İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | flee f. | kaçmak | ||
Our role should be to accompany, reassure and assist those who are fleeing dictatorships. Bizim rolümüz diktatörlüklerden kaçanlara eşlik etmek, onlara güven vermek ve yardımcı olmak olmalıdır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | flee f. | kaçmak | ||
I ask the Commission to assist the refugees who have already fled and are in situ elsewhere. Komisyondan, halihazırda kaçmış olan ve başka yerlerde bulunan mültecilere yardım etmesini talep ediyorum. More Sentences |
||||
Law | ||||
Hukuk | flee f. | kaçmak | ||
The borders are now closed, but it is expected that another million people will end up fleeing. Sınırlar şu anda kapalı ancak bir milyon kişinin daha kaçması bekleniyor. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Siyasal | flee f. | kaçmak | ||
Indeed, we do not want people who have fled from a country to be treated differently. Gerçekten de, bir ülkeden kaçan insanlara farklı muamele yapılmasını istemiyoruz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | flee f. | akıp gitmek | ||
Genel | flee f. | sıvışmak | ||
Genel | flee f. | terketmek | ||
Genel | flee f. | tüymek | ||
Genel | flee f. | firar etmek | ||
Genel | flee f. | kaçmak (suçlu vb) | ||
Genel | flee f. | bırakmak | ||
Genel | flee f. | fıymak | ||
Genel | flee f. | aceleyle çıkmak | ||
Genel | flee f. | kaçınmak | ||
Genel | flee f. | gözden kaybolmak | ||
Genel | flee f. | güvenlik noktasına koşmak | ||
Genel | flee f. | koruma bölgesine koşmak | ||
Irregular Verb | ||||
Irregular Verb | flee f. | fled - fled | ||
Law | ||||
Hukuk | flee f. | firar etmek | ||
Hukuk | flee f. | kaçıp kurtulmak | ||
Hukuk | flee f. | sıvışmak |