| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | çok tehlikeli | dodgy s. |
| Genel | çok tehlikeli | perilous s. |
| Genel | çok tehlikeli | virulent s. |
| Idioms | ||
| Deyim | çok tehlikeli | baleful as death s. |
| Deyim | çok tehlikeli | as baleful as death expr. |
| Pathology | ||
| Patoloji | çok tehlikeli | malignant s. |
| Sport | ||
| Spor | çok tehlikeli | extreme s. |
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | çok tehlikeli bölge | no man's land i. | ||
| Genel | çok tehlikeli olma | malignity i. | ||
| Genel | çok tehlikeli şey | wilderness i. | ||
| Genel | güçlü rüzgarlar nedeniyle çok şiddetli ve tehlikeli hale gelmiş deniz | high sea i. | ||
| Genel | çok tehlikeli şey | murder i. | ||
| Genel | bile bile çok tehlikeli bir işe girişmek | knowingly undertake a risky business f. | ||
| Genel | açıklanması çok tehlikeli olan (bilgi) | uncleared s. | ||
| Genel | çok tehlikeli bir şekilde | virulently zf. | ||
| Phrases | ||||
| İfadeler | çok/aşırı riskli/tehlikeli can alıcı önemde | as much as (one's) life is worth zf. | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | çok tehlikeli iş, plan ya da işlem | high-wire act i. | ||
| Deyim | çok tehlikeli şey | widow maker i. | ||
| Deyim | çok tehlikeli ya da riskli bir şey yapmak | dance on the razor's edge f. | ||
| Law | ||||
| Hukuk | (ingiltere'de) çok tehlikeli olarak nitelendirilen mahkumların kaldığı (cezaevi sınıfı) | category a s. | ||
| Automotive | ||||
| Otomotiv | çok tehlikeli madde | extremely hazardous substance i. | ||
| Medical | ||||
| Medikal | çok tehlikeli maddeler | highly hazardous substances i. | ||
