ilk olan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

ilk olan



Sens de "ilk olan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
General
ilk olan immediate adj.

Sens de "ilk olan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 98 résultat(s)

Turc Anglais
General
müsait/kalkacak olan ilk uçak first plane available n.
müsait/kalkacak olan ilk tren first train available n.
ilk gösterimi sorunlu olan tiyatro oyununun tekrar oynanması takeover n.
bir kitabın ilk baskısına olan düşkünlük bibliophilism n.
tatilden sonraki ilk okul günü olan pazartesi black monday n.
bazı ülkelerde tatil olan, paskalya sonrası ilk pazartesi günü black monday [obsolete] n.
pazartesi sendromuna neden olan haftanın ilk iş günü blue monday n.
güneybatı abd'deki ilk ispanyol misyonerlerin kullandığı stilde olan mission n.
ilk kez 18. yüzyılda londra'da basılan ve çocuk masalları derlemesi olan the tales of mother goose adlı eserin hayali yazarı mother goose n.
dönüş yeri ilk çıkış yerinden farklı olan bir gidiş dönüş bileti open-jaw n.
türünün ilk örneği olan şey firstling n.
ilk sırada olan uppermost adj.
ilk durumda olan mint adj.
geliştirmenin ilk aşamasına ait olan model t adj.
ilk sırada olan overest [obsolete] adj.
ilk çare olan first-line adj.
ilk bakışta olan prima facie adj.
ilk ata olan (kadın) primogenitrix adj.
ilk gelişme aşamasında olan embryonic adj.
Proverb
ilk taşı günahsız olan atsın let he that is without sin cast the first stone
ilk taşı günahsız olan atsın let he who is without sin cast the first stone
ilk taşı günahsız olan atsın let him that is without sin cast the first stone
ilk taşı günahsız olan atsın let him who is without sin cast the first stone
Idioms
gittikçe önemli olan bir hareketin ilk adımı thin end of the wedge n.
ilk denemede olan one-shot adj.
Trade/Economic
bir varlığın ilk alıcısına olan maliyeti aboriginal cost n.
Law
ailenin ilk veya erkek çocuğuna ait olan miras hakkı majorat n.
Industry
tesisi ilk günkü durumunda tutmak veya tasarlanan verimlilik ve kapasite ile çalışmasını devam ettirmek için gerekli olan rutin çalışma maintenance (materiel) n.
(üretim sürecinde) ilk aşamalarda olan upstream adj.
(tedarik zincirinde) ilk aşamalarda olan upstream adj.
Technical
vericinin yansıyan dalganın yere ilk ulaştığı noktaya olan uzaklığı skin distance n.
Dyeing
ilk üretilen sentetik organik boya olma özelliği olan mor boya mauvaniline [obsolete] n.
Optics
ilk bakıldığında yeşil, daha sonra mavi olan (nesne) grue adj.
Math
ilk köşegeni ile buna bitişik iki köşegeni hariç tüm elemanları sıfır olan determinant continuant n.
Logic
ilk anlamın yansımasıyla oluşturulmuş olan kavram second intention n.
Biochemistry
karbon zincirinin ilk çift değerlik bağının başlangıcından itibaren üç karbona sahip olan çoklu doymamış bir yağ asidi omega-3 n.
karbon zincirinin ilk çift değerlik bağının başlangıcından itibaren altı karbona sahip olan çoklu doymamış bir yağ asidi omega-6 n.
karbon zincirinin ilk çift değerlik bağının başlangıcından itibaren altı karbona sahip olan çoklu doymamış bir yağ asidi omega-6 fatty acid n.
Astronomy
asteroid kuşağının en büyük ve ilk keşfedilen asteroiti olan cüce gezegen ceres n.
Zoology
günümüzde nesli tükenmiş durumda olan ilk gri kurt canis dirus n.
günümüzde nesli tükenmiş durumda olan ilk gri kurt dire wolf n.
ilk olarak manchester'da sıçan yakalayabilmek için geliştirilmiş, siyah-taba rengi olan kısa tüylü bir teriyer ırkı manchester terrier n.
ilk olarak manchester'da sıçan yakalayabilmek için geliştirilmiş, siyah-taba rengi olan kısa tüylü bir teriyer ırkı black-and-tan terrier n.
Botanic
gelişiminin başında olan veya tohumdan ilk çıkan yaprak formu cataphyll n.
avrupa'da ilk bahar mevsiminde açan, beyaz-menekşe renkli çiçekleri olan çok yıllık bir bitki anemone pulsatilla n.
avrupa'da ilk bahar mevsiminde açan, beyaz-menekşe renkli çiçekleri olan çok yıllık bir bitki european pasqueflower (pulsatilla vulgaris) n.
avrupa'da ilk bahar mevsiminde açan, beyaz-menekşe renkli çiçekleri olan çok yıllık bir bitki pasqueflower n.
avrupa'da ilk bahar mevsiminde açan, beyaz-menekşe renkli çiçekleri olan çok yıllık bir bitki common pasqueflower n.
(çiftçenekli bitki embriyosu) tohumdan çıkan ilk yaprakları birleşik olan macrocephalous adj.
Education
(çok başarılı olan ilk seneye oranla) okuldaki ikinci senesinde öğrencinin performansının düşüşe geçmesi sophomore jinx n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli senior resident n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli peer advisor n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli community assistant (ca) n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli community advisor n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli resident assistant (ra) n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli resident mentor n.
(çok başarılı olan ilk seneye oranla) okuldaki ikinci senesinde öğrencinin performansının düşüşe geçmesi sophomore slump n.
yurt yaşantısı konusunda sorunu veya sorusu olan öğrencilerin ilk danıştığı görevli resident advisor (ra) n.
afrikalı amerikalılar tarafından kurulmuş olan ilk üniversiteler arası dernek/cemiyet alpha phi alpha n.
ilk yılında olan first-year adj.
Linguistics
ilk hecesinde uzun ünlü ikinci hecesinde kısa segol işareti olan ibranice sözcük segholate n.
History
hollanda'nın sonradan ingiltere egemenliğine geçen, merkezi bugünkü cape town olan güney afrika'daki ilk göçmen kolonisi cape colony n.
hollanda'nın sonradan ingiltere egemenliğine geçen, merkezi bugünkü cape town olan güney afrika'daki ilk göçmen kolonisi cape of good hope province [obsolete] n.
hollanda'nın sonradan ingiltere egemenliğine geçen, merkezi bugünkü cape town olan güney afrika'daki ilk göçmen kolonisi cape province n.
ilk rus istihbarat teşkilatı olan çeka'nın üyesi olan kimse chekist n.
avrupa'nın ilk evanjelikleri olan eski bir slav topluluk united brethren n.
normandiya'nın ilk dükü olan viking lideri hrolf n.
(ilk alman imparatorluğu'nda) yalnızca imparatoru olan şehir imperial city n.
başkenti şam olan ilk arap halifelik hanedanı omayyad n.
arap halifelerinin başkenti şam olan ilk hanedanı ommiad n.
17. yüzyılın ilk yarısında çok popüler olan bir ilaç dragon water n.
ilk rus istihbarat teşkilatı olan çeka ile ilgili chekist adj.
ilk tarihi öneme sahip olan classical adj.
Religious
katolik kilisesinin ekmek ve şarap ayininin ilk bölümü olan sanctus'un peşinden gelen kısım canon of the mass n.
hazreti muhammed'in ilk eşi olan hazreti hatice khadija n.
hazreti muhammed'in ilk eşi olan hazreti hatice khadijah bint khuwaylid n.
eski ahit'in ibranice olan metninin ilk olarak masora'da bahsi geçen hareke ve vurguları masoretic points and accents n.
(piskoposluk kilisesinde) çeşitli ayrıcalıkları olan ilk piskopos primus [scotland] n.
Philosophy
dilin duyum nesneleri ile ilk insanların bu nesnelere olan tepkisinin bir parçası olan sesler arasındaki doğal bir örtüşmeden ortaya çıktığını öne süren teori dingdong theory n.
dilin duyum nesneleri ile ilk insanların bu nesnelere olan tepkisinin bir parçası olan sesler arasındaki doğal bir örtüşmeden ortaya çıktığını öne süren teori ding-dong theory n.
Geography
latin amerika'nın ilk ağır sanayi merkezi olan kuzeydoğu meksika eyaleti nuevo león n.
(topografya) ilk gelişim evresinde olan infantile adj.
Geology
atom numarası 93 olan, gümüş renkli, metalik, doğada radyoaktif olarak var olan ilk uranyum ötesi element neptunium n.
ilk kambriyen’de ortaya çıkmış olan bir sünger familyası demospongea n.
Military
deniz piyadesi seferi kuvvetinin özel bir durum karşısında ihtiyaçları karşılamaya programlanmış olan ilk harekat kademesi marine expeditionary force (forward) n.
abd'nin inşa ettiği ilk üç donanma gemisinden biri olan 44 silahlı bir fırkateyn old ironsides n.
ilk olarak çek cumhuriyeti'nde üretilmiş olan esnek bir plastik patlayıcı semtex n.
Music
klarnetin ilk şekli olan, kamıştan yapılmış enstrüman chalumeau n.
(klasik müzikte) üç bölümlü genişletilmiş bir formdan oluşup sonat, senfoni, yaylı çalgılar dörtlüsü, konçerto gibi eserlerin ilk bölümünün karakteristiği olan müzikal yapı sonata form n.
ilk kez olan prima adj.
ilk defa olan prima adj.
ilk kez olan prima volta adj.
ilk defa olan prima volta adj.
Librarianship
kaynak kitabın sayfasının en üzerinde basılı olan ve o sayfadaki ilk veya son girdiyi ifade eden sözcük guide word n.
Mythology
yunan mitolojisinde attika'nın yarı insan yarı ejderha olan ilk kralı cecrops n.
(avustralya aborijinleri mitolojisinde) ilk insanlar da dahil olmak üzere her şeyin yaratıldığı ve mitlerin kaynağı olan efsanevi başlangıç zamanı dreamtime n.
Slang
pokerde içinde iki 9 olan ilk el german virgin n.
Metallurgy
çelik fabrikasında ilk silindir setinden sorumlu olan bir operatör cogger n.