İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | altar i. | mihrap | ||
We do not worship at that altar. Biz o mihrapta ibadet etmiyoruz. More Sentences |
||||
Astronomy | ||||
Gökbilim | altar i. | sunak (takımyıldızı) | ||
The groom left the bride standing at the altar. Damat gelini sunakta dururken bıraktı. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | altar i. | sunak | ||
General | ||||
Genel | altar i. | kilise mihrabı | ||
Genel | altar i. | kurban kesme yeri | ||
Genel | altar i. | adak taşı | ||
Genel | altar i. | kurban kesilen taş | ||
Genel | altar i. | mezbaha | ||
Genel | altar i. | kurban taşı | ||
Marine | ||||
Denizcilik | altar i. | rıhtımın iç tarafını oluşturan çıkıntı | ||
Archaeology | ||||
Arkeoloji | altar i. | sunak | ||
Religious | ||||
Dini | altar i. | dini törenin yapıldığı masa | ||
Dini | altar i. | (doğu kilisesinde) kutsal alan |