cildi - Turkish English Dictionary

cildi

Meanings of "cildi" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
cildi dermic adj.
cildi cutaneous adj.
cildi dermal adj.
Medical
cildi dermatic adj.

Meanings of "cildi" with other terms in English Turkish Dictionary : 53 result(s)

Turkish English
Common Usage
bronzlaştırmak (cildi) tan v.
General
cildi güneş ışınlarından koruma amaçlı krem veya yağ sunblock n.
cildi soyan exfoliator n.
kitap cildi volume n.
kitap cildi tome n.
kitap cildi, futbol topu, ayakkabı vb. bağlayan işçi lacer n.
eskiden cildi açık renk yapmak için kullanılan bir kozmetik ürünü whitewash n.
grimsi cildi, bombeli siyah gözleri ve kocaman kafası olan dünya dışı varlık gray n.
cildi temizleyip tonunu dengeleyen krem pack n.
karartmak (cildi) tan v.
çatlatmak (soğuk cildi) chap v.
cildi güneşten yanmak sunburn v.
cildi kurumak one's skin to dry out v.
(cildi) bakterilerden arındırmak degerm v.
(cildi) kaşımak scrawp [dialect] v.
soluk cildi olan kimse tallow-face adj.
siyah saçı ve koyu renk cildi olan melanous adj.
kabuk benzeri cildi olan rindy adj.
cildi saran intimate adj.
cildi olmayan disbound adj.
cildi kopmuş disbound adj.
cildi ayrılmış disbound adj.
cildi soyulmuş skinless adj.
(iç çamaşırı, peruk) cildi sararak intimately adv.
Phrasals
cildi pürüzsüz yapmak clear up v.
cildi sivilcelerden temizlemek clear up v.
Idioms
cildi kızarmak go red v.
bebek cildi gibi yumuşak (as) smooth as a baby's bottom adj.
bebek cildi gibi yumuşak (as) soft as a baby's backside adj.
bebek cildi gibi yumuşak (as) soft as a baby's bottom adj.
bebek cildi gibi yumuşak soft as a baby's bottom adj.
bebek cildi gibi yumuşak soft as a baby's backside adj.
siyahilerin cildi bozulmaz (good) black don't crack [cliché] expr.
Speaking
cildi güzelleştirir beautifies the skin expr.
Computer
cildi yazdır print binder expr.
cildi gönder send binder expr.
cildi farklı kaydet save binder as expr.
Medical
cildi delmek için tüberkülin antijeni taşıyan birkaç dişli diskin kullanıldığı tüberkülin testi tine test n.
cildi ölü hücrelerden arındırma exfoliation n.
(yara) cildi ayıran penetrating adj.
cildi ışığa karşı hassaslaştıran phototopography adj.
Anatomy
yağ bezlerinin cildi ve saçları yağlandıran ve bakterilere karşı bir parça koruma sağlayan yağlı salgısı sebum n.
Pathology
insan cildi, saçı ve tırnaklarına bulaşabilen trikofiton cinsi parazitimsi mantar trichophyton n.
cildi ve sinir sistemini etkileyen bir uçuk virüsü herpes simplex virus n.
ağzı, cildi, bağırsakları veya vajinayı enfekte eden bir parazitik mantar monilia albicans n.
Dermatology
saç ve cildi yağlandırmak için sebum salgılayan bez sebaceous follicle n.
(cildi bakıma hazırlayan) müstahzar preparation n.
(cildi) nemlendirmek hydrate v.
cildi kızartmak rubefy v.
beyaz (albino cildi) leucous adj.
Veterinary
(atlarda) eyerin cildi tahriş etmesiyle gelişen iltihaplı nasır rahatsızlığı sitfast n.
(atlarda) eyerin cildi tahriş etmesiyle gelişen iltihaplı nasır rahatsızlığı setfast n.
Bookbindery
sert ve dayanıklı kumaştan yapılmış kitap cildi library binding n.