|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
bilinçli davranış |
conscious behaviour i.
|
|
|
2 |
Genel |
bilinçli bilgi |
conscious knowledge i.
|
|
3 |
Genel |
duygu bastırma (bilinçli olarak) |
suppression i.
|
|
4 |
Genel |
bilinçli seçim |
informed choice i.
|
|
5 |
Genel |
bilinçli rüya |
lucid dream i.
|
|
6 |
Genel |
bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli olarak vaftiz edilmeyi savunan |
anabaptist i.
|
|
7 |
Genel |
bilinçli zihin |
conscious mind i.
|
|
8 |
Genel |
bilinçli farkındalık |
conscious awareness i.
|
|
9 |
Genel |
bilinçli tasarrufçu |
savvy saver i.
|
|
10 |
Genel |
gemileri bilinçli olarak kayalıklara çeken ve kayalıklara çarparak batan gemileri yağmalayan korsan |
shipwrecker i.
|
|
11 |
Genel |
bilinçli çabadan ziyade sezgilerle hareket edilen sakin dikkatlilik durumu |
zen i.
|
|
12 |
Genel |
bilinçli ve esprili bir şekilde kendine işaret eden bir hikaye, konuşma |
meta i.
|
|
13 |
Genel |
bilinçli hareket |
move i.
|
|
14 |
Genel |
siyasi olarak bilinçli veya örgütlenmiş her bir grubun kendi çıkarlarını savunma hakkı ve özgürlüğünün bulunduğu teorisi |
particularism i.
|
|
15 |
Genel |
bilinçli deneyimin duyusal ürün ya da bellek imgesi olarak ortaya çıkması |
presentation i.
|
|
16 |
Genel |
bilinçli deneyimin duyusal ürün ya da bellek imgesi olarak ortaya çıkması |
presentment i.
|
|
17 |
Genel |
bilinçli zihin |
sentient i.
|
|
18 |
Genel |
duyguyu bastırmak (bilinçli olarak) |
suppress f.
|
|
19 |
Genel |
bilinçli seçimler yapmak |
make conscious choices f.
|
|
20 |
Genel |
bilinçli karar vermek |
make conscious decisions f.
|
|
21 |
Genel |
bilinçli olarak duyguyu bastırmak |
suppress f.
|
|
|
22 |
Genel |
bilinçli tüketmek |
consume consciously f.
|
|
23 |
Genel |
bilinçli kullanmak |
use something consciously f.
|
|
24 |
Genel |
bilinçli kullanmak |
utilize something consciously f.
|
|
25 |
Genel |
bilinçli olarak kullanmak |
utilize something consciously f.
|
|
26 |
Genel |
bilinçli olarak kullanmak |
use something consciously f.
|
|
27 |
Genel |
bilinçli olmak |
be conscious f.
|
|
28 |
Genel |
yarı bilinçli |
semiconscious s.
|
|
29 |
Genel |
öz bilinçli |
self-conscious s.
|
|
30 |
Genel |
sağlık bilinçli |
health-conscious s.
|
|
31 |
Genel |
bilinçli bir şekilde yapmacık ve abartılı davranan |
camp s.
|
|
32 |
Genel |
öz bilinçli olmayan |
unselfconscious s.
|
|
33 |
Genel |
bilinçli kontrol altında olan |
volitional s.
|
|
34 |
Genel |
güvenliği sağlama ve tehlikeyi önleme konusunda bilinçli olan |
safety-conscious s.
|
|
35 |
Genel |
yarı bilinçli |
half-conscious s.
|
|
36 |
Genel |
aşırı bilinçli |
hyperconscious s.
|
|
37 |
Genel |
aşırı bilinçli |
overconscious s.
|
|
38 |
Genel |
yarı bilinçli |
semi-conscious s.
|
|
39 |
Genel |
bilinçli bir şekilde |
facultatively zf.
|
|
40 |
Genel |
bilinçli bir şekilde |
consciously zf.
|
|
41 |
Genel |
bilinçli olarak |
consciously zf.
|
|
42 |
Genel |
bilinçli bir şekilde |
deliberatively zf.
|
|
43 |
Genel |
bilinçli olarak |
deliberatively zf.
|
|
44 |
Genel |
kısmen bilinçli olarak |
semiconsciously zf.
|
|
45 |
Genel |
bilinçli biçimde |
self-consciously zf.
|
|
46 |
Genel |
bilinçli bir şekilde |
deliberately zf.
|
|
47 |
Genel |
bilinçli bir şekilde |
thinkingly zf.
|
|
48 |
Genel |
bilinçli şekilde |
inly zf.
|
|
Colloquial |
|
49 |
Konuşma Dili |
kalori bilinçli |
calorie-conscious s.
|
|
Idioms |
|
50 |
Deyim |
bilinçli cahillik |
willful ignorance i.
|
|
51 |
Deyim |
bilinçli/aklıbaşında hareket etmek |
play with a full deck f.
|
|
Speaking |
|
52 |
Konuşma |
lütfen bilinçli tüketiniz |
please drink responsibly expr.
|
|
Trade/Economic |
|
53 |
Ticaret/Ekonomi |
bilinçli eskitme |
planned obsolescence i.
|
|
54 |
Ticaret/Ekonomi |
bilinçli benzerlik |
conscious parallelism i.
|
|
55 |
Ticaret/Ekonomi |
bilinçli tüketim |
conscious consumption i.
|
|
56 |
Ticaret/Ekonomi |
bilinçli eskitme |
built-in obsolescence i.
|
|
57 |
Ticaret/Ekonomi |
bilinçli tüketici |
conscious consumer i.
|
|
58 |
Ticaret/Ekonomi |
eko-bilinçli pazarlama |
eco-conscious marketing i.
|
|
59 |
Ticaret/Ekonomi |
maliyet bilinçli |
cost-conscious s.
|
|
Law |
|
60 |
Hukuk |
bilinçli taksir |
gross negligence i.
|
|
61 |
Hukuk |
bilinçli taksir |
recklessness i.
|
|
|
62 |
Hukuk |
bilinçli taksir |
conscious negligence i.
|
|
63 |
Hukuk |
bilinçli taksir |
culpable negligence i.
|
|
64 |
Hukuk |
üçüncü bir kişiye yapılan bilinçli yanlış bir ifade sonucu ekonomik zarara sebep olan haksız fiil |
injurious falsehood i.
|
|
65 |
Hukuk |
üçüncü bir kişiye yapılan bilinçli yanlış bir ifade sonucu ekonomik zarara sebep olan haksız fiil |
malicious falsehood i.
|
|
66 |
Hukuk |
bilinçli terk |
dereliction i.
|
|
67 |
Hukuk |
bilinçli kimse |
connusant [obsolete] i.
|
|
68 |
Hukuk |
bilinçli taksirle trafik kazası sonucu ölüme sebebiyet vermek |
cause death by dangerous driving f.
|
|
69 |
Hukuk |
işbu sözleşmenin ihlal edilmesi veya ihlal tehditi altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda |
in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
|
|
70 |
Hukuk |
işbu anlaşmanın ihlal edilmesi veya ihlal tehditi altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda |
in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
|
|
71 |
Hukuk |
işbu sözleşmenin ihlal edilmesi veya ihlal riski altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda |
in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
|
|
Technical |
|
72 |
Teknik |
içerik bilinçli anahtarlama |
content aware switching i.
|
|
Informatics |
|
73 |
Bilişim |
bağlam bilinçli internet |
context-aware internet i.
|
|
74 |
Bilişim |
uygulama bilinçli ağ |
application fluency i.
|
|
Mining |
|
75 |
Maden |
kazı faaliyetlerini kolaylaştırmak için yapılan bilinçli yakma işlemi |
fire setting i.
|
|
Medical |
|
76 |
Medikal |
bilinçli sedasyon |
conscious sedation i.
|
|
77 |
Medikal |
bilinçli sakinleştirme |
conscious sedation i.
|
|
78 |
Medikal |
olağan dışı miktarlarda yemek tüketimi ve bilinçli dışa atım yöntemlerini içeren bir rahatsızlık |
bulimia i.
|
|
79 |
Medikal |
bilinçli olarak çözücü soluma durumu |
solvent abuse i.
|
|
80 |
Medikal |
yarı bilinçli |
semicomatose s.
|
|
Anatomy |
|
81 |
Anatomi |
fiziksel hareketin bilinçli kontrol olmadan yapılması |
motor automatism i.
|
|
Psychology |
|
82 |
Psikoloji |
bilinçli farkındalık ölçeği |
mindful attention awareness scale i.
|
|
83 |
Psikoloji |
bilinçli olmayan süreçler |
nonconscious processes i.
|
|
84 |
Psikoloji |
birisinin hareketleri ya da ihmallerinin neticesinin bilinçli ya da bilinçsizce dikkate almama |
deliberate indifference i.
|
|
85 |
Psikoloji |
(delirme veya kontrolsüz davranış evresi aralığında) bilinçli kalınan evre ile ilgili |
lucid i.
|
|
86 |
Psikoloji |
bilinçli rüya görme durumu |
lucidity i.
|
|
87 |
Psikoloji |
halüsinasyon halinden normal bilinçli hale dönme |
grounding i.
|
|
88 |
Psikoloji |
bilinçli tüm tecrübelerimizin temelinde duyuların yattığını ileri süren psikoloji sistemi |
sensationism i.
|
|
89 |
Psikoloji |
(acı veya rahatsızlık veren anıları) otomatik olarak veya farkında olmadan bilinçli zihnin dışına itmek |
repress f.
|
|
90 |
Psikoloji |
bilinçli olmayan zihinsel aktivite ile ilgili |
nonconscious s.
|
|
Physiology |
|
91 |
Fizyoloji |
bilinçli yapılan hareketlere eşlik eden bilinçsiz hareketler |
associated movements i.
|
|
Optics |
|
92 |
Optik |
insan gözünün önündeki görüntüyü bilinçli olarak kaydetmesi için gereken zaman |
micro-time i.
|
|
Social Sciences |
|
93 |
Sosyal Bilimler |
sınıf bilinçli |
class-conscious i.
|
|
Literature |
|
94 |
Edebiyat |
bir hikaye, film, oyun veya benzeri içerikte, izleyicinin önceden tahmin ettiği veya beklediği sonuçların veya olayların bilinçli olarak değiştirilmesi |
subvert expectations i.
|
|
95 |
Edebiyat |
bir hikaye, film, oyun veya benzeri içerikte, izleyicinin önceden tahmin ettiği veya beklediği sonuçların veya olayların bilinçli olarak değiştirilmesi |
subverting expectations i.
|
|
Linguistics |
|
96 |
Dilbilim |
bilinçli bilgi |
conscious knowledge i.
|
|
Religious |
|
97 |
Dini |
bilinçli işlenen günah |
actual sin i.
|
|
98 |
Dini |
bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli vaftizi savunan bir protestan mezhebi |
anabaptist denomination i.
|
|
99 |
Dini |
bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli vaftizi savunan bir protestan mezhebi |
anabaptistry i.
|
|
100 |
Dini |
bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli vaftizi savunan bir protestan mezhebi |
anabaptists i.
|
|
101 |
Dini |
kişiyi tanrı önünde sorumlu kılan bilinçli cehalet |
vincible ignorance i.
|
|
Philosophy |
|
102 |
Felsefe |
normal bir insan gibi görünen fakat bilinçli tecrübe, kişilik ve sezgiden yoksun olan varsayımsal varlık |
philosophical zombie i.
|
|
103 |
Felsefe |
normal bir insan gibi görünen fakat bilinçli tecrübe, kişilik ve sezgiden yoksun olan varsayımsal varlık |
p-zombie i.
|
|
104 |
Felsefe |
duygulu, bilinçli ve düşünen bir varlık olarak insan |
homo sapiens i.
|
|
105 |
Felsefe |
bilinçli zihinler arası |
intersubjective s.
|
|
Environment |
|
106 |
Çevre |
çevrenin bilinçli şekilde kullanılması |
environmental stewardship i.
|
|
107 |
Çevre |
eko-bilinçli |
eco-conscious s.
|
|
Sport |
|
108 |
Spor |
(gereksiz ve bilinçli) kural ihlali |
rough stuff i.
|
|
Slang |
|
109 |
Argo |
lots of luck ifadesinin bilinçli şekilde güneydoğu asyalıların ingilizce konuşmalarına bir gönderme olarak yapılan yanlış bir telaffuzu |
rots of ruck exclam.
|
|