|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
müsait/kalkacak olan ilk uçak |
first plane available n.
|
|
2 |
General |
müsait/kalkacak olan ilk tren |
first train available n.
|
|
3 |
General |
ilk gösterimi sorunlu olan tiyatro oyununun tekrar oynanması |
takeover n.
|
|
4 |
General |
bir kitabın ilk baskısına olan düşkünlük |
bibliophilism n.
|
|
5 |
General |
tatilden sonraki ilk okul günü olan pazartesi |
black monday n.
|
|
6 |
General |
bazı ülkelerde tatil olan, paskalya sonrası ilk pazartesi günü |
black monday [obsolete] n.
|
|
7 |
General |
pazartesi sendromuna neden olan haftanın ilk iş günü |
blue monday n.
|
|
8 |
General |
güneybatı abd'deki ilk ispanyol misyonerlerin kullandığı stilde olan |
mission n.
|
|
9 |
General |
ilk kez 18. yüzyılda londra'da basılan ve çocuk masalları derlemesi olan the tales of mother goose adlı eserin hayali yazarı |
mother goose n.
|
|
10 |
General |
dönüş yeri ilk çıkış yerinden farklı olan bir gidiş dönüş bileti |
open-jaw n.
|
|
11 |
General |
türünün ilk örneği olan şey |
firstling n.
|
|
12 |
General |
ilk sırada olan |
uppermost adj.
|
|
13 |
General |
ilk durumda olan |
mint adj.
|
|
14 |
General |
geliştirmenin ilk aşamasına ait olan |
model t adj.
|
|
15 |
General |
ilk sırada olan |
overest [obsolete] adj.
|
|
16 |
General |
ilk çare olan |
first-line adj.
|
|
17 |
General |
ilk bakışta olan |
prima facie adj.
|
|
18 |
General |
ilk ata olan (kadın) |
primogenitrix adj.
|
|
19 |
General |
ilk gelişme aşamasında olan |
embryonic adj.
|
|
|
Proverb |
|
20 |
Proverb |
ilk taşı günahsız olan atsın |
let he that is without sin cast the first stone
|
|
21 |
Proverb |
ilk taşı günahsız olan atsın |
let he who is without sin cast the first stone
|
|
22 |
Proverb |
ilk taşı günahsız olan atsın |
let him that is without sin cast the first stone
|
|
23 |
Proverb |
ilk taşı günahsız olan atsın |
let him who is without sin cast the first stone
|
|
Idioms |
|
24 |
Idioms |
gittikçe önemli olan bir hareketin ilk adımı |
thin end of the wedge n.
|
|
25 |
Idioms |
ilk denemede olan |
one-shot adj.
|
|
Trade/Economic |
|
26 |
Trade/Economic |
bir varlığın ilk alıcısına olan maliyeti |
aboriginal cost n.
|
|
Law |
|
27 |
Law |
ailenin ilk veya erkek çocuğuna ait olan miras hakkı |
majorat n.
|
|
Industry |
|
28 |
Industry |
tesisi ilk günkü durumunda tutmak veya tasarlanan verimlilik ve kapasite ile çalışmasını devam ettirmek için gerekli olan rutin çalışma |
maintenance (materiel) n.
|
|
29 |
Industry |
(üretim sürecinde) ilk aşamalarda olan |
upstream adj.
|
|
30 |
Industry |
(tedarik zincirinde) ilk aşamalarda olan |
upstream adj.
|
|
Technical |
|
31 |
Technical |
vericinin yansıyan dalganın yere ilk ulaştığı noktaya olan uzaklığı |
skin distance n.
|
|
Dyeing |
|
32 |
Dyeing |
ilk üretilen sentetik organik boya olma özelliği olan mor boya |
mauvaniline [obsolete] n.
|
|
Optics |
|
33 |
Optics |
ilk bakıldığında yeşil, daha sonra mavi olan (nesne) |
grue adj.
|
|
Math |
|
34 |
Math |
ilk köşegeni ile buna bitişik iki köşegeni hariç tüm elemanları sıfır olan determinant |
continuant n.
|
|
Logic |
|
35 |
Logic |
ilk anlamın yansımasıyla oluşturulmuş olan kavram |
second intention n.
|
|
Biochemistry |
|
36 |
Biochemistry |
karbon zincirinin ilk çift değerlik bağının başlangıcından itibaren üç karbona sahip olan çoklu doymamış bir yağ asidi |
omega-3 n.
|
|
37 |
Biochemistry |
karbon zincirinin ilk çift değerlik bağının başlangıcından itibaren altı karbona sahip olan çoklu doymamış bir yağ asidi |
omega-6 n.
|
|
38 |
Biochemistry |
karbon zincirinin ilk çift değerlik bağının başlangıcından itibaren altı karbona sahip olan çoklu doymamış bir yağ asidi |
omega-6 fatty acid n.
|
|
Astronomy |
|
39 |
Astronomy |
asteroid kuşağının en büyük ve ilk keşfedilen asteroiti olan cüce gezegen |
ceres n.
|
|
|
Zoology |
|
40 |
Zoology |
günümüzde nesli tükenmiş durumda olan ilk gri kurt |
canis dirus n.
|
|
41 |
Zoology |
günümüzde nesli tükenmiş durumda olan ilk gri kurt |
dire wolf n.
|
|
42 |
Zoology |
ilk olarak manchester'da sıçan yakalayabilmek için geliştirilmiş, siyah-taba rengi olan kısa tüylü bir teriyer ırkı |
manchester terrier n.
|
|
43 |
Zoology |
ilk olarak manchester'da sıçan yakalayabilmek için geliştirilmiş, siyah-taba rengi olan kısa tüylü bir teriyer ırkı |
black-and-tan terrier n.
|
|
Botanic |
|
44 |
Botanic |
gelişiminin başında olan veya tohumdan ilk çıkan yaprak formu |
cataphyll n.
|
|
45 |
Botanic |
avrupa'da ilk bahar mevsiminde açan, beyaz-menekşe renkli çiçekleri olan çok yıllık bir bitki |
anemone pulsatilla n.
|
|
46 |
Botanic |
avrupa'da ilk bahar mevsiminde açan, beyaz-menekşe renkli çiçekleri olan çok yıllık bir bitki |
european pasqueflower (pulsatilla vulgaris) n.
|
|
47 |
Botanic |
avrupa'da ilk bahar mevsiminde açan, beyaz-menekşe renkli çiçekleri olan çok yıllık bir bitki |
pasqueflower n.
|
|
48 |
Botanic |
avrupa'da ilk bahar mevsiminde açan, beyaz-menekşe renkli çiçekleri olan çok yıllık bir bitki |
common pasqueflower n.
|
|
49 |
Botanic |
(çiftçenekli bitki embriyosu) tohumdan çıkan ilk yaprakları birleşik olan |
macrocephalous adj.
|
|
Education |
|
50 |
Education |
(çok başarılı olan ilk seneye oranla) okuldaki ikinci senesinde öğrencinin performansının düşüşe geçmesi |
sophomore jinx n.
|
|
51 |
Education |
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli |
senior resident n.
|
|
52 |
Education |
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli |
peer advisor n.
|
|
53 |
Education |
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli |
community assistant (ca) n.
|
|
54 |
Education |
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli |
community advisor n.
|
|
55 |
Education |
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli |
resident assistant (ra) n.
|
|
56 |
Education |
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli |
resident mentor n.
|
|
57 |
Education |
(çok başarılı olan ilk seneye oranla) okuldaki ikinci senesinde öğrencinin performansının düşüşe geçmesi |
sophomore slump n.
|
|
58 |
Education |
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli |
resident advisor (ra) n.
|
|
59 |
Education |
afrikalı amerikalılar tarafından kurulmuş olan ilk üniversiteler arası dernek/cemiyet |
alpha phi alpha n.
|
|
60 |
Education |
ilk yılında olan |
first-year adj.
|
|
Linguistics |
|
61 |
Linguistics |
ilk hecesinde uzun ünlü ikinci hecesinde kısa segol işareti olan ibranice sözcük |
segholate n.
|
|
History |
|
62 |
History |
hollanda'nın sonradan ingiltere egemenliğine geçen, merkezi bugünkü cape town olan güney afrika'daki ilk göçmen kolonisi |
cape colony n.
|
|
63 |
History |
hollanda'nın sonradan ingiltere egemenliğine geçen, merkezi bugünkü cape town olan güney afrika'daki ilk göçmen kolonisi |
cape of good hope province [obsolete] n.
|
|
64 |
History |
hollanda'nın sonradan ingiltere egemenliğine geçen, merkezi bugünkü cape town olan güney afrika'daki ilk göçmen kolonisi |
cape province n.
|
|
65 |
History |
ilk rus istihbarat teşkilatı olan çeka'nın üyesi olan kimse |
chekist n.
|
|
66 |
History |
avrupa'nın ilk evanjelikleri olan eski bir slav topluluk |
united brethren n.
|
|
67 |
History |
normandiya'nın ilk dükü olan viking lideri |
hrolf n.
|
|
68 |
History |
(ilk alman imparatorluğu'nda) yalnızca imparatoru olan şehir |
imperial city n.
|
|
69 |
History |
başkenti şam olan ilk arap halifelik hanedanı |
omayyad n.
|
|
70 |
History |
arap halifelerinin başkenti şam olan ilk hanedanı |
ommiad n.
|
|
71 |
History |
17. yüzyılın ilk yarısında çok popüler olan bir ilaç |
dragon water n.
|
|
72 |
History |
ilk rus istihbarat teşkilatı olan çeka ile ilgili |
chekist adj.
|
|
73 |
History |
ilk tarihi öneme sahip olan |
classical adj.
|
|
Religious |
|
74 |
Religious |
katolik kilisesinin ekmek ve şarap ayininin ilk bölümü olan sanctus'un peşinden gelen kısım |
canon of the mass n.
|
|
75 |
Religious |
hazreti muhammed'in ilk eşi olan hazreti hatice |
khadija n.
|
|
76 |
Religious |
hazreti muhammed'in ilk eşi olan hazreti hatice |
khadijah bint khuwaylid n.
|
|
77 |
Religious |
eski ahit'in ibranice olan metninin ilk olarak masora'da bahsi geçen hareke ve vurguları |
masoretic points and accents n.
|
|
78 |
Religious |
(piskoposluk kilisesinde) çeşitli ayrıcalıkları olan ilk piskopos |
primus [scotland] n.
|
|
Philosophy |
|
79 |
Philosophy |
dilin duyum nesneleri ile ilk insanların bu nesnelere olan tepkisinin bir parçası olan sesler arasındaki doğal bir örtüşmeden ortaya çıktığını öne süren teori |
dingdong theory n.
|
|
|
80 |
Philosophy |
dilin duyum nesneleri ile ilk insanların bu nesnelere olan tepkisinin bir parçası olan sesler arasındaki doğal bir örtüşmeden ortaya çıktığını öne süren teori |
ding-dong theory n.
|
|
Geography |
|
81 |
Geography |
latin amerika'nın ilk ağır sanayi merkezi olan kuzeydoğu meksika eyaleti |
nuevo león n.
|
|
82 |
Geography |
(topografya) ilk gelişim evresinde olan |
infantile adj.
|
|
Geology |
|
83 |
Geology |
atom numarası 93 olan, gümüş renkli, metalik, doğada radyoaktif olarak var olan ilk uranyum ötesi element |
neptunium n.
|
|
84 |
Geology |
ilk kambriyen’de ortaya çıkmış olan bir sünger familyası |
demospongea n.
|
|
Military |
|
85 |
Military |
deniz piyadesi seferi kuvvetinin özel bir durum karşısında ihtiyaçları karşılamaya programlanmış olan ilk harekat kademesi |
marine expeditionary force (forward) n.
|
|
86 |
Military |
abd'nin inşa ettiği ilk üç donanma gemisinden biri olan 44 silahlı bir fırkateyn |
old ironsides n.
|
|
87 |
Military |
ilk olarak çek cumhuriyeti'nde üretilmiş olan esnek bir plastik patlayıcı |
semtex n.
|
|
Music |
|
88 |
Music |
klarnetin ilk şekli olan, kamıştan yapılmış enstrüman |
chalumeau n.
|
|
89 |
Music |
(klasik müzikte) üç bölümlü genişletilmiş bir formdan oluşup sonat, senfoni, yaylı çalgılar dörtlüsü, konçerto gibi eserlerin ilk bölümünün karakteristiği olan müzikal yapı |
sonata form n.
|
|
90 |
Music |
ilk kez olan |
prima adj.
|
|
91 |
Music |
ilk defa olan |
prima adj.
|
|
92 |
Music |
ilk kez olan |
prima volta adj.
|
|
93 |
Music |
ilk defa olan |
prima volta adj.
|
|
Librarianship |
|
94 |
Librarianship |
kaynak kitabın sayfasının en üzerinde basılı olan ve o sayfadaki ilk veya son girdiyi ifade eden sözcük |
guide word n.
|
|
Mythology |
|
95 |
Mythology |
yunan mitolojisinde attika'nın yarı insan yarı ejderha olan ilk kralı |
cecrops n.
|
|
96 |
Mythology |
(avustralya aborijinleri mitolojisinde) ilk insanlar da dahil olmak üzere her şeyin yaratıldığı ve mitlerin kaynağı olan efsanevi başlangıç zamanı |
dreamtime n.
|
|
Slang |
|
97 |
Slang |
pokerde içinde iki 9 olan ilk el |
german virgin n.
|
|
Metallurgy |
|
98 |
Metallurgy |
çelik fabrikasında ilk silindir setinden sorumlu olan bir operatör |
cogger n.
|
|