-malı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

-malı



"-malı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
General
-malı gotta (have got to) i.
-malı have to f.
-malı should f.
-malı must f.
-malı maun [scotland] f.
-malı would [obsolete] f.
-malı mun f.
Archaic
-malı shouldest f.

"-malı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 273 sonuç

Türkçe İngilizce
General
halkın malı public domain i.
orta malı prostitute i.
ithal malı belgelendirilmesi certification of imported goods i.
menkul veya gayrimenkul bir şeyi veya bir malı başkasına ferağ edilememe koşuluyla bir kimseye veya mirasçılarına tesis yoluyla bağışlama entailed interests i.
ithal malı uygunluk belgesi conformity certificate for imported goods i.
orta malı common to all i.
mezat malı rummage goods i.
kendi malı olmayan bir mülkte kanuna aykırı olarak oturan kimse squatter i.
piyasadaki malı kapatma coemption i.
mezat malı auction goods i.
çalınmış malı alma receiving stolen goods i.
mezat malı rummage i.
yağma malı spoil i.
piyasadaki malı kapatan ve istif eden engrosser i.
yerli malı home product i.
yerli malı domestic good i.
işporta malı catchpenny i.
ithal malı import i.
ihraç malı export i.
kendi malı gibi kullanma conversion to one's own use i.
kamu malı public property i.
dayanıklı tüketim malı durable consumer product i.
dayanıklı tüketim malı durable consumer goods i.
dünya malı possessions i.
dünya malı wealth i.
yerli malı home made i.
çin malı ürünler chinese made (products) i.
kamu malı government property i.
ikinci el malı second hand article i.
kamu malı public domain i.
koleksiyon malı collectible i.
orta malı olarak görülen kadın quiff i.
dünya malı worldly good i.
dünya malı worldly possession i.
tüccarları bir malı sattıkları fiyattan daha yüksek fiyata almaya zorlayan ani piyasa değişimi hug i.
devlet malı government property i.
tüketim malı fodder i.
alınan malı tekrar satma sellback i.
in malı domain i.
izin almadan kullanmak (başkasının malı olan bir şeyi) make free with f.
kanuna aykırı olarak oturmak (kendi malı olmayan bir mülkte) squat f.
malı olmak (bir şey birinin) belong to f.
malı olmak own f.
mezatta çekici vurup malı son fiyatı verenin üzerine bırakmak knock down f.
henüz elde olmayan malı ileride teslim etmek üzere satmak sell short f.
-ecek, -acak, -meli, -malı shouldst (shall) f.
-meli/-malı (yapmalı/bilmeli vb) ought to f.
malı gümrükten çekmek clear the goods f.
malı limandan çekmek clear the goods from the port f.
-meli/-malı be supposed to f.
-meli/-malı might f.
ipotekli malı haczetmek foreclose a mortgage f.
meli malı have to/must f.
(sahte malı, parayı) bulup teşhir etmek nail an assertion f.
-meli/-malı micht [scotland] f.
(malı) göndermek invoice f.
meli/malı will f.
halkın malı olan communal s.
umumun malı olan communal s.
… malı (türk malı vb) made in s.
yabancı malı exotic s.
çin malı made in china s.
malı olan possessional s.
-in malı estate of ed.
'-malı of ed.
Phrasals
(malı) alıp elden çıkarmak turn over f.
sahte malı itelemek fob off f.
(malı) kakalamak put off f.
(birinin) malı olmak belong to (someone) f.
piyasadaki tüm malı satın almak buy something up f.
Proverb
dünya malı dünyada kalır you can't take it with you when you die
zenginin malı züğürdün çenesini yorar the rich man's wealth tires the poor man's jaw
Colloquial
yağma malı booty i.
bir malı ya da hizmeti ederinin çok altında satın almak isteyen kişi low baller i.
kendi malı gibi kullanmak make free with f.
malı götürmek make a score f.
'-malı oughta f.
'-malı oughtta f.
birinin malı in someone's name expr.
Idioms
bir malı/hizmeti satmak amacıyla ticari bir metin hazırlamak put together a pitch f.
malı götürmek end up with all the marbles f.
kendi malı gibi kullanmak make free with f.
malı götürmek get all the marbles f.
malı götürmek win all the marbles f.
çin malı almak feed the dragon f.
çin malı almak/satmak feed the dragon f.
malı götürmek scoop the kitty [uk/australia] f.
dünya malı dünyada kalır can't take it with you expr.
Speaking
dünya malı dünyanın you can't take it with you expr.
Trade/Economic
(satın alınmış malı) tekrar satan kimse regrater i.
(satın alınmış malı) tekrar satma regratery i.
ara malı intermediate goods i.
amerikan malı kullan yasası buy american act i.
alıcının malı piyasada vermeye razı olacağı bir fiyatın altındaki fiyatlardan satın alması durumu buyer's surplus i.
aynı malı üreten birden fazla firmanın oluşturdukları birlik horizontal merger i.
belli bir süre içinde malı belli fiyattan satın alıp almama hakkı option to purchase i.
belli bir malı sağlayabileceğine inanılan firmaların listesi business monopoly i.
bir malı veya yeni çıkartılan bir menkulün dağıtılmasında kullanılan sistem distribution network i.
bir kimsenin bir malı tekrar geri almak üzere başkasına bırakması bailment i.
bir malı sadece temlik amacıyla muhafaza eden yediemin bare trustee i.
bir hakkın ihlali patenti başkasına ait olan bir malı izinsiz olarak üretme satma veya kullanma infringement i.
bir malı tüketenler veya onu ara malı olarak talep edenler users i.
çalıntı malı alan kimse receiver of stolen goods i.
depo malı stock i.
dışarıya ihraç olunan bir malı üreten ülke country of origin i.
devlet malı ya da devletçe kontrol edilen ticaret şirketleri state trading companies i.
devletin ortak olduğu yarı resmi devlet malı semi-state i.
döner sermaye malı circulating capital goods i.
dolaşan sermaye malı circulating capital goods i.
farklı türdeki pek çok malı satan büyük mağaza department store i.
geminin malı teslim veya boşaltma limanı port of delivery i.
gümrükten malı çekme clearance i.
geminin malı tesiim edeceği liman port of destination i.
her tür malı kapsayan sigorta blanket insurance i.
her malı satan tüccar universal provider i.
ithal malı import article i.
işporta malı catchpenny i.
ihraç malı exportation i.
ikinci el malı second hand article i.
ihraç malı sağlayan export supplier i.
ithal malı getiren gemi import ship i.
ikame malı substitute good i.
ihraç malı exports i.
iç ve dış alıcılara malı tanıtmaya yönelik sergileme yöntemi trade show i.
ihraç malı export i.
kamu malı public good i.
kamu malı public domain i.
kamyon içinde taşıdığı malı doğrudan perakendeciye pazarlayan satıcı truck wholesaler i.
kamu malı public property i.
kiracının malı başkasına kiraya vermesi sublease i.
malı görmeden teklifte bulunma blind bidding i.
malı gönderen consignor i.
malı sevkeden export shipper i.
malı kalitesine göre etiketleme grade labeling i.
malı sevk etmeden önce ihracatçı tarafından düzenlenen poliçe advance bill i.
malı satın alan buyer i.
malı alıcıya göndermeden önce çekilen poliçe advance bill i.
malı yükleyen shipper i.
malı dökme halinde sevketme bulk shipment i.
malı gönderen kimse consignor i.
malı satın almaya özendirmek için aşama aşama tam ve ayrıntılı bilgi sunma temeline dayalı bir satış biçimi formula selling presentation i.
malı/hizmeti devralan kişi ya da kurum grantee i.
malı alacak olan consignee i.
malı sevkeden consignor i.
piyasanın başlıca ticaret malı staple i.
sarf edilebilir ordu malı expendable property i.
satılan malı belirten poliçe commodity draft i.
sabit sermaye malı fixed capital goods i.
sermaye malı üreten sermaye instrumental capital i.
sermaye malı capital good i.
sermaye malı satın almak veya sermaye malının değerini artırmaya yönelik harcamalar capital expenditures i.
stoktan malı çıkarma dishoarding i.
tüketim malı consumer good i.
tüketim malı consumer product i.
türk malı made in turkey i.
yerli malı kullan sloganı buy national bias i.
yerli malı haftası domestic goods week i.
zaruri tüketim malı impulse good i.
yerli malı haftası local products week i.
yerli malı belgesi domestic goods certificate i.
yerli malı haftası week of domestic goods i.
giffen malı giffen good i.
malı diğer alıcılar teklif yapmadan önce satın alma fırsatı first refusal i.
(satın alınmış malı) tekrar satmak regrate f.
bir ürünü/eşyayı/malı piyasaya sürmek introduce a product into the market f.
bir malı başka bir mal elde etmek için talep etmek derived demand f.
bir ürünü/eşyayı/malı piyasaya sürmek launch a product f.
malı gümrük antreposuna koymak bond f.
malı geri çağırmak product recall f.
kar etmek amacıyla elde bulunmayan malı ilerde teslim etmek üzere satmak sell short f.
malı toplatmak product recall f.
malı gümrükten çekmek clear goods from customs f.
satışa sunmadan önce bir malı her yönden denemek pre-test f.
sermaye malı için yapılan harcamalara gider hesabı yerine sabit değerler hesabında yer vermek capitalise f.
satışa sunmadan önce bir malı her yönden denemek pretest f.
sermaye malı için yapılan harcamalara gider hesabı yerine sabit değerler hesabında yer vermek capitalize f.
(malı) adil ticaret anlaşması çerçevesinde pazarlamak fair trade f.
(dayanıklı tüketim malı fiyatına) usulsüz zam yapmak pack f.
bir malı başka mal veya hizmetlerin üzerine para vererek tedarik etmek part-exchange f.
devlet malı ret state-owned s.
devlet malı state-owned s.
kiraladığı malı başkasına kiraya veren subtenant s.
nakitle öde ve malı götür cash and carry wholesaler expr.
malı ver parayı al pitch and pay expr.
Law
malı vs. devralan kimse cessionary i.
amme malı public domain i.
çalınmış malı alma receiving stolen goods i.
devlet malı state property i.
devlet malı crown property i.
kamu malı public property i.
kamu malı crown property i.
kamu malı public domain i.
kamu malı public domain i.
kıymeti düşük bir malı yüksek kıymette sigorta ettirme gambling policy i.
malı haczedilen kişi distrainee i.
malı mülkü elinden alınan kişi disseisee i.
rehin amacıyla başkasına ait malı hapseden kimse distrainor i.
rehin amacıyla başkasına ait malı hapseden kimse seizor i.
rehin amacıyla başkasına ait malı hapseden kimse distrainer i.
rehin amacıyla başkasına ait malı hapseden kimse confiscator i.
rehin amacıyla başkasına ait malı hapseden kimse forecloser i.
kiracının malı başkasına kiraya vermesi undertenancy i.
malı teminat olarak verme deposit i.
ipotekli malı haczetmek foreclose a mortgager f.
malı taşıyana teslim etmek consign f.
parayı ödemediği için ipotekli malı sahibinin elinden almak foreclose f.
Politics
devlet malı state property i.
devlet malı public property i.
devlet malı government property i.
kamu malı public good i.
kamu malı public property i.
tüketim malı consumption product i.
bir topluluğun özgür üyelerinin ortak malı olan toprak parçası mark i.
kamu malı ve müstakil malın birbirine dayalı bütünlüğünü etkilemek scramble f.
Insurance
malı kurtaran kişi salvor i.
varış limanının buzlanma nedeniyle malın boşaltılmasına elverişli olmaması dolayısıyla geminin en yakın bir diğer limanda malı boşaltabilmesi için yön değiştirmesine izin veren hüküm ice deviation clause i.
poliçe sahibinin poliçe kapsamında ödeme alabilmek için sigortalı malı yok etme riski moral hazard i.
Technical
hadde malı kurşun levha rolled lead i.
tüketim malı consumable i.
(kuru süreç sırlamasında) sıcak malı kuru emaye tozuyla kaplamak dredge f.
Construction
kamu orta malı public property i.
kamu taşınmaz malı entailed land i.
kamu orta malı common property i.
Transportation
malı teslim alan ship-to party i.
Marine
devlet malı gemi public ship vessel i.
malı durdurma hakkı stoppage in transit i.
malı durdurma hakkı stoppage in transitu i.
varış limanında malı gemiden almak için ödenen ücret collecting free i.
Tobacco
malı alacak olan consingee i.
malı gönderen consigner i.
Education
yerli malı haftası domestic products week i.
yerli malı haftası domestic goods week i.
History
aynı malı yeniden gasp eden kimse post-disseizor i.
Religious
dünya malı ve cinsel ilişkiden vazgeçen bir tarikata mensup kadın monial i.
Military
anayurt dışı menkul ordu malı fazlası foreign excess personnel property i.
garnizon ordu malı post property i.
geçici ordu malı nonmilitary property i.
gayrimenkul ordu malı real property i.
hizmete elverişsiz ordu malı unserviceable property i.
hurda ordu malı scrap and waste i.
hizmete elverişli ordu malı serviceable property i.
malı teslim alacak makam consignee i.
ordu malı military property i.
onarılmayan ordu malı nonrepairable property i.
ordu malı property i.
ordu donatım malı ordnance property i.
sabit ordu malı permanent property i.
standart olmayan ordu malı nonstandard military property i.
tüketilebilir ordu malı expendable property i.
abd'de donanma gözetimindeki devlet malı gemi united states naval ship i.
abd'de donanma gözetimindeki devlet malı gemi usns (united states naval ship) i.
ihtiyaç fazlası ordu malı excess property i.
Ottoman Turkish
miri malı public domain i.
mîrî malı public domain i.
Latin
cihaz malı dos i.
kamu malı res publicae i.
Archaic
yağma malı pillage i.
Slang
orta malı alley cat i.
orta malı garden tool i.
ortalık malı garden tool i.
yağma malı boodle i.
ortalık malı (kadın) the town bicycle i.
ortalık malı (kadın) the village bicycle i.
babasının malı olmak hog cadillac f.
malı götürmek make out like a bandit f.
malı götürmek furnish money f.
malı götürmek grand slam f.
malı götürmek make a scoop f.
malı götürmek make a big haul f.
malı götürmek shoot the moon f.
malı götürmek get the bag f.
malı çok olan stinking s.
amına koyduğumun malı fucking idiot exclam.