|
- The other day he told me that he would not dare send his daughter and his son to school in the same bus.
- Geçen gün bana kızını ve oğlunu aynı otobüste okula göndermeye cesaret edemeyeceğini söyledi.
- Imagine that it happens to your daughter, your son, your father, your mother, your brother, your sister.
- Bunun kızınızın, oğlunuzun, babanızın, annenizin, erkek kardeşinizin, kız kardeşinizin başına geldiğini hayal edin.
- The murderer of my daughter has been let down, because his act of murder and of suicide achieved nothing.
- Kızımın katili hayal kırıklığına uğratıldı, çünkü cinayet ve intihar eylemi hiçbir işe yaramadı.
- Our tears are shed today for those who have lost a son or a daughter, a mother, a father, or both.
- Gözyaşlarımız bugün bir oğlunu ya da kızını, bir anneyi, bir babayı ya da her ikisini birden kaybedenler için dökülüyor.
- Perhaps I will ask my daughter, Kate, if she will write a 21st-century version featuring clean air.
- Belki de kızım Kate'e temiz hava içeren bir 21. yüzyıl versiyonu yazıp yazmayacağını sorarım.
- Pensioners and elderly people fought in the last war and their wives and daughters suffered the consequences of this.
- Emekliler ve yaşlılar son savaşta savaştı ve eşleri ve kızları bunun sonuçlarına katlandı.
- On the evening of 12 August, my daughter bought a camera in my home town of Döbelin, population 28 000.
- 12 Ağustos akşamı kızım, 28.000 nüfuslu Döbelin kasabasından bir fotoğraf makinesi satın aldı.
- Your daughter has been arrested for stealing painkillers from the hospital pharmacy.
- Kızınız hastane eczanesinden ağrı kesici çaldığı için tutuklandı.
- Does your daughter plan to come out this year?
- Kızınız bu yıl çıkmayı planlıyor mu?
- Your daughter's a drug addict, and you're already dead.
- Kızın uyuşturucu bağımlısı ve sen de zaten ölüsün.
- Will your daughter come out at the Debutante Ball this year?
- Kızınız bu yılki Sosyeteye Takdim Balosuna katılacak mı?
- Daughter two has not mentioned a single thing about them up to now.
- İkinci kız şu ana kadar onlar hakkında tek bir şeyden bahsetmedi.
- I'm his daughter; after all, it doesn't matter if I lose face.
- Ben onun kızıyım; sonuçta itibarımı kaybetmem önemli değil.
- He also had a daughter who married into another family.
- Onun da başka bir aileyle evlenen bir kızı vardı.
- Come daughter, come down.
- Gel kızım, aşağı in.
- Last thing I need to worry about is my daughter getting eaten by a giant space slug.
- Endişelenmem gereken son şey kızımın dev bir uzay sümüklüböceği tarafından yenmesi.
- You cut ties with your family pretty fast after your daughter died.
- Kızınız öldükten sonra ailenizle bağlarınızı oldukça hızlı kopardınız.
- From what I see, your daughter is a drug addict and a habitual liar.
- Gördüğüm kadarıyla kızınız uyuşturucu bağımlısı ve müzmin bir yalancı.
- One for his daughter, and another for the woman he loves.
- Biri kızı için, diğeri de sevdiği kadın için.
- Your daughter has been arrested for stealing painkillers from the hospital pharmacy.
- Kızın hastane eczanesinden ağrı kesici çaldığı için tutuklandı.
- One for his daughter, and another for the woman he loves.
- Biri kızı için, diğeri sevdiği kadın için.
- He also fought very hard with your daughter when he came home.
- O da eve geldiğinde kızınızla çok kavga etti.
- He also fought very hard with your daughter when he came home.
- Eve döndüğünde kızınızla da çok mücadele etti.
- He also had a daughter who married into another family.
- Ayrıca başka bir aileye gelin giden bir kızı vardı.
- You cut ties with your family pretty fast after your daughter died.
- Kızın öldükten sonra ailenle bağlarını çok çabuk kopardın.
- Daughter two has not mentioned a single thing about them up to now.
- İkinci kız şimdiye kadar onlardan hiç bahsetmemiş.
- Last thing I need to worry about is my daughter getting eaten by a giant space slug.
- Endişelenmem gereken son şey kızımın devasa bir uzaylı sümüklüböcek tarafından yenilmesi.
- Last thing I need to worry about is my daughter getting eaten by a giant space slug.
- Endişelenmem gereken son şey kızımı dev bir uzay sümüklüböceğinin yemesi.
- You cut ties with your family pretty fast after your daughter died.
- Kızınız öldükten sonra ailenizle bağları çok çabuk kopardınız.
- He also had a daughter who married into another family.
- Ayrıca farklı bir aileye gelin giden bir de kızı var.
- I love my daughter.
- Kızımı seviyorum.
- Tom also has a daughter.
- Tom'un da bir kızı var.
- Rebecca has at least two daughters.
- Rebecca'nın en az iki kızı var.
- Tom's youngest daughter is his favorite.
- Tom'un en küçük kızı onun favorisi.
- Tom picked up his daughter at day care.
- Tom kızını kreşten aldı.
- Sami's daughter stopped wearing the hijab.
- Sami'nin kızı başörtüsü takmayı bıraktı.
- And Seth lived after he begot Enos, eight hundred and seven years, and begot sons and daughters.
- Şit Enos'u doğurduktan sonra sekiz yüz yedi yıl yaşadı, başka oğulları ve kızları oldu.
- I have a daughter who's 13 years old.
- 13 yaşında bir kızım var.
- His daughter is sick.
- Kızı hasta.
- Tom wanted to name his daughter Mary.
- Tom kızına Mary adını vermek istedi.
- He loves his daughter, but his wife doesn't.
- Kızını o seviyor ama karısı sevmiyor.
- We are anxious about our daughter's health.
- Kızımızın sağlığı hakkında endişeliyiz.
- My daughter was taken away from me.
- Kızım benden alındı.
- She's younger than your daughter!
- O senin kızından daha genç!
- Tom's daughter got pregnant at 15.
- Tom'un kızı 15 yaşında hamile kaldı.
- I'm Tom's daughter.
- Tom'un kızıyım.
- I love his daughter.
- Onun kızını seviyorum.
- After whose birth he lived eight hundred and fifteen years, and begot sons and daughters.
- Doğumundan sonra sekiz yüz on beş yıl yaşadı, oğulları ve kızları oldu.
- I have been looking for a piano for my daughter.
- Kızım için bir piyano arıyordum.
- She's my daughter.
- O benim kızım.
- Layla is the daughter of a rich Egyptian entrepreneur.
- Leyla zengin bir Mısırlı girişimcinin kızıdır.
- Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
- Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
- I adore his daughter.
- Onun kızına bayılıyorum.
- What is your daughter's name?
- Senin kızının adı nedir?
- I won't allow my daughter to go out with you.
- Kızımın seninle çıkmasına izin vermeyeceğim.
- He took his daughter to Austria to receive treatment.
- Kızını tedavi için Avusturya'ya götürdü.
- That's Tom's daughter.
- Bu, Tom'un kızı.
- Tom used to date my daughter.
- Tom eskiden kızımla çıkıyordu.
- I'm going to call my daughter.
- Kızımı arayacağım.
- The police promised Tom that they would look for his daughter.
- Polis Tom'a kızını arayacaklarına dair söz verdi.
- The drinks at Tom's daughter's wedding cost him a bundle.
- Tom'un kızının düğünündeki içkiler ona çok pahalıya mal oldu.
- Layla was jealous of Sami's daughter.
- Leyla, Sami'nin kızını kıskanıyordu.
- When did your daughter become an adult?
- Kızınız ne zaman yetişkin oldu?
- I'm going to ask your daughter to marry me.
- Kızının benimle evlenmesini isteyeceğim.
- My daughter lives in Rio de Janeiro, which is four hundred miles away from Sao Paulo.
- Kızım Sao Paulo'dan dört yüz mil uzaktaki Rio de Janeiro'da yaşıyor.
- My daughter is blind.
- Kızım kördür.
- Dan placed his daughter, Linda, under the care of a psychiatrist.
- Dan, kızı Linda'yı bir psikiyatristin gözetimi altına verdi.
- I'm taking my daughter to Australia with me.
- Kızımı da yanımda Avustralya'ya götürüyorum.
- He was proud of his daughter.
- Kızıyla gurur duyuyordu.
- I adore your daughter.
- Kızına bayılıyorum.
- His daughter has become a beautiful woman.
- Onun kızı güzel bir kadın oldu.
- My daughter is blind.
- Kızım kör.
- Tom wants his daughter to get married.
- Tom kızının evlenmesini istiyor.
- The mother said little to the daughters.
- Anne kızlarına çok az şey söyledi.
- Can you help me find my daughter?
- Kızımı bulmama yardım edebilir misin?
- I think Tom is too old to be dating my daughter.
- Bence Tom kızımla çıkmak için çok yaşlı.
- Who marries my daughter will become my son-in-law.
- Kızımla kim evlenirse benim damadım olacak.
- Tom smothered his daughter with kisses.
- Tom kızını öpücüklere boğdu.
- His wife bore him two daughters and a son.
- Karısı ona iki kız ve bir oğul doğurdu.
- A niece is the daughter of a brother.
- Yeğen bir erkek kardeşin kızıdır.
- My daughter is going to buy new furniture.
- Kızım yeni mobilya satın alacak.
- Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
- My daughter is still small.
- Kızım hala küçük.
- Tom is divorced and has a daughter.
- Tom boşandı ve onun bir kızı var.
- I like to bring my daughters to the park.
- Kızlarımı parka götürmeyi seviyorum.
- Dan finished dressing his daughter, Linda.
- Dan kızı Linda'yı giydirmeyi bitirdi.
- She has a daughter named Mary.
- Mary adında bir kızı var.
- My daughter likes Ultraman.
- Kızım Ultraman'ı sever.
- I was at my friend's house for dinner to celebrate his daughter's birthday.
- Kızının doğum gününü kutlamak için akşam yemeğinde arkadaşımın evindeydim.
- Tom's older daughter is still unmarried.
- Tom'un büyük kızı hala evlenmemiş.
- Tom doesn't seem to mind that his daughter is dating John.
- Tom kızının John'la çıkmasını umursamıyor gibi görünüyor.
- My daughter had a concussion.
- Kızım beyin sarsıntısı geçirdi.
- Sami drank with his underage daughter.
- Sami reşit olmayan kızıyla içti.
- Don't even think of asking me to let you date my daughter.
- Kızımla çıkmana izin vermemi istemeyi düşünme bile.
- She's my daughter's best friend.
- O, kızımın en iyi arkadaşı.
- Tom has a daughter who's very beautiful.
- Tom'un çok güzel bir kızı var.
- Sami had an adorable daughter named Layla.
- Sami'nin Layla adında sevimli bir kızı vardı.
- Our daughter has red hair while both of us have blonde hair.
- İkimiz de sarı saçlıyken kızımız kızıl saçlı.
- Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına doldurulmuş bir tavşan verdi.
Show More (96)
|