sustain - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

sustain

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "sustain" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 49 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
sustain v. güç vermek
sustain v. ayakta tutmak
sustain v. uğramak (kötü bir şeye)
sustain v. devam ettirmek
sustain v. sürdürmek
General
sustain v. para sağlamak
sustain v. cesaret vermek
sustain v. çökmesine engel olmak
sustain v. geçindirmek
sustain v. dayanmak
sustain v. devam ettirmek
sustain v. onaylamak
sustain v. uğramak
sustain v. güçlü tutmak
sustain v. yaşamasını sağlamak
sustain v. kabul etmek
sustain v. doğrulamak
sustain v. katlanmak
sustain v. hakkını vererek yapmak
sustain v. doğru olduğunu kabul etmek (hakim bir şeyin)
sustain v. sürdürmek
sustain v. tahammül etmek
sustain v. desteklemek
sustain v. taşımak
sustain v. tasdik etmek
sustain v. ağırlığı çekmek
sustain v. kaldırmak
sustain v. iyi oynamak
sustain v. notayı uzatmak
sustain v. çekmek
sustain v. destek olmak
sustain v. iddia etmek
sustain v. tutmak
sustain v. idame ettirmek
sustain v. maruz kalmak
sustain v. finanse etmek
sustain v. ağırlığını taşımak
sustain v. mahkemece kabul etmek
sustain v. yaşatmak
sustain v. (yara) almak
sustain v. yetmek
Technical
sustain v. düşmesine engel olmak
sustain v. destek olmak
sustain v. maruz kalmak
sustain v. tutmak
Music
sustain n. seste süreklilik
sustain n. tınlama uzunluğu
sustain v. uzatmak
Theatre
sustain v. rolü iyi oynamak

Sens de "sustain" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 37 résultat(s)

Anglais Turc
General
sustain pedal n. yastık pedalı
sustain pedal n. sağ pedal
sustain a defeat v. yenilgiye uğramak
sustain an injury v. zarar görmek
sustain a loss v. zarara maruz kalmak
sustain loss v. zarar yapmak
sustain the investment v. yatırımı sürdürmek
sustain a loss v. zarara uğramak
Phrasals
sustain (one) in (something) v. (birini bir durumda/vaziyette) ayakta tutmaya çalışmak
sustain (one) in (something) v. (birini bir şeyde) desteklemek
sustain (one) in (something) v. (birinin bir durumda) ayakta kalmasına yardım etmek
sustain (one) in (something) v. (birinin bir durumda) devam etmesine yardım etmek
sustain (one) in (something) v. (birini bir dönemde) ekonomik olarak beslemek
sustain (one) in (something) v. (birini bir dönemde) ekonomik olarak desteklemek
sustain (one) in (something) v. (birini bir dönemde) ekonomik olarak ayakta tutmak
sustain (one) in (something) v. (birinin bir dönemde) ekonomik devamlılığını sağlamak
sustain (one) in (something) v. (birine bir şeyde) ekonomik destek vermek
sustain someone in something v. birini bir durumda/vaziyette ayakta tutmaya çalışmak
sustain someone in something v. birini bir şeyde desteklemek
sustain someone in something v. birinin bir durumda ayakta kalmasına yardım etmek
sustain someone in something v. birinin bir durumda devam etmesine yardım etmek
sustain someone in something v. zor zamanlarında birine yardımcı olmak
sustain someone in something v. zor zamanlarında birinin yanında olmak
sustain someone in something v. birinin bir sorunu atlatmasına yardım etmek
sustain in v. (bir durumda/vaziyette) ayakta tutmaya çalışmak
sustain in v. -de desteklemek
sustain in v. -de ekonomik olarak desteklemek/beslemek
sustain in v. (bir durumda) devam etmesine yardım etmek
sustain in v. (bir dönemde) ekonomik devamlılığını sağlamak
Trade/Economic
6s (sort, set in order, shine, standardize, sustain, safety) n. sınıflandır
6s (sort, set in order, shine, standardize, sustain, safety) n. düzenle, parlat, standart hale getir, sürdür, güvenliğini sağla anlamına gelen ifade (iş metodolojisi)
suffer, incur or sustain v. uğramak, karşılaşmak veya maruz kalmak
Law
sustain the objection v. itirazı kabul etmek (mahkemede)
sustain a claim v. talebi kabul etmek
Automotive
vacuum sustain valve n. vakum arttırma valfi
Medical
sustain an injury v. sakatlık geçirmek
Music
sustain switch n. tutma açkısı