|
- You had better not make a noise here.
- Burada gürültü yapmasanız iyi olur.
- Tom didn't care whether he made a noise or not.
- Tom gürültü yapıp yapmadığını umursamadı.
- Tom didn't care whether he made a noise or not.
- Tom gürültü yapıp yapmadığını umursamıyordu.
- She told us not to make a noise.
- O, bize gürültü yapmamamızı söyledi.
- Tom made a noise.
- Tom gürültü yaptı.
- You must not make a noise at the table.
- Masada gürültü yapmamalısınız.
- She told us not to make a noise.
- Bize gürültü yapmamamızı söyledi.
- She told us not to make a noise.
- Gürültü yapmamamızı söyledi.
- You had better not make a noise here.
- Burada gürültü yapmasan iyi olur.
- Don't make a noise.
- Gürültü yapmayın.
Show More (7)
|
