|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
sol ve sağ |
left and right n.
|
|
Use the left and right keys to tilt up and down, maintain balance, and overcome obstacles like wooden blocks.
Yukarı ve aşağı eğilmek, dengeyi sağlamak ve tahta bloklar gibi engelleri aşmak için sol ve sağ tuşları kullanın.
More Sentences
|
2 |
General |
sağ elin sol ele nazaran daha kontrollü kullanılması |
dextrality n.
|
|
3 |
General |
sağ-sol simetrik |
mirror-image symmetric n.
|
|
4 |
General |
hem sağ hem de sol el için ayarlanabilir testeresi olan kereste makinesi |
twin band mill n.
|
|
5 |
General |
sağ elde ince ve uzun kılıç tutarken sol elde taşınan düşmanın ince ve uzun kılıcı ile yaptığı saldırıları savuşturmaya yaran hançer |
main-gauche n.
|
|
6 |
General |
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem |
median plane n.
|
|
7 |
General |
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem |
mesial plane n.
|
|
8 |
General |
bilateral simetrili hayvanın sağ veya sol yarısı |
paramere n.
|
|
9 |
General |
somitin sağ veya sol yarısı |
paramere n.
|
|
10 |
General |
(armacılıkta) sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç |
saltire n.
|
|
11 |
General |
(hanedan armalarında) armayı sağ üstten sol alta doğru ikiye bölen çapraz çizginin yarısı genişliğindeki küçük çizgi |
scarp n.
|
|
12 |
General |
(hanedan armalarında) armayı sağ üstten sol alta doğru ikiye bölen çapraz çizginin yarısı genişliğindeki küçük çizgi |
scarpe n.
|
|
13 |
General |
(armacılıkta) sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç ile ortası baklava şeklinde çıkarılmış simgeden oluşan bir işaret |
fret n.
|
|
14 |
General |
sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç içeren arma simgesi |
fret n.
|
|
15 |
General |
sağ gösterip sol vuran kimse |
sleeveen [ireland] n.
|
|
16 |
General |
sağ gözünü sol gözünden sakınmak |
be very jealous v.
|
|
17 |
General |
sağ gösterip sol vurmak |
fake somebody v.
|
|
18 |
General |
sağ gösterip sol vurmak |
fake v.
|
|
19 |
General |
metindeki satırların sağ ve sol kenarlarını aynı hizaya getirmek |
justify v.
|
|
|
20 |
General |
(araba ile) sağ-sol yaparak gitmek |
fishtail v.
|
|
21 |
General |
sağ-sol ters |
mirror-inverted adj.
|
|
22 |
General |
sağ ayağını sol ayağına göre daha iyi kullanan |
right-footed adj.
|
|
23 |
General |
sol ayağını sağ ayağına göre daha iyi kullanan |
left-footed adj.
|
|
24 |
General |
hem sağ hem sol tarafa eşit olarak ait |
ambidextral adj.
|
|
25 |
General |
sağ ve sol tarafları ters çevrilmiş olan |
mirrorwise adj.
|
|
26 |
General |
sağ ve sol ile ilgili |
right-and-left adj.
|
|
27 |
General |
sağ ve sol eller için tasarlanmış |
right-and-left adj.
|
|
28 |
General |
sağ ve sol ayaklar için tasarlanmış |
right-and-left adj.
|
|
29 |
General |
sol yerine sağ ele daha yakın olan |
right-hand adj.
|
|
30 |
General |
görmede sol yerine sağ gözünü baskın kullanan |
right-eyed adj.
|
|
31 |
General |
sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru bir çizgide |
in bend sinister adv.
|
|
32 |
General |
sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru |
in bend sinister adv.
|
|
33 |
General |
sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru |
bendwise sinister adv.
|
|
Proverb |
|
34 |
Proverb |
sağ elin yaptığından sol elin haberi yok |
left hand doesn't know what the right hand is doing
|
|
35 |
Proverb |
sağ elin yaptığından sol elin haberi yok |
the left hand doesn't know what the right hand is doing
|
|
Idioms |
|
36 |
Idioms |
bir sağ bir sol yumruk |
the old one-two (punch) n.
|
|
37 |
Idioms |
sağ-sol yumruk |
the old one-two (punch) n.
|
|
38 |
Idioms |
bir sağ bir sol vuruş |
the old one-two (punch) n.
|
|
39 |
Idioms |
sağ gösterip sol vurmak |
bait and switch v.
|
|
|
40 |
Idioms |
sol/sağ karşısında |
cattywampus adj.
|
|
41 |
Idioms |
sağ elin yaptığından sol elin haberi yok |
the left hand doesn't know what the right hand's doing expr.
|
|
42 |
Idioms |
sol elin yaptığından sağ elin haberi yok |
the right hand doesn't know what the left hand is doing expr.
|
|
43 |
Idioms |
sol elin yaptığından sağ elin haberi yok |
the right hand doesn't know what the left hand's doing expr.
|
|
Speaking |
|
44 |
Speaking |
sol mu sağ mı? |
left or right? expr.
|
|
45 |
Speaking |
sağ mı sol mu? |
right or left? expr.
|
|
Politics |
|
46 |
Politics |
sağ ve sol gibi uç görüşlerden uzak duran ılımlı siyasi felsefe |
centrism n.
|
|
47 |
Politics |
aşırı sağ ve aşırı sol tarafından önerilen yolların ortasını bulan ekonomik ve politik gelişme |
third way n.
|
|
48 |
Politics |
ne sol ne de sağ bir partiyi destekleme |
middle-of-the-road n.
|
|
49 |
Politics |
ne sol ne de sağ bir partiyi destekleme |
ninisme n.
|
|
50 |
Politics |
sağ ve sol |
left and right n.
|
|
51 |
Politics |
sağ ve sol |
right and left n.
|
|
52 |
Politics |
sol/sağ ideolojiler yelpazesi |
left/right spectrum of ideologies n.
|
|
Technical |
|
53 |
Technical |
sağ’-sol dişli vida |
right-and-left screw n.
|
|
54 |
Technical |
sağ / sol anahtar |
toggle switches n.
|
|
55 |
Technical |
sağ sol anahtar |
toggle switches n.
|
|
56 |
Technical |
(sonsuz elek kağıt makinesinde) ıslak parti bölümünü sağ-sol yönünde sallayan mekanizma |
shake n.
|
|
Computer |
|
57 |
Computer |
sağ alt/sol alt köşe |
lower-right/left corner n.
|
|
58 |
Computer |
çift sağ-sol |
bidi expr.
|
|
59 |
Computer |
yasla sağ/sol |
lean right/left expr.
|
|
Electric |
|
60 |
Electric |
çift sıralı uçlu pakete gömülmüş ve doğrudan devre kartına monte edilmiş sağ sol anahtar seti |
dip-switch n.
|
|
Mechanic |
|
61 |
Mechanic |
karşılıklı uçları sırasıyla sağ dişli ve sol dişli vida için olan yivli manşon |
right and left coupling n.
|
|
62 |
Mechanic |
sağ-sol dişli (vida) |
right-and-left adj.
|
|
Television |
|
63 |
Television |
ses mikseri üzerinde sağ-sol kanallardaki göreli seviyeleri ayarlamaya yarayan bir düğme |
pan potentiometer n.
|
|
64 |
Television |
ses mikseri üzerinde sağ-sol kanallardaki göreli seviyeleri ayarlamaya yarayan bir düğme |
pan pot n.
|
|
Textile |
|
65 |
Textile |
sol ve sağ tarafların tarifi |
definition of left and right sides n.
|
|
Automotive |
|
66 |
Automotive |
sağ ve sol bir sıra motor |
right-hand and left-hand in-line engine n.
|
|
67 |
Automotive |
sağ-sol elle kullanılabilen |
two-handed adj.
|
|
Marine |
|
68 |
Marine |
ordunun sağ veya sol kanadı |
wing n.
|
|
69 |
Marine |
deniz filosunun sağ veya sol kanadı |
wing n.
|
|
Medical |
|
70 |
Medical |
sağ beyni sol beyne bağlayan sinir köprüsü |
corpus callosum n.
|
|
71 |
Medical |
sağ beyinle, sol beyin arasında iletişimi sağlayan bağ |
corpus callosum n.
|
|
72 |
Medical |
beynin iki küresi (sağ-sol) arasındaki iletişimi sağlayan yapı |
corpus callosum n.
|
|
73 |
Medical |
Kalbin sol taraf yerine sağ tarafta bulunması |
dextrocardia n.
|
|
74 |
Medical |
sağ beyin ile sol beyin arasındaki farklar |
differences between the right and left brain n.
|
|
75 |
Medical |
sağ ve sol kolon tümörlü hasta |
patient with left and right-sided tumors n.
|
|
76 |
Medical |
sağ ve sol damak bölümlerinin birleşmemesi nedeniyle meydana gelen konjenital damak yarığı |
cleft palate n.
|
|
77 |
Medical |
sağ-sol koroner anjiografi |
left and right coronary arteriography n.
|
|
78 |
Medical |
sol ve sağ kaburga kemikleri arasında bulunan göğüs kafesi kemiği |
sternum n.
|
|
79 |
Medical |
sol ve sağ kalp yetmezliği |
left and right heart failure n.
|
|
|
80 |
Medical |
sol/sağ ventrikül disfonksiyonu |
left/right ventricular dysfunction n.
|
|
81 |
Medical |
sol ve sağ aksesuar sinir |
left and right accessory nerve n.
|
|
82 |
Medical |
sol ve sağ ventrikül atım işi indeksleri |
left and right ventricular stroke work index n.
|
|
83 |
Medical |
kalbin sağ veya sol yarısı |
hemicardia n.
|
|
84 |
Medical |
kalbin sol ve sağ bölümlerinin arasındaki septumda görülen genetik abnormalite |
septal defect n.
|
|
Anatomy |
|
85 |
Anatomy |
sağ beyni sol beyne bağlayan sinir köprüsünde yer alan, beynin lateral ventrikülünün bir bölümünün çatısını oluşturan lif tabakası |
tapetum n.
|
|
86 |
Anatomy |
kirli kanı kalbin sağ odacığından alıp sağ ve sol akciğer atardamarlarına dağıtan arter |
truncus pulmonalis n.
|
|
87 |
Anatomy |
kirli kanı kalbin sağ odacığından alıp sağ ve sol akciğer atardamarlarına dağıtan arter |
pulmonary trunk n.
|
|
88 |
Anatomy |
beyinciğin sağ ve sol lopları arasında kalan lop |
vermis n.
|
|
89 |
Anatomy |
beyinciğin sağ ve sol lopları arasında kalan lop |
vermis cerebelli n.
|
|
90 |
Anatomy |
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür |
lateral cerebral sulcus n.
|
|
91 |
Anatomy |
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür |
fissure of sylvius n.
|
|
92 |
Anatomy |
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür |
sulcus lateralis cerebri n.
|
|
93 |
Anatomy |
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür |
sylvian fissure n.
|
|
94 |
Anatomy |
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür |
lateral sulcus n.
|
|
95 |
Anatomy |
plevranın göğüs kafesini ikiye bölerek sağ ve sol boşlukları oluşturan kıvrımları |
mediastine n.
|
|
96 |
Anatomy |
plevranın göğüs kafesini ikiye bölerek sağ ve sol boşlukları oluşturan kıvrımlar arasındaki boşluk |
mediastinal space n.
|
|
97 |
Anatomy |
beyinciğin sağ ve sol lopları arasında kalan lop |
worm n.
|
|
98 |
Anatomy |
vücudun sağ veya sol kısmındaki bölge |
hemispace n.
|
|
99 |
Anatomy |
vücudun sağ veya sol kısmındaki alan |
hemispace n.
|
|
Physiology |
|
100 |
Physiology |
konuşma benzeri bir fonksiyonun beynin sağ veya sol kısmında lokalizasyonu |
lateralization n.
|
|
101 |
Physiology |
konuşma benzeri bir fonksiyonun beynin sağ veya sol kısmında lokalizasyonu |
lateralisation n.
|
|
Pathology |
|
102 |
Pathology |
kalbin sol ve sağ kulakçıkları arasında anormal derecede açıklık |
atrial septal defect n.
|
|
103 |
Pathology |
görme alanının tüm sol veya sağ tarafında meydana gelen görme kaybı |
hemiopia n.
|
|
104 |
Pathology |
görme alanının sağ veya sol yarısında tamamen görme kaybıyla ilgili |
hemiopic n.
|
|
105 |
Pathology |
görme alanının sağ veya sol yarısında tamamen görme kaybından muzdarip olan |
hemiopic n.
|
|
106 |
Pathology |
görme alanının sağ veya sol yarısında tamamen görme kaybıyla ilgili |
hemianopic adj.
|
|
107 |
Pathology |
görme alanının sağ veya sol yarısında tamamen görme kaybı yaşayan |
hemianopic adj.
|
|
Math |
|
108 |
Math |
hem sağ ters hem sol ters olan morfizma |
inverse adj.
|
|
Physics |
|
109 |
Physics |
sol sağ simetrisi |
left-right symmetry n.
|
|
110 |
Physics |
fleming'in sağ ve sol el kuralı |
fleming's rules n.
|
|
Zoology |
|
111 |
Zoology |
bilateral olarak simetrik olan bir hayvanı sağ ve sol olmak üzere iki eşit parçaya bölen hayali bir aks |
mesial plane n.
|
|
History |
|
112 |
History |
hanedan armasının sağ üst köşesinden sol alt köşesine doğru inen şerit |
bend n.
|
|
113 |
History |
hanedan armasının sağ üst köşesinden sol alt köşesine doğru inen çapraz çizgi |
bend dexter n.
|
|
114 |
History |
hanedan armasını sağ üstten sol alta doğru ikiye bölen çapraz çizgi |
bend sinister n.
|
|
Military |
|
115 |
Military |
marş sırasında hizanın koruması için piyade taburunun sağ ve sol taraflarında görevlendirilen iki çavuş |
general guides n.
|
|
116 |
Military |
sağ/sol kıyı |
right/left bank n.
|
|
117 |
Military |
sağ veya sol kanadın safın dışına taşan bölümlerine verilen ad |
flank en potence n.
|
|
118 |
Military |
(sağ veya sol baştan) saymak |
number off v.
|
|
119 |
Military |
sol/sağ tarafını kontrol et |
check port/starboard expr.
|
|
Sport |
|
120 |
Sport |
sağ elini kullanan oyuncu için sağa, sol elini kullanan oyuncu için sola sapan bowling topu |
backup n.
|
|
121 |
Sport |
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu |
right hander n.
|
|
122 |
Sport |
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu |
righthander n.
|
|
123 |
Sport |
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu |
right-hander n.
|
|
124 |
Sport |
(kar kayağında) ne sağ ne de sol ayak önde olmadan kaymak |
plowing n.
|
|
125 |
Sport |
(buz hokeyinde) defans oyuncusunun topu hücum alanında tutmak için golün sağ veya sol tarafında yer aldığı pozisyon |
point n.
|
|
126 |
Sport |
(golf) topa sağ elle sağdan veya sol elle soldan hatalı vuruş yapmak |
block v.
|
|
Football |
|
127 |
Football |
(eskiden) sağ ve sol iç oyuncuların her biri |
inside forward n.
|
|
128 |
Football |
(topu) sağ veya sol kanattan saha ortasına atmak |
cross v.
|
|
Baseball |
|
129 |
Baseball |
sahada orta alan ile sol veya sağ saha oyuncusu arasında kalan iki alandan her biri |
alley n.
|
|
Boxing |
|
130 |
Boxing |
boksta küçük, direkt vuruş (sağ sol fark etmez, garda göre değişir) |
jab n.
|
|
Music |
|
131 |
Music |
sağ elle dümbelek çalarken sol elle çalınabilen bir tür küçük flüt |
tabor pipe n.
|
|
132 |
Music |
kadın ve erkeklerin birbirinden uzaklaşıp birbirine yaklaşırken sağ ve sol ellerini dönüşümlü kenetlediği bir dans figürü |
right and left n.
|
|
Photography |
|
133 |
Photography |
(çinkografi) sağ ve sol tarafları yer değiştirmiş resim oluşturmak |
flop v.
|
|
134 |
Photography |
sağ ve sol tarafı yer değiştirmiş resim basmak |
flop v.
|
|
Abbreviation |
|
135 |
Abbreviation |
sol/sağ |
l/r (left/right) n.
|
|
Entomology |
|
136 |
Entomology |
gövdeyi sağ ve sol olmak üzere iki eş parçaya bölen hayali orta aks |
meson n.
|
|
Modern Slang |
|
137 |
Modern Slang |
hem sağ hem de sol eliyle yazabilen |
ambidexterous adj.
|
|