giymiş - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

giymiş



Sens de "giymiş" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)

Turc Anglais
General
giymiş on adj.
giymiş in adj.
giymiş in prep.

Sens de "giymiş" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 135 résultat(s)

Turc Anglais
General
ceza giymiş convict n.
bikini giymiş kadın woman in bikini n.
hüküm giymiş katil convicted killer n.
şapka giymiş kız girl wearing a hat n.
cübbe giymiş olan kimse tabarder n.
bir suç nedeniyle hüküm giymiş veya ihtar almış genç kimse young offender n.
hüküm giymiş kimsenin hücresinden idam edileceği yere kadar yürüdüğü mesafe last mile n.
jokey kıyafeti giymiş tek elinde metal bir halka bulunan ve aslen ön bahçede bağlama kazığı olarak kullanılan küçük (siyahi) adam heykeli lawn jockey n.
yeni kıyafetler giymiş birinden alınan içecek veya içecek parası bevarage [dialect] [uk] n.
geleneksel rus kıyafetleri giymiş kadın şeklinde dekore edilmiş, içe içe geçen bebeklere verilen ad matryoshka n.
geleneksel rus kıyafetleri giymiş kadın şeklinde dekore edilmiş, içe içe geçen bebeklere verilen ad matrioshka n.
geleneksel rus kıyafetleri giymiş kadın şeklinde dekore edilmiş, içe içe geçen bebeklere verilen ad matroyshka n.
harekete geçirildiğinde kafa sallayan çinli kıyafetleri giymiş oturan küçük grotesk bir figür mandarin n.
mandarin kıyafeti giymiş figürleri barındıran gösterişli motiflerle süslenmiş ve çin porseleninden imal edilmiş eşya mandarin n.
mandarin kıyafeti giymiş figürleri barındıran gösterişli motiflerle süslenmiş ve çin porseleninden imal edilmiş eşya mandarin porcelain n.
cüppe giymiş erkek öğrenci gownboy n.
cüppe giymiş meslek mensubu gownman n.
takunya giymiş gibi yürümek clog v.
tozluk giymiş legginged adj.
hüküm giymiş sentenced adj.
sandalet giymiş sandalled adj.
sandalet giymiş sandaled adj.
kimono giymiş kimonoed adj.
ayakkabı giymiş shodden adj.
koruyucu eldiven giymiş gauntleted adj.
gömlek giymiş shirted adj.
terlik giymiş slippered adj.
ayakkabı giymiş shoed adj.
manto giymiş greatcoated adj.
palto giymiş greatcoated adj.
geleneksel kıyafetler giymiş habited adj.
siyah tayt giymiş dressed in black tights adj.
melon şapka takmış/giymiş bowler-hatted adj.
siyahlar giymiş black coated adj.
taç giymiş crowned adj.
kaftan giymiş caftaned adj.
kıyafetinin üstüne tunik (camise) giymiş olan camisated adj.
pelerin giymiş caped adj.
papaz cübbesi giymiş cassocked adj.
pantolon giymiş trowsed [obsolete] adj.
uzun ve bol, kemerli palto giymiş ulstered adj.
gevşek ve çözülmüş kıyafetler giymiş unbraced [obsolete] adj.
rütbe ve mevki itibarıyla süslü kürk giymiş (kimse) ermined adj.
atlet giymiş undershirted adj.
fanila giymiş undershirted adj.
iç gömleği giymiş undershirted adj.
çuval bezi giymiş sackclothed adj.
beyazlar giymiş white adj.
defne çelengi giymiş laureate adj.
kıyafet giymiş habilatory adj.
beyaz kıyafetler giymiş white adj.
pantolon giymiş breeched adj.
geyik derisi giymiş buckskinned adj.
gala kıyafeti giymiş in gala adj.
kabaralı ayakkabı giymiş hobnailed adj.
eski kıyafetler giymiş old [obsolete] adj.
vücuda yapışan giysiler giymiş in cuerpo [obsolete] adj.
kostüm giymiş costumed adj.
işçi tulumu giymiş coveralled adj.
karşı cinse özgü kıyafetler giymiş cross-dressed adj.
takım elbise giymiş pantsuited adj.
önceden hüküm giymiş foredoomed adj.
… takım giymiş suited adj.
(ayakkabı) giymiş shod adj.
giymiş olarak on adv.
Phrasals
birini bir şeyin içinde/bir şey giymiş olarak gözünde canlandırmak picture someone in something v.
Proverb
eldiven giymiş kedi fare yakalayamaz cat in gloves catches no mice
Colloquial
kısa çorap giymiş genç kız bobbysoxer n.
kısa çorap giymiş genç kız bobby-soxer n.
streç bisiklet taytı/tulumu giymiş orta yaşlı adam mamil (middle-aged man in lycra) n.
vücudunu saran/likralı kumaştan bisikletçi kıyafeti giymiş orta yaşlı adam mamil (middle-aged man in lycra) n.
hüküm giymiş kişileri asarak ölüme mahkum etme veya olağandışı derecede sert cezalara çarptırmakla ün salmış hakim hanging judge n.
bayramlıklarını giymiş dolled up adj.
bayramlıklarını giymiş spruced up adj.
bayramlıklarını giymiş togged up adj.
bayramlıklarını giymiş dressed adj.
bayramlıklarını giymiş spiffed up adj.
cicilerini giymiş dolled up adj.
cicilerini giymiş dressed adj.
cicilerini giymiş spiffed up adj.
cicilerini giymiş togged up adj.
cicilerini giymiş dressed to kill adj.
cicilerini giymiş spruced up adj.
kadın elbisesi giymiş in drag adj.
kaz tüyü içeren kurşun geçirmez yelek giymiş goosed adj.
bayramlıklarını giymiş dressed up adj.
en güzel/şık elbiselerini giymiş gussied adj.
bayramlıklarını giymiş dressed to kill expr.
bayramlıklarını giymiş all spiffed out expr.
cicilerini giymiş all spiffed out expr.
Idioms
kuzu postu giymiş kurt a wolf in sheep's clothing n.
kuzu postu giymiş kurt wolf in sheep's clothing n.
çizgili takım elbise giymiş iş insanı/iş adamı/iş kadını pinstriper n.
gösterişli kıyafetler giymiş kimse pox doctor's clerk [uk/australia] n.
göz alıcı/cafcaflı kıyafetler giymiş kimse pox doctor's clerk [uk/australia] n.
(elbise vb) giymiş olmak have on v.
bayramlıklarını giymiş in (one's) glad rags adj.
en güzel giysilerini giymiş in (one's) glad rags adj.
en süslü kıyafetlerini giymiş in (one's) glad rags adj.
resmi gece elbisesi giymiş in your glad rags adj.
en şık kıyafetlerini giymiş in your glad rags adj.
gösterişli kıyafetler giymiş (all) done up like a pox doctor's clerk [uk/australia] adj.
göz alıcı/cafcaflı kıyafetler giymiş (all) done up like a pox doctor's clerk [uk/australia] adj.
gösterişli kıyafetler giymiş (all) dressed up like a pox doctor's clerk [uk/australia] adj.
göz alıcı/cafcaflı kıyafetler giymiş (all) dressed up like a pox doctor's clerk [uk/australia] adj.
en güzel kıyafetlerini giymiş (all) dressed up adj.
bayramlıklarını giymiş dressed to the nines expr.
cicilerini giymiş dressed to the nines expr.
yırtık pırtık giymiş down-at-the-heel (us) expr.
yırtık pırtık giymiş down-at-heel (brit) expr.
en iyi kıyafetlerini giymiş in full feather expr.
güzel/şık kıyafetler giymiş in full feather expr.
Law
ağır suçlardan hüküm giymiş olanların oy kullanma haklarını elinden alınması felony disenfranchisement n.
ağır suçlardan hüküm giymiş olanların oy kullanma haklarını elinden alma felony disenfranchisement n.
hüküm giymiş mahpus sentenced prisoner n.
hüküm giymiş suçlu convicted felon n.
(çek, senet yüzünden hüküm giymiş) suçluların konulduğu eski bir hapishane marshalsea n.
halk güvenliğini sağlamak amacıyla cinsel suçlardan hüküm giymiş kimselerin yaşadıkları topluluğa bildirilmesini zorunlu tutan çeşitli yasalar megans law n.
halk güvenliğini sağlamak amacıyla cinsel suçlardan hüküm giymiş kimselerin yaşadıkları topluluğa bildirilmesini zorunlu tutan çeşitli yasalar megan's law n.
hüküm giymiş con adj.
hüküm giymiş bir suçlu için yapılan ön soruşturmaya ait veya ilişkin presentence adj.
Textile
kuyruklu ceket giymiş olan tailcoated adj.
frak giymiş tailcoated adj.
pantolon giymiş trousered adj.
içlik giymiş pantaletted adj.
pazen pantolon giymiş flannelled adj.
Education
cübbe giymiş olan kimse taberdar n.
Religious
eskiden ingiltere'de hüküm giymiş suçlulara manevi yardım yapıp idama hazırlamakla görevli din adamı ordinary n.
Military
yüzün alt kısmını korumayan miğfer giymiş unbeavered adj.
apolet giymiş epauleted adj.
Archaic
vaftiz kıyafeti giymiş küçük çocuk chrisom n.
taç giymiş endiademed adj.
Slang
çizgili tişört giymiş kimse stripey n.
bayramlıklarını giymiş spiffed out adj.
en güzel/şık elbiselerini giymiş gussied up adj.