çıkacak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

çıkacak



"çıkacak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çıkacak forthcoming s.
çıkacak due out s.

"çıkacak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 71 sonuç

Türkçe İngilizce
General
dışarı çıkacak yer outlet i.
kilisenin kantoru ile birlikte çıkacak koro cantoral staff i.
açık artırmaya çıkacak ürünlere değer biçip bunları satılabilir paylara bölen kimse lotter i.
ortaya çıkacak sonuca veya yaratılan etkiye göre değerlendirilen önem consequence [obsolete] i.
çıkacak yasaya bel bağlamak rely on the law to be enacted f.
boğuk ses çıkacak şekilde yumuşakça vurmak pad f.
çıkacak olan forthcoming s.
yakında çıkacak forthcoming s.
ya batıp ya çıkacak olan make-or-break s.
yakında çıkacak olan provenient s.
adı kötüye çıkacak şekilde nefariously zf.
içi dışına çıkacak şekilde inside out zf.
Phrasals
(bir seyircileri) başka bir (daha sonra çıkacak olan ünlü) gruba hazırlamak warm someone up f.
basketbolda faul alanında dışarı çıkacak olan topa havada vurup rakip oyuncunun eline geçirmek foul out f.
gece hayaletler/hortlaklar çıkacak sanma things that go bump in the night expr.
Colloquial
bir çıngar çıkacak (gibi) something's got to give i.
kendi evine çıkacak parası olmayıp ailesi ile yaşayan yetişkin kimse kipper i.
kalbim duracak/çıkacak sandım be still my beating heart expr.
gerçek (birisi) ortaya çıkacak mı? will the real (someone) please stand up expr.
gerçek ... ortaya çıkacak mı? will the real - please stand up expr.
gerçek (birisi) ortaya çıkacak mı? would the real (someone) please stand up expr.
çıngar çıkacak (gibi) got to give expr.
gerçek ortaya çıkacak the truth will get out expr.
gerçek açığa çıkacak the truth will get out expr.
gerçek su yüzüne çıkacak the truth will get out expr.
gerçek er veya geç ortaya çıkacak the truth will get out expr.
Idioms
binde bir çıkacak fırsat a chance in a million i.
binde bir çıkacak fırsat a one-in-a-million chance i.
binde bir çıkacak fırsat a one in a million chance i.
sıksan su çıkacak olmak be all wet f.
bir sorun çıkacak storm is brewing expr.
ya batacak ya çıkacak it will stand or fall by (something) expr.
(bir şeyden) iyi/yararlı bir sonuç çıkacak will come of (something) expr.
(bir şeyden) faydalı/anlamlı bir sonuç çıkacak will come of (something) expr.
(bir şeyden) işe yarar bir sonuç çıkacak will come of (something) expr.
bir şeyden sonuç çıkacak will come of something expr.
zamanla görülecek/ortaya çıkacak (only) time will tell expr.
zamanla görülecek/ortaya çıkacak time (alone) will tell expr.
huzursuzluk/çalkantı çıkacak a storm is brewing expr.
binde bir çıkacak fırsat one chance in a million expr.
kavga çıkacak the feathers will fly expr.
olay çıkacak the feathers will fly expr.
kargaşa/karışıklık çıkacak the feathers will fly expr.
kavga çıkacak the fur will fly expr.
olay çıkacak the fur will fly expr.
kargaşa/karışıklık çıkacak the fur will fly expr.
kavga çıkacak the sparks will fly expr.
olay çıkacak the sparks will fly expr.
kargaşa/karışıklık çıkacak the sparks will fly expr.
olay çıkacak the fur will fly expr.
Speaking
bu muhabbetten çıkacak tek sonuç the only thing that comes out of this conversation expr.
kitabım çıkacak I have a book coming out expr.
kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu my heart was beating out of my chest expr.
Trade/Economic
yeni çıkacak ürünle ilgili hedef kitlede merak uyandıran reklam teaser i.
çıkacak depo borcu due out i.
maksadı belirli ancak ürün bazında detaylandırılmayan ve çıkacak ihtiyaca göre verilen sipariş blanket purchase order i.
maksadı belirli ancak ürün bazında detaylandırılmayan ve çıkacak ihtiyaca göre verilen sipariş blanket order i.
yeniden çıkacak hisse senetleri rüçhan hakkı stock right i.
yakında ortaya çıkacak bazı haklar hariç ex new s.
yakında ortaya çıkacak bazı haklar hariç olarak ex new zf.
Media
bir serinin (film, kitap, video oyunu) çıkacak yeni bölümü next installment i.
Religious
seyahate çıkacak kişiler için katolik kilisesinde okunan dua itinerary i.
seyahate çıkacak kişiler için katolik kilisesinde okunan dua itinerarium i.
Sport
(pata alanı dışına çıkacak şekilde) golf topuna vurmak overplay i.
Theatre
sahne platformunu seyirci görüş alanından çıkacak şekilde hafifçe büküp yükseltmek trip f.
Slang
araca yandan t şekli çıkacak şekilde çarpılması t-bone i.
araca yandan t şekli çıkacak şekilde (çarpma) t-boned s.
işin boku çıkacak (the) shit is going to hit the fan expr.
işler çığırından çıkacak (the) shit is going to hit the fan expr.
işin boku çıkacak (the) shit will hit the fan expr.
işler çığırından çıkacak (the) shit will hit the fan expr.