çelişen - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

çelişen



"çelişen" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çelişen confronting s.
çelişen contrasting s.
çelişen contrastive s.
çelişen conflicting s.
çelişen confrontational s.
çelişen conflictive s.
çelişen contradicting s.
çelişen discordant s.
çelişen confounding s.
çelişen absonous s.
çelişen dissonant s.
çelişen inconcurring s.
çelişen disagreeable [obsolete] s.

"çelişen" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çelişen amaçlar cross purposes i.
mantıkla çelişen ama doğru olan söz paradox i.
çelişen durum hand i.
çelişen kimse impugner i.
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik akıl yürütme dialectic i.
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik açıklama dialectic i.
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik tartışma dialectic i.
birbiriyle çelişen çeşitli ihtiyaçlar arasında uzlaşmaya vararak ortasını bulmak (teknik tasarım) optimalise f.
birbiriyle çelişen çeşitli ihtiyaçlar arasında uzlaşmaya vararak ortasını bulmak (teknik tasarım) optimalize f.
birbiriyle çelişen çeşitli ihtiyaçlar arasında uzlaşmaya vararak ortasını bulmak (teknik tasarım) optimize f.
birbiriyle çelişen çeşitli ihtiyaçlar arasında uzlaşmaya vararak ortasını bulmak (teknik tasarım) optimize f.
birbiriyle çelişen çeşitli ihtiyaçlar arasında uzlaşmaya vararak ortasını bulmak (teknik tasarım) optimise f.
duyguları çelişen ambivalent s.
kendisiyle çelişen self-contradictory s.
bir kuruluşun ana temasıyla çelişen off-message s.
bir kuruluşun verdiği mesajla çelişen off-message s.
(ifade) kendisi ile çelişen impossible s.
bilim ile çelişen paranormal s.
bilim ile çelişen zihinsel faaliyetlere ait veya ilgili parapsychic s.
bilim ile çelişen zihinsel faaliyetlere ait veya ilgili parapsychical s.
kendisi ile çelişen self-repugnant s.
çelişen bir biçimde contrastively zf.
Idioms
birbiriyle çelişen duygular mixed emotions i.
çelişen amaç cross purpose i.
birbiriyle çelişen duygular/hisler mixed feelings i.
birbiriyle çelişen işleri aynı anda yapmaya çalışmak ride two horses at once f.
birbiriyle çelişen işleri aynı anda yapmaya çalışmak ride two horses at the same time f.
çelişen amaçlarla/hedeflerle at cross purposes expr.
çelişen amaçlarla at cross-purposes expr.
Trade/Economic
çelişen ulusal standartlar conflicting national standards i.
çelişen standartlar conflicting standards i.
Technical
bir teoriyle çelişen antitheoretical s.
Logic
kendi kendiyle çelişen bir önerme inconsistency i.
Social Sciences
birbirleri ile çelişen değerler dizisi conflicting set of values i.
Linguistics
kendiyle çelişen, birbirine zıt iki anlamı olan söz autoantonym i.
Archaic
kendisiyle çelişen contradictious s.