bedeni - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bedeni



"bedeni" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 9 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bedeni somatic s.
bedeni bodily s.
bedeni corporal s.
bedeni physical s.
bedeni outward s.
Law
bedeni corporal s.
bedeni carnal s.
Medical
bedeni coronary s.
Archaic
bedeni somatical s.

"bedeni" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 122 sonuç

Türkçe İngilizce
General
insan bedeni human body i.
edebiyatta insan bedeni human body in literature i.
halat bedeni bight i.
bedeni yaralama personal injury i.
bedeni sakatlık bodily contusion i.
bedeni sakatlık bodily injury i.
bedeni zarar personal injury i.
bedeni sakatlık physical disability i.
bedeni zarar physical injury i.
isa'nın bedeni the body of christ i.
mesih'in bedeni the body of christ i.
eski mısır inanışına göre insanın görünmeyen bedeni ka i.
bir bacağı göğse doğru çekip diğer bacağı uzatıp bedeni hafifçe geriye yaslayarak yapılan bir su atlayışı can opener i.
ruhun geçici olarak yerleştiği insan bedeni tenement i.
insan bedeni material body i.
enerji bedeni life force energy i.
ölü insan bedeni clay i.
bedeni olmayan ruhsal daimones i.
jimnastikten sonra bedeni ovma rubdown i.
buhar banyosundan sonra bedeni ovma rubdown i.
günlük yaşamda gerçekleştirilen faaliyetlerden yola çıkarak bedeni eğitmeyi içeren egzersiz functional training i.
küçük ve şekilsiz bedeni olup zanaatta yetenekli insan benzeri mitolojik varlık dwarf i.
isa'nın bedeni ve kanının komünyondaki ekmek ve şarabın özüyle aynı anda var olduğu öğretisini benimsemiş kimse consubstantialist i.
zihni ve bedeni eğitme yöntemi culturist i.
hayvan bedeni corpus i.
insan bedeni corpus i.
(bazı kiliselerdeki kabule göre) hz. isa'nın bedeni ve kanı olarak görülen komünyon unsurları presence i.
(on üç yaş altı kız çocukları için tasarlanan) çift sayılı giyim bedeni grubu subteen i.
bedeni sımsıkı saran fully fashioned s.
bedeni saran tightfitting s.
bedeni saran tight-fitting s.
bedeni saran snug s.
bedeni saran a tightly-fitting s.
bedeni olmayan unbodied s.
bedeni olmayan uncorporal s.
bedeni formda olan feat-bodied s.
bedeni olmayan phantom s.
Phrasals
bir ölçüyü/bedeni dolduracak kadar büyümek grow into (something) f.
Colloquial
bedeni olumlayıcı body posi s.
bedeni olumlayıcı body positive s.
Idioms
çekici kadın bedeni classy-chassis i.
bedeni gererek işkence edilmesini racking one's brain i.
bedeni veya karakteri ona müsait olmamak not built that way f.
ameliyat sırasında kazara hastanın bedeni içerisinde tıbbi alet veya malzeme bırakmak/unutmak bury the hatchet f.
bedeni tam olmak fit (one) to a tee f.
ölü bir bedeni gömülmeye hazırlamak lay (one) out in lavender [obsolete] f.
ölü bir bedeni gömülmeye hazırlamak lay out in lavender f.
bedeni olumlayıcı body-posi s.
Speaking
bunun başka bedeni var mı? do you have this in another size? expr.
Trade/Economic
bedeni çalışma physical labour i.
sadece fikri veya bedeni çalışmayla sağlanan kazançlar personal earnings i.
Law
bedeni zarar corporal injury i.
bedeni zarar bodily harm i.
bedeni çalışma physical work i.
bedeni ceza corporal punishment i.
ciddi bedeni hasar great bodily harm i.
ciddi bedeni hasar great bodily injury i.
Politics
kazaya bağlı bedeni yaralanma veya ölüm accidental bodily injury or death i.
Insurance
bedeni zarar bodily injury i.
bedeni zarar sorumluluğu bodily injury liability i.
üçüncü şahıs bedeni zarar third party bodily injury i.
Technical
kürek bedeni loom i.
bedeni sımsıkı saran skintight s.
Textile
bebek bedeni baby size i.
bedeni sımsıkı saran fully fashioned i.
çocuk bedeni children's size i.
erkek çocuk bedeni boys' size i.
kup bedeni cup size i.
genç kızlar için kıyafet bedeni junior miss i.
erkek çocuk bedeni boys i.
ortalama boy ve yapıya sahip kadınlar için kıyafet bedeni miss i.
bedeni 7 ile 14 arasında olan giysi girls i.
birden fazla boyu veya bedeni bulunan multisize s.
Architecture
bina bedeni body of a building i.
Automotive
bedeni yaralanma bodily harm i.
Marine
demirin bedeni shank i.
dümen bedeni rudder i.
halat bedeni bight i.
halat bedeni ile bağlamak bight f.
Medical
kişinin kaza nedeniyle bedeni zarara uğraması accidental bodily injury i.
tüm bedeni etkileyen zehirlilik systemic toxicity i.
enerji bedeni etheric body i.
tüm bedeni etkileyip vücuda yayılmak generalise f.
tüm bedeni etkileyip vücuda yayılmak generalize f.
bedeni yıkayan ablutionary s.
kol bacak ve bedeni toptan felç olan quadraplegic s.
tüm bedeni etkileyen systemic s.
yaşayan bir bedeni büyüme, işlevsel değişim veya iyileşme için herhangi bir kaynak sağlamadan stabil şartlarda tutmak için tasarlanmış maintenance s.
yaşayan bir bedeni büyüme, işlevsel değişim veya iyileşme için herhangi bir kaynak sağlamadan stabil şartlarda tutmaya elverişli maintenance s.
Anatomy
çocuk bedeni child's body i.
Archaeology
(buz içerisinde bulunan) tarih öncesine ait insan bedeni iceman i.
Religious
komünyon ayinindeki ekmek ve şarabın isa'nın bedeni ve kanı olmadığını, fakat bunlardan yiyip içenlerin isa'nın bedeni ve kanını alacağını savunan dini öğreti receptionism i.
komünyon ayinindeki ekmek ve şarabın isa'nın bedeni ve kanı olmadığına, fakat bunlardan yiyip içenlerin isa'nın bedeni ve kanını alacağına inanan kimse receptionist i.
mahayana budist inancına göre buda'nın üç bedeni trikaya i.
(hristiyanlıkta) meryem'in ölümünden sonra bedeni ve ruhunun cennete girmesi assumption i.
(hristiyanlıkta) meryem'in ölümünden sonra bedeni ve ruhunun cennete girmesi assumption of mary i.
(hristiyanlıkta) meryem'in ölümünden sonra bedeni ve ruhunun cennete girmesi august 15 i.
cansız bir bedeni yeniden canlandıran ruh zombi spirit i.
cansız bir bedeni yeniden canlandıran ruh zombie spirit i.
komünyon ekmeği ve şarabının isa'nın ruhani bedeni ve kanını içerdiği öğretisi virtualism i.
eski ahit'i reddeden ve tanrı'nın isa'nın bedeni ile enkarne olmadığını savunan hristiyanlık dinine aykırı gnostik bir mezhep marcionism i.
(yahudi folklorunda) girdiği bedeni dini ayinle çıkarılana kadar ele geçirdiğine inanılan kötü ruh dybbuk i.
(yahudi folklorunda) girdiği bedeni dini ayinle çıkarılana kadar ele geçirdiğine inanılan kötü ruh dibbuk i.
isa'nın bedeni ile kanının aşai rabbani ayininde gerçekten bulunduğu öğretisi concomitance i.
isa'nın bedeni ile kanının aşai rabbani ayininde gerçekten bulunduğu öğretisi concomitancy i.
isa'nın bedeni ve kanının komünyondaki ekmek ve şarabın özüyle aynı anda var olduğu öğretisi consubstantialism i.
isa'nın bedeni ve kanının komünyondaki ekmek ve şarabın özüyle aynı anda var olduğunu ileri süren öğreti consubstantiation i.
(isa'nın bedeni ve kanı ile komünyondaki ekmek ve şarabın özü) aynı anda var olmak consubstantiate f.
(isa'nın bedeni) efkaristiya ekmeği ile sembolize edilen impanate s.
(isa'nın bedeni) efkaristiya ekmeği ile özdeşleştirilen impanate s.
Philosophy
bazı felsefe ve dini inanç sistemlerinde fiziksel dünya ile arasında insan ruhu ve bedeni arasındaki ilişkinin aynısına sahip olduğu düşünülen bir ruhani öz world soul i.
Military
bedeni ve akli kabiliyet değerlendirmesi physical profile serial i.
bedeni tolerans egzersizi tolerance exercise i.
bedeni parça tesirinden koruyan zırh fragmentation protective body armour i.
Sport
bedeni ısıtmak limber up f.
Art
resimlerde veya heykellerde betimlenen, meryem ana'nın ölü bedeni üzerinde ağıt yakma sahnesi pietà i.
Mythology
bedeni keçi ve kuyruğu yılandan ateş soluyan dişi mitolojik canavar chimaera i.
başı aslan, bedeni keçi ve kuyruğu yılandan ateş soluyan dişi mitolojik canavar chimera i.
alt bedeni balığa benzeyen çocuk görünümlü bir yaratık merchild i.
insan başına, gövdesine ve kollarına sahip olup alt bedeni balık kuyruğu şeklinde olan yaratıklardan oluşan bir deniz halkı merfolk i.
Slang
üst bedeni kaslı bacakları zayıf (erkek) top-heavy s.
Modern Slang
en küçük sütyen bedeni a i.