|
- It's a pleasure to be able to help you.
- Size yardımcı olabilmek bir zevk.
- The fire department was able to retire early.
- İtfaiye erken emekli olabildi.
- She was able to be ready early this morning, because she finished packing last night.
- Dün gece toplanmayı bitirdiği için bu sabah erkenden hazır olabildi.
- If you just listen to what the teacher says, you'll be able to become a good student.
- Eğer öğretmenin söylediklerini dinlersen, iyi bir öğrenci olabilirsin.
- Because of his wealth, he was able to become a member of that club.
- Zenginliği sayesinde o kulübe üye olabildi.
- I'm not sure if I'm going to be able to be of much help.
- Çok yardımcı olabilecek miyim emin değilim.
- I might be able to help you.
- Size yardımcı olabilirim.
- Tom might be able to speak French.
- Tom Fransızca konuşabiliyor olabilir.
- The good news is that we'll be able to help you.
- İyi haber bizim size yardımcı olabileceğimizdir.
- Because of your advice, I was able to succeed.
- Tavsiyeniz sayesinde başarılı olabildim.
- Jim was able to hold back his anger.
- Jim, öfkesine hâkim olabildi.
- My schedule has changed, so I'll be able to be at your birthday party after all.
- Programım değişti, o yüzden doğum günü partinizde olabileceğım.
- That's one problem I might be able to help you solve.
- Bu çözmene yardımcı olabileceğim bir sorun.
- Running as fast as I could, I was able to catch up with my friend.
- Olabildiğince hızlı koşarak, arkadaşıma yetişebildim.
- I was able to succeed because of your advice.
- Tavsiyeniz sayesinde başarılı olabildim.
- Tom might be able to help you.
- Tom size yardımcı olabilir.
- If you just listen to what the teacher says, you'll be able to become a good student.
- Öğretmenin söylediklerini dinlersen, iyi bir öğrenci olabilirsin.
- I hope that I will be able to help you at some other time.
- Umarım başka bir zaman size yardımcı olabilirim.
- Glad to be able to assist you.
- Size yardımcı olabildiğime sevindim.
- I'm glad I was able to be useful to you.
- Sizin için yararlı olabildiğime sevindim.
- I think you might be able to help us.
- Bize yardımcı olabileceğini düşünüyorum.
- At what time will you be able to be there?
- Saat kaçta orada olabileceksin?
- Tom might be able to help you with your problem.
- Tom sorununda sana yardımcı olabilir.
- I just want to be able to support my family and myself.
- Sadece aileme ve kendime destek olabilmek istiyorum.
- Tom might be able to help you with your problem.
- Tom sorununuzda size yardımcı olabilir.
- Lucy might be able to help you, if you can't cook dinner for ten people alone.
- Tek başına on kişilik akşam yemeği pişiremezsen, Lucy sana yardımcı olabilir.
- I'm glad I was able to be useful to you.
- Sana faydalı olabildiğime sevindim.
- I was happy to be able to help Tom buy what he needed.
- Tom'un ihtiyacı olan şeyleri satın almasında yardımcı olabildiğim için mutluydum.
- Sami and Layla were able to have children.
- Sami ve Layla çocuk sahibi olabildiler.
- I'm not sure if I'm going to be able to be there on time.
- Zamanında orada olabileceğimden emin değilim.
- I don't think we're going to be able to be at your party tonight.
- Bu gece partide olabileceğimizi sanmıyorum.
- I'm glad you were able to be with Tom on his birthday.
- Doğum gününde Tom'un yanında olabilmene sevindim.
- It's great to be able to be here.
- Burada olabilmek harika.
- I think it's a shame that some foreign language teachers were able to graduate from college without ever having studied with a native speaker.
- Bazı yabancı dil öğretmenlerinin ana dili İngilizce olan biriyle hiç çalışmadan üniversiteden mezun olabilmelerinin utanç verici olduğunu düşünüyorum.
- I want to be able to help my team win.
- Takımımın kazanmasına yardımcı olabilmeyi istiyorum.
- I'll be able to assist you.
- Size yardımcı olabilirim.
- I might be able to help you unclog your sink.
- Tıkanmış lavabonuzu açmanıza yardımcı olabilirim.
- I'm glad you were able to be with your parents on Christmas Day.
- Ben, Noel gününde ailenle beraber olabilmene sevindim.
Show More (35)
|