march - Türkçe İngilizce Sözlük

march

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"march" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 55 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
march i. mart ayı
Our proposal for a regulation on poverty diseases was adopted last March.
Yoksulluk hastalıklarına ilişkin yönetmelik teklifimiz geçtiğimiz mart ayında kabul edildi.

More Sentences
march i. marş
I'd always wanted to write a hard, aggressive march.
Her zaman sert, saldırganca bir marş yazmak istemişimdir.

More Sentences
march i. mart
I declare resumed the session of the European Parliament adjourned on Thursday, 20 March 2003.
Avrupa Parlamentosu'nun 20 Mart 2003 Perşembe günü sona eren oturumuna yeniden başladığımızı ilan ediyorum.

More Sentences
General
march i. yürüyüş
But a total of 3 000 businesses have now been given their marching orders.
Ancak şu anda toplam 3.000 işletmeye yürüyüş emri verilmiştir.

More Sentences
march i. mart ayı
Our proposal for a regulation on poverty diseases was adopted last March.
Yoksulluk hastalıklarına ilişkin bir yönetmelik teklifimiz geçtiğimiz Mart ayında kabul edilmiştir.

More Sentences
march f. ilerlemek
German soldiers marched through France.
Alman askerleri Fransa'ya doğru ilerledi.

More Sentences
march f. yürümek
He marches to the beat of a different drummer.
O farklı bir davulcunun ritmine göre yürüyor.

More Sentences
march f. yürütmek
Napoleon marched his armies into Russia.
Napolyon ordularını Rusya'ya yürüttü.

More Sentences
Military
march i. yürüyüş
Three reports were presented at the press conference of Global March Against Child Labour in New Delhi last month.
Geçen ay Yeni Delhi'de düzenlenen Çocuk İşçiliğine Karşı Küresel Yürüyüş basın toplantısında üç rapor sunuldu.

More Sentences
Music
march i. marş
I'd always wanted to write a hard, aggressive march.
Her zaman sert ve agresif bir marş yazmak istemiştim.

More Sentences
Common Usage
march i. yürüyüş (topluca)
march f. yürüyüş yapmak (topluca)
General
march i. ilerleme
march i. gidiş
march i. uygun adımla yürüyüş
march i. sınır
march i. hudut
march i. yılın üçüncü ayı
march i. askeri yürüyüş
march i. yürünen mesafe
march i. bir yürüyüşte kat edilen yol
march i. gelişme
march i. ilerleme
march i. yürüyüş marşı
march i. sınır boyunca uzanan toprak parçası
march i. hudut çizgisi
march i. uzun yürüyüş
march i. yorucu yürüyüş
march i. bir görevlini yetkili olduğu uzmanlık alanı
march i. hareket yönü
march i. rota
march i. izlenen yol
march i. gidişat
march f. yürüyüş yaptırmak
march f. göndermek
march f. resmi geçit yaptırmak
march f. resmi geçit yapmak
march f. istikrarlı ve ritmik ilerlemesini sağlamak
march f. bitişik konumda olmak
march f. ortak sınıra sahip olmak
march f. paralel veya bitişik olarak uzanmak
march f. engin bir şekilde uzanmak
march f. uygun adım yürümek
march f. hışımla çıkmak
march f. ite kaka götürmek
Education
march i. mimarlık mastırı
march i. mimarlıkta yüksek lisans derecesi
History
march i. markinin yönettiği sınır bölgesi
Geography
march i. ingiltere'de yerleşim yeri
march i. morava nehri
march i. doğu çekya'da doğup slovak kenti bratislava'nın yakınında tuna nehri'ne dökülen bir nehir
Meteorology
march i. gidiş
Military
march i. askerlerin, bandoların ve törene katılanların ritmik, düzenli ve resmi yürüyüşü
Sport
march f. ileriye adım atmak
Card
march i. euchre adı verilen kağıt oyununda puan kazandırması muhtemel beş kartın tümünü aynı takımın alması

"march" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 352 sonuç

İngilizce Türkçe
General
march past i. geçit töreni
The troops marched past.
Birlikler, geçit töreni yaptı.

More Sentences
funeral march i. cenaze marşı
He composed a funeral march for his own funeral.
Kendi cenazesi için bir cenaze marşı bestelemişti.

More Sentences
protest march i. protesto yürüyüşü
They held a protest march for freedom.
Özgürlük için bir protesto yürüyüşü düzenlediler.

More Sentences
march on f. ilerlemek
The captain commanded the men to march on.
Yüzbaşı adamlarına ilerlemelerini emretti.

More Sentences
in march zf. mart ayında
The audit reports eventually became available to him in March and intensive negotiations then started.
Denetim raporları nihayet Mart ayında kendisine ulaştı ve ardından yoğun müzakereler başladı.

More Sentences
in march zf. martta
The final text of the Convention is expected to be ready in March 2003.
Sözleşmenin nihai metninin Mart 2003'te hazır olması beklenmektedir.

More Sentences
mid-march zf. mart ayının ortasında
The first so-called 'traitors' were picked up in mid-March.
İlk sözde "hainler" Mart ayı ortasında yakalandı.

More Sentences
Colloquial
march past i. resmi geçit
The troops marched past.
Askeri kuvvetler, resmi geçit yaptı.

More Sentences
Politics
funeral march i. cenaze marşı
I love the rhythm of funeral marches.
Cenaze marşlarının ritmine bayılırım.

More Sentences
Music
wedding march i. düğün marşı
The Wedding March always reminds me of the music played when soldiers go into battle.
Düğün Marşı bana her zaman askerler savaşa giderken çalınan müziği hatırlatır.

More Sentences
General
independence march i. istiklal marşı
the march of events i. olayların seyri
mid march i. mart'ın ortası
forward march! i. marş
dead march i. cenaze marşı
line of march i. yürüyüş hattı
protest march i. gösteri yürüyüşü
early-march i. mart başı
ides of march i. (roma takviminde) 15 mart
pride march i. onur yürüyüşü
death march i. ölüm marşı
demonstration march i. gösteri yürüyüşü
recessional march i. tören alayında çalınan marş
march 8 international women's day i. 8 mart dünya emekçi kadınlar günü
march [obsolete] i. yabani kereviz
march-past i. özellikle askeri birliklerin yer aldığı tören alayı veya geçit töreni
march-ward i. sınır bölgelerini koruyan kimse
mid-march i. mart ortası
mid-march i. mart ayının ortası
grand march i. baloda tüm çiftlerin katıldığı törensel yürüyüş
march with the times f. zamana ayak uydurmak
march on the american embassy f. abd büyükelçiliğine yürümek
march forward in time f. zamanla gelişmek
march forward f. ilerlemek
march towards record f. rekora yürümek
march towards record f. rekora gitmek
march towards record f. rekora koşmak
steal a march f. gizli bir şekilde ilerlemek
steal a march f. gizli bir şekilde üstünlük sağlamak
march [obsolete] f. statüye sahip olmak
march [obsolete] f. derecesi olmak
march [obsolete] f. rütbesi olmak
mad as a march hare s. zırdeli
march-mad s. aşırı tedbirsiz
march-mad s. aşırı atılgan
march-mad s. delidolu
mid-march s. mart ayının ortasında olan
mid-march s. mart ayının ortasında gerçekleşen
on the march zf. yürüyüş halinde
mid-march zf. mart ortasında
Phrasals
march with f. (mülk) yaklaşık olarak eşdeğer sınırlara sahip olmak
march past someone f. (geçit töreninde) birinin önünden geçmek
march against f. -e karşı yürümek (protesto amacıyla)
march alongside f. yan yana yürümek
march out f. dar bir geçitten çıkıp açıklık bir alana ilerlemek
march against (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı yürümek (protesto amacıyla)
march against (someone or something) f. (birini/bir şeyi) protesto etmek
march against (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı yürüyüş/gösteri yapmak
Phrases
beware the ides of march expr. mart ayının on beşinden sakın
beware the ides of march expr. kötü şeylerin habercisi
beware the ides of march expr. ileride kötü şeylerin olacağını belirtmekte kullanılan deyim
beware the ides of march expr. martın on beşine dikkat et
in the month of march expr. martta
in the month of march expr. mart ayında
Proverb
March comes in like lion and goes out like a lamb mart aslan gibi gelir kuzu gibi gider
march comes in like a lion and goes out like a lamb mart soğuk başlar ama sıcak biter
march comes in like a lion and goes out like a lamb mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır
Colloquial
on the march expr. hareket halinde
on the march expr. yürüyüş halinde
Idioms
the march of time i. zamanın ilerleyişi
the march of time i. zamanın dur durak bilmeden ilerleyişi
the march of time i. zamanın akışı
the march of time i. zamanın su gibi akıp gidişi
the march of time i. zamanın durmadan ilerleyişi/akışı
the march of time i. zamanın durmaksızın akışı/ilerleyişi
march to a different beat f. aykırı olmak
march to a different beat f. marjinal/farklı olmak
march to a different beat f. sıra dışı bir/hayat/yaşam tarzı seçmek
march to a different beat f. farklı/ayrı telden çalmak
march to a different beat f. farklı/ayrı bir yol tutturmak/izlemek
march to a different drummer f. aykırı olmak
march to a different drummer f. marjinal/farklı olmak
march to a different drummer f. sıra dışı bir/hayat/yaşam tarzı seçmek
march to a different drummer f. farklı/ayrı telden çalmak
march to a different drummer f. farklı/ayrı bir yol tutturmak/izlemek
march in step with someone f. adım uydurmak
march to a different tune f. ayrı telden çalmak
march to (the beat of) a different drummer f. ayrı telden çalmak
march to a different drummer f. ayrı telden çalmak
steal a march on f. baskın çıkmak
steal a march on somebody f. birinden önce davranıp avantaj kazanmak
steal a march on f. erken davranıp bir adım öne geçmek
steal a march on f. erken davranarak avantaj sağlamak
march to a different drummer (us) f. farklı telden çalmak
march to a different tune (brit) f. farklı telden çalmak
steal a march on f. erken davranarak ileri geçmek
be on the march f. revaçta/popüler/yükselişte olmak
march to the beat of one's own drum f. standartlara uymayan bir şekilde hareket etmek
march to own drum f. standartlara uymayan bir şekilde hareket etmek
march in a single file f. tek sıra halinde yürümek
march in a single line f. tek sıra halinde yürümek
march in single line f. tek sıra halinde yürümek
steal a march over (someone or something) f. (birine/bir şeye) baskın çıkmak
steal a march over (someone or something) f. erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal a march over (someone or something) f. erken davranarak (birinden/bir şeyden) bir adım öne geçmek
steal a march over (someone or something) f. bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek
steal a march over (someone or something) f. bir hamleyle (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
steal a march over (someone or something) f. bir hamleyle (birinden/bir şeyden) avantajlı konuma geçmek
steal a march over (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek
steal a march upon (someone or something) f. (birine/bir şeye) baskın çıkmak
steal a march upon (someone or something) f. erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal a march upon (someone or something) f. erken davranarak (birinden/bir şeyden) bir adım öne geçmek
steal a march upon (someone or something) f. bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek
steal a march upon (someone or something) f. bir hamleyle (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
steal a march upon (someone or something) f. bir hamleyle (birinden/bir şeyden) avantajlı konuma geçmek
steal a march upon (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek
steal the march over (someone or something) f. (birine/bir şeye) baskın çıkmak
steal the march over (someone or something) f. erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal the march over (someone or something) f. erken davranarak (birinden/bir şeyden) bir adım öne geçmek
steal the march over (someone or something) f. bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek
steal the march over (someone or something) f. bir hamleyle (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
steal the march over (someone or something) f. bir hamleyle (birinden/bir şeyden) avantajlı konuma geçmek
steal the march over (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek
steal the march upon (someone or something) f. (birine/bir şeye) baskın çıkmak
steal the march upon (someone or something) f. erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal the march upon (someone or something) f. erken davranarak (birinden/bir şeyden) bir adım öne geçmek
steal the march upon (someone or something) f. bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek
steal the march upon (someone or something) f. bir hamleyle (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
steal the march upon (someone or something) f. bir hamleyle (birinden/bir şeyden) avantajlı konuma geçmek
steal the march upon (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek
march in time (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) ritminde yürümek
march in time (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) senkronize yürümek
march in time (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) aynı ritimde yürümek
march in time (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) aynı zamanlamada yürümek
march in time (with someone or something) f. (birine/bir şeye) ayak uydurmak
march in time (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) uygun adım yürümek
march in time (with someone or something) f. adımlarını (birine/bir şeye) uydurarak yürümek
march out of step (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) ritmini yakalayamamak
march out of step (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) ritmini tutturamamak
march out of step (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) adımlarını kaçırmak
march out of step (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) zamanlamasını kaçırmak
march out of step (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) zamanlamasını tutturamamak
march out of step (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) senkronize olamamak
march out of step (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) senkronu kaçırmak
march out of step (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) ritminin dışına çıkmak
march out of step (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) ritmini kaçırmak
march out of step (with someone or something) f. (birine/bir şeye) ayak uyduramamak
march out of step (with someone or something) f. (birine/bir şeye) uymamak
march out of step (with someone or something) f. (birine/bir şeye) uymayı reddetmek
march out of step (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) uyumsuz olmak
march out of step (with someone or something) f. (birine/bir şeye) göre hareket etmemek
march out of step (with someone or something) f. (birine/bir şeye) göre hareket etmeyi reddetmek
march out of step (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) uyumlu olmamak
march out of step (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) uyumlu olmayı reddetmek
march out of step (with someone or something) f. (birine/bir şeye) aykırı hareket etmek
march out of step (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) dışında hareket etmek
march out of step (with someone or something) f. (birinden/bir şeyden) farklı davranmak
march out of step (with someone or something) f. (birine/bir şeye) ayak uydurmayı reddetmek
march out of time (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) ritmini yakalayamamak
march out of time (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) ritmini tutturamamak
march out of time (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) adımlarını kaçırmak
march out of time (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) zamanlamasını kaçırmak
march out of time (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) zamanlamasını tutturamamak
march out of time (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) senkronize olamamak
march out of time (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) senkronu kaçırmak
march out of time (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) ritminin dışına çıkmak
march out of time (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) ritmini kaçırmak
march out of time (with someone or something) f. (birine/bir şeye) ayak uyduramamak
march out of time (with someone or something) f. (birine/bir şeye) uymamak
march out of time (with someone or something) f. (birine/bir şeye) uymayı reddetmek
march out of time (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) uyumsuz olmak
march out of time (with someone or something) f. (birine/bir şeye) göre hareket etmemek
march out of time (with someone or something) f. (birine/bir şeye) göre hareket etmeyi reddetmek
march out of time (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) uyumlu olmamak
march out of time (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) uyumlu olmayı reddetmek
march out of time (with someone or something) f. (birine/bir şeye) aykırı hareket etmek
march out of time (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) dışında hareket etmek
march out of time (with someone or something) f. (birinden/bir şeyden) farklı davranmak
march out of time (with someone or something) f. (birine/bir şeye) ayak uydurmayı reddetmek
march out of time f. ritmini yakalayamamak
march out of time f. ritmini tutturamamak
march out of time f. adımlarını kaçırmak
march out of time f. zamanlamasını kaçırmak
march out of time f. zamanlamasını tutturamamak
march out of time f. senkronize olamamak
march out of time f. senkronu kaçırmak
march out of time f. ritminin dışına çıkmak
march out of time f. ritmini kaçırmak
march out of time f. ayak uyduramamak
march past f. geçip gitmek
march past f. birini geride bırakıp ilerlemek
march to (one's) own beat f. toplumsal normlara uymamak
march to (one's) own beat f. toplumsal normların dışında hareket etmek
march to (one's) own beat f. standartlara uymamak
march to (one's) own beat f. standartların dışında hareket etmek
march to (one's) own beat f. bildiğini okumak
march to (one's) own beat f. kendi bildiği gibi yapmak/davranmak/yaşamak
march to (one's) own beat f. kendi kafasına göre yaşamak
march to (one's) own beat f. topluma ayak uydurmamak
march to (one's) own beat f. aykırı olmak/davranmak
march to (one's) own beat f. marjinal/farklı davranmak
march to (the beat of) a different drum f. aykırı olmak/davranmak
march to (the beat of) a different drum f. marjinal olmak/davranmak
march to (the beat of) a different drum f. farklı olmak/hareket etmek
march to (the beat of) a different drum f. sıra dışı bir hayat/yaşam tarzı seçmek
march to (the beat of) a different drum f. farklı/ayrı telden çalmak
march to (the beat of) a different drum f. farklı/ayrı bir yol tutturmak/izlemek
march to (the beat of) a different drum f. toplumsal normlara uymamak
march to (the beat of) a different drum f. toplumsal normların dışında hareket etmek
march to (the beat of) a different drum f. standartlara uymamak
march to (the beat of) a different drum f. standartların dışında hareket etmek
march to (the beat of) a different drum f. topluma ayak uydurmamak
be on the march f. (ordu, topluluk) yürüyüş halinde olmak
be on the march f. (ordu, topluluk) hareket halinde olmak
be on the march f. hızla ilerlemek
be on the march f. yolda olmak
be on the march f. hız/ivme kazanmak
be as mad as a march hare f. çıldırmak
be as mad as a march hare f. delirmek
be as mad as a march hare f. küplere binmek
march to (the beat of) a different tune (or drum or drummer) f. ayrı telden çalmak
march in step f. ayak uydurmak
march in step f. uygun adım yürümek
march in step f. adım uydurmak
march in step f. aynı ritimde yürümek
march in step f. senkronize yürümek
march in step f. uyum sağlamak
march in step f. uygun hareket etmek
march in step (with someone or something) f. (birine/bir şeye) adım uydurmak
march in step (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) uygun adım yürümek
march in step (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) aynı ritimde yürümek
march in step (with someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) senkronize yürümek
march in step (with someone or something) f. (birine/bir şeye) ayak uydurmak
march in step (with someone or something) f. (birine/bir şeye) uyum sağlamak
march in step (with someone or something) f. (birine/bir şeye) uygun hareket etmek
steal a march on (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) baskın çıkmak
steal a march on (someone or something) f. erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal a march on (someone or something) f. erken davranıp (birinden/bir şeyden) bir adım öne geçmek
steal a march on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
steal a march on (someone or something) f. bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek
steal the march on (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) baskın çıkmak
steal the march on (someone or something) f. erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal the march on (someone or something) f. erken davranıp (birinden/bir şeyden) bir adım öne geçmek
steal the march on (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) önüne geçmek
steal the march on (someone or something) f. bir hamleyle (birinin/bir şeyin) bir adım önüne geçmek
as mad as a march hare expr. çılgın
as mad as a march hare expr. küplere binmiş
mad as a march hare expr. küplere binmiş
as mad as a march hare expr. kaçık
mad as a march hare expr. zırdeli
as mad as a march hare expr. zırdeli
on the march expr. ilerlemekte
on the march expr. hızlanmakta
on the march expr. hız kazanmakta
on the march expr. ivme kazanmakta
on the march expr. mesafe kat etmekte
on the march expr. iyiye doğru gitmekte
on the march expr. aşama kaydetmekte
on the march expr. ilerleme kaydetmekte/göstermekte
on the march expr. gelişme kaydetmekte/göstermekte
on the march expr. yolda
Speaking
what is the weather like in erzurum in march? expr. mart ayında erzurum'da hava nasıl olur?
Law
hunger march i. açlık yürüyüşü
Politics
dead march i. cenaze marşı
18 march canakkale victory and martyrs' day i. 18 mart çanakkale zaferi ve şehitleri anma günü
march 31 movement i. 31 mart hareketi
march 1st memorandum i. 1 mart tezkeresi
peace march i. barış protestosu
peace march i. barış yürüyüşü
march in protest f. protesto yürüyüşü yapmak
Medical
allergic march i. alerjik yürüyüş
Astronomy
march equinox i. mart ekinoksu
march equinox i. 19-21 mart tarihlerinde gerçekleşen, güneş'in kuzeye doğru yol alırken gök ekvatorunu geçmesi anı
Zoology
march fly i. marş sineği
march hare i. çiftleşme mevsiminde agresif davranışlar gösteren yabantavşanı
Botanic
march lily i. güzelavrat otu
march lily i. güney afrika'da genellikle kokulu beyaz-pembe çiçekleri için yetiştirilen bir nergis zambağı
Education
march break i. bahar tatili
march break i. okulların mart ayında yaptığı bir haftalık tatil
History
the 31 march incident i. 31 mart vakası
the 31 march incident i. 31 mart olayı
long march i. uzun yürüyüş
long march i. çinli komünistlerin gerçekleştirdiği yürüyüş
the long march i. uzun yürüyüş
the long march i. çinli komünistlerin gerçekleştirdiği yürüyüş
Religious
March 25 i. hristiyanlıkta cebrail'in meryem'e gelerek isa'nın dirileceğini haber vermesini kutlayan bir bayram
march 17 i. aziz patrick günü
march 17 i. aziz patrick'i anma günü
march 19 i. aziz yusuf günü
Military
ease march i. adi adım
slow march i. ağır adımlarla yürüyüş
march in a military fashion i. askeri düzende yürü
military march i. askeri yürüyüş
forced march i. cebri yürüyüş
close march i. dirsek teması al! komutu
close march i. dirsek teması marş! komutu
route march i. eğitim yürüyüşü
practice march i. eğitim yürüyüşü
general's march i. general saygı marşı
orienteering march i. hedef tayin yürüyüşü
administrative march i. idari yürüyüş
ski march i. kayaklı taktik yürüyüş
tactical march i. manevra yürüyüşü
motorized march i. motorlu yürüyüş
motor march i. motorlu yürüyüş
covered approach march i. örtülü yaklaşma yürüyüşü
compass march i. pusulalı yürüyüş
tactical march i. taktik yürüyüş
march in review i. tören yürüyüşü
approach march i. yaklaşma yürüyüşü
lateral march i. yan yürüyüş
approach march formation i. yaklaşma yürüyüş düzeni
flanking march i. yan yürüyüşü
security on the march i. yürüyüş emniyeti
march maintenance i. yürüyüşte bakım
march discipline i. yürüyüş disiplini
march table i. yürüyüş cetveli
march control point i. yürüyüş kontrol noktası
march unit i. yürüyüş birliği
march formations i. yürüyüş düzenleri
security on the march i. yürüyüşte emniyet
march serial i. yürüyüş grubu
rate of march i. yürüyüş hızı
march formations i. yürüyüş kolları
march reconnaissance i. yürüyüş keşfi
march graph i. yürüyüş grafiği
march outpost i. yürüyüş ileri karakolu
march column i. yürüyüş kolu
gait of march i. yürüyüş hızı
march schedule i. yürüyüş zaman çizelgesi
march collecting post i. yürüyüşte hasta ve yaralı toplanma yeri
quick march i. ileri marş emri
military march i. askeri marş
military march i. geçit töreninde tempolu yürüyüş müziği
flank march i. düşman birliklerini döndürmek veya düşmana yandan saldırmak için düşman konumuna paralel veya dik şekilde yapılan ilerleme
at ease march expr. adi adım! komutu
forward march! expr. ileri marş! komutu
quick march! expr. marş marş!
left oblique march! expr. yarım sola dön marş!
right oblique march expr. yarım sağa dön marş!
forward march! expr. uygun adım marş!
Hunting
march brown i. sarı çizgili kahverengi bir mayıs sineğinin imitasyonu olan olta sineği
Sport
march past i. geçit töreni
Card
make a march f. bir elde bütün hileleri yemek
Music
funereal march i. cenaze marşı
triumphal march i. zafer marşı
rogue's march i. eskiden bir askerin ordudan çıkarılmasına eşlik etmek için çalınan ingiliz kökenli bir melodi
Abbreviation
march. i. markiz
march. i. markinin karısı
Entomology
march brown (ecdyurus venosus) i. sarı çizgili ve çoğunlukla kahverengi olan bir mayıs sineği
Star Wars
shallow march supply depot i. sığ marş tedarik deposu
tusken march i. tusken hudutu