tarafsız - Turco Inglés Diccionario
Historia

tarafsız



Significados de "tarafsız" en diccionario inglés turco : 62 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
tarafsız neutral adj.
tarafsız objective adj.
tarafsız impartial adj.
tarafsız unbiased adj.
General
tarafsız equitable adj.
tarafsız unprejudiced adj.
tarafsız nonpartisan adj.
tarafsız nonparty adj.
tarafsız uncolored adj.
tarafsız disinterested adj.
tarafsız unbiassed adj.
tarafsız dispassionate adj.
tarafsız even adj.
tarafsız clinical adj.
tarafsız colorless adj.
tarafsız uncoloured adj.
tarafsız judicial adj.
tarafsız free from bias adj.
tarafsız candid adj.
tarafsız detached adj.
tarafsız noncommittal adj.
tarafsız colourless adj.
tarafsız evenhanded adj.
tarafsız fair-minded adj.
tarafsız even-handed adj.
tarafsız non-party adj.
tarafsız non-aligned adj.
tarafsız non-partisan adj.
tarafsız non-committal adj.
tarafsız impartial adj.
tarafsız objective adj.
tarafsız equal adj.
tarafsız adiaphorous adj.
tarafsız nonaligned adj.
tarafsız nonpartizan adj.
tarafsız agnostic adj.
tarafsız agnostical adj.
tarafsız crossbench adj.
tarafsız equal adj.
tarafsız unpartial adj.
tarafsız unprepossessed adj.
tarafsız just adj.
tarafsız open-minded adj.
tarafsız imprejudicate [obsolete] adj.
tarafsız disimpassioned adj.
tarafsız disinterest [obsolete] adj.
tarafsız dispassioned adj.
tarafsız pareve adj.
Colloquial
tarafsız on the fence adj.
Trade/Economic
tarafsız equitable adj.
Law
tarafsız unbiassed adj.
tarafsız disinterested adj.
tarafsız unbiased adj.
tarafsız impartial adj.
Politics
tarafsız non-committal adj.
tarafsız neutral adj.
Technical
tarafsız unbiased adj.
tarafsız impartial adj.
tarafsız objective adj.
Dyeing
tarafsız inert adj.
Abbreviation
tarafsız neut. adj.
Archaic
tarafsız neuter adj.

Significados de "tarafsız" con otros términos en diccionario inglés turco: 184 resultado(s)

Turco Inglés
General
tarafsız kimse neutral n.
tarafsız karar unbiased judgment n.
tarafsız bölge neutral zone n.
tarafsız bölge zone of neutrality n.
tarafsız ülke neutral n.
belirli yükümlülükler gerçekleşene kadar bir şeyin tarafsız bir kişiye emaneti escrow n.
tarafsız olma detachedness n.
tarafsız olma evenhandedness n.
tarafsız bayrak neutral flag n.
politik açıdan tarafsız fencesitter n.
tarafsız olma neutrality n.
(tarafsız) arabulucu honest broker n.
(cepheler arasındaki) tarafsız bölge no man's land n.
tarafsız bakış açısı objective perspective n.
iki uç arasında tarafsız olma durumu fence-sitting n.
dinlere karşı tarafsız olma laicality n.
dinlere karşı tarafsız olma laicity n.
tarafsız hale getirme unbiassing n.
tarafsız soruşturma impartial inquiry n.
tarafsız olmaya çalışan kimse jack-on-both-sides n.
tarafsız kimse jack-on-both-sides n.
tarafsız kimse mugwump n.
tarafsız gözlemci mugwump n.
tarafsız kimse impartialist n.
tarafsız kimse independent n.
tarafsız kimse fencesitter n.
tarafsız kimse fence-sitter n.
tarafsız hale getirme standoff n.
tarafsız kalmak sit on the fence v.
tarafsız kılmak neutralize v.
tarafsız birinin kararına bağlayarak halletmek (meseleyi) arbitrate v.
tarafsız kılmak (hukuk) neutralise v.
tarafsız kılmak (hukuk) neutralize v.
tarafsız davranmak act unbiased v.
tarafsız davranmak treat neutral v.
tarafsız davranmak behave impartial v.
tarafsız davranmak behave unbiased v.
tarafsız davranmak treat impartial v.
tarafsız davranmak act impartial v.
tarafsız davranmak act neutral v.
tarafsız davranmak be impartial v.
tarafsız davranmak treat unbiased v.
tarafsız davranmak behave neutral v.
tarafsız davranmak be unbiased v.
tarafsız olmak be neutral v.
tarafsız olmak stand aside v.
tarafsız kalmak remain impartial v.
tarafsız kalmak stay neutral v.
tarafsız kalmak remain neutral v.
tarafsız kılmak neutralise v.
tarafsız hale getirmek unbias v.
tarafsız şekilde görmek contemplate v.
tarafsız kimse guarded adj.
tarafsız memlekete ait neutral adj.
tarafsız kalan fence-sitting adj.
özgür ve tarafsız free and fair adj.
tarafsız olmayan unobjective adj.
(tartışma, program) tarafsız balanced adj.
yeterli veya tarafsız dayanağa sahip fair adj.
tarafsız (ifade, açıklama) honest adj.
olaya tarafsız ve hissiz bakan dry adj.
tarafsız olarak evenhandedly adv.
tarafsız biçimde candidly adv.
tarafsız bir şekilde temperately adv.
tarafsız biçimde equitably adv.
Phrases
tarafsız bir şekilde fair-and-square expr.
Idioms
tarafsız kimse fence sitter n.
tarafsız gözlemci fence sitter n.
tarafsız arabulucu an honest broker n.
tarafsız arabulucu an honest broker n.
tarafsız davranmak play switzerland v.
tarafsız davranmak take no side v.
tarafsız kalmak be sitting on the fence v.
tarafsız yaklaşılmak get the benefit of the doubt v.
tarafsız zeminde on neutral ground expr.
tarafsız ortamda on neutral ground expr.
tarafsız bir platformda on neutral ground expr.
tarafsız bölgede on neutral ground expr.
tarafsız zeminde on neutral territory expr.
tarafsız ortamda on neutral territory expr.
tarafsız bir platformda on neutral territory expr.
tarafsız bölgede on neutral territory expr.
Trade/Economic
belli yükümlülükler gerçekleşene kadar bir şeyin tarafsız bir kişiye emaneti escrow n.
farklı gruplara eşit şekilde davranıldığı görüntüsü veren tarafsız uygulamaların, gerçekte bir grubu diğerine karşı kayıran veya diğer gruba nazaran mağdur eden etkiler doğurması ve bu olumsuz etkilerin işletme gerekleri ile açıklanamaması disparate impact n.
işçi-işveren anlaşmazlığında gerçeği araştırmak ve kamuoyuna açıklamalarda bulunmak için tarafsız kişilerden oluşturulan bir grup fact finding board n.
işçi-işveren anlaşmazlıklarını çözümlemekle görevli tarafsız kişi arbitrator n.
ödenen ücretler hakkında çıkan anlaşmazlıkların bir arabulucu veya tarafsız bir grup aracılığıyla çözülmesi wage arbitration n.
tarafsız kişi arbiter n.
tarafsız gemiye savaşta verilen serbest geçiş belgesi navicert n.
tarafsız kritik bölge unbiassed critical region n.
tarafsız gemi neutral ship n.
tarafsız liman neutral port n.
tarafsız değer objective value n.
tarafsız vergi neutral tax n.
yasal açıdan bağlayıcı karar vermek üzere tarafsız kişilerden oluşan bir kurula götürme arbitration n.
gerçek ve tarafsız true and fair adj.
Law
tanışıklık, iş ilişkisi vb. durumlardan dolayı tarafsız olamayacağına hükmedilen jüri üyesinin reddedilmesi challenge to the favor n.
adil ve tarafsız yargılanma hakkına erişim right to access to fair and impartial tribunal n.
bağımsız ve tarafsız mahkeme independent and impartial court/tribunal n.
tarafsız ülke vatandaşı neutral state citizen n.
tarafsız hakim objective judge n.
tarafsız kanıt objective evidence n.
tarafsız yargıç objective judge n.
tarafsız karar unbiased judgement n.
tarafsız bölge neuter zone n.
tarafsız delil objective evidence n.
tarafsız tanık non-party witness n.
savaş durumunda tarafsız ülke toprağını zapt etme hakkı angaria n.
davada tarafsız kişi veya oluşumların taraflardan birine kanuna aykırı olarak yaptığı para yardımı maintenance n.
(medeni hukuk) tarafsız bir yedieminin davaya konu olan mülkü elinde tutup ait olduğuna hükmedilen tarafa iade etmeyi kabul ettiği teminat türü sequestration n.
(savaş zamanında) tarafsız gemilere verilen dokunulmazlık freedom of the seas n.
adil ve tarafsız fair and impartial adj.
tarafsız esaslara ve usullere dayanmayan arbitrary adj.
her iki tarafın temsilcilerinden ve genellikle bir veya daha fazla tarafsız üyeden oluşan mixed adj.
Politics
toplumdaki siyasal ve sosyal kurumların dinlere karşı tarafsız ve dini baskı olmadan idare edilmesi laicism n.
tarafsız ülke nonbelligerent n.
tarafsız ülke vatandaşı olan kimse neutral n.
savaş sırasında savaş gemilerinin tarafsız devlet gemilerini kontrol etmesi visit and search n.
savaş sırasında tarafsız bir geminin taraflara verdiği taşıma hizmeti unneutral service n.
savaş durumunda tarafsız ülke toprağını zaptetme hakkı angary n.
tarafsız ülke toprağını zaptetme hakkı angary n.
tarafsız hale getirilmesi neutralisation n.
tarafsız kılma neutralisation n.
tarafsız kılma neutralization n.
tarafsız hale gelme neutralisation n.
tarafsız hale gelme neutralization n.
tarafsız hale getirilmesi neutralization n.
tarafsız bölge neutral zone n.
tarafsız bölge neutral territory n.
tarafsız devlet neutral state n.
tarafsız seçilen idare meclisi non partisan board n.
tarafsız ülke neutral country n.
tarafsız topraklar no man's land n.
tarafsız limana getirilen ürünlerin düşman bir ülkeye getirilebileceği kuramı doctrine of ultimate destination n.
tarafsız ve müttefik olmayan ülkeler neutral and non allied countries n.
tarafsız limana getirilen ürünlerin düşman bir ülkeye getirilebileceği kuramı doctrine of continuous voyage n.
tarafsız ülkelerin savaş halindeki ülkelerin herhangi birisine yasak olan silah ve cephane gibi eşyaları taşıması contraband of war n.
tarafsız ülkeler denetleme komisyonu neutral nations supervisory commission (nnsc) n.
tarafsız devletler impartial states n.
tarafsız yaklaşım impartial attitude n.
tarafsız yaklaşım even-handed approach n.
ingiliz parlamentosunda tarafsız veya bağımsız üyelerin oturduğu sıra crossbench n.
ingiliz parlamentosunda tarafsız üye crossbencher n.
ingiliz parlamentosunda tarafsız üye cross-bencher n.
tarafsız kalma siyaseti indifferentism n.
dinlere karşı tarafsız hale getirmek laicise v.
dinlere karşı tarafsız hale getirmek laicize v.
tarafsız gözlemci neutral observer v.
siyasi açıdan tarafsız politically neutral adj.
siyasi olarak tarafsız politically neutral adj.
tarafsız olmayan unneutral adj.
Institutes
tarafsız doğrulanabilir göstergeler objectively verifiable indicator n.
Media
tarafsız gazetecilik impartial journalism n.
tarafsız gazetecilik objective journalism n.
Technical
tarafsız düzlem neutral plane n.
tarafsız sınıflandırma objective rating n.
tarafsız lif neutral fibre n.
tarafsız sayım çerçevesi unbiased counting frame n.
tarafsız eksen neutral axis n.
Automotive
tarafsız davranım neutral handling n.
tarafsız yön verme neutral steer n.
Marine
tarafsız gemi belgesi sea letter n.
tarafsız bayrağa geçme transfer to a neutral flag n.
tarafsız bayrak neutral flag n.
tarafsız bayrak altında under neutral flag n.
tarafsız bandıra altında under neutral flag n.
savaş zamanı tarafsız ülkelerin ticari gemileri tarafından taşınan ve ait oldukları ulusları gösteren belge sea brief n.
tarafsız gemi belgesi sea brief n.
savaş zamanı tarafsız ülkelerin ticari gemileri tarafından taşınan ve ait oldukları ulusları gösteren belge sea pass n.
tarafsız gemi belgesi sea pass n.
Statistics
tarafsız hata unbiassed error n.
tarafsız tahmin unbiassed estimate n.
Literature
zola'nın romancılığının temelinde yatan tarafsız natüralizm ve determinizm zolaism n.
Religious
tanrının varlığı veya yokluğu konusunda tarafsız olan kimse freethinker n.
Philosophy
tarafsız monizm neutral monism n.
Military
savaş zamanında düşman kargosu taşısa bile zapt edilmesi yasak olan tarafsız ülke gemileri free ships n.
Sport
tarafsız alan ihlali yapmak encroach v.
Football
tarafsız bir saha a neutral venue n.
tarafsız saha neutral ground n.
tarafsız alan ihlali encroachment n.
Boxing
tarafsız köşe neutral corner n.
Archaic
tartışmada tarafsız olan kimse neuter n.
savaşta tarafsız olan ülke, devlet neutrality n.
Star Wars
tarafsız sistemler konseyi council of neutral systems n.