aşındırıcı - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

aşındırıcı



Sens de "aşındırıcı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 19 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
aşındırıcı abrasive adj.
General
aşındırıcı abrader n.
aşındırıcı abradant n.
aşındırıcı emery n.
aşındırıcı caustic adj.
aşındırıcı erosive adj.
aşındırıcı attritional adj.
aşındırıcı corrodent adj.
aşındırıcı erodent adj.
aşındırıcı mordicative adj.
aşındırıcı corsive adj.
Technical
aşındırıcı erosive adj.
aşındırıcı corrosive adj.
aşındırıcı abrasive adj.
Construction
aşındırıcı abrasive adj.
Automotive
aşındırıcı abradant adj.
Food Engineering
aşındırıcı abrasive adj.
Chemistry
aşındırıcı caustic adj.
aşındırıcı corrosive adj.

Sens de "aşındırıcı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 153 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
aşındırıcı madde abrasive n.
General
korindonlu aşındırıcı corundum abrasive n.
aşındırıcı etken erosivity n.
aşındırıcı olmama nonabrasiveness n.
kimyasal aşındırıcı corrodent n.
aşındırıcı makine grinder n.
aşındırıcı temizlik malzemesi abrasive cleaner n.
aşındırıcı madde corrodent n.
(malezya'daki uçurtmalarla oynanan bir oyunda) tutkal ve öğütülmüş camdan oluşan aşındırıcı tabaka ile kaplı uçurtma ipi glass string n.
aşındırıcı bağın güç derecesi grade n.
aşındırıcı birikim rust [obsolete] n.
(zımpara taşının) aşındırıcı partiküllerini köreltmek glaze v.
aşındırıcı madde corrosive adj.
aşındırıcı olmayan nonabrasive adj.
aşındırıcı bir şekilde abrasively adv.
aşındırıcı bir şekilde corrosively adv.
Phrasals
(konik vanayı) aşındırıcı macunla birlikte sürterek oturtmak grind in v.
Industry
tesviye ve perdahlama için kullanılan, toz cam gibi aşındırıcı bir malzeme ile kaplı sert kağıt glasspaper n.
aşındırıcı maddelerle veya temizleme sıvısıyla küçük parçaları temizleyen döner tambur gibi makinelerin operatörü rumbler n.
Technical
aşındırıcı kayışla taşlama abrasive-belt grinding n.
aşındırıcı püskürtme teçhizatı abrasive blasting equipment n.
aşındırıcı jet deney cihazı abrasive jet test apparatus n.
aşındırıcı su corrosive water n.
aşındırıcı diskli deney cihazı abrasive wheel wear test apparatus n.
aşındırıcı püskürtümlü temizleme abrasive blast cleaning n.
aşındırıcı kayışta taşlama abrasive belt grinding n.
aşındırıcı tanecik abrasive grain n.
aşındırıcı madde abrasive n.
aşındırıcı püskürtümlü temizleme abrasive blasting n.
aşındırıcı ile yüzey temizleme scouring n.
aşındırıcı madde corrosive matter n.
aşındırıcı ile parlatma işlemi abrasive blasting operation n.
aşındırıcı püskürterek temizleme abrasive blast-cleaning n.
aşındırıcı ile kumlanarak temizleme işlemi abrasive blast-cleaning procedure n.
aşındırıcı aletler abrasive instruments n.
aşındırıcı aygıt abrasive tool n.
aşındırıcı büyüklüğü grit size n.
aşındırıcı çamur abrasive slurry n.
aşındırıcı disk abrasive disc n.
aşındırıcı gereç abrasive material n.
aşındırıcı gereçler abrasive materials n.
aşındırıcı güç abrasive power n.
aşındırıcı güç corrosive power n.
aşındırıcı ile kumlanarak temizlenmiş yüzeyler abrasive blast-cleaned surfaces n.
aşındırıcı kağıt abrasive paper n.
aşındırıcı kayış abrasive belt n.
aşındırıcı kayışta parlatma abrasive belt polishing n.
aşındırıcı kumaş abrasive cloth n.
aşındırıcı kuvvet abrasive strength n.
aşındırıcı lastikten döner tekerlek metodu rotating abrasive rubber wheel method n.
aşındırıcı madde (süblime) corrosive sublimate n.
aşındırıcı maddelerin sızdırmazlıklarının sağlanmasında kullanılan conta türü sheet lead gasket n.
aşındırıcı ortam corrosive medium n.
aşındırıcı ortam abrasive medium n.
aşındırıcı parçacıklar abrasive particles n.
aşındırıcı partikül abrasive particle n.
aşındırıcı partikül erodent particle n.
aşındırıcı pasta emery paste n.
aşındırıcı pelte abrasive gel n.
aşındırıcı püskürtümlü talaşlı imalat abrasive jet machining n.
aşındırıcı seramikler abrasive ceramics n.
aşındırıcı sertliği abrasive hardness n.
aşındırıcı sıvı corrosive liquid n.
aşındırıcı talaş abrasive flour n.
aşındırıcı tane büyüklüğü abrasive grain size n.
aşındırıcı tanecik büyüklüğü abrasive grit size n.
aşındırıcı tanecikler abrasive grits n.
aşındırıcı tanecikli kesme abrasive grit cutting n.
aşındırıcı taneler abrasive grains n.
aşındırıcı tekerlek abrasive disk n.
aşındırıcı toz emery powder n.
aşındırıcı toz abrasive powder n.
aşındırıcı toz abrasive dust n.
aşındırıcı toz abrassive dust n.
aşındırıcı tozlar abrasive powders n.
aşındırıcı ve çürütücü etkiler corrosive and erosive influences n.
aşındırıcı ve çürütücü etkiler corrosive and erosive effects n.
aşındırıcı yüzey abrasive surface n.
elenmiş aşındırıcı toz graded abrasive n.
gömülü aşındırıcı embedded abrasive n.
kaplanmış aşındırıcı coated abrasive n.
kimyasal aşındırıcı corrosive n.
korindonlu aşındırıcı corundum abrasive n.
korundumlu aşındırıcı corundum abrasive n.
martindale aşındırıcı martindale abrader n.
metalik olmayan temizleme amaçlı aşındırıcı non-metallic cleaning abrasive n.
örtülü aşındırıcı coated abrasive n.
sert aşındırıcı solid abrasive n.
suda çözünebilen aşındırıcı iyonların belirlenmesi determination of the water-soluble corrosive ions n.
üstün nitelikli aşındırıcı superabrasive n.
yörüngeli aşındırıcı orbital sander n.
yumru aşındırıcı shot n.
sert ve aşındırıcı bir toz emery n.
delikleri hassas boyutlarda genişletmek için döner aşındırıcı ucu olan bir alet hone n.
aşındırmada kullanılan aşındırıcı madde mordant n.
aşındırıcı maddeyi yüksek basınç altında yüzeye püskürten alet sandblast n.
metal gibi materyalleri aşındırıcı püskürterek temizleyen kimse sandblaster n.
(aşındırıcı püskürtme ile) metal temizleme shot-blasting n.
cilalama ve perdahlamada kullanılan aşındırıcı düz ahşap şerit slapstick n.
aşındırıcı olarak kullanılmak be used as abrasive v.
(yüzeyini temizlemek için metal nesneye) aşındırıcı madde püskürtmek blast v.
(aşındırıcı madde) korozyona uğratmak bite v.
oksi asetilin alevi veya aşındırıcı toz ile işlenmemiş çeliğin yüzeyindeki kusurları gidermek scarf v.
oksi asetilin alevi veya aşındırıcı toz ile pürüzlerini giderip düzleştirmek scarf v.
Textile
kaplanmış aşındırıcı coated abrasive n.
Construction
aşındırıcı kağıt grinding paper n.
aşındırıcı tane kesme eğimi rake angle n.
Automotive
aşındırıcı akış oranı shot flow rate n.
aşındırıcı madde abradant n.
aşındırıcı madde abrasive n.
naylon elyaf aşındırıcı non-woven abrasive n.
Medical
aşındırıcı kimyasal uygulayarak ciltteki kırışıklıkların ve lekelerin giderilmesi chemical peel n.
aşındırıcı laboratuvar aletleri laboratory abrasive instruments n.
aşındırıcı ilaç corsive n.
Food Engineering
aşındırıcı maddeler scouring compounds n.
Physics
aşındırıcı olma durumu corrosiveness n.
Chemistry
metalleri çözen sarı renkli, dumanlı ve aşındırıcı özelliğe sahip nitrik ve hidroklorik asit karışımı nitrohydrochloric acid n.
aşındırıcı malzeme corrosive material n.
metal bir yüzeyi oymak için kullanılan asit veya aşındırıcı etchant n.
metalleri çözen sarı renkli, dumanlı ve aşındırıcı özellikteki nitrik ve hidroklorik asit karışımı aqua regia n.
amonyum klorür çözeltisine aşındırıcı madde çözeltisi eklenerek elde edilen beyaz renkli kristalli bir madde white precipitate n.
amonyum klorür çözeltisine aşındırıcı madde çözeltisi eklenerek elde edilen beyaz renkli kristalli bir madde fusible white precipitate n.
kimyasal reaksiyonlarda katalizör olarak kullanılan aşındırıcı bir sıvı asit methanesulfonic acid n.
kimyasal reaksiyonlarda katalizör olarak kullanılan aşındırıcı bir sıvı asit methane sulfonic acid n.
kireç suyuna amorf sarı toz halinde aşındırıcı madde olarak eklenen bir cıva oksidi yellow precipitate n.
renksiz yanıcı aşındırıcı bir sıvı hydrogen fluoride n.
yüksek ölçüde çözünür aşındırıcı bir gaz hydrogen fluoride n.
aşındırıcı, renksiz ve boğucu bir gaz hydrogen iodide n.
oldukça aşındırıcı bir asit dichloracetic acid n.
soluk sarı renkli zehirli ve aşındırıcı bir element fluorine n.
daha çok tuz formlarında bilinen zehirli ve aşındırıcı bir asit fluosilicic acid n.
aşındırıcı bir deterjan çeşidi sodium lauryl sulphate n.
kristal yapılı aşındırıcı bir madde sodium silicate n.
kristal yapılı aşındırıcı bir tuz sodium silicate n.
kristal yapılı aşındırıcı bir madde sodium orthosilicate n.
kristal yapılı aşındırıcı bir tuz sodium sesquisilicate n.
genellikle kükürt dioksit ve klordan elde edilen keskin ve aşındırıcı bir sıvı sulfuryl chloride n.
(asit, aşındırıcı ) keskinliğini azaltmak blunt v.
(asit, aşındırıcı ) sulandırmak blunt v.
Biochemistry
kimyasal aşındırıcı corrosive n.
History
ilk çağlarda aşındırıcı olarak kullanılan taş alet abrading stone n.
Geography
(akıntının) aşındırıcı gücünü artırmak rejuvenate v.
(akıntının) aşındırıcı gücünü artırmak revive v.
yeniden aşındırıcı hale getirmek revive v.
Geology
aşındırıcı kaya corrosive rock n.
aşındırıcı güç abrasive power n.
aşındırıcı kayaç abrasive rock n.
aşındırıcı kuvvet abrasive power n.
aşındırıcı formların veya topografik özelliklerin gelişimine göre kayaçların dış yapısı morphology n.
hareket eden buzulun aşındırıcı etkileri ile oluşmuş, yalçın yamaçları bulunan u şekilli vadi glacial valley n.
aşındırıcı olarak kullanılan çok sert bir mineral corundom n.
nehir, gelgit ve akımların aşındırıcı etkisiyle oluşan (okyanus dibi) terrigenous adj.
Slang
metalin üzerindeki pürüzleri aşındırıcı ait bileşenleriyle temizleyen kimse pickler n.