heard

Sens de "heard" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 7 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	heard v.	duyarak öğrenilmiş
2	General	heard v.	göz önünde bulundurulmuş
3	General	heard v.	onaylanmış
4	General	heard v.	anlaşılmış
5	General	heard adj.	duyulmuş
Computer
6	Computer	heard expr.	işitildi
Geography
7	Geography	heard n.	heard adası

Sens de "heard" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 185 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	be heard v.	duyulmak
Tom spoke very quietly, but loud enough to be heard. Tom çok sessiz ama duyulacak kadar yüksek sesle konuştu. More Sentences
Speaking
2	Speaking	you heard me expr.	beni duydun
You heard me. Beni duydun. More Sentences
3	Speaking	have you heard? expr.	duydun mu?
Have you heard this joke before? Bu fıkrayı daha önce duydun mu? More Sentences
4	Speaking	what we heard expr.	duyduklarımız
What we hear is in any case not so positive in a few respects. Duyduklarımız her halükarda birkaç açıdan pek olumlu değil. More Sentences
5	Speaking	never heard that expr.	hiç duymadım
I never heard that joke before. Bu şakayı daha önce hiç duymamıştım. More Sentences
6	Speaking	you heard him expr.	onu duydun
You heard him, didn't you? Onu duydun, değil mi? More Sentences
7	Speaking	you heard exclam.	duydun
You heard the news? Haberi duydun mu? More Sentences
Common Usage
8	Common Usage	being heard n.	duyulma
General
9	General	being heard n.	duyulma
10	General	have heard v.	haberi olmak
11	General	not to be heard v.	ses çıkmamak
12	General	be heard v.	aksetmek
13	General	be heard around the world v.	cihanı tutmak
14	General	be well-heard v.	iyi duyulmak
15	General	pretend not to have heard v.	duymazlıktan gelmek
16	General	often-heard adj.	sık duyulan
17	General	often-heard adj.	sık sık duyulan
18	General	oft-heard adj.	sık sık duyulan
19	General	oft-heard adj.	sık duyulan
20	General	much-heard adj.	çok duyulmuş
21	General	half-heard adj.	kısmen duyulmuş
22	General	half-heard adj.	yarı işitilmiş
23	General	half-heard adj.	yarısı duyulmuş
24	General	since i heard adv.	duyduğumdan beri
Proverb
25	Proverb	children should be seen and not heard	büyükler dururken küçüğe söz düşmez
26	Proverb	children should be seen and not heard	sus küçüğün söz büyüğün
Colloquial
27	Colloquial	the last I heard expr.	en son duyduğuma göre
28	Colloquial	the last I heard expr.	en son duyduğum kadarıyla
29	Colloquial	the last I heard expr.	en son işittiğime göre
30	Colloquial	the last I heard expr.	en son söylenilenlere göre
31	Colloquial	the last I heard expr.	en son duyduğumda
32	Colloquial	according to what we have heard expr.	duyduğumuza göre
33	Colloquial	according to what I have heard expr.	duyduğuma göre
34	Colloquial	haven't you heard? expr.	haberin yok mu?
35	Colloquial	neither been seen nor heard of expr.	ne görüldük ne duyulduk
36	Colloquial	another county heard from expr.	al işte biri daha
37	Colloquial	another county heard from expr.	al bir bu eksikti
38	Colloquial	make your voice heard expr.	sesini çıkar
39	Colloquial	make your voice heard expr.	fikirlerini/düşüncelerini başkalarına ifade et
40	Colloquial	make your voice heard expr.	sesini başkalarına duyur
41	Colloquial	(one) (has) never heard (of) such a thing expr.	(biri) hiç böyle bir şey duymamış
42	Colloquial	(one) (has) never heard (of) such a thing expr.	(biri) ilk defa böyle bir şey duyuyor
43	Colloquial	I've never heard it called that before expr.	öyle dendiğini daha önce hiç duymamıştım
44	Colloquial	I've never heard it called that before expr.	bu kelimeyi/terimi/tabiri daha önce hiç duymamıştım
45	Colloquial	I've never heard it called that before expr.	şimdi de öyle mi deniyormuş?
46	Colloquial	I've never heard it called that before expr.	böyle mi yutturuyorlar?
47	Colloquial	I've never heard it called that before expr.	yeni adı bu mu olmuş?
48	Colloquial	I've never heard it called that before expr.	böyle dendiğini de ilk kez/defa duyuyorum
49	Colloquial	I've never heard it called that before expr.	böyle dendiğini de daha önce hiç duymamıştım
50	Colloquial	that ain't what I heard expr.	ben öyle duymadım
51	Colloquial	that ain't what I heard expr.	ben o şekilde duymadım
Idioms
52	Idioms	another country heard from n.	bir sen eksiktin
53	Idioms	another country heard from n.	buyur burdan yak
54	Idioms	have heard the last of somebody/something v.	(özellikle istenmeyen birisi/olay vb) son kez duymuş olmak
55	Idioms	make oneself heard v.	(bağırarak vs) sesini duyurmak
56	Idioms	make (one's) voice heard v.	(birinin) sesini duyurmak
57	Idioms	make (one's) voice heard v.	(birinin) fikirlerinin/görüşlerinin anlaşılmasını sağlamak
58	Idioms	make (one's) voice heard v.	(birinin) rakip sesler/görüşler arasında sesini duyurmak
59	Idioms	make (oneself) heard v.	(kendini) duyurmak
60	Idioms	make (oneself) heard v.	sesini duyurmak
61	Idioms	make (oneself) heard v.	sesini çıkarmak
62	Idioms	make (oneself) heard v.	fikirlerini/isteklerini ifade etmek
63	Idioms	make (oneself) heard v.	fikirlerinin/görüşlerinin anlaşılmasını sağlamak
64	Idioms	make (oneself) heard v.	görüşlerinin/inançlarının kabul görmesini sağlamak
65	Idioms	have heard the last of (someone or something) v.	(özellikle istenmeyen birisi/olay) son kez duymuş olmak
66	Idioms	the last someone heard expr.	duyduğum kadarıyla
67	Idioms	the last someone heard expr.	duyduğu kadarıyla
68	Idioms	last someone heard expr.	duyduğum kadarıyla
69	Idioms	last someone heard expr.	duyduğu kadarıyla
70	Idioms	(the) last (one) heard expr.	en son duyduğuma göre
71	Idioms	(the) last (one) heard expr.	en son duyduğum kadarıyla
72	Idioms	(the) last (one) heard expr.	en son işittiğime göre
73	Idioms	(the) last (one) heard expr.	en son söylenilenlere göre
74	Idioms	have not heard the half of it expr.	dahası da var
75	Idioms	have not heard the half of it expr.	daha dur/bitmedi
76	Idioms	I heard it through the grapevine that expr.	duyduğuma göre
77	Idioms	I heard it through the grapevine that expr.	duyduğum söylentilere göre
78	Idioms	have not heard the half of it expr.	duydukların ne ki
79	Idioms	have not heard the half of it expr.	hepsi bu kadar olsa iyi
80	Idioms	(I) never heard of such a thing! expr.	hiç böyle bir şey duymadım!
81	Idioms	I heard it through the grapevine that expr.	söylentilere göre
82	Idioms	another county heard from expr.	duyan gelmiş
83	Idioms	when you've seen, heard one, you've seen heard them all expr.	bir tane (bir şey) gördün mü, duydun mu hepsini görmüş, duymuş gibi olursun/oluyorsun
84	Idioms	when you've seen, heard one, you've seen heard them all expr.	(bir türdeki şeylerin) hiçbirinin birbirinden farkı yok
85	Idioms	when you've seen, heard one, you've seen heard them all expr.	(bir türdeki şeylerin) hepsi birbirinin aynısı
Speaking
86	Speaking	the things I heard n.	anlatılanlar
87	Speaking	there be not a sound to be heard v.	çıt çıkmamak
88	Speaking	(have) heard nothing but good things about v.	hakkında sadece iyi şeyler duymak
89	Speaking	that isn't the way I heard it expr.	benim duyduğum bu değil
90	Speaking	that's not what I heard expr.	ben o şekilde duymadım
91	Speaking	we have heard these excuses many times expr.	bu bahaneleri çok duyduk
92	Speaking	that ain't the way I heard it expr.	benim duyduğum bu değil
93	Speaking	you may have heard of it expr.	belki olayı duymuşsundur
94	Speaking	I heard something expr.	bir ses duydum
95	Speaking	that isn't the way I heard it expr.	ben böyle duymadım
96	Speaking	I think you heard me just fine expr.	bence beni gayet iyi duydun
97	Speaking	that's what I heard expr.	ben böyle duydum
98	Speaking	i thought i heard something expr.	bir şey duydum gibi geldi
99	Speaking	I've not heard that before expr.	bunu daha önce duymamıştım
100	Speaking	that's what I heard expr.	benim duyduğum böyle
101	Speaking	I've heard enough of this nonsense! expr.	bu saçmalığı yeterince duydum!
102	Speaking	you know what I heard on the radio today? expr.	bugün radyoda ne duydum biliyor musun?
103	Speaking	i heard a gunshot and all of us went down expr.	bir silah sesi duydum ve hepimiz aşağıya indik
104	Speaking	that ain't the way I heard it expr.	ben bu şekilde duymadım
105	Speaking	that isn't the way I heard it expr.	ben bu şekilde duymadım
106	Speaking	I heard that expr.	biliyorum
107	Speaking	that's not what I heard expr.	ben öyle duymadım
108	Speaking	that ain't the way I heard it expr.	ben böyle duymadım
109	Speaking	it's the best idea I've ever heard expr.	bu şimdiye kadar duyduğum en iyi fikir
110	Speaking	I don't know if you heard expr.	duydun mu bilmiyorum
111	Speaking	you heard what the doctor said expr.	doktorun dediğini duydun
112	Speaking	I heard that expr.	duydum
113	Speaking	you heard me expr.	dediğimi duydun
114	Speaking	I haven't heard anything like that before expr.	daha önce böyle birşey duymadım
115	Speaking	you heard me expr.	duydun beni
116	Speaking	the things I heard expr.	duyduklarım
117	Speaking	I don't know if you've heard expr.	duydun mu bilmiyorum ama
118	Speaking	you heard what I said expr.	dediğimi duydun
119	Speaking	I've heard it all before expr.	daha önce bunların hepsini duydum
120	Speaking	you heard of it? expr.	duymuş muydun?
121	Speaking	you heard it right expr.	doğru duydun
122	Speaking	you heard it right expr.	doğru duymuşsun
123	Speaking	you heard it right expr.	doğru duydunuz
124	Speaking	you heard it correctly expr.	doğru duydun
125	Speaking	you heard it correctly expr.	doğru duymuşsun
126	Speaking	you heard it correctly expr.	doğru duydunuz
127	Speaking	Is what I have heard true? expr.	duyduğum doğru mu?
128	Speaking	never heard of it expr.	hiç duymadım
129	Speaking	I heard she got married expr.	evlenmiş diye duydum
130	Speaking	I haven't heard it expr.	haberim yok
131	Speaking	I have never heard such nonsense in my entire life! expr.	hayatımda böyle saçmalık duymadım!
132	Speaking	I've heard a lot about you expr.	hakkınızda çok fazla şey duydum
133	Speaking	I heard you crying the other night expr.	geçen gece ağladığını duydum
134	Speaking	you heard the lady expr.	hanımefendiyi duydun
135	Speaking	last I heard expr.	en son duyduğumda
136	Speaking	(I) never heard of such a thing! expr.	hiç böyle bir şey duymamıştım!
137	Speaking	I heard he got married expr.	evlendi diye duydum
138	Speaking	we heard you were coming expr.	geleceğini haber almıştık
139	Speaking	I heard she got married expr.	evlendi diye duydum
140	Speaking	I heard that expr.	haberim var
141	Speaking	I heard he got married expr.	evlenmiş diye duydum
142	Speaking	heard a lot about you expr.	hakkınızda çok fazla şey duydum
143	Speaking	from what I heard expr.	işittiğime göre
144	Speaking	I seem to have heard his name expr.	ismini duydum gibime geliyor
145	Speaking	I heard it for the first time expr.	ilk kez duydum
146	Speaking	I heard you the first time expr.	ilk dediğinde duydum
147	Speaking	I heard it for the first time expr.	ilk defa duydum
148	Speaking	the things I heard expr.	işittiklerim
149	Speaking	you could have heard a pin drop expr.	iğne atsan duyulur
150	Speaking	have you heard from him yet? expr.	ondan bir haber alabildin mi?
151	Speaking	I haven't heard from her for a while expr.	ondan bir süredir haber alamıyorum
152	Speaking	I heard it with my own ears expr.	kulaklarımla duydum
153	Speaking	you might have heard me tell this one before expr.	önceden anlattığımda duymuşsun herhalde
154	Speaking	I heard myself expr.	kendi kulaklarımla duydum
155	Speaking	I haven't heard from him for a while expr.	ondan bir süredir haber alamıyorum
156	Speaking	I heard the bad news expr.	kötü haberi duydum
157	Speaking	I heard you talking to him expr.	onunla konuştuğunu duydum
158	Speaking	I have heard tell that expr.	kulağıma çalındığına göre
159	Speaking	what have you heard? expr.	neler duydun?
160	Speaking	I heard what you said expr.	ne dediğini duydum
161	Speaking	I've heard of you expr.	seni duymuştum (daha önceden adını duymuştum)
162	Speaking	how do I know what you heard? expr.	senin ne duyduğunu ben nereden bileyim?
163	Speaking	I've heard you speak english expr.	seni ingilizce konuşurken duydum
164	Speaking	I hadn't heard from you expr.	senden haber çıkmadı
165	Speaking	I've heard so much about you expr.	senin hakkında çok şey duydum
166	Speaking	I've heard so much about you expr.	sizin hakkınızda çok şey duydum
167	Speaking	I heard you shout expr.	seslendiğini duydum
168	Speaking	I hadn't heard from you expr.	senden ses çıkmadı
169	Speaking	I thought I heard something expr.	sanırım bir şey duydum
170	Speaking	I haven't heard from you for a while expr.	senden bir süredir haber alamıyorum
171	Speaking	I hadn't heard from you expr.	senden haber alamadım
172	Speaking	I heard them arguing expr.	tartıştıklarını duydum
173	Speaking	she heard you crying in the bathroom expr.	tuvaletteyken senin ağladığını duymuş
174	Speaking	I've heard enough expr.	yeterince dinledim seni
175	Speaking	you could have heard a pin drop expr.	yaprak düşse duyulur
176	Speaking	have you ever heard her say anything like that? expr.	onun daha önce böyle bir şey dediğini hiç duydun mu?
177	Speaking	I heard your praise expr.	methinizi duydum
178	Speaking	you heard him exclam.	dediğini duydun
179	Speaking	you heard the man exclam.	adamı duydun
Law
180	Law	the right to be heard n.	duyulma hakkı veya sesini duyurma hakkı
Geography
181	Geography	heard and mcdonald islands n.	heard adası ve mcdonald adaları
182	Geography	heard and mcdonald islands n.	hint okyanusu'nun güneyinde yer alan bir grup ada
183	Geography	heard island n.	heard adası
184	Geography	heard island n.	hint okyanusu'nun güneyinde yer alan bir ada
British Slang
185	British Slang	dicky-bird (we've not heard a dicky-bird from you) n.	haber (senden hiç haber alamıyoruz)