|
- And this place has island status, so we shall call it an island region!
- Ve burası ada statüsünde, bu yüzden buraya bir ada bölgesi diyeceğiz!
- To satisfy the greed of large companies in Europe, this place turns a blind eye to a humanitarian disaster.
- Avrupa'daki büyük şirketlerin açgözlülüğünü tatmin etmek için burası insani bir felaketi görmezden geliyor.
- This place existed a week ago in Brussels, but it makes no difference whether it is in Copenhagen or Brussels.
- Burası bir hafta önce Brüksel'de vardı ama Kopenhag'da ya da Brüksel'de olması fark etmez.
- This place existed a week ago in Brussels, but it makes no difference whether it is in Copenhagen or Brussels.
- Burası bir hafta önce Brüksel'de vardı ama Kopenhag'da ya da Brüksel'de olması fark etmiyor.
- Yes, this place hasn't changed since.
- Evet, burası o zamandan beri değişmedi.
- This place is forever evolving, and new places open up daily.
- Burası sürekli gelişiyor ve her gün yeni yerler açılıyor.
- With the proper work, this place could be great.
- Düzgün bir çalışmayla burası harika olabilir.
- You keep thinking that this place is your home.
- Buranın senin evin olduğunu düşünmeye devam ediyorsun.
- This place serving as a hospital nowadays.
- Burası günümüzde hastane olarak hizmet veriyor.
- This place serving as a hospital nowadays.
- Burası günümüzde hastane olarak hizmet vermektedir.
- Yes, this place hasn't changed since.
- Evet, o zamandan beri burası hiç değişmedi.
- This place serving as a hospital nowadays.
- Burası bugünlerde hastane olarak hizmet veriyor.
- That ungrateful kid did not deserve this place.
- O nankör çocuk burada olmayı hak etmedi.
- Is this place secure?
- Burası güvenli mi?
- North of this place there is a road.
- Buranın kuzeyinde bir yol var.
- This place is very dirty.
- Burası çok pis.
- This place is too shady for taking photos.
- Burası fotoğraf çekmek için çok gölge.
- Tom told me about this place.
- Tom bana buradan bahsetti.
- This place is dangerous.
- Burası tehlikeli.
- You need to get some new furniture for this place.
- Burası için bazı yeni mobilyalar almalısın.
- This place isn't convenient to public transportation.
- Burası toplu taşımaya uygun değil.
- This place is known for its delicious desserts.
- Burası lezzetli tatlılarıyla tanınır.
- Pardon me, what's the name of this place?
- Affedersiniz, buranın adı ne?
- This place sucks.
- Burası berbat bir yer.
- This place is near the sea.
- Burası denize yakın.
- This place is great.
- Burası harika bir yer.
- This place is all right.
- Burası iyi.
- This place is quite nice.
- Burası oldukça güzel.
- This place is weird.
- Burası çok garip.
- You've got to get me out of this place.
- Beni buradan çıkarmalısın.
- This place is ugly.
- Burası çok çirkin.
- Do you own this place?
- Buranın sahibi misiniz?
- This place is quite nice.
- Burası oldukça güzel bir yer.
- This place is so boring.
- Burası çok sıkıcı.
- The sanctity of this place has been fouled.
- Buranın kutsallığı kirletildi.
- I forgot how beautiful this place was.
- Buranın ne kadar güzel olduğunu unuttum.
- What's the name of this place?
- Buranın adı ne?
- This place is famous for its waterfalls.
- Burası şelaleleriyle ünlüdür.
- This place is a dump.
- Burası bir çöplük.
- This place is really nice.
- Burası gerçekten çok güzel.
- The natives are scared of this place.
- Yerliler buradan korkuyor.
- This place looks like a cemetery.
- Burası mezarlığa benziyor.
- This place isn't so bad.
- Burası o kadar da kötü değil.
- I'm sick of this place.
- Buradan bıktım.
- This place is so depressing.
- Burası çok iç karartıcı.
- Isn't this place great?
- Burası harika değil mi?
- This place would fall apart without Tom.
- Tom olmasa burası dağılırdı.
- Where's this place?
- Burası neresi?
- What is this place?
- Burası ne böyle?
- I've passed by this place many times before, but I never went inside.
- Daha önce çok geçtim buradan ama içeri hiç girmemiştim.
- This place hasn't changed much.
- Burası çok değişmedi.
- This place has more frogs than residents.
- Buranın sakinlerinden çok kurbağaları var.
- My family owns this place.
- Ailem buranın sahibi.
- God, this place is huge!
- Tanrım, burası çok büyük!
- This place is a labyrinth.
- Burası bir labirent.
- I've always hated this place.
- Buradan hep nefret etmişimdir.
- This place is a mess.
- Burası dağınık.
- Let's get out of this place.
- Hadi buradan gidelim.
- This place is arguably the best restaurant in London.
- Burası tartışmasız Londra'daki en iyi restoran.
- Tom thinks this place is haunted.
- Tom buranın perili olduğunu düşünüyor.
- This place isn't as safe as it used to be.
- Burası eskisi kadar güvenli değil.
- This place is hideous.
- Burası iğrenç bir yer.
- This place is sacred.
- Burası kutsal bir yer.
- This place is overpriced.
- Burası aşırı pahalı.
- This place is really windy.
- Burası gerçekten rüzgarlı.
- The natives are scared of this place.
- Yerliler buradan korkuyorlar.
- I own this place.
- Burası bana ait.
- This place is ours.
- Burası bizim.
- It's a famous dish from this place.
- Buranın meşhur bir yemeği.
- This place is different.
- Burası farklı bir yer.
- This place seems relatively pollution-free.
- Burası nispeten kirlilikten uzak görünüyor.
- This place is really beautiful.
- Burası gerçekten çok güzel.
- This place is so exciting.
- Burası çok heyecan verici.
- This place is full of thieves and murderers.
- Burası hırsızlar ve katillerle dolu.
- This place is ginormous.
- Burası devasa bir yer.
- This place isn't convenient for public transportation.
- Burası toplu taşıma için uygun değil.
- It's time to leave this place.
- Buradan ayrılma vakti geldi.
- This place is different.
- Burası farklı.
- This place is crawling with ants.
- Burası karınca kaynıyor.
- This place feels like home.
- Burası evim gibi.
- This place is horrible.
- Burası korkunç bir yer.
- This place seems to have relatively low levels of pollution.
- Burası nispeten düşük kirlilik seviyelerine sahip gibi görünüyor.
- This place is full of thieves and murderers.
- Burası hırsızlarla ve katillerle dolu.
- This place is open to everybody.
- Burası herkese açık.
- What would this place be without Dan?
- Dan olmasaydı burası ne olurdu?
- This place is beautiful.
- Burası çok güzel.
- We've heard a lot about this place.
- Burası hakkında çok şey duyduk.
- This place is incredible.
- Burası inanılmaz bir yer.
- My father told me about this place.
- Babam bana buradan bahsetti.
- This place is sort of romantic.
- Burası biraz romantik.
- Is this place safe?
- Burası güvenli mi?
- This place was sanctified.
- Burası kutsal bir yerdi.
- This place is beautiful.
- Burası güzel.
- This place was bombed during the war.
- Burası savaş sırasında bombalandı.
- This place is boring.
- Burası çok sıkıcı.
- I need to get out of this place.
- Buradan gitmem gerek.
- How old is this place?
- Burası kaç yıllık?
- This place is really noisy.
- Burası gerçekten çok gürültülü.
- He loves coming here since he thinks this place serves the only kokorech worth eating.
- Buranın yemeye değer kokoreç servis eden tek yer olduğunu düşündüğü için buraya gelmeyi seviyor.
- This place really is immaculate.
- Burası gerçekten tertemiz.
- What do you know about this place?
- Burası hakkında ne biliyorsun?
- I own this place.
- Burası benim.
- This place isn't safe anymore.
- Burası artık güvenli değil.
- This place is an accident waiting to happen.
- Burası kazaya davetiye çıkaran bir yer.
- This place has not been the same since you left.
- Sen gittiğinden beri burası eskisi gibi değil.
- It's time for us to leave this place.
- Buradan gitme vaktimiz geldi.
- I've passed by this place many times before, but I never went inside.
- Buranın önünden daha önce defalarca geçtim ama hiç içeri girmedim.
- This place is below the sea level.
- Burası deniz seviyesinin altında.
- I can't wait to leave this place.
- Buradan ayrılmak için sabırsızlanıyorum.
- I hate this place.
- Buradan nefret ediyorum.
- What would this place be without Dan?
- Dan olmasa burası ne hale gelirdi?
- This place is large, isn't it?
- Burası büyük, değil mi?
- This place looks just the same as it used to.
- Burası eskiden olduğu gibi görünüyor.
- This place is famous for its scenic beauty.
- Burası doğal güzellikleriyle ünlüdür.
- This place smells like a locker room.
- Burası soyunma odası gibi kokuyor.
- Get me out of this place!
- Çıkarın beni buradan!
- What do you think this place is for?
- Buranın ne için olduğunu sanıyorsun?
- This place is disgusting.
- Burası iğrenç bir yer.
- This place is unbelievable.
- Burası inanılmaz bir yer.
- This place is full of wildlife.
- Burası vahşi yaşamla dolu.
- This place makes me sad.
- Burası beni üzüyor.
- This place is nice and quiet.
- Burası güzel ve sessiz.
- This place is a lot less toxic when Tom isn't around.
- Tom yokken burası çok daha az zehirli.
- This place is cool.
- Burası çok havalı.
- I hate this place!
- Buradan nefret ediyorum!
- This place isn't on the map.
- Burası haritada yok.
- There is no chance of escaping this place for the likes of us.
- Bizim gibilerin buradan kurtulma şansı yok.
- This place has not been the same since you left.
- Burası sen gittiğinden beri aynı değil.
- This place has everything.
- Burada her şey var.
- This place is suitable for swimming.
- Burası yüzmek için uygun.
- This place is too noisy for me.
- Burası benim için çok gürültülü.
- There is no chance of escaping this place for the likes of us.
- Bizim gibiler için buradan kaçma şansı yok.
- This place is a lot less toxic when Tom isn't around.
- Tom yokken burası çok daha sütliman oluyor.
- I want to leave this place quickly.
- Buradan hemen ayrılmak istiyorum.
- This place feels like home.
- Burası evim gibi hissettiriyor.
- This place is packed.
- Burası tıklım tıklım.
- This place isn't so bad.
- Burası o kadar kötü değil.
- This place is big enough for both of us.
- Burası ikimiz için de yeterince büyük.
- This place is huge.
- Burası çok büyük.
- This place is known for its delicious desserts.
- Burası lezzetli tatlılarıyla tanınıyor.
- This place hasn't been the same since you left.
- Sen gittiğinden beri burası eskisi gibi değil.
- God, this place looks great.
- Tanrım, burası harika görünüyor.
- This place gives me the creeps.
- Burası beni ürpertiyor.
- This place is worth visiting twice.
- Burası iki kez görülmeye değer.
- Are you sure this place is safe?
- Buranın güvenli olduğundan emin misin?
- This place hasn't changed much.
- Burası pek değişmemiş.
- I'm ready to leave this place.
- Buradan ayrılmaya hazırım.
- What this place needs is a good school.
- Buranın ihtiyacı olan şey iyi bir okul.
- Tom owns this place.
- Tom buranın sahibi.
- Is this place far from the bank?
- Burası bankadan uzakta mı?
- This place is fabulous.
- Burası muhteşem bir yer.
- This place isn't so bad.
- Burası o kadar kötü bir yer değil.
- I always hated this place.
- Buradan hep nefret etmişimdir.
- This place is weird.
- Burası tuhaf.
- What do you think of this place?
- Burası hakkında ne düşünüyorsun?
- This place smells bad.
- Burası kötü kokuyor.
- Get me out of this place!
- Beni buradan çıkarın!
- This place is creepy.
- Burası ürkütücü.
- Tom loves coming here since he thinks this place serves the only fast food worth eating.
- Tom buraya gelmeyi seviyor çünkü buranın yemeye değer tek fast food'u sunduğunu düşünüyor.
- This place is downright creepy.
- Burası düpedüz ürkütücü.
- We've got to get out of this place.
- Buradan gitmeliyiz.
- There's something special about this place.
- Buranın özel bir yanı var.
- This place depresses me.
- Burası beni depresyona sokuyor.
- Don't you ever dust this place?
- Buranın tozunu hiç almaz mısın?
Show More (161)
|
