butter - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

butter

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "butter" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 28 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
butter n. tereyağı
General
butter n. sadeyağ
butter n. yağcılık
butter n. margarin
butter n. dalkavukluk
butter n. tereyağı
butter n. tereyağ
butter v. yağ sürmek
butter v. tereyağı sürmek
butter v. yağcılık yapmak
butter v. baştan çıkarmak
butter v. ayartmak
Colloquial
butter n. (sırada/kuyrukta) kaynakçı
butter n. (sırada/kuyrukta) kaynak yapan kişi
butter adj. çok iyi/hoş
butter adj. çok havalı/kıyak
Construction
butter v. (tuğla, fayans) yüzeyini plastik malzeme ile kaplamak
Food Engineering
butter n. kıvamı tereyağına benzeyen madde
butter n. oda sıcaklığında neredeyse katı halde kalan yağ
butter n. meyve, kuru yemiş gibi gıdalardan yapılan ezme
butter n. tuzlu gıda maddesi ile karıştırılmış tereyağı
Gastronomy
butter n. tereyağı
butter n. tereyağ
butter n. tereyağına benzeyen kakao vb yağı
Chemistry
butter n. inorganik klorür
Agriculture
butter n. tereyağı
Sport
butter v. (yalnızca tek ucunun karla temas etmesi için) kayak ağırlığını öne veya arkaya vermek
Slang
butter n. krek kokain

Sens de "butter" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 355 résultat(s)

Anglais Turc
General
bread and butter n. ekmek teknesi
one's bread and butter n. ekmek parası
brown butter n. kahverengi tereyağı
clarified butter n. sağyağ
bread and butter n. ekmek
clarified butter n. sadeyağ
bread and butter n. ekmek parası
cocoa butter n. kakao yağı
butter churn n. yayık
lemon butter n. limon yağı
apple butter n. elma marmelatı
bread and butter n. geçim
bread and butter n. tereyağlı ekmek
peanut butter n. yerfıstığı ezmesi
bread and butter n. ekmek kapısı
butter muslin n. ince muslin
cooking butter n. sağyağ
peanut butter n. fıstık ezmesi
bread and butter n. geçim yolu
bread-and-butter n. temel
butter churn n. güğüm
butter knife n. tereyağ bıçağı
butter tea n. tibet çayı
bread and butter n. ekmek ve tereyağı
butter wife n. tereyağı yapan kadın
butter wife n. tereyağı satan kadın
butter wife n. tereyağı satıcısı kadın
butter-fingered n. sakar kimse
butter-fingered n. sık sık bir şeyleri düşüren kimse
lip butter n. dudak yağı
butter boat n. küçük sos kabı
butter somebody up v. yağlamak
quarrel with one's bread and butter v. hayat standartlarından şikayet etmek
butter up v. pohpohlamak
butter somebody up v. yağcılık etmek
butter up v. dalkavukluk etmek
butter up v. yağ çekmek
butter up v. yağcılık yapmak
butter somebody up v. yağ çekmek
bread-and-butter adj. sağlam
bread-and-butter adj. güvenilir
bread-and-butter adj. iş bitirici
bread-and-butter adj. (konaklama için) memnuniyetini belirten
bread-and-butter adj. geçim kaynağı olan
bread-and-butter adj. temel yaşamsal ihtiyaçlara ait
bread-and-butter adj. rutin
bread-and-butter adj. günlük
bread-and-butter adj. temel
bread-and-butter adj. esas
bread-and-butter [uk] adj. ergen
bread-and-butter [uk] adj. toy
Phrasals
butter up v. yağcılık yapmak
butter up v. baştan çıkarmak
butter up v. ayartmak
Phrases
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. bir güçlük karşısında kimi zorlanır kimi hemen ayağa kalkar
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. bir tecrübeye her insan farklı şekilde tepki gösterir
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. aynı şeyi yaşayan insanların tepkileri farklı olabilir
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. aynı olay karşısında her insanın tepkisi farklıdır
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. kimini etkilemeyen olay bazısına da dehşet verici gelir
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. aynı olay karşısında kimi korkuyla siner kimi dimdik ayakta durur
wouldn't cut hot butter expr. kör
wouldn't cut hot butter expr. körelmiş
wouldn't cut hot butter expr. keskin olmayan
wouldn't cut hot butter expr. kesmez
as easy as pulling a hair out of butter expr. tereyağından kıl çeker gibi
Proverb
fine words butter no parsnips lafla peynir gemisi yürümez
fine words butter no parsnips boş laf karın doyurmaz
Colloquial
bread and butter n. günlük geçim
butter someone up v. birine yağ çekmek
butter up v. dalkavukluk etmek
butter up v. pohpohlamak
butter up v. yağ yapmak
butter up v. yaltaklanmak
butter up v. yalakalık etmek
butter up v. yalakalık yapmak
butter up v. yağ çekmek
butter up v. yalakalanmak
someone's bread and butter expr. insanın ekmek ve suyu
(well,) butter my butt and call me a biscuit [us] expr. bak sen
(well,) butter my butt and call me a biscuit [us] expr. vay canına
(well,) butter my butt and call me a biscuit [us] expr. vay vay
(well,) butter my butt and call me a biscuit [us] expr. yok artık
(well,) butter my butt and call me a biscuit [us] expr. nutkum tutuldu
(well,) butter my butt and call me a biscuit [us] expr. vay be
(well,) butter my butt and call me a biscuit [us] expr. hadi canım
(well,) butter my butt and call me a biscuit [us] expr. vay anasını
(well,) butter my butt and call me a biscuit [us] expr. çok şaşırdım
Idioms
bread and butter n. geçim kaynağı
a hair in the butter n. planların bozulması
a hair in the butter n. işin içine edilmesi
a hair in the butter n. her şeyin mahvolması
a hair in the butter n. can sıkıcı/berbat/iğrenç bir durum
a hair in the butter n. zorluk
a hair in the butter n. (plan) bozulma/altüst olma
butter-and-egg man n. parasını şehirde çarçur eden köy/toprak ağası
bread and butter n. ekmek parası
someone's bread and butter n. ekmek kapısı
one's (butter and) egg money n. kadın bir çiftçinin çiftlikten kazandığı para
a butter fingers n. sakar kişi
bread-and-butter letter n. teşekkür mektubu
bread and butter letter n. teşekkür notu
(butter and) egg money [old-fashioned] n. bir çiftçinin karısının çiftlikte üretilen bazı ürünleri (yumurta, tereyağı) satarak kazandığı ekstra para
a bread-and-butter letter n. teşekkür notu/mektubu
a bread-and-butter letter n. kendini ağırlayan kişiye yazılan teşekkür notu/mektubu
a bread-and-butter letter n. kendine ev sahipliği yapan/evini açan kişiye yazılan teşekkür notu/mektubu
a bread-and-butter letter n. kendini misafir eden kişiye yazılan teşekkür notu/mektubu
a bread-and-butter letter n. misafirin ev sahibine yazdığı teşekkür notu/mektubu
a hair in the butter n. planların suya düşmesi
bread and butter n. temel
bread and butter n. yapı taşı
bread and butter n. olmazsa olmaz parça
bread and butter n. ekmeği suyu
bread-and-butter letter n. kendini ağırlayan kişiye yazılan teşekkür mektubu/notu
bread-and-butter letter n. misafirin ev sahibine yazdığı teşekkür mektubu/notu
your bread and butter n. ekmek parası
your bread and butter n. geçim kaynağı
your bread and butter n. ekmeğini kazandığı iş
your bread and butter n. ekmek teknesi
butter (one's) bread on both sides v. iki taraflı menfaat elde etmek
butter (one's) bread on both sides v. iki taraflı çıkar sağlamak
butter (one's) bread on both sides v. iki taraflı yarar sağlamak
butter (one's) bread on both sides v. bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
butter (one's) bread on both sides v. ikili oynamak
butter (one's) bread on both sides v. har vurup harman savurmak
butter (one's) bread on both sides v. düşüncesizce harcayarak yaşamak
butter (one's) bread on both sides v. hesapsızca harcayarak yaşamak
butter (one's) bread on both sides v. para saçarak yaşamak
butter (one's) bread on both sides v. müsrifçe yaşamak
butter (one's) bread on both sides v. iki taraflı menfaat elde etmek/çıkar sağlamak
butter (one's) bread on both sides v. bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak
butter (one's) bread on both sides v. ikili oynamak
butter (one's) bread on both sides v. har vurup harman savurmak
butter (one's) bread on both sides v. düşüncesizce/hesapsızca harcayarak yaşamak
butter (one's) bread on both sides v. müsrifçe yaşamak
butter up to someone v. birine yağ çekmek
butter someone up v. birine yağ çekmek
quarrel with one's bread and butter v. ekmek parası ile oynamak
look as if butter wouldn't melt in one's mouth v. hissiz görünmek
butter both sides of one's bread v. her ikisinden de yararlanmak
quarrel with one's bread and butter v. ekmeğiyle oynamak
butter both sides of one's bread v. iki ayrı durumdan çıkar sağlamak
butter both sides of one's bread v. iki iyi şeyi bir arada yaşamak
cut through something like a hot knife through butter v. kolayca kesmek
go through something like a hot knife through butter v. kolayca kesmek
earn one's own bread and butter v. kendi ekmeğini kazanmak
earn one's own bread and butter v. kendi hayatını kazanmak
butter wouldn't melt in somebody's mouth v. sütten çıkma ak kaşık gibi görünmek
quarrel with one's bread and butter v. rızkıyla oynamak
look as if butter wouldn't melt in one's mouth v. soğuk görünmek
look as if butter wouldn't melt in one's mouth v. suçlu olduğu halde masum görünmek
butter up to v. yalakalanmak
butter up v. yağ çekmek
butter up to v. yağ çekmek
butter up to v. yalakalık yapmak
butter up to v. yağ çekerek yakınlaşmaya çalışmak
butter up to v. yalakalık etmek
butter (one's) bread on both sides v. bir eli yağda bir eli balda olmak/yaşamak
butter up to (one) v. (birine) yağ çekmek
butter up to (one) v. (birine) yağcılık yapmak
look as if butter wouldn't melt in mouth v. suçlu olduğu halde masum görünmek
look as if butter wouldn't melt in mouth v. hissiz görünmek
look as if butter wouldn't melt in mouth v. soğuk görünmek
look as if butter wouldn't melt in mouth v. görünürde masum/kibar olmak
look as if butter wouldn't melt in mouth v. masummuş/kibarmış gibi görünmek
look as if butter wouldn't melt in your mouth v. suçlu olduğu halde masum görünmek
look as if butter wouldn't melt in your mouth v. görünürde masum/kibar olmak
look as if butter wouldn't melt in your mouth v. masummuş/kibarmış gibi görünmek
bread and butter adj. sürekli (iş)
bread and butter adj. düzenli (iş)
bread and butter adj. düzenli gelir getiren
bread and butter adj. günlük
bread and butter adj. gündelik
bread and butter adj. rutin
bread and butter adj. sıradan
bread and butter adj. olağan
bread and butter adj. alelade
smooth like butter adj. tereyağı gibi pürüzsüz
as happy as a clam in butter sauce expr. ağzı kulaklarına varan
happy as a clam in butter sauce expr. ağzı kulaklarına varan
as happy as a clam in butter sauce expr. çok mutlu
happy as a clam in butter sauce expr. çok mutlu
as happy as a clam in butter sauce expr. mutluluktan havalarda uçan
happy as a clam in butter sauce expr. mutluluktan havalarda uçan
happy as a clam in butter sauce expr. şen şakrak
as happy as a clam in butter sauce expr. şen şakrak
cutting through butter expr. tereyağından kıl çeker gibi
like a (hot) knife through butter expr. tereyağından kıl çeker gibi
butter won't melt (in one's mouth) expr. sütten çıkma ak kaşık gibi
butter won't melt (in one's mouth) expr. görünüşte masum/mütevazı/mesafeli
butter won't melt (in one's mouth) expr. hissiz/soğuk görünen
butter wouldn't melt expr. sütten çıkma ak kaşık gibi
butter wouldn't melt expr. görünüşte masum/mütevazı/mesafeli
butter wouldn't melt expr. hissiz/soğuk görünen
butter wouldn't melt (in someone's mouth) expr. sütten çıkma ak kaşık gibi
butter wouldn't melt (in someone's mouth) expr. görünüşte masum
butter wouldn't melt (in someone's mouth) expr. sözde masum
looks as if butter wouldn't melt (in his/her mouth) expr. sütten çıkma ak kaşık gibi görünmek
looks as if butter wouldn't melt (in his/her mouth) expr. görünüşte masum/mütevazı/mesafeli olmak
looks as if butter wouldn't melt (in his/her mouth) expr. hissiz/soğuk görünmek
butter wouldn't melt in one's mouth expr. sütten çıkma ak kaşık gibi olan
butter wouldn't melt in one's mouth expr. görünüşte masum/mütevazı/mesafeli olan
butter wouldn't melt in one's mouth expr. hissiz/soğuk görünen
like a knife through butter expr. tereyağından kıl çeker gibi
like a knife through butter expr. kolayca (kesme/geçme)
Speaking
fine words butter no parsnips expr. boş lafa karnım tok
is there any butter on the table? expr. masanın üstünde tereyağı var mı?
Trade/Economic
bread-and-butter issue n. çözülmesi mali kaynakları etkileyecek sorun
Politics
guns versus butter model n. nazi almanyası'nda savaş öncesi tercihli bir tasarruf modeli
guns versus butter model n. ya silah ya gıda modeli
Industry
shea butter n. karite yağı
Technical
butter finish n. aynamsı yüzey
vegetable butter n. bitkisel yağ
cacao butter n. kakao yağı
butter muslin n. tülbent
Dyeing
butter-scotch n. koyu turuncumsu bir sarı tonu
butter-scotch n. sarımsı bir kahverengi tonu
Dentistry
butter tooth n. üst çenenin ortasındaki iki kesici diş
Food Engineering
cocoa butter n. kakao yağı
cultured butter n. kültüre edilmiş tereyağı
clarified butter n. sade yağ
hard butter n. sert yağ
butter machine n. tereyağ makinesi
butter paddle n. tereyağı bloklarını şekillendirmek için kullanılan tahta kürek
butter print n. tereyağı kalıplarını işaretlemek için kullanılan oymalı tahta parçası
butter worker n. tereyağı ile yayıkaltı sütünü ayırmaya yarayan makine
drawn butter n. (ısıtılarak süt tabakasının alınması ile elde edilen) tereyağı
butter milk n. yayık altı suyu
Gastronomy
nut butter n. fındık ezmesi
nut butter n. öğütülerek bir miktar tereyağı ile harmanlanmış fındık
nutmeg butter n. hindistan cevizi yağı
anchovy butter n. ançüez yağı
almond butter n. badem ezmesi
honey butter n. ballı ezme
kebap with tomato sauce and hot butter on a bed of pita bread n. bursa kebabı
a knob of butter n. bir parça tereyağı
whipped butter n. çırpılmış tereyağı
poached eggs d’orsay with yoghurt and melted butter n. çılbır
kneaded butter n. eşit miktarda un ve tereyağ karışımı
melted butter n. eritilmiş tereyağ
melted butter n. erimiş tereyağ
peanut butter n. fıstık ezmesi
peanut butter and jam sandwich n. fıstık ezmeli ve reçelli sandviç
peanut butter and jelly sandwich n. fıstık ezmeli ve reçelli sandviç
butter bean n. fasulye
soup of butter flour and tomato paste n. hörre
mustard butter n. hardallı tereyağ
creamery butter n. halis tereyağı
caviar butter n. havyarlı tereyağı
lobster butter n. ıstakozlu tereyağ
shrimp butter n. karidesli tereyağı
peanut butter n. krem fıstık
butter milk n. kreması alınmış süt
dessert of milk, vanilla, sugar and butter mixture on layers of pastry n. laz böreği
garlic butter n. sarımsaklı tereyağı
yellow butter n. sarı tereyağı
snail butter n. salyangozlu tereyağı
plain butter n. sade yağ
black butter n. siyah tereyağı
butter cream frosting n. tereyağı kreması
trout fried in butter n. tereyağında kızartılmış alabalık
trout fried in butter n. tereyağında alabalık
jumbo shrimp with butter n. tereyağlı jumbo karides
butter dish n. tereyağı tabağı
butter knife n. tereyağı bıçağı
pilaf with fresh butter n. tereyağlı pilav
sesame butter n. tahin
unsalted butter n. tuzsuz tereyağı
fresh butter n. tereyağlı
butter sauce n. tereyağlı sos
peanut butter n. yerfıstığı ezmesi
yak butter n. yak tereyağı
dri butter n. yak tereyağı
bercy butter n. beyaz şarap, arpacık soğanı ve maydanozla kremalaştırılmış tereyağı
maître d'hôtel butter n. maydanoz ve limon suyu ile karıştırılmış erimiş tereyağı
maple butter n. yumuşak bir şeker elde edene kadar kaynatılmış, sonrasında soğutulup krema kıvamına gelinceye kadar karıştırılmış akçaağaç şurubu
meuniere butter n. menüer sos
meuniere butter n. hafifçe kahverengileştirilip limon suyu ve maydanoz ile tatlandırılan tereyağı
brandy butter n. konyak kreması
bread and butter pickle n. tatlı sandviç turşusu
bread–and–butter pickle n. dilimlenmiş salatalık ve soğan turşusu
butter cookie n. tereyağı, un ve şekerle yapılan sade bir kurabiye
butter curler n. dekoratif tereyağı şekilleri yapan mutfak aleti
butter mold n. tereyağı kalıbı
butter tart [canada] n. tereyağı, esmer şeker ve kuru üzümle hazırlanan bir tür tart
butter trier n. tereyağını tatma aleti
butter-scotch n. esmer şeker, mısır şurubu ve suyun birlikte kaynatılmasıyla hazırlanan sert bir şeker
butter-scotch n. birlikte pişirilmiş esmer şeker ve tereyağı tadı
onion butter n. ince kıyılmış soğanla karıştırılmış tereyağı
truffle butter n. trüf mantarı tereyağı
drawn butter n. baharat veya limonla tatlandırılmış erimiş tereyağı
drawn butter n. erimiş tereyağı, un, sebze veya balık suyu ve limon suyuyla hazırlanan bir sos
pimento butter n. kırmızı biberle karıştırılmış tereyağı
coconut butter n. katı hindistan cevizi yağı
colbert butter n. maydanoz, tarhun ve et suyuyla karıştırılmış tereyağı
cream butter v. tereyağını hafif kremsi bir kıvama gelinceye kadar çırpmak
cream butter v. tereyağını hafif kremsi bir kıvama gelinceye kadar karıştırmak
Chemistry
butter of antimony n. antimon beyazı
cacao-butter n. kakao yağı
butter of zinc n. çinko klorür
butter of zinc n. parşömen kağıdı ve vulkanize elyaf yapımı ile ahşap koruma için kullanılan kokusuz, beyaz, zehirli ve katı bir madde
butter of tin n. stannik klorür
butter of tin n. stannik klorür pentahidratı
Marine Biology
butter clam n. kuzey amerika'nın pasifik kıyısına özgü büyük ve yenebilir bir midye
Zoology
brown witches butter (tremella foliacea) n. 5-15 cm genişliğinde ve jelatinimsi gövdesi olan bir jöle mantarı
witches' butter (tremella lutescens) n. sarı jölemsi bir mantar
Botanic
butter-flower n. altıntabak çiçeği
butter-flower n. düğünçiçeği
butter-flower n. düğün çiçeği
butter-and-eggs n. keten otu
butter-and-eggs n. nevruz otu
butter-and-eggs n. nevruzotu
shea butter tree (butyrospermum parkii) n. karite ağacı
butter-print n. imam pamuğu
butter daisy (verbesina encelioides) n. amerika ve meksika'ya özgü sarı çiçekli bir ot
butter daisy n. güneybatı abd ve meksika'da yetişen sarı çiçekli tek yıllık bir bitki
bread and butter n. ketenotu
bread and butter n. nevruzotu
bread and butter n. dikenli sarmaşık
butter and eggs n. nevruz otu
butter bean n. yer fasulyesi
butter bean n. lima fasulyesi
butter bean n. yeşil fasulye
butter bean [dialect] n. kurutulmuş lima fasulyesi
butter print n. imam kavuğu
butter tree n. tohumlarından tereyağına benzer madde elde edilen çeşitli ağaçlara verilen ad
butter tree n. karite ağacı
butter tree n. bir kızılağaç türü
butter tree n. afrika'ya özgü tropikal bir ağaç
butter-and-eggs n. abd'nin güneybatısına özgü mor çiçekli bir bitki
butter-bean plant n. lima fasulyesi
butter-bean plant n. abd'nin güneyine özgü, yenebilir küçük ve düz tohumları olan bir çalı fasulyesi
butter and eggs n. açıklı koyulu sarı çiçekleri olan çeşitli bitkilere verilen ad
Agriculture
metal butter churn n. madensel yayık
butter machine n. tereyağ yapma makinesi
Geography
bog butter n. bataklık yağı
Geology
rock butter n. doğal şap
Slang
lung butter n. balgam
lung-butter n. kusmuk
butter face n. çirkin kadın
butter face n. yüzü çirkin vücudu güzel kadın
butter the corn v. çavuşu tokatlamak
melt (one's) butter v. (birinin) içinin yağlarını eritmek
melt (one's) butter v. (birinin) içini eritmek
melt (one's) butter v. (birini) çekmek
melt (one's) butter v. (birine) cazip gelmek
melt (one's) butter v. (birinin) hoşuna gitmek
not know shit from apple butter v. bir boktan anlamamak
not know shit from apple butter v. hiçbir bok bilmemek
not know shit from apple butter v. aşırı saf olmak
not know shit from apple butter v. cahil olmak
not know shit from apple butter v. bir boktan haberi olmamak
not know shit from apple butter v. bu dünyadan değil gibi olmak
not know shit from apple butter v. hiçbir şeyin ayırdında olmamak
not know shit from apple butter v. neyin ne olduğunu bilmemek
whatever melts your butter expr. işine nasıl geliyorsa