kazanma - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kazanma



Sens de "kazanma" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 21 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kazanma acquisition n.
kazanma win n.
General
kazanma attainment n.
kazanma acquirement n.
kazanma gaining n.
kazanma achievement n.
kazanma winning n.
kazanma win n.
kazanma acquist [obsolete] n.
kazanma adeption n.
kazanma win n.
kazanma winningness n.
kazanma double cross n.
kazanma assumption n.
Trade/Economic
kazanma earning n.
kazanma acquisition n.
Law
kazanma acquisition n.
kazanma conquest n.
Technical
kazanma acquisition n.
Sport
kazanma decision n.
Slang
kazanma the w (the win) n.

Sens de "kazanma" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 269 résultat(s)

Turc Anglais
General
seçimde oyların çoğunu kazanma landslide n.
hileyle kazanma wangling n.
açıklık kazanma clarification n.
gerçeklik kazanma realization n.
kazanma şansı az olan kimse/takım underdog n.
para kazanma earning money n.
kazanma ihtimali zor olan dark horse n.
meslekte kazanma gücü kaybı the loss of the earning capacity in the profession n.
toprak kazanma land reclamation n.
yeniden kazanma retrieval n.
kurallara uygun ama haksız kazanma gamesmanship n.
meslekte başarı kazanma career n.
arazi kazanma land reclamation n.
arazi kazanma reclamation n.
zafer kazanma gloriation n.
geri kazanma recuperation n.
geri kazanma recovery n.
saati ileri alarak zaman kazanma daylight saving time n.
meslekte kazanma gücü kaybı vocational incapacity/inability n.
hız kazanma run-up n.
kazanma olasılığı az olan yarışmacı outsider n.
atyarışında eşek diye tabir edilen ve kazanma olasılığı olmayan at outsider n.
para kazanma hırsı ambition to make money n.
kazanma sanatı art of winning n.
gerçeklik kazanma realisation n.
kötü bir amaç uğruna insanların sevgisini kazanma charm offensive n.
yeniden kazanma reacquisition n.
yeniden kazanma readeptation [obsolete] n.
yeniden kazanma reattainment n.
yeniden kazanma regain n.
geri kazanma regaining n.
yeniden kazanma regaining n.
geri kazanma regainment n.
yeniden kazanma regainment n.
ustalık kazanma mastering n.
güven kazanma winning n.
bağlılığı kazanma winning n.
zafer kazanma veya dünyayı kurtarmaya mukadder olan belirli bir amaca olan inanç messianism n.
çok para kazanma yeteneği olan kimse midas n.
para kazanma moneymaking n.
para kazanma money-making n.
güç kazanma revalescence n.
bir kredi kartıyla puan kazanma amaçlı kolayca paraya çevrilecek ürünler satın alıp borcunu onunla ödeme manufactured spending n.
ölenleri araştırma, geri kazanma, kimliklerini tespit etme, tahliye etme veya geçici olarak muhafaza etme gibi hizmetler sunan program graves registration program n.
kumarda kazanma hit n.
saygınlık kazanma coming-of-age n.
şöhret kazanma coming-of-age n.
müsabakayı kazanma ihtimalinin yüksek olması contention n.
kazanma ihtimali yüksek oyuncu fave n.
kazanma olasılığı yüksek yarışmacı possibility n.
kazanma olasılığı yüksek aday possibility n.
mücadele verilmesi halinde mevcut olan kazanma ihtimali fighting chance n.
kazanma lehindeki olasılık percentage n.
yarış kazanma beklentisi olmayan at stiff n.
-e karşı kazanma şansı olmak have a chance to win against someone v.
kazanma yolunda ilerleme kaydetmek make time v.
kazanma ile ilgili acquisitional adj.
kazanma olasılığı eşit olan odds-on adj.
kazanma olasılığı az olan odds-on adj.
kazanma ihtimali fazla olan fave adj.
(kazanma ünlemi olarak) tanrım! domino interj.
Phrases
kazanma şansı olan in the running expr.
Colloquial
kazanma azmi determination to win n.
seçimi/yarışı kazanma blow-out n.
seçimi/yarışı kazanma blowout n.
briçte bir oyunda on üç elin hepsini kazanma grand slam n.
sporda bir yılda gerçekleşen tüm büyük şampiyonlukları/turnuvaları kazanma (özellikle tenis ve golfte) grand slam n.
herkesin kazanma şansı olduğu oyun anyone's game n.
kazanma isteği will to win n.
kazanma hevesi will to win n.
kazanma şansı az olana oynamak take odds v.
kazanma veya kaybetme olasılığı yüksek olmak stand a fair chance of v.
kazanma şansı az olana bahse girmek take odds v.
kazanma şansı olmak be in the running for v.
kazanma olasılığı yüksek olmak stand a good chance of v.
kazanma şansı olmamak be on a hiding to nothing v.
(spor müsabakasında) kazanma şansını sıkıntıya sokmuş in the hole adj.
kazanma olasılığı diğerlerinden yüksek olan odds-on adj.
kazanma hırsıyla yanıp tutuşan on the make expr.
ya iki katı ya hiç (var olan borcun kazanma durumunda silineceği, kaybetme durumunda iki katına çıkacağı bir bahis) double or nothing expr.
ya iki katı ya hiç (var olan borcun kazanma durumunda silineceği, kaybetme durumunda iki katına çıkacağı bir bahis) double or quits [uk] expr.
oyunda kazanma şansı hala olan in the game expr.
sağlığını geri kazanma (oneself) again expr.
Idioms
kazanma şansı çok yüksek a sure bet n.
kazanma ihtimali olmayan durum no-win situation n.
kazanma ihtimali olmayan durum lose-lose situation n.
kazanma şansı çok yüksek a safe bet n.
kazanma ihtimali rakiplerinden fazla olan odds-on favorite n.
yeterli kazanma şansı sporting chance n.
son anda kazanma garrison finish n.
formunu geri kazanma return to form n.
eski üstün başarısını geri kazanma return to form n.
(biri) hız kazanma wind at (one's) back n.
çok para kazanma yeteneği golden touch n.
kazanma şansı a fighting chance n.
sadece iki kişinin kazanma şansı olan yarış/mücadele a two-horse race n.
kazanma şansı fighting chance n.
hızlıca çok para kazanma get-rich-quick n.
gözünde değer kazanma good graces n.
takdirini kazanma good graces n.
sağlığını tekrar kazanma the land of the living n.
sonunculuk ödülü kazanma the wooden spoon [uk/australia] n.
(birinin) antipatisini kazanma/çekme the wrong side of (someone) n.
(birinin) antipatisini kazanma/çekme wrong side of someone n.
sporda rakibe hiç sayı vermeden kazanma ya da artarda böyle galibiyetler almak keep a clean sheet v.
hiç kazanma şansı olmamak not have a snowball's chance in hell of winning v.
hiç (kazanma) şansı olmamak not have a prayer (of winning) v.
kazanma şansı az da olsa şansını denemek chance one's arm v.
kazanma ihtimali olmayan bir mücadeleye girmek fight a losing battle v.
şampiyonluğu kazanma şansı yüksek olmak be in the frame to win the championship v.
-e karşı kazanma şansı olmak match up against somebody v.
kazanma/yapma şansı olmamak not have an earthly chance [uk] v.
kazanma/yapma şansı olmamak stand no earthly chance v.
kazanma şansını kaybetmek snatch defeat from the jaws of victory v.
çok para kazanma yeteneğine sahip olmak have (the) golden touch v.
yarışı kazanma olasılığı yüksek atı, kişiyi seçmek pick a winner v.
kazanma şansı olmayan bir durumda olmak be (batting) on a losing wicket [uk] v.
kazanma şansı yüksek olmak be in the frame v.
kazanma şansı yüksek olmak be in the frame v.
kazanma şansı olmamak be out of the frame v.
başarma/kazanma şansı olmak be in the race [australia/new zealand] v.
hala kazanma şansı olmak be in the race [australia/new zealand] v.
kazanma şansı çok yüksek olmak be in with a shout v.
(bir şeyi) kazanma/yapma şansı çok yüksek olmak be in with a shout (of something/of doing something) v.
baştan beri kazanma şansı olmamak be left at the post v.
kazanma şansı az da olsa şansını denemek chance your arm v.
kazanma şansı az da olsa şansını denemek chance your luck v.
(bir şeyi) kazanma şansı olmak be in contention (for something) v.
(bir şeyi) kazanma şansı olmamak be out of contention (for something) v.
kazanma ihtimali olmayan no-win adj.
kazanma şansı yüksek in the frame adj.
(yarış) kazanma şansına sahip in the running adj.
kazanma şansı olmayan hiding to nothing adj.
(birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek the cards are stacked in favor of (someone or something) expr.
(birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek the odds are stacked in favor of somebody/something expr.
hala (kazanma) şansımız var anything can happen expr.
hala (kazanma) şansımız var anything can/might happen expr.
kazanma şansı yok out of the running expr.
kazanma yolunda on course to win expr.
kelimenin tam anlamıyla ödül olarak kek kazanma taking the cake expr.
kazanma şansı yüksek olan in line for expr.
kazanma/başarılı olma ihtimalim düşük/zayıf the odds are stacked against me expr.
bu işten para kazanma şansı yüksek there's gold in them there hills expr.
bu işten para kazanma şansı yüksek there's gold in them thar hills expr.
kazanma şansı olanlar arasında in/into the reckoning expr.
kazanma şansı olanlar arasında değil out of the reckoning expr.
kazanma şansı olanlar arasında değil out of the reckoning expr.
önem, etki, başarı kazanma şansı yok out of the reckoning expr.
kazanma şansı olmayan bir durumda on a losing wicket expr.
ödeme yolda (bir zaman kazanma yöntemi) the check is in the mail expr.
ödeme yapıldı kısa sürede ulaşır (bir zaman kazanma yöntemi) the check is in the mail expr.
kazanma şansı çok yüksek in with a shout expr.
iyi bir başarı/başarma/kazanma şansı elde etmiş in with a shout expr.
kazanma şansı olan in the running expr.
kazanma şansı olmayan out of the running expr.
kazanma şansı olmayan on a fool's errand expr.
kazanma şansı olmayan on a hiding to nothing expr.
hiç kazanma şansı yok no more than a snowball's chance in hell expr.
hiç kazanma şansı yok not a snowball's chance in hell expr.
Trade/Economic
beceri ve davranışlarını kazanma süreçleri consumer socialization n.
bir kişinin kazanma gücü earning capacity n.
bir kimsenin gelir kazanma olanaklarını belirlediği varsayılan çeşitli kişisel özelliklerin bileşimi d-factor n.
değer kazanma appreciation n.
ihale kazanma mektubu letter of award n.
kazanma değeri earning power n.
modifiye hızlandırılmış maliyeti geri alma (kazanma) sistemi modified accelerated cost recovery system n.
para kazanma money making n.
temettüye hak kazanma dividend entitlement n.
yeniden değerleme sonucu değer kazanma appreciation n.
zaman aşımı ile kazanma prescription n.
(mikro-ekonomik olarak) sürümden kazanma (büyük ölçekli üretim) economies of scale n.
sahte evrakla para kazanma veya kredi alma kiteflying n.
sahte evrakla para kazanma veya kredi alma kiting n.
komisyon üzerinden (para kazanma) on commission adv.
Law
yasadışı şekilde dışarıdan davaya müdahil olarak kazanma halinde dava gelirinden pay alma champerty n.
aslen kazanma original acquisition n.
devren kazanma acquisition by transfer of title n.
kazanma şansı olmadığı baştan bilinerek açılan dava frivolous litigation n.
vatandaşlık kazanma gaining citizenship n.
vatandaşlık kazanma acquire citizenship n.
güven kazanma lustration n.
suların çekilmesi sonucu toprak kazanma dereliction n.
tazminat kazanma umuduyla nispeten küçük kazalarda bile mahkemeye başvuran insanların oluşturduğu kültür compensation culture n.
nazikçe iyilik, sevgi veya nüfuz kazanma insinuation n.
kurnazca iyilik, sevgi veya nüfuz kazanma insinuation n.
Politics
kendi saflarına kazanma cooptation n.
kazanma olasılığını artırma amacıyla karar verme sürecinin bağlamı ve yapısının manipüle edildiği siyasi strateji heresthetic n.
komünist ilkeler kazanma communization n.
komünist ilkeler kazanma communisation n.
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme strategic voting n.
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme strategic voting n.
saati ileri alarak zaman kazanma dst (daylight saving time) abrev.
Advertising
kazanma maliyeti acquisition cost n.
Technical
geri kazanma süresi recovery time n.
geri kazanma odası recovery room n.
geri kazanma recuperation n.
geri kazanma recovery n.
ısı geri kazanma heat recovery n.
irtifa kazanma zooming n.
statik geri kazanma metodu static-regain method n.
taş yataklı geri kazanma rock bed regeneration n.
Computer
bilgi kazanma knowledge acquisition n.
kazanma oranı win rate n.
Telecom
yetkisiz erişim kazanma programı exploit n.
Television
kayıt kazanma record gain n.
Architecture
(uygulama veya moda) yeniden popülerlik kazanma revival n.
Construction
arazi kazanma land reclamation n.
toprak kazanma land reclamation n.
Automotive
hız kazanma pickup n.
kontrol anahtarını kullanarak hız kazanma acceleration using control switch n.
Medical
bilincini kazanma recovery of consciousness n.
Psychology
oyunla pratik kazanma teorisi practice theory of play n.
ilaca bağışıklık kazanma habituation n.
uyarana karşı alışkanlık kazanma habituation n.
Biology
gelişiminin türe özgü özellikleri kazanma aşamasındaki embriyo typembryo n.
evrim sürecinde işlev değiştirme veya yeni işlev kazanma exaptation n.
ayrımlaşmamış hücre, doku ve yapıların erişkin biçim ve işlevlerini kazanma süreci differentiation n.
Education
yöneticileri tarafından para kazanma amacıyla kurulmuş özel kurumlar proprietary college n.
Environment
atık azaltma ve geri kazanma minimizing waste and recycling n.
plutonyum termik geri kazanma programı plutonium-thermal recycle program n.
uranyum kazanma uranium milling n.
Military
ehliyet kazanma süresi qualifying period n.
bir savaşı kazanma kapasitesine etkisi olan personel ve malzeme kapasitesi military posture n.
savaş kazanma kapasitesine etkisi olan personel ve malzeme miktarı military strength n.
Sport
hız kazanma idmanı speed training n.
arka arkaya üç kez at yarışı kazanma hat-trick n.
boks maçını nakavt yerine sayıyla kazanma decision n.
(yarışta kazanma ihtimali düşük olmasına karşın) kazanan at roughie n.
kürekte rakibi geçip yarışı kazanma row-over n.
(rakipsiz şekilde) kürek çekme yarışını kazanma rowover n.
(tenis, badminton, hentbol) topun rakibin karşılayamayacağı şekilde atıldığı kazanma vuruşu placement n.
penaltı kazanma umuduyla kendini yere atma flop n.
(voleybol) servis hakkı kazanma sideout n.
(voleybol) servis hakkı kazanma side-out n.
(spor takımı veya oyuncusu) belirli bir kazanma veya kaybetme kaydına sahip olmak go v.
penaltı kazanma umuduyla kendini yere atmak flop v.
Football
(futbolcu) sahada alan kazanma becerisine sahip oyuncu open-field adj.
Tennis
tek bir sezonda gerçekleşen dört büyük şampiyonluğu da kazanma başarısı slam n.
Baseball
ev sahibi takımın son veya ekstra vuruşlarda kazanma koşusunu yapmasını sağlayan ve maçı bitiren oyun walk-off n.
Card
kazanma hamlesiyle masaya kartları açma meld n.
kazanma hamlesiyle masaya açılan kartlar meld n.
briçte tüm elleri kazanma grand n.
bezik gibi kart oyunlarında açık ara farkla özel bir tür kazanma durumu rubicon n.
remi oyununda oyuncunun kazanma hamlesiyle tüm kartlarını masaya açması rum n.
samba oyununda masaya yedi kartlık per açarak kazanma samba n.
(cribbage oyununda) otuz veya üzerinde sayı ile kazanma skunk n.
(all-fours oyununda) dört sayı kazanma smudge n.
kart oyunlarında kart açmak (kazanma hamlesiyle masaya kartları açmak) meld v.
(remi oyununda) rakibin kazanma hamlesiyle masaya açtığı kartlarına ekleyebileceği atılmış bir kartı almayı ihmal etmesi durumunda kullanılan ünlem rummy interj.
Wagering
kumarda 7 ya da 11 getirerek kazanma natural n.
bahisçilerin kazanma şansını artırmak için kullandıkları yöntemler system n.
bir yarışma veya karşılaşmada kazanma ihtimali fazla olan favorite n.
bir yarışma veya karşılaşmada kazanma ihtimali fazla olan favourite n.
aynı miktarı kazanma evens n.
(at yarışı) kazanma ihtimali düşük bahis long shot n.
(at yarışı) kazanma ihtimali düşük bahis longshot n.
getirisi yüksek kazanma ihtimali düşük bahis longshot n.
(kumarda) kazanma olasılığı percentage n.
kazanma lehindeki olasılığa dayalı risk percentage n.
Printery
elyaf geri kazanma sistemi save-all system n.
elyaf geri kazanma eleği disk filter n.
elyaf geri kazanma eleği drum filter n.
kimyasal geri kazanma kazanı recovery furnace n.
kimyasal geri kazanma kazanı recovery boiler n.
kimyasal geri kazanma tesisi chemical recovery plant n.
Archaic
kazanma süreci lucre n.
para kazanma yöntemi snap n.
Slang
(at yarışında) bahis koyulan asıl tarafın kazanma ihtimalinin artması nedeniyle karşı tarafa koyulan bahis saver n.
(pokerde) kazanma şansı az olan el dog n.