sokmak (duruma) - Turco Inglés Diccionario
Historia

sokmak (duruma)



Significados de "sokmak (duruma)" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
sokmak (duruma) send v.

Significados de "sokmak (duruma)" con otros términos en diccionario inglés turco: 94 resultado(s)

Turco Inglés
General
daha kötü bir duruma sokmak exacerbate v.
zor bir duruma sokmak squeeze v.
zorla (bir duruma) sokmak thrust v.
gülünç duruma sokmak fool v.
kendini zor bir duruma sokmak get oneself in a fix v.
zor duruma sokmak put in a difficult position v.
zor duruma sokmak put into trouble v.
standart duruma sokmak standardize v.
standart duruma sokmak standardise v.
zor duruma sokmak tree v.
belirli bir duruma sokmak make v.
müşkül duruma sokmak queer v.
zor duruma sokmak have v.
güvenli duruma sokmak ice v.
gülünç duruma sokmak roast v.
(birini) zor duruma sokmak imbrangle v.
aniden zor duruma sokmak plunge v.
tehlikeli duruma sokmak scupper v.
dezavantajlı duruma sokmak scupper v.
zor duruma sokmak scupper v.
hile ile istenmeyen duruma sokmak shanghai v.
zor duruma sokmak snooker v.
(belirli bir duruma) sokmak put v.
Phrasals
şüpheli bir duruma sokmak cast on v.
bir duruma sokmak catapult someone or something into something v.
(birini) zor bir duruma sokmak put (one) under the cosh v.
bir duruma sokmak get in v.
bir duruma sokmak get in v.
(birine) korkudan (bir şey yaptırmak/bir duruma sokmak) frighten (one) into (something) v.
birini fiziksel, zihinsel, duygusal bir duruma sokmak send into (something or some place) v.
birini bir duruma sokmak send someone into a state or condition v.
(birini) korkudan (bir duruma) sokmak terrify (one) into (something) v.
(birini) aşırı korkutup (bir duruma) sokmak terrify (one) into (something) v.
(birini) korkudan (bir duruma) sokmak terrorize (one) into (something) v.
(birini) aşırı korkutup (bir duruma) sokmak terrorize (one) into (something) v.
kabul edilebilir bir duruma sokmak whip into (something) v.
bir duruma bir şey sokmak inject something into something v.
(kötü bir duruma) sokmak wind into (something) v.
(bir şeye/duruma) sokmak run into (something) v.
(birini/bir hayvanı) korkutup bir duruma sokmak frighten someone (or an animal) into something v.
(birini/bir hayvanı) korkutup bir duruma sokmak frighten someone or an animal in v.
bir duruma sokmak catapult into v.
korkudan bir şey yaptırmak/bir duruma sokmak frighten into v.
korkutup bir duruma sokmak frighten into v.
(birini/bir şeyi bir duruma) almak/sokmak/getirmek take (someone or something) into (something or some place) v.
korkudan (bir duruma) sokmak terrify into v.
aşırı korkutup (bir duruma) sokmak terrify into v.
(birini/bir şeyi) aniden/zorla (bir duruma/pozisyona) sokmak throw (someone or something) into (something) v.
Phrases
kurnazca kendini bir konuma/duruma sokmak worm into v.
Colloquial
zor duruma sokmak tree v.
Idioms
zor/müşkül duruma düşürmek/sokmak catch flat-footed v.
(birini) zor/güç bir duruma düşürmek/sokmak put (one) at a disadvantage v.
kendini zor bir duruma sokmak box (oneself) into a corner v.
birisini çok zor bir duruma sokmak push someone up against the wall v.
birini zor/güç bir duruma sokmak put somebody in a hole v.
müşkül duruma sokmak put someone in an awkward position v.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak put one's head in a noose v.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak place one's head in a noose v.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak stick one's head in a noose v.
kendini zor bir duruma sokmak stick one's neck out v.
müşkül duruma sokmak place someone in an awkward position v.
zor duruma sokmak put someone behind the eight ball v.
zor duruma sokmak place someone in an awkward position v.
zor duruma sokmak put someone in an awkward position v.
zor duruma sokmak have someone behind the eight ball v.
(kendini) kötü bir duruma sokmak box (oneself) into a corner v.
kendini istenmeyen bir duruma sokmak dig (oneself) in a hole v.
kendini istenmeyen bir duruma sokmak dig (oneself) into a hole v.
kendini kötü bir duruma sokmak dig yourself a hole v.
kendini içinden çıkılması zor bir duruma sokmak dig yourself a hole v.
kendini kötü bir duruma sokmak dig yourself into a hole v.
kendini içinden çıkılması zor bir duruma sokmak dig yourself into a hole v.
(birini) dezavantajlı duruma sokmak put (one) at a disadvantage v.
(birini) zararlı duruma sokmak put (one) at a disadvantage v.
dezavantajlı duruma sokmak put (one) at a disadvantage v.
(birini) dezavantajlı bir duruma düşürmek/sokmak put (one) at a disadvantage v.
(birini) dezavantajlı bir duruma düşürmek/sokmak put somebody at a disadvantage v.
(birini) zor/güç bir duruma düşürmek/sokmak put somebody at a disadvantage v.
yalan söyleyerek kendini bir duruma sokmak lie your way into something v.
(birini/bir şeyi) içinden çıkılmaz bir duruma sokmak/hale getirmek bring (someone or something) to a dead end v.
bir şeyi içinden çıkılmaz bir duruma sokmak/hale getirmek bring something to a dead end v.
(birini) müşkül duruma sokmak place (one) in an awkward position v.
(birini) zor duruma sokmak place (one) in an awkward position v.
(birini) müşkül duruma sokmak put (one) in an awkward position v.
(birini) zor duruma sokmak put (one) in an awkward position v.
(birini/bir şeyi) zor/güç bir duruma sokmak put (someone or something) in a hole v.
müşkül duruma sokmak put in an awkward position v.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak put your head in a noose v.
kendini zor duruma sokmak put your head in a noose v.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak stick your head in a noose v.
kendini zor duruma sokmak stick your head in a noose v.
(kendini) zor bir duruma sokmak stick neck out v.
(birini) hiçbir şey yapamaz duruma sokmak tie (one) hand and foot v.
Politics
olumsuz duruma sokmak cause a disadvantage v.