right - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

right

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "right" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 151 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
right n. sağ
right n. hak
right adj. doğru
right adj. haklı
General
right n. hakikat
right n. doğru olma
right n. istihkak
right n. yanlış olmama
right n. gayet
right n. düzen
right n. doğruluk
right n. yetki
right n. ahlakça doğru olan şey
right n. dürüstlük
right n. hukuk
right n. sağ
right n. hak
right n. sağ taraf
right n. adalet
right n. yardımcı
right n. sağ kol
right n. doğru izah
right n. doğru yorumlama
right n. çiftin sağ tarafta bulunan üyesi
right n. sağ ayağa giyilen ayakkabı
right n. sağ ayağa giyilen çorap
right n. sağ ele giyilen eldiven
right n. sağ ele giyilenler
right v. dik konuma getirmek
right v. haklı çıkarmak
right v. çeki düzen vermek
right v. doğrulmak
right v. telafi etmek
right v. düzelmek
right v. derleyip toplamak
right v. doğrultmak
right v. düzeltmek
right v. öcünü almak
right v. intikamını almak
right v. öç almak
right v. (kendini) dengelemek
right v. dengesini kazanmak
right v. tanzim etmek
right v. öcünü almak
right v. hakkı olan şeyi almak
right v. kendini savunmak
right v. haklı olduğunu ispatlamak
right adj. tamam
right adj. pek
right adj. düzgün
right adj. sağlıklı
right adj. en uygun
right adj. çok
right adj. gerçek
right adj. yanlış olmayan
right adj. sağlam
right adj. tam
right adj. dik açılı
right adj. dik (açı)
right adj. iyi
right adj. yolunda
right adj. ahlakça doğru
right adj. isabetli
right adj. düzenli
right adj. istenildiği gibi olan
right adj. rast
right adj. elverişli
right adj. haklı
right adj. uygun
right adj. düz
right adj. doğru
right adj. adalete uygun
right adj. dürüst
right adj. adil
right adj. gerçeğe uygun
right adj. münasip
right adj. yeğ
right adv. tamamen
right adv. doğrudan doğruya
right adv. tam olarak
right adv. büsbütün
right adv. doğru olarak
right adv. hemen
right adv. sağa doğru
right adv. doğruca
right adv. tamamıyla
right adv. tam bir (bazen alaycı şekilde)
right adv. uygun bir şekilde
right adv. dosdoğru
right adv. tam bir (alaylı bir ifadeyle söylenir)
right adv. sağa
right adv. sağdan
right adv. sağda
right adv. bildiğin (pekiştirme)
right adv. başlıklarda kullanılan bir ifade
right interj. pekala
right interj. öyle olsun
Trade/Economic
right n. dürüst
right n. hak
right n. şirketin yeni hisselerine hissedarların avantajlı şekilde sahip olma ayrıcalığı
right n. şirketin yeni hisselerine hissedarların avantajlı şekilde sahip olma ayrıcalığını belirten devredilebilir sertifika
right n. bir kimseye ait mülk
right n. bir kimseye ait arazi
right n. bir kimseye ait bölge
right n. sömürge new england kasabasının bir yerleşimciye tahsis ettiği arazi parçası
right adj. düz
right adj. haklı
right adj. gereken
right adj. gerçeğe uygun
right adj. uygun
Law
right n. hak
right n. araziye girme hakkı
right n. meskene girme hakkı
right n. önceden satılan/haczedilen mülkü masraflarını ödeyerek geri alma hakkı
right n. başkasının mülkünü devretme hakkı
right n. su yollarına bitişik bir arazi malikinin suyu ve arazi parçalarını kullanma hakkı
right adv. hukuka göre
right adv. ahlaka göre
right adv. adalete göre
Politics
right n. (hükümet ve siyasette) muhafazakar veya gerici tedbirleri savunanlar
right n. (hükümet ve siyasette) sağcılık
right n. sağcılar
right n. sağcı parti
right n. muhafazakarlar
right n. tutucular
right adj. sağ siyasetle ilgili
right adj. sağ siyasete ait
right adj. sağ görüşe ait
right adj. sağ görüşle ilgili
right adj. sağcı
right adj. tutucu
right adj. muhafazakar
Technical
right v. düzeltmek
right adj. doğru
Traffic
right n. bir aracın diğerinin önüne geçme hakkı
Railway
right n. üzerine ray inşa edilebilecek arazi parçası
Marine
right v. uygun konuma geri getirmek
right v. normal konuma geri getirmek
Math
right adj. dik
Geometry
right adj. dik
Religious
right adv. (dini unvanlarda) pek muhterem
Baseball
right n. dış sahanın ana kaleden bakıldığında sağda kalan kısmı
Boxing
right n. sağ kroşe
right n. boksörün sağ eliyle attığı yumruk
right n. sağ el
Wagering
right n. kazanmak için zar atma
right n. kazanmak için vurma
Archaic
right n. doğru yolda olma
right n. doğru rotada olma
right v. ayin yapmak
right v. dini tören düzenlemek

Sens de "right" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
right to manage n. yönetme hakkı
right to govern n. yönetme hakkı
General
right handedness n. sağ eliyle iş görme
european court of human right n. avrupa insan hakları mahkemesi
monopoly of trade right in ottoman empire n. gedik
right lane n. sağ şerit
shop right n. işveren ruhsatı
demand for right n. hak talebi
right versus left n. sağsol karşıtlığı
philosophy of right n. hukuk felsefesi
lower right n. alt sağ
right of establishment n. yerleşme hakkı
right of sanctuary n. iltica hakkı
right back n. sağbek
right to preference n. rüçhan hakkı
right ascension n. açılım
right time n. sıra
right of assembly n. toplanma hakkı
right of way n. trafik geçiş hakkı
outside right n. sağaçık
right of organization n. örgütlenme hakkı
right time n. tav
development right n. imar hakkı
right of organization n. örgütlenme hürriyeti
special right n. özel hak
limit on the right n. sağdan limit
right to speak n. söz hakkı
right to education n. eğitim hakkı
right of access n. katılma hakkı
real right n. ayni hak
right of translation n. çeviri hakkı
right winger n. sağaçık
right halfback n. sağhaf
the right n. sağ taraf
right ascension n. yükselim
water right n. su kullanım hakkı
right to life n. yaşam hakkı
right to labor n. çalışma hakkı
patent right n. patent hakkı
shift to the right n. sağa kayma
right of way n. geçiş hakkı
right hand direction n. sağ el yönü
exclusive right n. özel hak
right of privacy n. özel hayatın gizliliği
divine right n. kralın yönetme hakkı
right moment n. kolpo
writ of right n. haklar listesi
a bit of all right n. mükemmel bir şey
right of pasture n. meraların korunması
right in rem n. ayni hak
right of choice n. seçme hakkı
the right time n. vakit
sociology of right n. hukuk sosyolojisi
right of sanctuary n. sığınma hakkı
equal right n. eşit hak
right to vote n. oy hakkı
the right way n. hak yolu
right to be educated n. eğitim hakkı
right of escheat n. mahluliyet hakkı
holder of a right n. hak sahibi
right of way n. otoyol hakkı
right of access n. erişim hakkı
right holder n. hak sahibi
right to speak n. konuşma hakkı
right centre n. sağiç
visit with special right of access n. özel giriş yetkisiyle ziyaret
right to talk n. konuşma hakkı
legal right n. yasal hak
right of way n. mürur hakkı
right atrium n. sağ atriyum
the right way n. doğru yol
right of way n. geçiş üstünlüğü
divine right n. kutsal hak
right of assembly n. toplantı hakkı
the right decision n. isabetli karar
right of way n. yol geçen arazi parçası
right of objection n. itiraz hakkı
veto right n. veto hakkı
preferential right n. tercih hakkı
imprescriptible right n. zamanaşımına uğramayan hak
voting right n. oy verme hakkı
preferential right n. öncelik hakkı
enjoyment of a right n. haktan faydalanma
enjoyment of a right n. haktan yararlanma
right to quote n. alıntı hakkı
right of consent n. onay hakkı
the right way do (something) n. yol yöntem
the right way do (something) n. yol yordam
right of way n. irtifak hakkı
right of way n. geçit hakkı
right of reply n. cevap hakkı
left and right n. sol ve sağ
right of asylum n. iltica hakkı
right of first refusal n. rüçhan hakkı
right-of-way fight n. yol verme kavgası
the right to life n. yaşama hakkı
legal right n. kanuni hak
right to stand for election n. seçilme hakkı
prerogative (right) of coining money n. para basma yetkisi
usage right n. kullanım hakkı
the right way to do (something) n. yol erkan
right direction n. doğru yön
searching for the right way n. hidayet
social right n. sosyal hak
consumer right n. tüketici hakkı
the right given n. verilen hak
given right n. tanınan hak
the right granted n. verilen hak
the right given n. tanınan hak
the right granted n. tanınan hak
given right n. verilen hak
protective right n. koruyucu hak
right angle parking n. dikine park yeri
inside right n. sağiç
center-right coalition n. orta sağ koalisyon
center-right cabinet n. orta-sağ kabine
right-wingers n. sağcılar
right-handedness n. özsaygı
right-hand n. sağ
right-handedness n. sağlaklık
right-hand man n. en çok güvenilen kimse
right-hand man n. sağ kol
right-about n. sağdan geri
right-wing n. sağ
right of voting n. oy verme hakkı
right of election n. seçim hakkı
right angle n. dik açı
right of search n. muayene hakkı
right combination n. doğru bileşim
right combination n. doğru birliktelik
right combination n. doğru kombinasyon
divine right n. ilahi hak
right to exist n. var olma hakkı
most distinct right n. en belirgin hak
right hand man n. en güvenilir adam
sense of right and wrong n. ahlak ve namus anlayışı
sense of right and wrong n. doğru ve yanlış anlayışı
lower-right corner n. sağ alt köşe
top right-hand corner n. sağ üst köşe
upper right-hand corner n. sağ üst köşe
bottom-right corner n. sağ alt köşe
bottom right-hand corner n. sağ alt köşe
lower right-hand corner n. sağ alt köşe
proprietary right n. mülkiyet hakkı
right time n. doğru zaman
subjective public right n. sübjektif kamu hakkı
right timing n. doğru zamanlama
second from right n. sağdan ikinci
water use right agreements n. su kullanım hakkı anlaşmaları
right-brain dominant people n. sağ beyni baskın insanlar
right knee n. sağ diz
right blinker n. sağ sinyal lambası
greater right n. üstün hak
right to interrogate n. sorgulama/sorguya çekme hakkı
right side of the body n. vücudun sağ kısmı/bölümü
right size n. doğru boyut
right eye n. sağ göz
the right way n. hidayet
right route n. doğru güzergah
right to freedom of expression n. ifade etme özgürlüğü
right of choice n. seçimlik hakkı
legitimate right n. meşru hak
right owner n. hak sahibi
right person n. doğru kişi
right choice n. doğru seçim
right choice n. doğru tercih
right to participate n. katılım hakkı
right to govern n. yönetim hakkı
legal right n. hukuksal hak
moral right n. manevi hak
natural right n. doğuştan gelen hak
the right person n. doğru insan
the right person n. doğru kişi
author's right n. yazarın hakkı
my right side n. sağ yanım
my right side n. sağ tarafım
right quantity n. doğru miktar
right to travel n. seyahat hakkı
right to own property n. mülkiyet hakkı
right hand edge n. sağ köşe
right occasion n. doğru fırsat
the right stuff n. gerekli kişisel özellikler
a cross from the left/right n. soldan orta
right–of–way n. öncelik hakkı
(the) right of way n. trafik geçiş hakkı
(the) right of way n. geçiş izni
(the) right of way n. geçiş üstünlüğü
(the) right of way n. yol hakkı
(the) right of way n. geçme hakkı
(the) right of way n. öncelik hakkı
right [ireland] n. yükümlülük
right [ireland] n. mecburiyet
right [ireland] n. zorunluluk
right [ireland] n. görev
right [ireland] n. vazife
right [ireland] n. ödev
right about n. 180 derecelik dönüş
right-about n. zıt yöne bakacak şekilde doğrudan sağa/sola dönerek ulaşılan pozisyon
right-about (to) n. tam karşıdaki çeyrek
right-about n. tutumun tamamen tersine çevrilmesi
right-about n. bakış açısının tamamen tersine çevrilmesi
right-about n. politikanın tamamen tersine çevrilmesi
right hand n. sağ el
right hand n. sağ kenar
right hand n. onurlu kimse
right hand n. güvenilen kimse
right hand n. çok değerli kimse
right hand n. ömre bedel kimse
right hand n. selamlama eli
right hand n. karşılama eli
right hand n. dostluk eli
right hand n. sağ taraf
right hand n. güvenme
right hand n. güvenilirlik
right hand n. itimat
right hand n. her işi layıkıyla yapan yardımcı
right of way n. kamu yoluyla kaplı arazi
right of way n. üzerinden kamu yolu geçen arazi
right of way n. yollarla kaplı arazi
right smart n. çok miktar
right smart n. çok sayı
right smart n. birçok
right-footer n. sağ ayağını sola göre daha iyi kullanan kimse
right-handedness n. sağ eli kullanma
grand right and left n. çember dansında yapılan dairesel bir hareket
own right n. (birinin) kendi hakkı
own right n. (birinin) kendi başarısı
own right n. (birinin) kendi meziyeti
own right n. (birinin) kendi çabası
own right n. (birinin) kendi hesabı
right to proof n. ispat hakkı
right of personality n. kişilik hakkı
strike the right note v. lafı gediğine oturtmak
serve right v. hak ettiği cezayı bulmak
be all right v. uygun olmak
set someone right v. birinin yanlış bilgisini düzeltmek
take the right steps v. doğru adımlar atmak
get something right v. bir şeyi tam istenilen şekilde yapmak
set right v. yoluna koymak
be on the right road v. doğru yolda olmak
find the right person to do a job v. adamını bulmak
feel right proud of v. haklı gururunu yaşamak
put right v. düzeltmek
choose the right time v. rast getirmek
set right v. düzeltmek
prove to be right v. doğru çıkmak
do something the right way v. bir şeyi usulüne göre yapmak
set something right v. bir şeyi düzeltmek
set someone right about v. yanılmış olan birine bir şeyin gerçekten nasıl olduğunu söylemek
put someone right about v. yanılmış olan birine bir şeyin gerçekten nasıl olduğunu söylemek
observe the right of way v. geçiş hakkına uymak
have friends in the right places v. torpili olmak
be the right person for a job v. adamı olmak
put right v. rayına oturtmak
be right v. haklı olmak
strike the right note v. yerinde söz söylemek
set someone right v. birini düzeltmek
lead to the right path v. doğru yolu göstermek
exercise a right v. hak kullanmak
hit on the right answer quickly v. cevabı yapıştırmak
prove somebody right v. haklı çıkarmak
come right v. yoluna girmek
be all right v. zarara uğramamış olmak
keep to the right v. yolun sağında kalmak
have right conduct v. yol yordam bilmek
have the right of way v. geçiş hakkına sahip olmak
have one's right v. hakkı bulunmak
be all right v. fena olmamak
put on the right track v. rayına oturtmak
guess right v. doğru tahmin etmek
be all right v. iyi olmak
be in one's right mind v. kendini bilmek
choose the right time v. kertesine getirmek
rub somebody the right way v. suyuna gitmek
have a right to v. hak kazanmak
show the right way v. doğru yolu göstermek
choose to right time v. denk getirmek
have the right v. hakkı bulunmak
be given to the right man v. adamına düşmek
be in one's right mind v. aklı başında olmak
take something in the right spirit v. bir şeyin ardındaki iyi niyeti kavrayarak kızmamak
put right v. yoluna koymak
guess right v. bilmek
keep on the right side of v. suyuna gitmek
give the right of way v. yol vermek
penetrate right to one's bones v. kemiklerine kadar işlemek
ignore the right of way v. geçiş hakkına uymamak
yield the right of way v. trafikte yol vermek
have one's head screwed on right v. aklı başında biri olmak
come out right v. doğru çıkmak
be proved right v. haklı çıkmak
turn out to be right v. haklı çıkmak
set the things right v. işleri yoluna koymak
enjoy a right v. bir haktan yararlanmak
avail oneself of the right to v. bir haktan faydalanmak
avail oneself of the right to v. bir haktan yararlanmak
enjoy a right v. bir haktan faydalanmak
take advantage of a right v. haktan faydalanmak
take advantage of a right v. haktan yararlanmak
show the right course v. doğru yolu göstermek
be in the right v. haklı olmak
get one's head screwed on right v. akıllanmak
find the right way v. doğru yolu bulmak
find the right thing to do v. doğruyu bulmak
seek one's right v. hakkını aramak
gain property right v. mülkiyet hakkı kazanmak
acquire ownership right(s) v. mülkiyet hakkı kazanmak
gain right v. hakkı kazanmak
grant somebody right v. hak vermek
gain right v. hak kazanmak
give somebody right v. hak vermek
confer on somebody right v. hak vermek
put right the mistake v. hatayı düzeltmek
right click v. sağa tıklamak
click on the right button on a mouse v. sağ tıklamak
right click v. sağ tıklamak
put right the mistake v. hatayı gidermek
click on the right button on a mouse v. sağa tıklamak
turn right v. sağa dönmek
obtain a patent right v. patent hakkı almak
not go right v. yolunda gitmemek
know right from wrong v. doğruyu yanlışı bilmek
put right a mistake v. kusuru gidermek
put right a mistake v. kusur düzeltmek
have the right to speak v. söz hakkı olmak
have right on one's side v. kendi açısından haklı olmak
(everything) come right v. her şey yoluna girmek
violate one's right v. hakkını ihlal etmek
have no right v. hakkı olmamak
infringe one's right v. hakkını ihlal etmek
abolish a right v. hakkı ortadan kaldırmak
put right the mistake v. yanlışlığı düzeltmek
have the right to comment on something v. söz sahibi olmak
know right from wrong v. doğruyla yanlışı ayırt edebilmek
forfeit the right v. hakkını kaybetmek
lose the right v. hakkını kaybetmek
go right v. yolunda gitmek
yield the right-of-way v. yol vermek
get right v. hatasız yapmak
get right v. hiç hata yapmamak
have one's head screwed on the right way v. aklı başında biri olmak
be right to fear v. korkularında haklı olmak
claim a right v. hak talebinde bulunmak
put (something) on the right track v. hal yoluna koymak
keep on the right side of v. arkadaşça olmak
keep on the right side of v. canını sıkmamak
grant (a/the) right of ownership v. mülkiyet hakkı vermek
keep on the right side of v. sağ kolu olmak
keep on the right side of the law v. yasalara uygun davranmak
the right of ownership v. mülkiyet hakkı vermek
have a good right v. çok hakkı olmak
approach (an issue) from the right angle v. doğru açıdan yaklaşmak
use the right to remain silent v. susma hakkını kullanmak
use the right to remain in silence v. susma hakkını kullanmak
use the right to remain in silence v. konuşmama hakkını kullanmak
use the right to remain silent v. konuşmama hakkını kullanmak
be absolutely right v. yerden göğe kadar haklı olmak
be in the right ballpark v. beklenenle aynı oranda olmak
be on the right track v. rayına oturmak
make things right v. işleri düzeltmek
reserve the right v. hakkını saklı tutmak
reserve the right v. hakkı saklı tutmak
protect the right v. hak korumak
exercise a right v. hakkını kullanmak
benefit from the right of v. hakkından yararlanmak
benefit from the right of v. hakkından faydalanmak
do the right thing at the right time v. doğru zamanda doğru şeyi yapmak
hit the nail right on the head v. kafasına çivi çakmak
give someone the chance to do the right thing v. birisine doğru şeyi yapması için bir şans vermek
drive on the right v. (trafik) sağdan gitmek
crash right after takeoff v. kalkıştan hemen sonra yere çakılmak
be in the right position v. doğru pozisyonda olmak
bestow a right v. bir hakkı tanımak/vermek
go right v. sağdan gitmek
save something for the right occasion v. bir şeyi uygun bir zamana saklamak
do the work right v. işi düzgün yapmak
make the right decision v. doğru kararı vermek
like someone right off v. birinden hemen hoşlanmak
turn right and left v. sağa sola dönmek
overtake on the right v. (aracı) sağlamak
stick the knife right into his stomach v. bıçağı adamın böğrüne saplamak
sit right next to someone v. birinin yanı başına oturmak
find the right person v. doğru kişiyi bulmak
find the right person v. doğru insanı bulmak
do the right thing v. doğru olanı yapmak
wait for the right time v. doğru zamanı beklemek
go in the right direction v. doğru yoldan gitmek
(for a road) turn to the right v. yola sağa dönmek
overtake on the right-hand side v. (bir aracı) sağlamak
obtain/acquire a right v. hak elde etmek
keep to the right v. yolun sağından gitmek
end up being wrong although you are right v. haklıyken haksız duruma düşmek
make the right decision v. doğru karar vermek
serve one right v. hak ettiği cezayı vermek
serve one right v. layığını buldurmak
right-bank v. (uçarken) sağa yatmak
in one's right mind adj. aklı başında
right hand adj. sağdaki
right handed adj. sağ eliyle iş gören
in his right mind adj. aklı başında
right-handed adj. sağ elle kullanılmak için yapılmış
right-hand adj. güvenilir
right-handed adj. sağ elle yapılan
right-handed rotating adj. sağa dönen
right-minded adj. insaflı
right-hand adj. sağdaki
right-handed adj. soldan sağa dönen
right-minded adj. adil
right-handed adj. sağ elli
right-minded adj. dürüst
right-handed adj. sağ ele uygun
right-handed adj. sağda
right-handed adj. çoğu işini sağ eliyle yapan
right-hand adj. güvenilen
right-brained adj. beyninin sağ tarafını kullanan
right-footed adj. sağ ayağını sol ayağına göre daha iyi kullanan
right-skewed adj. sağa çarpık
done with the right hand adj. sağ elle yapılan
all-right adj. kabul edilebilir
all-right adj. harika
all-right adj. mükemmel
half-right adj. yarı doğru
half-right adj. tam doğru olmayan
right about adj. aksi yönde
right about adj. ters yönde
right about adj. zıt yönde
right-and-left adj. sağ ve sola ait
right-and-left adj. sağ ve sol ile ilgili
right-and-left adj. sağ ve sol eller için tasarlanmış
right-and-left adj. sağ ve sol ayaklar için tasarlanmış
right-hand adj. sağlak (kimse)
right-hand adj. çok yardımcı olan
right-hand adj. birinin sağ kolu olan
right-hand adj. en faydalı
right-hand adj. en yararlı
right-hand adj. düz bükülü (halat, ip)
right-hand adj. sol yerine sağ ele daha yakın olan
right-hand adj. sağ el yönünde gücü olan
right-hand adj. sağ el yönünde çalışan
right-hand adj. sağ el yönünde gücü ileten
right-on adj. güncel ve sofistike
right-on adj. kesinlikle doğru
right-on adj. tamamen doğru
right-on adj. zamanın ruhuna uygun
right-on adj. zamanın ruhuna uyum sağlayan
right smart [dialect] adj. hatırı sayılır derecede
right smart [dialect] adj. fazla
right-down adj. eksiksiz ve kısıtlamasız
right-down adj. eksiksiz ve sınırlamasız
right-eyed adj. yalnızca sağ gözü olan
right-eyed adj. görmede sol yerine sağ gözünü baskın kullanan
right-handed adj. sağ ele giyilen
right-handed adj. sağa doğru açılan
right-minded adj. akıllı
right-minded adj. akla yatkın
right-minded adj. akıllıca
right-minded adj. mantıklı
right-minded adj. mantıklı düşünen
right-minded adj. edepli
right-minded adj. düzgün
right-minded adj. ahlaken uyan
right-minded adj. sağduyulu
right-minded adj. aklı selim
right-minded adj. makul
right-minded adj. ahlaklı
right-out [uk] adj. karşılıksız
right-out [uk] adj. sınırsız
right-out [uk] adj. tam
right-out [uk] adj. açık
right-out [uk] adj. kesin
right-running adj. düzgün
right-running adj. doğru
right-running adj. doğruca
right-running adj. doğrudan
right-side up adj. üst tarafı yukarı bakan
right-side up adj. doğru yönde olan
right-side up adj. düzen içinde olan
right-side-out adj. doğru tarafı dışa bakan
right-side-up adj. üstü ve altı olan (nesneler)
right-side-up adj. düzen içinde olan
right-thinking adj. makul görüşleri olan
right-thinking adj. genellikle kabul edilebilir fikirleri olan
right-thinking adj. ahlaki konular üzerinde uzlaşmaya varan
right-thinking adj. ahlaki konular üzerinde mutabık olan
right-thinking adj. sağduyulu
right-thinking adj. aklıselim
right-thinking adj. makul
right-thinking adj. mantıklı
right-thinking adj. aklı başında
in her right mind adj. sorumlu davranan
in their right minds adj. sorumlu bir şekilde davranan
right out of nightmares adj. kabuslardan fırlamış gibi
right along adv. bütün vakit
right ahead adv. dosdoğru
right down the line adv. her işte her yönde
right off adv. hemen
right after adv. akabinde
just at the right time adv. tam zamanında
by right of adv. yetkisiyle
at the right time adv. doğru zamanda