learn - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
learn öğrenmek v.
  • It is indeed disappointing to learn that in this unique instance Parliament has not really been consulted.
  • Bu benzersiz örnekte Parlamento'ya pek de danışılmadığını öğrenmek gerçekten hayal kırıklığı yaratıyor.
  • Rather, we must all learn to put it into practice.
  • Aksine hepimiz bunu uygulamaya koymayı öğrenmeliyiz.
  • We learn that the Council knows about but has not examined the conditions of the trial.
  • Konseyin dava koşullarını bildiğini ancak incelemediğini öğreniyoruz.
Show More (1993)
learn bilgi edinmek v.
  • Dan learnt about the fire at his home when he was on his way to work.
  • Dan işe giderken evindeki yangın hakkında bilgi edindi.
  • Learn a little bit about Islam.
  • İslam hakkında biraz bilgi edin.
  • Sami was learning about Islam.
  • Sami İslam hakkında bilgi ediniyordu.
Show More (1)