri prosedürü health care n.
sağlık hizmetleri yöntemi health care n.
sağlık hizmeti health care delivery n.
sağlık tehdidi health threat n.
sağlık hizmeti prosedürü healthcare n.
sağlık hizmeti yöntemi healthcare n.
sağlık hizmeti healthcare delivery n.
sağlık tesisi healthcare facility n.
sağlık izni hospital pass n.
sağlık raporu hospital pass n.
sağlık muhafaza bilgisi hygiastics [rare] n.
sağlık bilimi hygiastics [rare] n.
sağlık muhafaza alanı hygiastics [rare] n.
sağlık muhafaza alanı hygieology [rare] n.
sağlık muhafaza alanı hygiology [rare] n.
yaşlılara barınma, sağlık ve sosyal faaliyet hizmetleri sağlama life care n.
yaşlılara barınma, sağlık ve sosyal faaliyetleri içeren hizmetler sağlama lifecare n.
abd'de bulunan büyük bir sağlık bilgi sistemleri firması idx n.
(sağlık, servet, onur, umut) tam hasara veya ciddi bozulmaya sebep olan şey ruination n.
endüstriyel güvenlik ve sağlık hukuku industrial safety and health law n.
sağlık evi dispensatory n.
çin'de köylerde temel sağlık hizmeti veren kimse barefoot doctor n.
yoksullara yapılan sağlık yardımlarına ayrılmış kamu fonları medicaid funds n.
sağlık için yapılan yürüyüş constitutional n.
bir veya birden fazla sağlık ocağından oluşan hastane cottage hospital n.
(din, sağlık gibi nedenlerle) beslenmekten gönüllü kaçınma fasting n.
(ingiliz sağlık ve sigorta planlarına göre hastaların seçim yaptığı) doktor listesi panel n.
(ingiliz sağlık ve sigorta planlarına göre) doktorun tedavi ettiği hastalar panel n.
sağlık hizmetleri öğrenimi sanitarianism n.
sağlık uzmanı sanitarist n.
sağlık uzmanı sanitationist n.
sağlık veya tazeliğin göstergesi olan vücut sıvısı sap n.
sağlık meslek yüksek okulu health vocational high-school n.
sağlık durumu plight n.
sağlık durumu ply [dialect] n.
vücuttaki enerji dengesine odaklanan alternatif bir sağlık disiplini polarity therapy n.
sağlık vb düşüş göstermek go downhill v.
sağlık kontrollerinden geçmek undergo medical examinations v.
sağlık hizmeti vermek give someone health service v.
sağlık hizmeti sunmak give someone health service v.
sağlık hizmeti vermek offer someone health service v.
sağlık hizmeti sunmak offer someone health service v.
sağlık hizmeti sunmak provide someone with health service v.
sağlık hizmeti vermek provide someone with health service v.
sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar) go through physical examinations v.
sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar) go through physical tests v.
sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar) go through physical evaluations v.
sağlık kontrollerinden geçmek (işyeri vb) go through health inspections v.
sağlık vermek make someone healthy v.
tepeden tırnağa sağlık muayenesi yapmak check over v.
tepeden tırnağa sağlık muayenesi yapmak check up v.
sağlık kontrolünden geçmek have a check-up v.
sağlık kontrolünden geçmek undergo a medical examination v.
sağlık sorunu olmamak have no medical/health problems/issues v.
sağlık problemi olmamak have no medical/health problems/issues v.
sağlık sorunu bulunmamak have no medical/health problems/issues v.
sağlık problemi bulunmamak have no medical/health problems/issues v.
yaşam ve sağlık masraflarını karşılamak pay one’s living and medical expenses v.
sağlık kontrollerinden geçmek go through medical examinations v.
sağlık kontrollerinden geçmek go through medical tests v.
sağlık taramasından geçmek undergo medical screening v.
sağlık durumu … olmak find one's self v.
(psikoloji, sağlık) zayıflatmak break v.
(psikoloji, sağlık) bozmak break v.
sağlık açısından uygun olmayan unfit adj.
bozulan (sağlık, durum vb) deteriorating adj.
yeniden kazandıran (sağlık/güç vb'ni) restorative adj.
sağlık için yapılan yürüyüş constitutional adj.
sağlık (ile ilgili) sanitarian adj.
sağlık açısından/yönünden health-wise adj.
sağlık dolu full of health adj.
sağlık bilinçli health-conscious adj.
sağlık bilinciyle hareket eden health-conscious adj.
sağlık bilincine sahip health-conscious adj.
sağlık arttırıcı health-promoting adj.
sağlık arttırıcı health-enhancing adj.
sağlık arttırıcı healthy adj.
sağlık arttırıcı health-improving adj.
sağlık veren balsamic adj.
zayıf (not/sağlık durumu) bad adj.
ücretli izin, sağlık sigortası gibi hakları olmayan unbenefited adj.
sağlık hizmetleriyle ilgili health adj.
sağlık hizmetleri ile ilgili healthcare adj.
sağlık hizmetlerine ait healthcare adj.
sağlık doğrultusunda olan healthward adj.
üst düzey sağlık hizmeti veren high-dependency adj.
üst düzey sağlık hizmetine ihtiyaç duyan high-dependency adj.
sağlık ile ilgili hygeian adj.
yaşlılara sağlanan barınma, sağlık ve sosyal faaliyetleri içeren hizmetlere ait veya ilişkin life-care adj.
sağlık hizmetleri ile ilgili health-care adj.
sağlık hizmetlerine ait health-care adj.
iyi (sağlık) gay [dialect] [uk] adj.
birinci basamak sağlık hizmeti ile ilgili primary adj.
ufalanıp havaya karıştığı için sağlık açısından risk oluşturan (zehir) friable adj.
sağlık durumu kötü olan streaked adj.
sağlık açısından/yönünden healthwise adv.
sağlık doğrultusunda healthward adv.
üstüme iyilik sağlık good heavens! interj.
iyilik sağlık fine interj.
sağlık olsun never mind! interj.
ağzına sağlık! well said! interj.
sağlık olsun! never mind! interj.
üstüme iyilik sağlık! bless me! interj.
üstüme iyilik sağlık! bless my soul! interj.
sağlık ve güzellik bakımı hbc (health and beauty care) abrev.
Phrasals
(sağlık durumu) iyileşmek clear up v.
sağlık durumunu sormak ask after v.
sağlık kiloya gelene dek beslemek feed up v.
Phrases
eline sağlık great job n.
yüreğine sağlık! bless (one's) heart expr.
erken yatan sağlık bulur one hour's sleep before midnight is worth two after expr.
e-postamı aldığınızda sağlık ve afiyette olacağınızı umarım I hope this email finds you well expr.
sağlık nedenleriyle due to health reasons expr.
sağlık sebebiyle due to health reasons expr.
sağlık nedeniyle due to health reasons expr.
sağlık nedenleriyle because of health reasons expr.
sağlık nedeniyle because of health reasons expr.
sağlık sebebiyle because of health reasons expr.
sağlık üzerindeki olumlu etkileri its positive effects on health expr.
umarım bu e-posta size ulaştığında sağlık ve esenlik içindesinizdir I hope this email finds you well expr.
eline sağlık good job expr.
ellerine sağlık health to your hands expr.
Colloquial
avustralya'daki genel sağlık sigortası medicare sisteminin sunduğu bir ödeme seçeneği bulk billing n.
akşamdan kalmanın ya da alkol perhizinin yarattığı sağlık durumu bottleache n.
sağlık ve ilaçlar alanında takipçileri/hayranları üzerinde pazarlama etkisi olan kimse patient influencer n.
sağlık ve ilaç alanında fenomen kimse patient influencer n.
takipçileri/hayranları tarafından pazarlama amaçlı sağlık ve ilaç tavsiyelerine güvenilen kimse patient influencer n.
toplu/toptan faturalandırmak (avustralya'daki genel sağlık sigortası medicare sisteminin sunduğu bir ödeme seçeneği) bulk bill v.
(sağlık, durum) gayet iyi durumda not so dusty adj.
eline sağlık gj (good job) interj.
sağlık görevlisi yollayın send paramedics expr.
(sağlık) kırık one degree under expr.
üstüme iyilik sağlık! I declare to goodness expr.
üstüme iyilik sağlık! I declare (to goodness)! expr.
ağzına sağlık hear, hear expr.
Idioms
hasta masraflarının doktor veya hastane tarafından sağlık sigortası kurumuna faturalanması bulk billing [australia] n.
sağlık belgesi a clean bill of health n.
sağlık problemlerini bahane ederek siyasi bir yükümlülükten kaçma diplomatic flu n.
sağlık durumunu bahane etme diplomatic flu n.
savunma harcamalarının eğitim ve sağlık gibi barış zamanı harcama kalemlerine aktarılması a peace dividend n.
savunma harcamalarının eğitim ve sağlık gibi barış zamanı harcama kalemlerine aktarılması the peace dividend n.
sağlık abidesi/timsali picture of health n.
sağlık için olağanüstü derecede faydalı bir sıvı wonder water n.
(sağlık) timsali/örneği olmak/oluşturmak be the picture of health v.
hasta masraflarını sağlık sigortası kurumuna faturalamak bulk bill [australia] v.
hasta masraflarının faturasını sağlık sigortası kurumuna kesmek bulk bill [australia] v.
(bir şey nedeniyle) sağlık için tehlikeli hale gelmek be tainted by (something) v.
(sağlık açısından) çökmek crack up v.
(birinin finansal, sağlık açısından, zihnen) kendini toparlamasına yardım etmek get (one) on one's feet v.
(birinin finansal, sağlık açısından, zihnen) kendini toparlamasına yardım etmek put one on one's feet v.
sağlık, mutluluk göstergesi olmak be the picture of health, happiness v.
sağlık, mutluluk timsali olmak be the picture of health, happiness v.
sağlık, mutluluk abidesi olmak be the picture of health, happiness v.
sağlık raporu almak have clean bill of health v.
sağlık raporu verilmek be given a clean bill of health v.
sağlık nedeniyle çıkarılmak medical out [us] v.
sağlık nedeniyle çıkarmak medical out [us] v.
(sağlık yönünden) sapasağlam right as a trivet expr.
(sağlık yönünden) sapasağlam as right as a trivet expr.
sağlıklı alışkanlıklar ileride yaşanacak sağlık problemlerini önler an apple a day [cliché] expr.
sağlıklı alışkanlıklar ileride yaşanacak sağlık problemlerini önler an apple a day [cliché] expr.
sağlıklı alışkanlıklar ileride yaşanacak sağlık problemlerini önler apple a day expr.
eline sağlık you put your foot in it [us] expr.
Formal
sağlık hizmetleri müdürü health service commissioner [uk] n.
sağlık hizmetleri lojistik destek health service logistic support n.
sağlık, eğitim ve sosyal yardım dairesi hew (department of health, education, and welfare) abrev.
abd sağlık ve sosyal hizmetler bakanlığı hhs (department of health and human services) [us] abrev.
sağlık bilgisi alışverişi hie (health information exchange) abrev.
Speaking
ayağına sağlık god bless n.
ayağınıza sağlık god bless n.
elinize sağlık god bless your hands n.
eline sağlık god bless your hands n.
ellerine sağlık god bless your hands n.
ellerine sağlık thank you n.
eline sağlık thank you n.
her şeyin başı sağlık first comes health n.
ayağına sağlık thanks for coming expr.
ayağına sağlık thank you expr.
ayağınıza sağlık thanks for coming expr.
ayağınıza sağlık thank you expr.
ayaklarınıza sağlık thanks for coming expr.
dünya sağlık örgütü avrupa bölge ofisi who regional office for europe expr.
her işin başı sağlık health comes first expr.
her şeyin başı sağlık health comes first expr.
önce sağlık gelir health comes first expr.
elinize sağlık thank you expr.
elinize sağlık good job expr.
sağlık olsun that's fine expr.
elinize sağlık cheers exclam.
Trade/Economic
ameliyat ve sağlık ödemeleri sigortası surgical and medical payments insurance n.
bitki sağlık belgesi phytosanitary certificate n.
çevre, sağlık ve güvenlik izni environment, health and safety permit n.
çevre, sağlık ve güvenlik yasaları environment, health and safety laws n.
emekli sağlık sigortası retiree medical n.
endüstri sağlık bilgisi industrial hygiene n.
firmaların kendi içlerinde oluşturdukları ve çevre, sağlık ve güvenlik uygulamalarını denetleyen birim ehs n.
genel sağlık durumunu gösteren belge bill of health n.
gemilerde sağlık raporu bill of health n.
genel sağlık belgesi bill of health n.
işçiler için sağlık sosyal faaliyetler vb finansmanında kullanılacak para welfare funds n.
işyeri sağlık teftişi medical inspection n.
iş güvenliği, sağlık ortamı ve kalite güvencesinden sorumlu müdür sheq manager n.
işyeri sağlık ve güvenlik birimi workplace health and safety unit n.
liman sağlık dairesi port sanitary authority n.
mesleki sağlık ve güvenlik occupational health & safety n.
özürlü sağlık patentası foul bill n.
özel sağlık sigortası poliçesi private health policy n.
özel sağlık sigortası private health insurance n.
sağlık koşulları sanitary requirements n.
sağlık gereçleri fabrikası sanitaryware factory n.
sağlık memuru health clerk n.
sağlık alanı healthcare field n.
sağlık sigortası medical insurance n.
savunma harcamalarını eğitim ve sağlık gibi barış zamanı harcama kalemlerine aktarılması peace dividend n.
sağlık ve güvenlik gerekleri health and safety requirements n.
sağlık, güvenlik, çevre health, safety, environment (hse) n.
sağlık memuru health officer n.
sağlık emniyet health and safety n.
sağlık işleri sanitary affairs n.
sağlık gideri health expense n.
sağlık patenti bill of health n.
sağlık sertifikası health certificate n.
sağlık raporu clean bill of health n.
sağlık faktörü hygiene factor n.
sağlık ve eğitim hizmetleri health and training services n.
sağlık koruma planı health maintenance organization n.
sağlık mühendisliği sanitary engineering n.
sağlık ve güvenlik birimi health and safety unit n.
sağlık ve emniyet health and safety n.
sağlık ve güvenlik kuralları health and safety rules n.
sağlık yardımı health benefits n.
sağlık talimatnamesi safety regulations n.
sağlık memuru health staff n.
sağlık raporu ya da sertifikası health certificate n.
sağlık gerekleri sanitary requirements n.
sağlık bölümü medical department n.
sağlık giderleri health expenses n.
sağlık sertifikası bill of health n.
sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu social security and general health insurance law n.
temiz sağlık raporu clean bill of health n.
(sağlık/sosyal) yardim talebi benefit claim n.
zihinsel sağlık good mental health n.
küresel sağlık sektöründe etkili ilaç firması pharma n.
sağlık kazanmak rally v.
sağlık bakımından çalışamayacak durumda olan unfit for work adj.
(üyelerin standart premium sağlık hizmeti aldığı) sağlık sigortası planı ile ilgili point-of-service adj.
(sağlık sigortası planı) üyelere standart premium sağlık hizmeti sunan point-of-service adj.
yoksullar için sağlık yardımı medicaid
Law
aile sağlık bakım hizmetleri family health care services n.
abd'de 2010 senesinde yürürlüğe giren ve herkesin sağlık sigortasına sahip olmasını şart koşan hesaplı sağlık hizmetleri yasası olarak bilinen yasa obamacare n.
bir sağlık kanunu davası a health-code case n.
genel sağlık public health n.
haksız doğum (sağlık çalışanlarının yetersiz bilgilendirmesi nedeniyle engelli çocuk sahibi olan ailenin bu konuda açtığı dava) wrongful birth n.
kamu sağlık hukuku public health legislation n.
obama sağlık reformu obamacare n.
sağlık kanunu health code n.
sağlık raporu medical release n.
sağlık sebebi consideration of health n.
sağlık hizmetleri temel kanunu health services fundamental law n.
sağlık bakanlığı yönetmeliği regulations of the ministry of health n.
sağlık bakanlığının teşkilat ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararname decree law concerning the organization and duties of the ministry of health n.
sağlık sigortası medical insurance n.
sağlık ocağı health care center n.
sağlık sigortası taşınabilirlik ve sorumluluk yasası health insurance portability and accountability act n.
sağlık hakkı right to health n.