unusual - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

unusual

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "unusual" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 28 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
unusual adj. alışılmadık
unusual adj. olağan olmayan
unusual adj. olağandışı
General
unusual adj. görülmemiş
unusual adj. seyrek
unusual adj. tip
unusual adj. fevkalade
unusual adj. görülmedik
unusual adj. farklı
unusual adj. acayip
unusual adj. nadir
unusual adj. tuhaf
unusual adj. orijinal
unusual adj. değişik
unusual adj. ender
unusual adj. alışılmamış
unusual adj. garip
unusual adj. olağanüstü
unusual adj. anormal
unusual adj. müstesna
unusual adj. olağan olmayan
unusual adj. olağandışı
unusual adj. alışılagelmemiş
unusual adj. sıra dışı
Trade/Economic
unusual adj. alışılmamış
Technical
unusual adj. olağan dışı
unusual adj. müstesna
Linguistics
unusual adj. yabanıl

Sens de "unusual" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 32 résultat(s)

Anglais Turc
General
unusual person n. garip kimse
notification of unusual event n. sıra dışı olay bildirimi
an unusual suicide case n. sıradışı bir intihar vakası
an unusual suicide case n. sıradışı bir intihar olgusu
unusual job n. sıradışı iş
crave for unusual foods v. aşermek
highly unusual adj. bir hayli sıra dışı
highly unusual adj. oldukça sıra dışı
in an unusual fashion adv. alışılmadık şekilde
Colloquial
an unusual situation n. alışık olmadığımız bir durum
an unusual situation n. alışık olunmayan bir durum
unusual steps n. alışılmadık adımlar
Speaking
you can't remember anything unusual? expr. olağandışı bir şey hatırlamıyorsunuz?
Trade/Economic
unusual depreciation expenses n. anormal amortisman giderleri
Law
cruel and unusual punishment n. insaniyetsiz ceza
cruel and unusual punishment n. insanlık dışı ceza
cruel and unusual punishment n. medeni anlayışa aykırı ceza
cruel and unusual punishment n. zalimane ceza
freedom from cruel and unusual punishment n. abd anayasasının sekizinci düzenlemesi ile güvenceye alınan hak
Marine
unusual weather n. anormal hava
unusual sea level n. anormal deniz seviyesi
unusual value n. anormal değer
unusual tide n. anormal gel-git
Medical
unusual cutaneous lesions n. alışılmadık kutanöz lezyonlar
unusual lupus-like syndrome n. hipokomplementemik ürtikaryal vaskülit sendromu
iliopsoas abscess spreading through an unusual location n. nadir lokalizasyona yayılan iliopsoas absesi
unusual complication n. olağandışı komplikasyon
the mental health research institute unusual perceptions scale n. ruh sağlığı araştırma enstitüsü olağandışı algılamalar ölçeği
unusual symptom n. sıradışı semptom/bulgu/belirti
Environment
unusual occurrence n. anormal vuku bulma
unusual weather n. görülmemiş hava durumu
unusual high temperature n. görülmemiş sıcaklar