Historique

an end

Sens de "an end" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 2 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Phrases
1	Phrases	an end expr.	sonuna kadar
2	Phrases	an end expr.	sonunda

Sens de "an end" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 145 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	put an end v.	son vermek
General
2	General	end of an era n.	bir devrin sonu
3	General	means to an end n.	vasıta
4	General	means to an end n.	araç
5	General	means to an end n.	amaca ulaştıran adım
6	General	means to an end n.	hedefe yönelik davranış
7	General	means to an end n.	sonuca götüren adım
8	General	means to an end n.	başarıyı getiren hamle
9	General	coming to an end n.	tükenme
10	General	come to an end v.	tükenmek
11	General	put an end to v.	bitirmek
12	General	bring to an end v.	nokta koymak
13	General	bring to an end v.	bitirmek
14	General	make an end of v.	bitirmek
15	General	bring to an end v.	sona erdirmek
16	General	be at an end v.	sona ermek
17	General	make an end of v.	son vermek
18	General	come to an end v.	bitmek
19	General	put an end to v.	son vermek (bir konuşmaya)
20	General	be at an end v.	bitmek
21	General	come to an end v.	sonuna gelmek
22	General	put an end to v.	sona erdirmek
23	General	come to an end v.	nihayet bulmak
24	General	make an end of v.	sona erdirmek
25	General	come to an end v.	son bulmak
26	General	come to an end v.	sona ermek
27	General	put an end to v.	son vermek
28	General	bring to an end v.	sonuçlamak
29	General	bring to an end v.	neticelendirmek
30	General	be at an end v.	sonuçlanmak
31	General	put an end to v.	bitirmek (bir konuyu)
32	General	put an end v.	son noktayı koymak
33	General	come to an end v.	yolun sonuna gelmek
34	General	put an end v.	bir son vermek
35	General	end an urgent message to v.	haber uçurmak
36	General	be at an end v.	neticelenmek
37	General	put an end v.	son vermek
38	General	come to an end v.	yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek
39	General	come to an end v.	sona yaklaşmak
40	General	put an end to all the madness v.	tüm bu çılgınlığa bir son vermek
41	General	come to an end v.	sona gelmek
42	General	put an end to one's life v.	hayatına son vermek
43	General	come to an end v.	sona erdirmek
44	General	come to an end v.	sonlanmak
45	General	put an end to v.	noktalamak (bir konuyu)
46	General	brought to an end adj.	sona erdirilmiş
47	General	at an end adv.	sona ermiş
48	General	at an end adv.	amaçsız
49	General	at an end adv.	tükenmiş
50	General	at an end adv.	işsiz güçsüz
51	General	at an end adv.	şaşkın
52	General	most an end [dialect] [uk] adv.	genelde
53	General	most an end [dialect] [uk] adv.	genellikle
54	General	most an end [dialect] [uk] adv.	sürekli
55	General	most an end [dialect] [uk] adv.	devamlı
56	General	most an end [dialect] [uk] adv.	süregiden
57	General	still an end [obsolete] adv.	zaman zaman
58	General	still an end [obsolete] adv.	arada bir
59	General	still an end [obsolete] adv.	arada sırada
60	General	still an end [obsolete] adv.	dönem dönem
61	General	still an end [obsolete] adv.	bazı bazı
62	General	still an end [obsolete] adv.	bazen
Phrasals
63	Phrasals	come to an end v.	bitmek
64	Phrasals	come to an end v.	sonuna gelmek
65	Phrasals	come to an end v.	sona ermek
66	Phrasals	come to an end v.	tükenmek
Phrases
67	Phrases	a means rather than an end n.	amaç değil araç
68	Phrases	a means to an end expr.	araçlar amaçlar içindir
69	Phrases	an end itself expr.	başlı başına bir amaç
Proverb
70	Proverb	all good things must come to an end	her iyi şeyin bir sonu vardır
71	Proverb	all good things must come to an end	her güzel şeyin bir sonu vardır
72	Proverb	all good things must come to an end	her güzel şey bitermiş
73	Proverb	all good things must come to an end	her güzel şey bitmek zorundadır
74	Proverb	all good things come to an end	her güzel şeyin bir sonu vardır
75	Proverb	all good things come to an end	her iyi şeyin bir sonu vardır
76	Proverb	all good things come to an end	her güzel şey bitermiş
77	Proverb	all good things come to an end	her güzel şeyin bir sonu vardır
78	Proverb	all good things come to an end	her iyi şeyin bir sonu vardır
79	Proverb	all good things come to an end	her güzel şey bitermiş
Colloquial
80	Colloquial	an end in itself n.	kendi içinde bir amaç
81	Colloquial	be at an end v.	bitmek
82	Colloquial	be at an end v.	sonuçlanmak
83	Colloquial	be at an end v.	sona ermek
84	Colloquial	be at an end v.	tükenmek
85	Colloquial	an end in itself expr.	bir işin kendi başına bir keyif olması
Idioms
86	Idioms	a means to an end n.	bir amaca giden yol
87	Idioms	a means to an end n.	bir amaca hizmet eden şey
88	Idioms	(be) a means to an end n.	amaca götüren bir araç (olmak)
89	Idioms	(be) a means to an end n.	amaca ulaştıracak bir yol (olmak)
90	Idioms	(be) a means to an end n.	bir amaca hizmet eden bir şey (olmak)
91	Idioms	an end in itself n.	yüksek bir amaca hizmet etmeyen şey
92	Idioms	an end in itself n.	kendi içerisinde var olan şey
93	Idioms	an end in itself n.	ne uzayıp ne kısalacak bir şey
94	Idioms	an end run [us] n.	bir şeyden kaçınma hamlesi
95	Idioms	an end run [us] n.	bir şeyden kurtulma hamlesi
96	Idioms	an end in itself n.	yüksek bir amaca hizmet etmeyen şey
97	Idioms	an end in itself n.	kendi içerisinde var olan şey
98	Idioms	an end in itself n.	ne uzayıp ne kısalacak bir şey
99	Idioms	an end run [us] n.	bir şeyden kaçınma hamlesi
100	Idioms	an end run [us] n.	bir şeyden kurtulma hamlesi
101	Idioms	bring something to an end v.	bir şeyi sonlandırmak
102	Idioms	put an end to something v.	bir şeye nokta koymak
103	Idioms	make an end of v.	bitirmek
104	Idioms	bring something to an end v.	bir şeye son vermek
105	Idioms	put an end to something v.	bir şeye bir son vermek
106	Idioms	plunge to an untimely end v.	düşerek/düşme (neticesinde) ölmek
107	Idioms	come to an untimely end v.	genç ölmek
108	Idioms	come to an untimely end v.	erken ölmek
109	Idioms	make an end of v.	öldürmek
110	Idioms	make an end of v.	son vermek
111	Idioms	bring to an end v.	sona erdirmek
112	Idioms	put an end to v.	son vermek
113	Idioms	make an end of v.	sonuçlandırmak
114	Idioms	bring to an end v.	son vermek
115	Idioms	put an end to v.	sonuçlandırmak
116	Idioms	make an end of v.	yok etmek
117	Idioms	come to an untimely end v.	bir anda bitmek
118	Idioms	come to an untimely end v.	erkenden bitmek
119	Idioms	come to an untimely end v.	ansızın bitmek
120	Idioms	come to an untimely end v.	zamansız bir şekilde bitmek
121	Idioms	come to an untimely end v.	birdenbire bitmek
122	Idioms	come to an untimely end v.	bitivermek
123	Idioms	make an end of (something) v.	(bir şeyi) bitirmek
124	Idioms	make an end of (something) v.	(bir şeye) son vermek
125	Idioms	make an end of (something) v.	(bir şeyi) sona erdirmek
126	Idioms	make an end of (something) v.	(bir şeyi) sonuçlandırmak
127	Idioms	put an end to (oneself) v.	intihar etmek
128	Idioms	put an end to (oneself) v.	(kendi) hayatına son vermek
129	Idioms	put an end to (oneself) v.	(kendi) canına kıymak
130	Idioms	put an end to yourself v.	intihar etmek
131	Idioms	put an end to yourself v.	kendi hayatına son vermek
132	Idioms	put an end to yourself v.	kendi canına kıymak
133	Idioms	put an end to it all v.	intihar etmek
134	Idioms	put an end to it all v.	kendi hayatına son vermek
135	Idioms	put an end to it all v.	kendi canına kıymak
136	Idioms	put an end to v.	son noktayı koymak
137	Idioms	at an end expr.	bitmiş
138	Idioms	the longest day must have an end expr.	hangi gün vardır ki akşam olmamış
139	Idioms	the longest day must have an end expr.	her şeyin bir sonucu vardır
140	Idioms	at an end expr.	sonuçlanmış
Speaking
141	Speaking	and that's an end of it expr.	işte bu kadar
Computer
142	Computer	missing an end if function expr.	son eğer işlevi eksik
Modern Slang
143	Modern Slang	an evolutionary dead-end n.	evrimin sonu, evrimin son noktası
144	Modern Slang	an evolutionary dead-end n.	evrimin geldiği/gelebileceği son nokta
145	Modern Slang	an evolutionary dead-end n.	evrimsel olarak gelinen son nokta