a world of - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

a world of

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"a world of" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 11 sonuç

İngilizce Türkçe
General
a world of s. dünya kadar
a world of s. bir hayli
a world of s. pek çok
a world of s. çok
Idioms
a world of expr. çok fazla
a world of expr. dünya kadar
a world of expr. bir hayli
a world of expr. pek çok
a world of expr. epeyce
a world of expr. epey
a world of expr. dağlar kadar

"a world of" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 82 sonuç

İngilizce Türkçe
General
a man of the world i. görmüş geçirmiş adam
a man of the world i. görmüş geçirmiş kimse
a woman of the world i. görmüş geçirmiş kimse
a woman of the world i. görmüş geçirmiş kadın
live in a world of one's own f. kendi dünyasında yaşamak
be in a world of one's own f. kendi dünyasında yaşamak
make a friend from the other side of the world f. dünyanın diğer ucundan bir arkadaş edinmek
Colloquial
a man of the world i. dünya insanı
a man of the world i. görmüş geçirmiş insan
a man of the world i. halden anlayan kimse
a world of bad luck i. kötü talihin hüküm sürdüğü bir dünya
a world of bad luck i. şanssızlıklar dünyası
Idioms
a man/woman of the world i. görmüş geçirmiş kimse
a man/woman of the world i. görmüş geçirmiş adam/kadın
a man/woman of the world i. dünya adamı/kadını
a man/woman of the world i. tecrübe sahibi kimse
a man/woman of the world i. tecrübe sahibi adam/kadın
a world of difference i. büyük bir fark
a world of difference i. dağlar kadar fark
a world of difference i. epeyce bir fark
a world of difference i. bir hayli fark
a world of difference i. dünya kadar fark
a world of difference i. aşırı fark
a world of difference i. büyük bir gelişme/düzelme
a world of difference i. ciddi bir gelişme/düzelme
a world of difference i. dünyası değişme
the world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) büyük bir fark
the world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) dağlar kadar fark
the world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) epeyce bir fark
the world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) bir hayli fark
the world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) dünya kadar fark
the world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) aşırı fark
a world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) büyük bir fark
a world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) dağlar kadar fark
a world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) epeyce bir fark
a world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) bir hayli fark
a world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) dünya kadar fark
a world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) aşırı fark
a world of good i. çok iyi bir etki
a world of good i. pozitif/olumlu bir etki
a world of difference i. büyük bir fark
a world of difference i. dünya kadar fark
a world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) büyük fark
a world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) dünya kadar fark
the world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) büyük fark
the world of difference (between a and b) i. (a ve b arasında) dünya kadar fark
make a world of difference f. büyük renk getirmek
make a world of difference f. büyük bir fark yaratmak
do somebody a world of good f. daha iyi hissettirmek
do somebody a world of good f. daha iyi etmek
do somebody a world of good f. kendisine getirmek
be in a world of your own f. kendi dünyasında olmak
be in a world of your own f. kendine ait bir dünyada olmak
be in a world of your own f. çevresiyle/dünyayla pek alakası olmamak
live in a world of your own f. kendi dünyasında yaşamak
live in a world of your own f. kendine ait bir dünyada yaşamak
live in a world of your own f. çevresiyle/dünyayla pek alakası olmamak
do (one) a world of good f. (birine) iyi gelmek
do (one) a world of good f. (birinin) iyi hissetmesini sağlamak
do (one) a world of good f. (birinin) gönlünü ferahlatmak
do (one) a world of good f. (birine) daha iyi hissettirmek
do somebody/something a world of good f. birine/bir şeye iyi gelmek
do somebody/something a world of good f. birine/bir şeye yaramak
do somebody/something a world of good f. birinin/bir şeyin daha iyi hissetmesini sağlamak
do somebody/something a world of good f. birine/bir şeye çok iyi gelmek
get into a world of (one's) own f. kendi dünyasına çekilmek
get into a world of (one's) own f. kendi dünyasında kaybolmak
get into a world of (one's) own f. kendi düşüncelerine, hayallerine dalmak
in a world of one's own expr. kendi dünyasında
a world of (something) expr. çok fazla (bir şey)
a world of (something) expr. dünya kadar (bir şey)
a world of (something) expr. bir hayli (bir şey)
a world of (something) expr. pek çok (bir şey)
a world of (something) expr. epeyce (bir şey)
a world of (something) expr. dağlar kadar (bir şey)
in a world of own expr. kendi dünyasında
Speaking
there’s a world of difference f. arada dağlar kadar fark olmak
there is a world of difference f. arada dağlar kadar fark olmak
there’s a world of difference expr. arada dağlar kadar fark var
there is a world of difference expr. arada dağlar kadar fark var
be part of a change you want to see in the world expr. dünyada görmek istediğin değişimin bir parçası ol
Politics
the enemies conspiring against your independence and your republic, may have behind them a victory unprecedented in the annals of the world i. istiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler