Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kanunsuzluk | illegality n. | ||
The court prosecuted him for his various illegalities. Mahkeme, adamı çeşitli kanunsuzlukları yüzünden yargıladı. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | kanunsuzluk | illegality n. | ||
The court prosecuted him for his various illegalities. Mahkeme, adamı çeşitli kanunsuzlukları yüzünden yargıladı. More Sentences |
||||
Law | kanunsuzluk | lawlessness n. | ||
There can be no economic progress or investment while lawlessness is rife. Kanunsuzluğun yaygın olduğu bir ortamda ekonomik ilerleme ya da yatırım söz konusu olamaz. More Sentences |
||||
General | ||||
General | kanunsuzluk | anomaly n. | ||
General | kanunsuzluk | misfeasance n. | ||
Law | ||||
Law | kanunsuzluk | illegitimacy n. | ||
Law | kanunsuzluk | unlawfulness n. | ||
Religious | ||||
Religious | kanunsuzluk | antinomianism n. |