impossible - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

impossible

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"impossible" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 32 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
impossible s. olanaksız
impossible s. imkansız
impossible s. olmaz
General
impossible i. imkansız şey
impossible i. olanaksız şey
impossible i. imkansızlık
impossible i. olanaksızlık
impossible i. mümkün olmayan şey
impossible i. olanaksız görünen şey
impossible i. olmayacak şey
impossible s. kabil olmayan
impossible s. olmaz
impossible s. olmayacak
impossible s. olamaz
impossible s. çekilmez
impossible s. olanaksız biçimde
impossible s. katlanılmaz
impossible s. muhal
impossible s. imkansız
impossible s. mümkün olmayan
impossible s. (ifade) kendisi ile çelişen
impossible s. kabul edilemez
impossible s. söz konusu dahi olmayan
impossible s. gerçek olmayan
impossible s. yalan
impossible s. asparagas
impossible ünl. cık
impossible ünl. mümkün değil
Colloquial
impossible s. mümkünatı olmayan
Technical
impossible s. imkansız
impossible s. olanaksız
Medical
impossible s. imposibl

"impossible" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 67 sonuç

İngilizce Türkçe
General
impossible love i. imkansız aşk
a seemingly impossible task i. imkansız gibi görünen bir görev
impossible thoughts i. imkansız düşünceler
mission impossible i. tamamlanması aşırı zor görev
impossible action i. olanaksız faaliyet
impossible action i. bulunmayan alternatif
impossible action i. olanaksız eylem
regard as impossible f. imkansız gözüyle görmek
regard as impossible f. imkansız gözüyle bakmak
get into an impossible situation f. açmaza girmek
think something impossible f. imkansız gözüyle bakmak
be impossible f. elvermemek
attempt to do the impossible f. iğne ile kuyu kazmak
deem something impossible f. imkansız gözüyle bakmak
believe something impossible f. imkansız gözüyle bakmak
regard something as impossible f. imkansız gözüyle bakmak
see something as impossible f. imkansız gözüyle bakmak
consider something impossible f. imkansız gözüyle bakmak
find something impossible f. imkansız gözüyle bakmak
hope for the impossible f. olmayacak duaya amin demek
become impossible f. imkansız hale gelmek
be caught in an impossible-to-escape situation f. kıskıvrak yakalanmak
be impossible to think the opposite f. aksi düşünülemez olmak
make impossible f. olanak vermemek
make impossible f. imkansızlaştırmak
make impossible f. imkansız hale getirmek
achieve the impossible f. imkansızı başarmak
impossible to succeed s. başarması imkansız
impossible to succeed s. başarılması imkansız
physically impossible s. fiziksel olarak imkansız
impossible to put into words s. kelimelerle anlatılamaz
nigh on impossible s. hemen hemen imkansız
nigh on impossible s. mümkün değil
near-impossible s. imkansıza yakın
impossible! ünl. yok devenin başı
Phrases
it is far from impossible expr. imkansız değil
impossible is nothing expr. imkansız diye bir şey yoktur
next to impossible expr. neredeyse imkansız
no-never (impossible) expr. sümme haşa
it always seems impossible until it's done expr. yapılana kadar her şey imkansız görünür
Proverb
difficult is done at once; the impossible takes a little longer zoru hemen yaparız; imkansız, biraz zaman alır
Colloquial
borderline impossible i. neredeyse imkansız
make impossible f. imkansız kılmak
be realistic demand the impossible expr. gerçekçi ol imkansızı iste
Idioms
be near to impossible f. neredeyse imkansız olmak
be near to impossible f. imkansıza yakın olmak
near to impossible s. neredeyse imkansız
near to impossible s. imkansıza yakın
all but impossible expr. neredeyse imkansız
Speaking
you know that's impossible expr. bunun imkasız olduğunu biliyorsun
nothing is impossible expr. hiçbir şey imkansız değildir
it's impossible for them to get along with each other expr. ikisini bir kazana koysan kaynamazlar
it is impossible expr. imkansız
it's impossible expr. imkanı yok
it is impossible expr. olmaz
it's impossible expr. kabil değil
I'm afraid that's impossible expr. korkarım bu imkansız
it's impossible expr. olacak gibi değil
nothing is impossible for you expr. sizin için hiçbir şey imkansız değil
Law
impossible to determine i. tayini mümkün olmayan
impossible to determine i. tayini mümkün değil
impossible to appeal s. temyiz edilemez
Psychology
impossible figure i. imkansız figür
Math
impossible quantity i. imajiner sayı
impossible quantity i. sanal sayı
impossible [dated] s. sanal
impossible [dated] s. imajiner