Geçmiş

cildi

"cildi" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	cildi	dermic s.
2	Genel	cildi	cutaneous s.
3	Genel	cildi	dermal s.
Medical
4	Medikal	cildi	dermatic s.

"cildi" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 53 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	bronzlaştırmak (cildi)	tan f.
General
2	Genel	cildi güneş ışınlarından koruma amaçlı krem veya yağ	sunblock i.
3	Genel	cildi soyan	exfoliator i.
4	Genel	kitap cildi	volume i.
5	Genel	kitap cildi	tome i.
6	Genel	kitap cildi, futbol topu, ayakkabı vb. bağlayan işçi	lacer i.
7	Genel	eskiden cildi açık renk yapmak için kullanılan bir kozmetik ürünü	whitewash i.
8	Genel	grimsi cildi, bombeli siyah gözleri ve kocaman kafası olan dünya dışı varlık	gray i.
9	Genel	cildi temizleyip tonunu dengeleyen krem	pack i.
10	Genel	karartmak (cildi)	tan f.
11	Genel	çatlatmak (soğuk cildi)	chap f.
12	Genel	cildi güneşten yanmak	sunburn f.
13	Genel	cildi kurumak	one's skin to dry out f.
14	Genel	(cildi) bakterilerden arındırmak	degerm f.
15	Genel	(cildi) kaşımak	scrawp [dialect] f.
16	Genel	soluk cildi olan kimse	tallow-face s.
17	Genel	siyah saçı ve koyu renk cildi olan	melanous s.
18	Genel	kabuk benzeri cildi olan	rindy s.
19	Genel	cildi saran	intimate s.
20	Genel	cildi olmayan	disbound s.
21	Genel	cildi kopmuş	disbound s.
22	Genel	cildi ayrılmış	disbound s.
23	Genel	cildi soyulmuş	skinless s.
24	Genel	(iç çamaşırı, peruk) cildi sararak	intimately zf.
Phrasals
25	Öbek Fiiller	cildi pürüzsüz yapmak	clear up f.
26	Öbek Fiiller	cildi sivilcelerden temizlemek	clear up f.
Idioms
27	Deyim	cildi kızarmak	go red f.
28	Deyim	bebek cildi gibi yumuşak	(as) smooth as a baby's bottom s.
29	Deyim	bebek cildi gibi yumuşak	(as) soft as a baby's backside s.
30	Deyim	bebek cildi gibi yumuşak	(as) soft as a baby's bottom s.
31	Deyim	bebek cildi gibi yumuşak	soft as a baby's bottom s.
32	Deyim	bebek cildi gibi yumuşak	soft as a baby's backside s.
33	Deyim	siyahilerin cildi bozulmaz	(good) black don't crack [cliché] expr.
Speaking
34	Konuşma	cildi güzelleştirir	beautifies the skin expr.
Computer
35	Bilgisayar	cildi yazdır	print binder expr.
36	Bilgisayar	cildi gönder	send binder expr.
37	Bilgisayar	cildi farklı kaydet	save binder as expr.
Medical
38	Medikal	cildi delmek için tüberkülin antijeni taşıyan birkaç dişli diskin kullanıldığı tüberkülin testi	tine test i.
39	Medikal	cildi ölü hücrelerden arındırma	exfoliation i.
40	Medikal	(yara) cildi ayıran	penetrating s.
41	Medikal	cildi ışığa karşı hassaslaştıran	phototopography s.
Anatomy
42	Anatomi	yağ bezlerinin cildi ve saçları yağlandıran ve bakterilere karşı bir parça koruma sağlayan yağlı salgısı	sebum i.
Pathology
43	Patoloji	insan cildi, saçı ve tırnaklarına bulaşabilen trikofiton cinsi parazitimsi mantar	trichophyton i.
44	Patoloji	cildi ve sinir sistemini etkileyen bir uçuk virüsü	herpes simplex virus i.
45	Patoloji	ağzı, cildi, bağırsakları veya vajinayı enfekte eden bir parazitik mantar	monilia albicans i.
Dermatology
46	Dermatoloji	saç ve cildi yağlandırmak için sebum salgılayan bez	sebaceous follicle i.
47	Dermatoloji	(cildi bakıma hazırlayan) müstahzar	preparation i.
48	Dermatoloji	(cildi) nemlendirmek	hydrate f.
49	Dermatoloji	cildi kızartmak	rubefy f.
50	Dermatoloji	beyaz (albino cildi)	leucous s.
Veterinary
51	Veterinerlik	(atlarda) eyerin cildi tahriş etmesiyle gelişen iltihaplı nasır rahatsızlığı	sitfast i.
52	Veterinerlik	(atlarda) eyerin cildi tahriş etmesiyle gelişen iltihaplı nasır rahatsızlığı	setfast i.
Bookbindery
53	Ciltçilik	sert ve dayanıklı kumaştan yapılmış kitap cildi	library binding i.