Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Espagnol - Anglais
Historique
bir şeyle ilgili
Sens de
"bir şeyle ilgili"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
bir şeyle ilgili
-ist
suf.
Sens de
"bir şeyle ilgili"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 406 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
dosya (bir şeyle ilgili belgeler)
file
n.
2
General
belirli bir şeyle ilgili eski olaylar
history
n.
3
General
(bir şeyle ilgili) kendi kendine düşünmek
think to yourself
v.
4
General
bir şeyle ilgili olduğunu açıklamak
declare an interest
v.
5
General
bir şeyle ilgili olduğunu açıklamak
declare one's interest
v.
6
General
(abd ve kanada'da) bir şeyle ilgili resmi şikayette bulunmak
grieve [us] [canada]
v.
7
General
iplikten yapılmış bir şeyle ilgili
threaden
adj.
8
General
(bir şeyle) ilgili utanmış/mahcup
embarrassed about (something)
adj.
9
General
bilinebilen bir şeyle ilgili
objective
adj.
10
General
aniden başka bir şeyin ortasına çıkan bir şeyle ilgili
intersilient
adj.
11
General
(belirli bir şeyle ilgili) madde anlamı veren son ek
-ile
suf.
Phrasals
12
Phrasals
bir şeyle ilgili biriyle müzakerede bulunmak/müzakere yapmak/pazarlık yapmak
negotiate with someone over something
v.
13
Phrasals
bir şeyle ilgili biriyle müzakerede bulunmak/müzakere yapmak/pazarlık yapmak
negotiate with someone about something
v.
14
Phrasals
biriyle/bir şeyle ilgili bir sıkıntısı olmak
have something against someone or something
v.
15
Phrasals
biriyle/bir şeyle ilgili mutsuzluğu devam etmek
hold something against someone or something
v.
16
Phrasals
(bir şeyle) ilgili merak uyandırmak/yaratmak
interest in (something)
v.
17
Phrasals
(bir şeyle) ilgili ilgi uyandırmak/yaratmak
interest in (something)
v.
18
Phrasals
(bir şeyle) ilgili başının etini yemek
ride about (something)
v.
19
Phrasals
(bir şeyle) ilgili söylenip durmak
ride about (something)
v.
20
Phrasals
(bir şeyle) ilgili eleştirip durmak
ride about (something)
v.
21
Phrasals
(bir şeyle) ilgili kusur bulup durmak
ride about (something)
v.
22
Phrasals
(bir şeyle) ilgili azarlayıp durmak
ride about (something)
v.
23
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygı duymak
trouble (someone or oneself) with (someone or something)
v.
24
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişe duymak
trouble (someone or oneself) with (someone or something)
v.
25
Phrasals
(biri/bir şeyle) ilgili olarak (birine kendini) ifade etmek
express (oneself) to (someone) on (someone or something)
v.
26
Phrasals
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili ne düşündüğünü söylemek
express (oneself) to (someone) on (someone or something)
v.
27
Phrasals
biri/bir şeyle ilgili olarak (kendini) birine ifade etmek
express (oneself) to someone on something
v.
28
Phrasals
birine bir şeyle ilgili ne düşündüğünü söylemek
express (oneself) to someone on something
v.
29
Phrasals
bir şeyle ilgili yorum yapmak
speculate on something
v.
30
Phrasals
bir şeyle ilgili fikir edinmek
step inside
v.
31
Phrasals
biriyle/bir şeyle yakından ilgili
wired into someone or something
v.
32
Phrasals
(bir şeyle ilgili) hararetli bir şekilde görüşlerini belirtmek
sound off (about something)
v.
33
Phrasals
(bir şeyle ilgili) sesini yükseltmek
sound off (about something)
v.
34
Phrasals
(bir şeyle ilgili) yüksek sesle görüşlerini belirtmek
sound off (about something)
v.
35
Phrasals
(bir şeyle) ilgili harekete geçmek
act upon (something)
v.
36
Phrasals
(bir şeyle) ilgili aksiyon almak
act upon (something)
v.
37
Phrasals
(bir şeyle) ilgili harekete geçmek
act on (something)
v.
38
Phrasals
(bir şeyle) ilgili aksiyon almak
act on (something)
v.
39
Phrasals
birine biriyle/bir şeyle ilgili yardımcı olmak
assist someone with someone or something
v.
40
Phrasals
bir şeyle ilgili olmak
bear upon something
v.
41
Phrasals
bir şeyle ilgili olmak
bear on something
v.
42
Phrasals
bir şeyle ilgili canını sıkmak
bother about something
v.
43
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili canını sıkmak
bother about (someone or something)
v.
44
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili zahmete girmek
bother about (someone or something)
v.
45
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili sinirini bozmak
bother about (someone or something)
v.
46
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsız etmek
bother about (someone or something)
v.
47
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili rahat bırakmamak
bother about (someone or something)
v.
48
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili daraltmak
bother about (someone or something)
v.
49
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili rahat vermemek
bother about (someone or something)
v.
50
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili başını ağrıtmak
bother about (someone or something)
v.
51
Phrasals
bir şeyle ilgili tereddüte düşürmek
bring something into question
v.
52
Phrasals
(bir şeyle ilgili) birini almak
bring someone in (on something)
v.
53
Phrasals
(bir şeyle ilgili) birini dahil etmek
bring someone in (on something)
v.
54
Phrasals
(bir şeyle ilgili) birini işe katmak
bring someone in (on something)
v.
55
Phrasals
(bir şeyle ilgili) birini işin içine katmak
bring someone in (on something)
v.
56
Phrasals
(bir şeyle ilgili) birini getirmek
bring someone in (on something)
v.
57
Phrasals
birini bir şeyle ilgili aramak
call someone about something
v.
58
Phrasals
birine bir şeyle ilgili telefon etmek
call someone about something
v.
59
Phrasals
(bir şeyle) ilgili aramak
call about (something)
v.
60
Phrasals
(bir şeyle) ilgili telefon etmek
call about (something)
v.
61
Phrasals
(bir şeyle) ilgili arayı kapatmak
catch up on (something)
v.
62
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak
check in on (someone or something)
v.
63
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak
check on (someone or something)
v.
64
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili her şey yolunda mı diye bakmak
check up on (someone or something)
v.
65
Phrasals
bir şeyle ilgili azarlamak
chide for
v.
66
Phrasals
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok katı/sert olmak
clamp down (on someone or something)
v.
67
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili yakınmak
complain about (someone or something)
v.
68
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygılanmak
concern (oneself) about (someone or something)
v.
69
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili sorumluluk duymak
concern (oneself) over (someone or something)
v.
70
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişe duymak
concerned about (someone or something)
v.
71
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygılanmak
concerned about (someone or something)
v.
72
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygı duymak
concerned about (someone or something)
v.
73
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak
confer on (someone or something) with (one)
v.
74
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak
confer with (one) about (someone or something)
v.
75
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birine) danışmak
confer with (one) on (someone or something)
v.
76
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili (birinin) görüşünü almak
confer with (one) on (someone or something)
v.
77
Phrasals
(biriyle/bir şeyle ilgili) birine başvurmak
consult (with) someone (about someone or something)
v.
78
Phrasals
(biriyle/bir şeyle ilgili) biriyle görüşmek
consult (with) someone (about someone or something)
v.
79
Phrasals
(biriyle/bir şeyle ilgili) birinden akıl almak
consult (with) someone (about someone or something)
v.
80
Phrasals
(biriyle/bir şeyle ilgili) biriyle görüş alışverişinde bulunmak
consult (with) someone (about someone or something)
v.
81
Phrasals
(biriyle/bir şeyle ilgili) birine akıl sormak
consult (with) someone (about someone or something)
v.
82
Phrasals
(bir şeyle) ilgili birine başvurmak
consult (someone) about (something)
v.
83
Phrasals
(bir şeyle) ilgili biriyle görüşmek
consult (someone) about (something)
v.
84
Phrasals
(bir şeyle) ilgili birinden akıl almak
consult (someone) about (something)
v.
85
Phrasals
(bir şeyle) ilgili biriyle görüş alışverişinde bulunmak
consult (someone) about (something)
v.
86
Phrasals
(bir şeyle) ilgili birine akıl sormak
consult (someone) about (something)
v.
87
Phrasals
(bir şeyle ilgili biriyle) çekişmek
dispute (something) with (someone)
v.
88
Phrasals
(biriyle/bir şeyle ilgili) söylenmek
drone on (about someone or something)
v.
89
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili hararetli bir tartışmaya girmek
expostulate about (someone or something)
v.
90
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili hararetli bir tartışmaya girmek
expostulate on (someone or something)
v.
91
Phrasals
biriyle/bir şeyle ilgili bir şeyi/işlemi yapıp bitirmek
finish someone or something up
v.
92
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili dokuz doğurmak
fret about (someone or something)
v.
93
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili içi içini yemek
fret about (someone or something)
v.
94
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek
fret about (someone or something)
v.
95
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili dokuz doğurmak
fret over (someone or something)
v.
96
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili içi içini yemek
fret over (someone or something)
v.
97
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek
fret over (someone or something)
v.
98
Phrasals
bir şeyle ilgili tek seferde çok az başarı sağlamak
chip away (at)
v.
99
Phrasals
(bir şeyle) ilgili yardım etmek
help out with
v.
100
Phrasals
(birini bir şeyle) ilgili töhmet altında bırakmak
implicate (someone) in (something)
v.
101
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili şaka/espri yapmak
jest about (someone or something)
v.
102
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili şaka/espri yapmak
jest at (someone or something)
v.
103
Phrasals
(birine bir şeyle) ilgili takılmak
josh (one) about (something)
v.
104
Phrasals
(birine bir şeyle) ilgili şaka yapmak
josh (one) about (something)
v.
105
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmeyi bırakmak
lay off (someone/something)
v.
106
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili söylenmek
moan about (someone or something)
v.
107
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili sızlanmak
moan about (someone or something)
v.
108
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili mızmızlanmak
moan about (someone or something)
v.
109
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili homurdanmak
murmur against (someone or something)
v.
110
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili söylenmek
murmur against (someone or something)
v.
111
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili mırıldanmak
mutter about (someone or something)
v.
112
Phrasals
(biriyle bir şeyle) ilgili/alakalı olmak
pertain to (someone or something)
v.
113
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili rapor/hesap/bilgi vermek
report on (someone or something)
v.
114
Phrasals
(bir şeyle) ilgili kafa yormak/patlatmak
ruminate about (something)
v.
115
Phrasals
(bir şeyle) ilgili kafa yormak/patlatmak
ruminate on (something)
v.
116
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili (bir şeyi) ortaya çıkarmak/açığa vurmak/belli etmek
say (something) about (someone or something)
v.
117
Phrasals
(bir şeyle) ilgili karar vermek
settle upon (something)
v.
118
Phrasals
(bir şeyle) ilgili münakaşaya girmek
squabble over (something)
v.
119
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili surat asmak
sulk about (someone or something)
v.
120
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili trip atmak
sulk about (someone or something)
v.
121
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili surat asmak
sulk over (someone or something)
v.
122
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili trip atmak
sulk over (someone or something)
v.
123
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili konuşmak/dedikodu yapmak/tartışmak
talk of (someone or something)
v.
124
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili konuşma/dedikodu/spekülasyon/tartışma
talk of (someone or something)
v.
125
Phrasals
(birini biriyle/bir şeyle) ilgili tiye/alaya almak
tease (one) about (someone or something)
v.
126
Phrasals
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili zahmet vermek
trouble (someone) about (someone or something)
v.
127
Phrasals
(birini biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsız etmek
trouble (someone) about (someone or something)
v.
128
Phrasals
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsızlık vermek
trouble (someone) about (someone or something)
v.
129
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili uyarmak
warn about (someone or something)
v.
130
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek
worry about (someone or something)
v.
131
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelendirmek
worry about (someone or something)
v.
132
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek
worry over (someone or something)
v.
133
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişelendirmek
worry over (someone or something)
v.
134
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili yazmak
write about (someone or something)
v.
135
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili bir mektup, e-posta göndermek
write about (someone or something)
v.
136
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ile ilgili yazı yazmak
write of (someone or something)
v.
137
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili küplere binmiş
mad about (someone or something)
adj.
138
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili sinirden çılgına dönmüş
mad about (someone or something)
adj.
139
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok kızgın
mad about (someone or something)
adj.
140
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili hop oturup hop kalkan
mad about (someone or something)
adj.
Phrases
141
Phrases
biriyle/bir şeyle ilgili olarak
as regards somebody/something
expr.
142
Phrases
bir şeyle ilgili olarak
as to something
expr.
143
Phrases
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak
in reference to (someone or something)
expr.
144
Phrases
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak
in regard to (someone or something)
expr.
145
Phrases
(bir şeyle) ilgili olarak
in relation to (something)
expr.
146
Phrases
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak
in respect of (someone or something)
expr.
147
Phrases
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak
in respect to (someone or something)
expr.
148
Phrases
(bir şeyle) ilgili olarak
in terms of (something)
expr.
149
Phrases
biriyle/bir şeyle ilgili
in regard to somebody/something
expr.
150
Phrases
biriyle/bir şeyle ilgili
with regard to somebody/something
expr.
151
Phrases
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak
with reference to (someone or something)
expr.
152
Phrases
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak
with regard to (someone or something)
expr.
153
Phrases
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak
with respect to (someone or something)
expr.
Colloquial
154
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) ilgili sorun/sıkıntı
the trouble with (someone or something)
n.
155
Colloquial
biriyle/bir şeyle ilgili olmak
be/have to do with somebody/something
v.
156
Colloquial
(bir şeyle) ilgili azar işitmek
get hell about (something)
v.
157
Colloquial
(bir şeyle) ilgili fırça yemek
get hell about (something)
v.
158
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) ilgili ters giden şey olmak
be the matter (with someone or something)
v.
159
Colloquial
(biriyle/bir şeyle ilgili) bir şeyler ters gitmek
be up (with somebody/something)
v.
160
Colloquial
(biriyle/bir şeyle ilgili) bir sorun olmak
be up (with somebody/something)
v.
161
Colloquial
bir şeyle ilgili olmak
have something to do with something
v.
162
Colloquial
bir şeyle ilgili olmak
not have anything to do with something
v.
163
Colloquial
(biriyle/bir şeyle ilgili) bilgi almak
get word (from someone or something)
v.
164
Colloquial
(biriyle/bir şeyle ilgili) işler yolunda olmak/gitmek
go well with (someone or something)
v.
165
Colloquial
(biriyle/bir şeyle ilgili) işler güzel gitmek
go well with (someone or something)
v.
166
Colloquial
(biriyle/bir şeyle ilgili) işler olumlu/düzgün ilerlemek
go well with (someone or something)
v.
167
Colloquial
bir şeyle ilgili olmak
have to do with something
v.
168
Colloquial
bir şeyle ilgili hevesli
high on something
adj.
169
Colloquial
(bir şeyle) ilgili küplere binmiş
hopping mad about (something)
adj.
170
Colloquial
(bir şeyle) ilgili sinirden çılgına dönmüş
hopping mad about (something)
adj.
171
Colloquial
(bir şeyle) ilgili çok kızgın
hopping mad about (something)
adj.
172
Colloquial
(bir şeyle) ilgili hop oturup hop kalkan
hopping mad about (something)
adj.
173
Colloquial
(bir şeyle) ilgili küplere binmiş
hopping mad over (something)
adj.
174
Colloquial
(bir şeyle) ilgili sinirden çılgına dönmüş
hopping mad over (something)
adj.
175
Colloquial
(bir şeyle) ilgili çok kızgın
hopping mad over (something)
adj.
176
Colloquial
(bir şeyle) ilgili hop oturup hop kalkan
hopping mad over (something)
adj.
177
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) ilgili artık güçlü duygular hissetmeyen
over (someone or something)
adj.
178
Colloquial
(bir şeyle) çok ilgili
all over (something)
adj.
179
Colloquial
(bir şeyle) çok ilgili
all over (something)
adj.
180
Colloquial
biriyle/bir şeyle ilgili problemlerini çözmüş
beyond someone or something
adj.
181
Colloquial
(bir şeyle ilgili) dikkatli
careful (with something)
adj.
182
Colloquial
(bir şeyle ilgili) özenli/titiz
careful (with something)
adj.
183
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) ilgili hayal kırıklığına uğramış
disgusted at (someone or something)
adj.
184
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) ilgili hayal kırıklığına uğramış
disgusted with (someone or something)
adj.
185
Colloquial
(bir şeyle) ilgili heyecanlı
excited about (something)
adj.
186
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) ilgili olarak
talking of (someone or something)
expr.
187
Colloquial
biriyle/bir şeyle ilgili olarak
talking of somebody/something [uk]
expr.
188
Colloquial
biri/bir şeyle ilgili ters giden ne?
what's with someone/something?
expr.
189
Colloquial
(bir şeyle) ilgili belirsizlikler var
there's some question of (something)
expr.
190
Colloquial
(bir şeyle) ilgili kuşkular var
there's some question of (something)
expr.
191
Colloquial
(bir şeyle) ilgili olarak
as far as (something) goes
expr.
192
Colloquial
biriyle/bir şeyle ilgili çok rahat
at home with someone or something
expr.
193
Colloquial
biriyle/bir şeyle ilgili bilgili
at home with someone or something
expr.
194
Colloquial
(biriyle/bir şeyle ilgili) olay şu
here's the thing (about someone or something)
expr.
195
Colloquial
aslında/nihayetinde (bir şeyle) ilgili
it's a question of (something)
expr.
196
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) ilgili değil
nothing to do with (someone or something)
expr.
197
Colloquial
(bir şeyle) ilgili olarak
speaking of (something)
expr.
198
Colloquial
(bir şeyle) ilgili bilgi sahibi
up on (something)
expr.
199
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) ilgili sorun ne?
what gives with (someone or something)?
expr.
Idioms
200
Idioms
(biri/bir şeyle) ilgili bir hissiyat
a feeling about (someone or something)
n.
201
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) istediği gibi davranabilme/istediğini yapabilme özgürlüğü
free hand (with someone or something)
n.
202
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili istediği gibi at oynatma
free hand (with someone or something)
n.
203
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok bilgi barındıran kimse, kitap
a mine of information (on somebody/something)
n.
204
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili bilgi madeni
a mine of information (on somebody/something)
n.
205
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok bilgi barındıran kimse, kitap
a mine of information (about somebody/something)
n.
206
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili bilgi madeni
a mine of information (about somebody/something)
n.
207
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili pek bilgisi olmama
a nodding acquaintance with (someone or something)
n.
208
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok az bilgisi olma
a nodding acquaintance with (someone or something)
n.
209
Idioms
bir şeyle ilgili pek bilgisi olmama
a passing acquaintance with something
n.
210
Idioms
bir şeyle ilgili çok az bilgisi olma
a passing acquaintance with something
n.
211
Idioms
(bir şeyle) ilgili deneyimsiz kimse
a stranger to (something)
n.
212
Idioms
bir şeyle ilgili gerçeği gösteren test
the acid test
n.
213
Idioms
bir kişi veya bir şeyle ilgili görüş alışverişinde bulunmak
swap notes on someone or something
v.
214
Idioms
bir kişi veya bir şeyle ilgili görüş alışverişinde bulunmak
compare notes on someone or something
v.
215
Idioms
bir şeyle ilgili iyi bir bakış açısına/görüşe/anlayışa sahip olmak
have a good perspective on something
v.
216
Idioms
bir şeyle ilgili olmak
have a bearing on
v.
217
Idioms
bir kişi veya bir şeyle ilgili bilgi paylaşımında bulunmak
swap notes on someone or something
v.
218
Idioms
bir kişi veya bir şeyle ilgili bilgi paylaşımında bulunmak
compare notes on someone or something
v.
219
Idioms
bir şeyle ilgili olmak
have a bearing upon
v.
220
Idioms
(bir kişi veya bir şeyle ilgili) bilgi paylaşımında bulunmak
swap notes (on someone or something)
v.
221
Idioms
(bir kişi veya bir şeyle ilgili) görüş alışverişinde bulunmak
swap notes (on someone or something)
v.
222
Idioms
(birine/bir şeyle ilgili) taviz vermemek
hold the line at someone
v.
223
Idioms
(bir şeyle) ilgili yazılı belge almak
get (something) in black and white
v.
224
Idioms
sık sık/aralıksız olarak bir şeyle ilgili konuşmak
ride (one's) hobby-horse
v.
225
Idioms
(biri/bir şeyle) ilgili pek endişe duymamak
not lose (any) sleep (over someone or something)
v.
226
Idioms
(biri/bir şeyle) ilgili çok endişe duymamak
not lose (any) sleep (over someone or something)
v.
227
Idioms
(biri/bir şeyle) ilgili hiç endişe duymamak
not lose (any) sleep (over someone or something)
v.
228
Idioms
(biri/bir şeyle) ilgili uykuları kaçmamak
not lose (any) sleep (over someone or something)
v.
229
Idioms
bir şeyle ilgili pek endişe duymamak
not lose any sleep over something
v.
230
Idioms
bir şeyle ilgili çok endişe duymamak
not lose any sleep over something
v.
231
Idioms
bir şeyle ilgili hiç endişe duymamak
not lose any sleep over something
v.
232
Idioms
bir şeyle ilgili uykuları kaçmamak
not lose any sleep over something
v.
233
Idioms
biri/bir şeyle ilgili pek endişe duymamak
not lose any sleep over somebody/something
v.
234
Idioms
biri/bir şeyle ilgili çok endişe duymamak
not lose any sleep over somebody/something
v.
235
Idioms
biri/bir şeyle ilgili uykuları kaçmamak
not lose any sleep over somebody/something
v.
236
Idioms
biri/bir şeyle ilgili pek endişe duymamak
lose no sleep over somebody/something
v.
237
Idioms
biri/bir şeyle ilgili çok endişe duymamak
lose no sleep over somebody/something
v.
238
Idioms
biri/bir şeyle ilgili uykuları kaçmamak
lose no sleep over somebody/something
v.
239
Idioms
(bir şeyle) ilgili son kararı vermek
pull the trigger (on something)
v.
240
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
take a firm line (on or against something)
v.
241
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
take a firm line (on or against something)
v.
242
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
take a firm line (on or against something)
v.
243
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
take a firm line (on or against something)
v.
244
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
take a firm line (on or against something)
v.
245
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
take a firm line/stand (on/against something)
v.
246
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
take a firm line/stand (on/against something)
v.
247
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
take a firm line/stand (on/against something)
v.
248
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
take a firm line/stand (on/against something)
v.
249
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
take a firm line/stand (on/against something)
v.
250
Idioms
henüz olmamış bir şeyle ilgili sızlanmak
cry before one is hurt
v.
251
Idioms
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak
be at odds (with somebody/something) (about/over something)
v.
252
Idioms
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası açık olmak
be at odds (with somebody/something) (about/over something)
v.
253
Idioms
(bir şeyle) ilgili duyarlı olmak
be in touch with (something)
v.
254
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili kararsızlık yaşamak
be in two minds about something/about doing something [uk]
v.
255
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili muallakta kalmak
be in two minds about something/about doing something [uk]
v.
256
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili kesin karar verememek
be in two minds about something/about doing something [uk]
v.
257
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili gel git yaşamak
be in two minds about something/about doing something [uk]
v.
258
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili ikilemde olmak
be in two minds about something/about doing something [uk]
v.
259
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili kararsız kalmak
be in two minds about something/about doing something [uk]
v.
260
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili kararsızlık yaşamak
be of two minds about something/about doing something) [us]
v.
261
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili muallakta kalmak
be of two minds about something/about doing something) [us]
v.
262
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili kesin karar verememek
be of two minds about something/about doing something) [us]
v.
263
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili gel git yaşamak
be of two minds about something/about doing something) [us]
v.
264
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili ikilemde olmak
be of two minds about something/about doing something) [us]
v.
265
Idioms
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili kararsız kalmak
be of two minds about something/about doing something) [us]
v.
266
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) coşmak
be in raptures (about/over somebody/something)
v.
267
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) kendinden geçmek
be in raptures (about/over somebody/something)
v.
268
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) coşmak
go into raptures (about/over somebody/something)
v.
269
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) kendinden geçmek
go into raptures (about/over somebody/something)
v.
270
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli olmak
be keen about (someone or something)
v.
271
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli olmak
be keen on (someone or something)
v.
272
Idioms
(bir şeyle) yakından ilgili olmak
be plugged into (something)
v.
273
Idioms
(bir şeyle) ilgili çok hevesli/heyecanlı olmak
be potty about (something) [uk]
v.
274
Idioms
bir şeyle ilgili bilgisi olmak
be well aware of something
v.
275
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) meraktan ölmek
be worried sick (about someone or something)
v.
276
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok endişelenmek
be worried sick (about someone or something)
v.
277
Idioms
(bir şeyle ilgili) pembe/iyimser bir tablo çizmek
put a bold face on (something)
v.
278
Idioms
(bir şeyle ilgili) pembe/iyimser bir tablo çizmek
put a good face on (something)
v.
279
Idioms
birinin aklına (biriyle/bir şeyle ilgili) bir şey/fikir sokmak
put a bee in someone's bonnet (about someone or something)
v.
280
Idioms
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) bir fikir vermek
put a bee in someone's bonnet (about someone or something)
v.
281
Idioms
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) yol göstermek
put a bee in someone's bonnet (about someone or something)
v.
282
Idioms
birini (biriyle/bir şeyle ilgili) teşvik etmek
put a bee in someone's bonnet (about someone or something)
v.
283
Idioms
birini (biriyle/bir şeyle ilgili) dürtmek
put a bee in someone's bonnet (about someone or something)
v.
284
Idioms
biriyle/bir şeyle ilgili canını sıkmak
bother one's (pretty little) head about someone or something
v.
285
Idioms
birini (biriyle/bir şeyle ilgili) güncellemek
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
286
Idioms
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
bring someone up-to-date (on someone or something)
v.
287
Idioms
(bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak
call in question (something)
v.
288
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak
cast doubt (on someone or something)
v.
289
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşkuya düşürmek
cast doubt (on someone or something)
v.
290
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak
cast doubt (on someone or something)
v.
291
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak
cast doubts (on someone or something)
v.
292
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşkuya düşürmek
cast doubts (on someone or something)
v.
293
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak
cast doubts (on someone or something)
v.
294
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak
cast doubt on (someone or something)
v.
295
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşkuya düşürmek
cast doubt on (someone or something)
v.
296
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak
cast doubt on (someone or something)
v.
297
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek
come to blows (over someone or something)
v.
298
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek
come to blows (about someone or something)
v.
299
Idioms
(bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek
come to blows (over something)
v.
300
Idioms
(bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek
come to blows about (something)
v.
301
Idioms
(bir şeyle ilgili) hır çıkarmak
create a stink (about something)
v.
302
Idioms
(bir şeyle ilgili) sorun yaratmak
create a stink (about something)
v.
303
Idioms
(bir şeyle ilgili) ortalığı ayağa kaldırmak
create a stink (about something)
v.
304
Idioms
(bir şeyle ilgili) hır çıkarmak
make a stink (about something)
v.
305
Idioms
(bir şeyle ilgili) sorun yaratmak
make a stink (about something)
v.
306
Idioms
(bir şeyle ilgili) ortalığı ayağa kaldırmak
make a stink (about something)
v.
307
Idioms
(bir şeyle ilgili) hır çıkarmak
raise a stink (about something)
v.
308
Idioms
(bir şeyle ilgili) sorun yaratmak
raise a stink (about something)
v.
309
Idioms
(bir şeyle ilgili) ortalığı ayağa kaldırmak
raise a stink (about something)
v.
310
Idioms
bir şeyle ilgili olduğunu açıklamak
declare an interest
v.
311
Idioms
bir şeyle ilgili olduğunu açıklamak
declare one's interest
v.
312
Idioms
(bir şeyle) ilgili mutsuz olmak
feel bad about (something)
v.
313
Idioms
(bir şeyle) ilgili keyifsiz olmak
feel bad about (something)
v.
314
Idioms
(bir şeyle) ilgili üzgün olmak
feel bad about (something)
v.
315
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok sinirlenmek
get bent out of shape (over something) [us]
v.
316
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok sinirlenmek
get bent out of shape (about something) [us]
v.
317
Idioms
(bir şeyle) ilgili hassas olmak
get in touch with (something)
v.
318
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) panik/telaş yapmak
get (oneself) into a stew (over someone or something)
v.
319
Idioms
(bir şeyle ilgili) korkuya kapılmak
get/have the wind up (about something) [uk]
v.
320
Idioms
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
give (one) a jump on (someone or something)
v.
321
Idioms
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
give (one) the jump on (someone or something)
v.
322
Idioms
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
give (one) an advantage over (someone or something)
v.
323
Idioms
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
give (one) the advantage over (someone or something)
v.
324
Idioms
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
give (one) an edge on (someone or something)
v.
325
Idioms
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
give (one) the edge on (someone or something)
v.
326
Idioms
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
give (one) an edge over (someone or something)
v.
327
Idioms
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
give (one) the edge over (someone or something)
v.
328
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) aşırıya kaçmak
go overboard (for somebody/something)
v.
329
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) aşırıya kaçmak
go overboard (about somebody/something)
v.
330
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili şikayeti olmak
have a beef with (someone or something)
v.
331
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili zorluk yaşamak/zor durumda olmak
have a hard time with (someone or something)
v.
332
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili sıkıntı çekmek
have a hard time with (someone or something)
v.
333
Idioms
biriyle/bir şeyle ilgili planları olmak
have designs on someone or something
v.
334
Idioms
bir şeyle ilgili planları olmak
have designs on something
v.
335
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili bir şey diyememek
have no words for (someone or something)
v.
336
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili taviz vermemek
hold the line at (someone or something)
v.
337
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili uykuları kaçmak
lose sleep about (someone or something)
v.
338
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok endişe duymamak
lose sleep about (someone or something)
v.
339
Idioms
(bir şeyle) ilgili fikrini ortaya atmak
make (one's) pitch for (something)
v.
340
Idioms
biriyle/bir şeyle ilgili girişimde bulunmak
make a pitch for somebody/something
v.
341
Idioms
biriyle/bir şeyle ilgili çaba sarf etmek
make a pitch for somebody/something
v.
342
Idioms
biriyle/bir şeyle ilgili girişimde bulunmak
make a pitch to somebody [us]
v.
343
Idioms
biriyle/bir şeyle ilgili çaba sarf etmek
make a pitch to somebody [us]
v.
344
Idioms
biriyle/bir şeyle ilgili ortalığı ayağa kaldırmak
make a stink about someone/something
v.
345
Idioms
biriyle/bir şeyle ilgili hır çıkarmak
make a stink about someone/something
v.
346
Idioms
biriyle/bir şeyle ilgili sorun yaratmak
make a stink about someone/something
v.
347
Idioms
(bir şeyle) ilgili yaptığı veya söylediğinden pişman olmamak
make no apologies for (something)
v.
348
Idioms
bir şeyle ilgili sonsuza kadar başının etini yemek
never (or not) hear the end of something
v.
349
Idioms
bir şeyle ilgili sonsuza kadar başının eti yenmek
never (or not) hear the end of something
v.
350
Idioms
(bir şeyle ilgili) tek kelime etmemek
not breathe a word (of something)
v.
351
Idioms
(bir şeyle) ilgili (bir çeşit) bir tablo çizmek
paint a (some kind of) picture of (something)
v.
352
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) korkunç, iç karartıcı bir tablo çizmek
paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something)
v.
353
Idioms
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak
place the blame for (something) on (someone or something)
v.
354
Idioms
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlamak
place the blame for (something) on (someone or something)
v.
355
Idioms
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak
place the blame on (someone or something) for (something)
v.
356
Idioms
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlamak
place the blame on (someone or something) for (something)
v.
357
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) hır çıkarmak
raise a stink (about someone/something)
v.
358
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) sorun yaratmak
raise a stink (about someone/something)
v.
359
Idioms
(biriyle/bir şeyle ilgili) ortalığı ayağa kaldırmak
raise a stink (about someone/something)
v.
360
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir konuda) yumuşamak
soften (one's or someone's) stance (on something)
v.
361
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir konuda) ipleri gevşetmek
soften (one's or someone's) stance (on something)
v.
362
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
take a firm stand (on or against something)
v.
363
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
take a firm stand (on or against something)
v.
364
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
take a firm stand (on or against something)
v.
365
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
take a firm stand (on or against something)
v.
366
Idioms
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
take a firm stand (on or against something)
v.
367
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili olmak
take an interest in (someone or something)
v.
368
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili isteksiz
half-hearted about (someone or something)
adj.
369
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili gönülsüz
half-hearted about (someone or something)
adj.
370
Idioms
(bir şeyle) ilgili güncelleştirmiş
caught up with (something)
adj.
371
Idioms
(bir şeyle) ilgili son gelişmelerden haberdar
caught up with (something)
adj.
372
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok kuralcı
death on (someone or something)
adj.
373
Idioms
(bir şeye/bir şeyle) ilgili
hot for (something)
adj.
374
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli
keen about (someone or something)
adj.
375
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli
keen on (someone or something)
adj.
376
Idioms
(biriyle/bir şeyle) çok ilgili
keen on (someone or something)
adj.
377
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili hemfikir
of a single mind about (someone or something)
adj.
378
Idioms
(bir şeyle) ilgili olarak
relative to (something)
adj.
379
Idioms
(bir konuda/bir şeyle ilgili olarak ) henüz bir karara varılmamış/son söz söylenmemiş
jury is still out on something
expr.
380
Idioms
(bir şeyle ilgili) son ayrıntılar hakkında bilgi sahibi
up to speed (on something)
expr.
381
Idioms
(bir şeyle ilgili) son gelişmelerden haberdar
up to speed (on something)
expr.
382
Idioms
(bir şeyle) ilgili kafası karışmış
at sea about (something)
expr.
383
Idioms
(bir şeyle) ilgili kafası bulanık
at sea about (something)
expr.
384
Idioms
(bir şeyle) ilgili muallakta
at sea about (something)
expr.
385
Idioms
(bir şeyle ilgili) dersine çalış
do your homework (on something)
expr.
386
Idioms
(bir şeyle ilgili) dersine iyi çalış
do your homework (on something)
expr.
387
Idioms
(bir şeyle ilgili) hazırlığını yap
do your homework (on something)
expr.
388
Idioms
(bir şeyle ilgili) ön araştırmanı yap
do your homework (on something)
expr.
389
Idioms
(bir şeyle ilgili) ödevini iyi yap
do your homework (on something)
expr.
390
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili paçaları tutuşmuş
in a stew about (someone or something)
expr.
391
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili telaş yapmış
in a stew about (someone or something)
expr.
392
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili endişeli
in a stew about (someone or something)
expr.
393
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili tüm gelişmelerden haberdar
on top of (someone or something)
expr.
394
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili son/bütün gelişmeleri takipte
on top of (someone or something)
expr.
395
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili kararsız
up in the air about (someone or something)
expr.
396
Idioms
(biriyle/bir şeyle) ilgili muallakta
up in the air about (someone or something)
expr.
Technical
397
Technical
dörtlü bir gruba sahip olan şeyle ilgili
tetradic
adj.
Geometry
398
Geometry
koni şeklindeki bir şeyle ilgili
conoidic
adj.
Biology
399
Biology
bir şeyle ilgili yer anlamı veren son ek
-arium
suf.
Geography
400
Geography
dünya yüzeyindeki belirli bir noktadan gözlemlenen şeyle ilgili
topocentric
adj.
Librarianship
401
Librarianship
kütüphanedeki mikrofilm veya mikrofiş gibi, kitap haricinde başka bir şeyle ilgili olan
nonbook
adj.
Slang
402
Slang
(bir şeyle) ilgili bıktırana kadar konuşmak
bang away at (someone) [uk]
v.
403
Slang
(bir şeyle) ilgili sinir bozucu bir şekilde konuşmak
bang away at (someone) [uk]
v.
404
Slang
(bir şeyle) ilgili aptal aptal konuşmak
bang away at (someone) [uk]
v.
405
Slang
(bir şeyle) ilgili şaka yollu takılmak
rag about (something)
v.
406
Slang
biri/bir şeyle ilgili hevesli
stoked on someone or something
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir şeyle ilgili
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy