negotiation - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
negotiation müzakere n.
  • Ford is deliberately entering into negotiations on a company-by-company basis.
  • Ford kasıtlı olarak şirket bazında müzakerelere giriyor.
  • On the other hand, we have the debate on issues relating to external negotiations.
  • Öte yandan, dış müzakerelere ilişkin konularda tartışmalarımız var.
  • We firmly reject the idea that Copenhagen should name a date for negotiations.
  • Kopenhag'ın müzakereler için bir tarih belirlemesi gerektiği fikrini kesinlikle reddediyoruz.
Show More (96)
negotiation pazarlık n.
  • The bank robbers released the hostages after hours of negotiation.
  • Banka soyguncuları saatler süren pazarlığın ardından rehineleri serbest bıraktı.
Show More (-2)