alakalı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

alakalı



"alakalı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 15 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
alakalı interested s.
General
alakalı pertinent s.
alakalı involved s.
alakalı concerned s.
alakalı germane s.
alakalı of relevance s.
alakalı related s.
alakalı relevant s.
alakalı related s.
alakalı linked s.
alakalı german s.
alakalı incident [obsolete] s.
alakalı side by side s.
Colloquial
alakalı shook [australia/new zealand] s.
Law
alakalı concerned s.

"alakalı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 122 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
konu ile alakalı relevant s.
General
şirket yetkililerinin şirketin gelecek satışları, kazancı ve ürün beklentileri ile alakalı verdikleri bilgi guidance i.
alakalı bilgileri ayırmak için kullanılan noktalama işareti separatrix i.
alakalı olmak be related f.
alakalı olmak be relevant f.
doğrudan alakalı olmak be directly related to f.
doğrudan alakalı olmak be directly connected to f.
doğrudan alakalı olmak be directly associated with f.
doğrudan alakalı olmak be directly linked to f.
ikinci dereceden alakalı olmak hang f.
alakalı kalmak hold f.
alakalı olmak bear f.
kelimelerle daha alakalı olan wordier s.
cadılıkla alakalı witchy s.
ile alakalı connected with s.
kelimelerle en çok alakalı olan wordiest s.
tefsirle alakalı hermeneutic s.
bu konuyla alakalı regarding this issue s.
bu konu ile alakalı regarding this issue s.
bu konuyla alakalı concerning this issue s.
konu ile alakalı relevant s.
yedi rakamı ile alakalı septenary s.
yedi senelik bir dönem ile alakalı septenary s.
senozoik çağ ile alakalı caenozoic s.
senozoik çağ ile alakalı cenozoic s.
anketle alakalı questionnaire-relevant s.
yaklaşımla alakalı approach-related s.
kıyafet ile alakalı vestimentary s.
tolstoy'la alakalı tolstoyesque s.
cajunlar ve onların kültürleri ile alakalı cajun s.
sadece görünüşte alakalı olan tangental s.
sadece görünüşte alakalı olan tangential s.
yüzmeyle alakalı natatory s.
av ile alakalı olmayan nonhunting s.
baharat adaları ile alakalı east indian [us/canada] s.
doğulu biri ile alakalı easterling s.
alakalı olmayan uncircumstandtial s.
alakalı olmayan unconcerning s.
sözlü veya yazılı ifadede aşırı tasarruf ile alakalı elliptic s.
hitabet ile alakalı elocutive s.
zebrayla alakalı zebrine s.
uzaktan alakalı loosely-knit s.
kalıtsal özellik ile alakalı derivational s.
onunla alakalı his s.
istismar ile alakalı exploitational s.
fizyonomiyle alakalı physiognomic s.
fizyonomiyle alakalı physiognomical s.
ile alakalı related to s.
alakalı bir şekilde involvedly zf.
kelimelerle alakalı bir şekilde wordily zf.
ile alakalı (with) regard to ed.
alakalı olarak concerning ed.
alakalı anlamı veren son ek -atory snk.
odayla alakalı bir sorun var there's a problem with the room expr.
Phrasals
alakalı olmak enter into f.
(biriyle bir şeyle) ilgili/alakalı olmak pertain to (someone or something) f.
Phrases
alakalı olduğu yere where relevant expr.
alakalı olduğu yerde where relevant expr.
bu konuyla alakalı regarding this matter expr.
bu konu ile alakalı concerning this issue expr.
bu konuyla alakalı relevant to this issue expr.
bu konuyla alakalı concerning this matter expr.
bu konu ile alakalı concerning this matter expr.
bu konu ile alakalı regarding this matter expr.
bu konuyla alakalı relevant to this matter expr.
bu konu ile alakalı relevant to this matter expr.
bu konu ile alakalı relevant to this issue expr.
ile alakalı to do with expr.
Colloquial
(bir şeyle) alakalı a matter of (something) i.
ilgili/alakalı olmak be really into f.
biriyle/bir şeyle alakalı olmak be/have to do with somebody/something f.
bir şeyle alakalı olmak have something to do with something f.
bir şeyle alakalı olmak not have anything to do with something f.
bir şeyle alakalı olmak have to do with something f.
çarpma etkisiyle alakalı impact-related s.
her şey birbiriyle alakalı everything's connected expr.
konuyla alakalı alakasız her şeyin konuşulması akicif (all knowledge is contained in fanzines/fandom) expr.
konuyla alakalı alakasız her şeyin konuşulması akicif (all knowledge is contained in fanzines/fandom) expr.
(biriyle/bir şeyle) alakalı değil nothing to do with (someone or something) expr.
Idioms
konuyla alakalı alakasız her şey konuşuluyor all knowledge is contained in fandom expr.
konuyla alakalı alakasız her şey konuşuluyor all knowledge is contained in fanzines expr.
bu konuyla alakalı on this score expr.
Politics
yönetim ile alakalı regiminal s.
tüm ulusla alakalı olarak nationally zf.
Technical
birbiriyle alakalı olmak interrelate f.
birbiriyle alakalı interrelated s.
rektumla alakalı anlamı veren ön ek recto- ök.
Marine
geçmişte açık denizde güneşle alakalı gözlem yapmakta kullanılan on beş derecelik yaya sahip eski bir alet almucanter staff i.
geçmişte açık denizde güneşle alakalı gözlem yapmakta kullanılan on beş derecelik yaya sahip eski bir alet almucantar staff i.
deniz veya gemicilikle alakalı marine s.
denizcilikle alakalı olarak nautically zf.
gemilerle alakalı olarak nautically zf.
Medical
çiçek hastalığı ile alakalı variolous s.
hematoloji ile alakalı hematological s.
Pathology
elefantiyaz ile alakalı elephantiac s.
Math
merkezi olmayan bir eğri ile alakalı noncentral s.
Geometry
sadece görünüşte alakalı olan tangential s.
Physics
ışık ve ses arasındaki ilişki ile alakalı optoacoustic s.
Chemistry
makronükleus ile alakalı macronuclear s.
(bölünebilir izotopu geriye kalan uranyum 238 izotopundan oluşan) uranyum ile alakalı veya ait depleted s.
Biology
karyoloji ile alakalı karyologic s.
Zoology
vücut ısısı çevre şartlarına göre değişim gösteren organizma ile alakalı ectothermic s.
zebrayla alakalı zebroid s.
zebrat ile alakalı zebroid s.
Botanic
cinsiyetsiz filiz ile alakalı conidial i.
Agriculture
hayvan yemleri ve sağlığı, kimyasal gübre kullanımı, vahşi yaşamın korunması ve arazi yönetimi ile alakalı belirli şartların sağlanması ve mümkün olduğunda geleneksel yöntemlerle gıda üretilmesi ile ilişkili conservation-grade s.
Education
eğitimle alakalı bir şey içermeyen noneducation s.
Religious
komünyon ayiniyle alakalı dualar içeren üç kağıttan her biri altar card i.
tanrı'nın varlığıyla alakalı konulara ilgi duymayan atheous s.
markiyonizm ile alakalı marcionite s.
Philosophy
natürizm ile alakalı naturistic s.
yeni görüşlerle alakalı neologian s.
zen budizmi ile alakalı zen s.
Geography
denizle alakalı thalassian s.
Geology
su ile alakalı canlı sistemi aquatic ecosystem i.
senozoik çağ ile alakalı cainozoic s.
senozoik çağ ile alakalı cenozoic s.
senozoik çağ ile alakalı caenozoic s.
çökeltili bırakıntılar ile alakalı eluvial s.
senozoyik çağ ile alakalı kainozoic s.
Slang
ortak görünüme sahip birbiriyle alakalı bir grup nesne veya fikir shmear i.
ortak görünüme sahip birbiriyle alakalı bir grup nesne veya fikir schmeer i.