gerçekçi - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

gerçekçi



Sens de "gerçekçi" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 29 résultat(s)

Turc Anglais
General
gerçekçi realist n.
gerçekçi actualist n.
gerçekçi downtoearth adj.
gerçekçi literal adj.
gerçekçi practical adj.
gerçekçi matter of fact adj.
gerçekçi factual adj.
gerçekçi exact adj.
gerçekçi down to earth adj.
gerçekçi realistic adj.
gerçekçi matter-of-fact adj.
gerçekçi down-to-earth adj.
gerçekçi hard-headed adj.
gerçekçi unsentimental adj.
gerçekçi though-minded adj.
gerçekçi hard adj.
gerçekçi hard-boiled adj.
gerçekçi meat-and-potatoes adj.
gerçekçi bottom-line adj.
gerçekçi fanciless adj.
gerçekçi grounded in reality adj.
gerçekçi gritty adj.
gerçekçi realistically adv.
Colloquial
gerçekçi down-to-earth adj.
gerçekçi hard-headed adj.
gerçekçi earthy adj.
gerçekçi grounded adj.
Politics
gerçekçi realistic adj.
Philosophy
gerçekçi factist n.

Sens de "gerçekçi" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 136 résultat(s)

Turc Anglais
General
gerçekçi kimse realist n.
iyi niyetli ama gerçekçi olmayan sosyal reformcu do-gooder n.
gerçekçi yaklaşım realistic approach n.
gerçekçi olmayan hedef unrealistic goal n.
gerçekçi ve direkt çözüm turkey n.
gerçekçi olmayan özlem wishfulness n.
gelecekle ilgili gerçekçi olmayan düşünceleri olan blue sky n.
gerçekçi olmayan hayal chimera n.
gerçekçi olmayan düşünce chimera n.
gerçekçi olmayan hayal chimaera n.
gerçekçi olmayan düşünce chimaera n.
gerçekçi kimse gradgrind n.
dünyanın farklı yerlerinin aynalar, lensler ve aydınlatma ile gerçekçi biçimde gösterildiği sergi cosmorama n.
gerçekçi olmama inverisimilitude n.
gerçekçi dil saltiness n.
gerçekçi mizah saltiness n.
grafik şiddet, kan ve vahşetin gerçekçi bir biçimde tasviri gore n.
gerçekçi olma realism n.
gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek have both one's feet on the ground v.
gerçekçi olmak come down to earth v.
gerçekçi olarak temsil etmek actualise v.
gerçekçi olarak temsil etmek actualize v.
gerçekçi şekilde tarif etmek actualise v.
gerçekçi şekilde tarif etmek actualize v.
gerçekçi olmayan öngörülere sahip olmak blue-sky v.
kendini sakin ve gerçekçi bir şekilde ifade etmek deadpan v.
gerçekçi olmayan unrealistic adj.
gerçekçi olmayan nonrealistic adj.
gerçekçi olmayan wild-eyed adj.
gerçekçi olmayan blue-sky adj.
aşırı gerçekçi unsparingly realistic adj.
gerçekçi olmayan non-realistic adj.
aşırı gerçekçi overrealistic adj.
gerçekçi ve derinlikli görünen third-dimensional adj.
gerçekçi görünecek şekilde tasarlanmış three-dimensional adj.
aşırı gerçekçi ultrarealist adj.
aşırı gerçekçi ultrarealistic adj.
gerçekçi olmayan unlifelike adj.
gerçekçi olmayan bir hayal gibi chimeral adj.
gerçekçi olmayan hayallerle ilgili chimeral adj.
akla uygun ve gerçekçi düşünceden esinlenen common-sense adj.
akla uygun ve gerçekçi düşünen common-sense adj.
kostüme benzeyip gerçekçi olmayan costumey adj.
gerçekçi ilerleyen flatfooted adj.
gerçekçi olmayan romantic adj.
gerçekçi ve kasvetli gritty and dark adj.
kasvetli ve gerçekçi dark and gritty adj.
aşırı gerçekçi hyperrealistic adj.
gerçekçi bir şekilde realistically adv.
gerçekçi olmayan bir şekilde unrealistically adv.
gerçekçi olarak realistically adv.
gerçekçi olarak matter-of-factly adv.
gerçekçi bir şekilde unimaginatively adv.
gerçekçi bir şekilde unsentimentally adv.
özellikle gerçekçi bir şekilde vividly adv.
Phrases
gerçekçi olma zamanı time to get real expr.
Proverb
sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır an ounce of common sense is worth a pound of theory
sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır ounce of common sense is worth a pound of theory
Colloquial
gerçekçi olmak get serious v.
gerçekçi ol get serious v.
gerçekçi ol imkansızı iste be realistic demand the impossible expr.
gerçekçi ol get a grip expr.
daha gerçekçi olmak gerekirse more like (something) expr.
daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla more like (something) expr.
daha gerçekçi olmak gerekirse more like expr.
daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla more like expr.
daha gerçekçi olmak gerekirse more like it expr.
daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla more like it expr.
Idioms
gerçekçi olmayan beklenti a counsel of perfection n.
gerçekçi olmayan beklenti a counsel of perfection n.
ideal ama gerçekçi olmayan talimat ya da tavsiye a counsel of perfection n.
gerçekçi olmayan bir plan a bridge too far n.
gerçekçi olmayan hayal a pipe dream n.
gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak dream in color v.
gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak dream in colour v.
gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak dream in technicolor v.
gerçekçi olmak keep one's feet on the ground v.
gerçekçi olmak have one's feet on the ground v.
gerçekçi olmak get real v.
gerçekçi olmak have a hard head v.
gerçekçi olmak have both oars in the water v.
gerçekçi yumruk atmak not pull (one's) punches v.
gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek have both feet on the ground v.
gerçekçi olmak have feet on the ground v.
gerçekçi olmak have your feet on the ground v.
gerçekçi olmak have both/your feet on the ground v.
gerçekçi olmak keep both/your feet on the ground v.
gerçekçi olmak keep feet on the ground v.
gerçekçi olmak not be whistling dixie [us] v.
dürüst/gerçekçi bir bakış açısı olmak not be whistling dixie [us] v.
gerçekçi (bir şey) no earthly (something) adj.
dürüst ve gerçekçi olarak on the level expr.
dürüst ve gerçekçi bir biçimde on the level expr.
mantıklı, gerçekçi ve pratik düşünen with both feet on the ground expr.
gerçekçi ol keep your feet on the ground expr.
Speaking
gerçekçi ol be realistic expr.
gerçekçi olalım biraz let's be a little realistic here expr.
Law
gerçekçi inkar plausible deniability n.
Politics
gerçekçi politikaya inanan kimse realpolitiker [german] n.
gerçekçi politika realpolitik n.
Computer
video oyunlarında kullanılan fizik kurallarına uygun gerçekçi düşme/ölme efekti ragdoll physics n.
foto gerçekçi photo-realistic adj.
Psychology
gerçekçi çatışma teorisi realistic conflict theory n.
Literature
eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım nouveau roman n.
eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım anti-roman n.
ahlak dersi veya hiciv özelliği taşıyan gerçekçi uzun öykü nouvelle n.
eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım antinovel n.
eserlere tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerini koymayan bir yazar antinovelist n.
film ve edebiyatta birçok konuda yeteneği olan fakat onları gerçekçi bir şekilde elde edebilecek pratiğe/deneyime sahip olmayan idealize edilmiş kadın karakter mary sue n.
kapsamlı ve gerçekçi öykülenmiş (eser) three-dimensional adj.
gerçekçi (dedektif romanı) hard-boiled adj.
Archaeology
mö. 500-ms. 600 arasında meksika'nın güneyinde görülüp büyük ve gerçekçi taş figürler ve oyma yeşim heykelcik ve süs eşyaları ile karakterize olan bir kültüre ait veya ilgili olmec adj.
Philosophy
yeni gerçekçi neorealist n.
Art
doğal nesnelerin gerçekçi olarak temsil edilmediği soyut resim akımı nonobjectivism n.
gerçekçi tiyatro realistic drama n.
gerçekçi veya objektif müzik kompozisyonu stili verism n.
gerçekçi veya objektif resim stili verism n.
son derecede gerçekçi grafik gösterimle karakterize bir sanat tarzı hyperrealism n.
(tiyatro sahnesinin) gerçekçi şekilde resmedilmiş arka planla kaynaşabilmesi için yontulmuş figürlerin ve sahici detayların minyatür şeklinde sergilendiği manzara içeren tasarım diorama n.
resimli bir arka planın önünde gerçekçi bir doğa ortamı yaratılarak oluşturulan sahnenin ortasına yerleştirilen, gerçek boyutlu bir vahşi yaşam modeli veya sahnesi diorama n.
doğal nesnelerin gerçekçi olarak temsil edilmediği sanat tarzı ile ilgili veya ait olan nonobjective adj.
gerçekçi grafik gösterim içeren hyperreal adj.
Music
duygusal sözler yerine çağdaş ve gerçekçi sözler içeren country müzik tarzı new country n.
Painting
20. yüzyılın başlarında abd'de çizilmiş, şehir hayatının gerçekçi sahnelerini tasvir eden bir resim ash can n.
20. yüzyılın başlarında abd'de çizilmiş, şehir hayatının gerçekçi sahnelerini tasvir eden bir resim ashcan school n.
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim ekolü genre n.
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim tarzı genre n.
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim türüyle ilgili genre adj.
Theatre
gerçekçi olmayan gösterişli eser opera n.
Slang
gerçekçi olmayan toz pembe hayaller kurmak whistle dixie v.
gerçekçi olmayan umut verici fanteziler kurmak whistle dixie v.
gerçekçi olmak be not whistling dixie v.
dürüst/gerçekçi bir bakış açısı olmak be not whistling dixie v.
gerçekçi olmayan woo-woo adj.
gerçekçi olarak on the rilla expr.
Modern Slang
adobe after effects programı ile video veya fotoğraflar üzerinde yapılan gerçekçi düzenlemeler adobe deepfake n.