disturb - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
disturb bozmak v.
  • We also discussed something else, namely no arms exports to countries where poverty may disturb social peace.
  • Ayrıca yoksulluğun toplumsal barışı bozabileceği ülkelere silah ihracatı yapılmaması gibi başka bir konuyu da görüştük.
  • Does the cough disturb your sleep?
  • Öksürük uykunuzu bozuyor mu?
  • The noisy machine disturbs the silence.
  • Gürültülü makine sessizliği bozuyor.
Show More (0)
disturb rahatsızlık vermek v.
  • Do I dare disturb the universe?
  • Evrene rahatsızlık vermeye cüret eder miyim?
Show More (-2)
disturb endişelendirmek v.
  • This disturbs us.
  • Bu bizi endişelendiriyor.
Show More (-2)