| 1 |
skid |
kaymak |
v. |
|
- The car skidded across the road a few feet at a low speed.
- Araba düşük bir hızla yolda birkaç metre kaydı.
- To some extent, you can control the car in a skid.
- Kayan arabayı bir dereceye kadar kontrol edebilirsin.
- It was frightful when my car skidded on the ice.
- Arabamın buzda kayması korkunçtu.
- The patrol car skidded to a stop.
- Devriye arabası kayarak durdu.
- The police car skidded to a stop.
- Polis arabası kayarak durdu.
Show More (2)
|
| 2 |
skid |
savrulmak |
v. |
|
- The car skidded across the road a few feet at a low speed.
- Araba düşük bir hızla yolda birkaç metre savruldu.
- It was frightful when my car skidded on the ice.
- Arabam buz üzerinde savrulduğunda, korkunçtu.
- The speeding vehicle skidded and crashed head-on into the rear-end of a truck before the driver could say Jack Robinson.
- Hız yapan araç savruldu ve sürücü ne olduğunu anlamadan bir kamyona arkadan çarptı.
Show More (0)
|
| 3 |
skid |
savrulma |
n. |
|
- She slammed on the brakes and we went into a long skid.
- Frene bastı ve uzun bir süre savrulduk.
Show More (-2)
|
| 4 |
skid |
takoz |
n. |
|
- Our skid models have capacities up to 2,500 pounds.
- Takoz modellerimiz 2.500 libreye kadar taşıma kapasitesine sahiptir.
Show More (-2)
|
| 5 |
skid |
kayma (araba vb) |
n. |
|
- The driver prevented a skid with his snow driving techniques.
- Sürücü karda sürüş teknikleri sayesinde kaymayı önledi.
Show More (-2)
|
| 6 |
skid |
kızak |
n. |
|
- The landing skid of the airplane was checked before the take-off.
- Uçağın iniş kızağı kalkıştan önce kontrol edilmiştir.
Show More (-2)
|
| 7 |
skid |
patinaj |
n. |
|
- The driver prevented a skid with his snow driving techniques.
- Sürücü karda sürüş teknikleri sayesinde patinajı önledi.
Show More (-2)
|
| 8 |
skid |
mağlubiyet serisi |
n. |
|
- After a four-game skid, the tennis player lost his hope for a medal.
- Dört maçlık bir mağlubiyet serisinin ardından tenisçi madalya kazanma umudunu yitirdi.
Show More (-2)
|
