| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Colloquial | ||
| Konuşma Dili | be in (one's) altitudes [obsolete] f. | sarhoş olmak |
| Konuşma Dili | be in (one's) altitudes [obsolete] f. | kafası iyi olmak |
| Konuşma Dili | be in (one's) altitudes [obsolete] f. | kafası güzel olmak |
| Konuşma Dili | I dare be bound [obsolete] expr. | eminim |
| Idioms | ||
| Deyim | be thrown into the scale (of something) [obsolete] f. | gücüne güç katmak |
| Deyim | be thrown into the scale (of something) [obsolete] f. | ölçeğinde değerlendirmek |
| Deyim | be thrown into the scale (of something) [obsolete] f. | önemine/etkisine göre ağırlık/önem/güç vermek |
| Deyim | be not worth a plug nickel [obsolete] f. | önemsiz olmak |
| Deyim | be not worth a plug nickel [obsolete] f. | bir önemi olmamak |
| Deyim | be not worth a plug nickel [obsolete] f. | beş para etmemek |
| Deyim | be not worth a plug nickel [obsolete] f. | değersiz olmak |
| Deyim | be not worth a plug nickel [obsolete] f. | bir değeri olmamak |
| Deyim | be not worth a plug nickel [obsolete] f. | işe yaramaz olmak |
