laugh - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
laugh gülmek v.
  • We started to laugh at the scene.
  • Bu manzara karşısında gülmeye başladık.
  • At that, I cannot but laugh; why, then, do we have them?
  • Buna gülmekten kendimi alamıyorum; o zaman neden bizde varlar?
  • At that time, we were laughed out of court.
  • O zaman mahkemede bize gülmüşlerdi.
Show More (830)
laugh kahkaha atmak v.
  • I almost laughed.
  • Neredeyse kahkaha atıyordum.
  • I kept laughing.
  • Kahkaha atmaya devam ettim.
  • Everybody was laughing.
  • Herkes kahkaha atıyordu.
Show More (14)
laugh kahkaha n.
  • The villain gave a long laugh after beating the superhero.
  • Kötü adam süper kahramanı yendikten sonra uzun bir kahkaha attı.
  • We have a great laugh at the play.
  • Oyun sırasında kahkahalara boğulduk.
  • You have a nice laugh.
  • Güzel bir kahkahan var.
Show More (12)
laugh gülüş n.
  • I love the way you laugh.
  • Gülüşüne bayılıyorum.
  • I love the way Tom laughs.
  • Tom'un gülüşünü seviyorum.
  • I like Tom's laugh.
  • Tom'un gülüşünü seviyorum.
Show More (11)
laugh kahkahayla gülmek v.
  • I couldn't help laughing out.
  • Elimde olmadan kahkahayla güldüm.
  • I couldn't help laughing out.
  • Kahkahayla gülmek elimde değildi.
  • Sometimes it's hard to resist the impulse to burst out laughing.
  • Bazen kahkahayla gülme dürtüsüne karşı koymak zordur.
Show More (0)
laugh gülerek demek v.
  • "What is that?' John laughed at me.
  • “O da ne?" dedi John gülerek.
Show More (-2)
laugh gülme n.
  • Tom got huge laughs.
  • Tom çok güldü.
Show More (-2)