crisis - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

crisis

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"crisis" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 12 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
crisis i. bunalım
crisis i. buhran
crisis i. kriz
General
crisis i. kriz
crisis i. badire
crisis i. dönüm noktası
Trade/Economic
crisis i. kriz
Technical
crisis i. kriz
Medical
crisis i. akse
crisis i. bunluk
crisis i. nöbet
Psychology
crisis i. bunalım

"crisis" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 299 sonuç

İngilizce Türkçe
General
crisis of identity i. kimlik krizi
crisis management i. kriz yönetimi
energy crisis i. enerji krizi
crisis resolution teams i. kriz çözme ekipleri
cyprus crisis i. kıbrıs krizi
crisis management counter i. kriz masası
iran hostage crisis i. iran rehine krizi
governmental crisis i. hükümet bunalımı
crisis of identity i. kimlik bunalımı
crisis management center i. kriz merkezi
cuban missile crisis i. küba füze krizi
economic crisis i. ekonomik kriz
the gulf crisis i. körfez krizi
a year after the crisis i. krizden bir yıl sonra
puberty crisis i. ergenlik krizi
economic crisis i. ekonomik bunalım
economic crisis i. iktisadi bunalım
crisis relocation i. kriz durumu tahliyesi
regime crisis i. rejim bunalımı
severe economic crisis i. ağır ekonomik kriz
iraq-kuwait crisis i. ırak-kuveyt krizi
mid-life crisis i. orta yaş bunalımı
food crisis i. gıda krizi
food crisis i. yiyecek krizi
terminal crisis i. nihai kriz
terminal crisis i. terminal krizi
outbreak of crisis i. krizin çıkması
outbreak of crisis i. krizin patlak vermesi
outbreak of crisis i. kriz çıkması
crisis hotline i. alo kriz hattı
the most forgotten crisis i. en çok unutulan kriz
crisis desk i. kriz masası
mid-day crisis i. gün ortası krizi
effects of global crisis i. global krizin etkileri
biotic crisis i. birden çok canlı türünün soyunun aynı zaman aralığı içinde tükenmesi
biotic crisis i. kitlesel yok oluş
midlife crisis i. orta yaş krizi
crisis communication i. kriz iletişimi
urban crisis i. kentsel kriz
power crisis i. yetki krizi
go through a crisis f. buhran geçirmek
cause crisis f. kriz yaratmak
weather a crisis f. düze çıkmak
weather the crisis f. badireyi atlatmak
weather the crisis f. badire atlatmak
survive a crisis f. badireyi atlatmak
survive a crisis f. badire atlatmak
go through a grave crisis f. ağır kriz geçirmek
go into a grave crisis f. ağır krize girmek
throw into grave crisis f. ağır krize sokmak
resolve the crisis f. krizi aşmak
overcome the crisis f. krizi aşmak
solve the crisis f. krizden çıkmak
defuse the crisis f. krizi çözmek
overcome the crisis f. krizden çıkmak
resolve the crisis f. krizden çıkmak
resolve the crisis f. krizi çözmek
solve the crisis f. krizi çözmek
overcome the crisis f. kriz atlatmak
go through a crisis f. krize girmek
crisis arise f. kriz çıkmak
have crisis f. kriz yaşamak
experience a crisis f. kriz yaşamak
be faced with a crisis f. kriz yaşamak
experience a crisis f. krize girmek
face crisis f. kriz yaşamak
cause crisis f. krize yol açmak
result in crisis f. krize neden olmak
result in crisis f. krize yol açmak
result in crisis f. kriz ile sonuçlanmak
result in crisis f. krizle sonuçlanmak
result in crisis f. krize sebep olmak
cause crisis f. krize neden olmak
cause crisis f. krize sebep olmak
lead to crisis f. krize sebep olmak
lead to crisis f. krize yol açmak
lead to crisis f. krize neden olmak
induce a crisis f. krize sebep olmak
induce a crisis f. krize neden olmak
fight the global crisis f. küresel krizle mücadele etmek
fight against the global crisis f. küresel krizle mücadele etmek
prevent the crisis f. krizi engellemek
have a financial crisis f. mali kriz yaşamak
suffer from the crisis f. krizden yara almak
cause the crisis which led to patient’s death f. hastanın ölümüyle sonuçlanan krize yol açmak
handle the crisis in his own way f. krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
deal with the crisis in his own way f. krizle kendi yöntemiyle baş etmek
deal with the crisis in his own way f. krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
handle the crisis in his own way f. krizle kendi yöntemiyle baş etmek
come out of the crisis stronger f. krizden daha güçlü çıkmak
come out of the crisis stronger f. krizden güçlenmiş olarak çıkmak
come out of the crisis stronger f. krizden daha güçlü olarak çıkmak
set up a crisis center f. kriz merkezi kurmak
crisis ridden s. kriz içinde
crisis driven s. kriz güdümlü
in crisis s. buhranlı
Colloquial
it’s safe to say that the crisis period is over expr. kriz döneminin bittiğini söyleyebiliriz
Idioms
crisis actor i. kriz aktörü
crisis actor i. acil durum görevlilerinin eğitim tatbikatlarında kurbanı canlandıran kişi
crisis actor i. (komplo teorisi) yaşanan trajik bir vakada mağdurlardan biriymiş gibi yapan kişi
a crisis in the making i. geliyorum diyen kriz/felaket
crisis actor i. acil durum tatbikatlarında kazazede rolünü oynayan kişi
crisis actor i. kriz aktörü
crisis actor i. komplo teorisyenlerine göre bir olayda, devlet ya da gizli örgütler tarafından tutulmuş kişi
crisis actor i. devlet ya da gizli örgütler tarafından tutulmuş paralı oyuncu
opioid crisis i. opioid krizi
opioid crisis i. abd ve kanada'da 2015'ten sonra yaşanan opioid bazlı uyuşturucu krizi
be in the grip of the crisis f. krizin pençesinde olmak
Speaking
crisis averted expr. kriz çözüldü
I think I'm having a midlife crisis expr. sanırım orta yaş krizi geçiriyorum
crisis will loom expr. kriz baş gösterecek
Trade/Economic
asian economic crisis i. asya ekonomik krizi
asian crisis i. asya krizi
euro crisis i. avro krizi
debt crisis i. borç bunalımı/krizi
debt crisis i. borç krizi
stock market crisis i. borsa krizi
foreign trade crisis i. dış ticaret krizi
world economic crisis i. dünya ekonomik bunalımı
currency crisis i. döviz krizi
economic crisis i. ekonomik bunalım
economic crisis i. ekonomik kriz
economic crisis i. ekonomik bunalım
energy crisis i. enerji buhranı
energy crisis i. enerji krizi
euro crisis i. euro krizi
financial crisis i. finansal kriz
approaching crisis i. gelen kriz
an effective crisis management i. etkin bir kriz yönetimi
the coming crisis i. gelen kriz
global crisis i. global kriz
confidence crisis i. güven bunalımı
confidence crisis i. güven krizi
crisis of confidence i. güven krizi
economic crisis i. iktisadi kriz
economic crisis i. iktisadi buhran
mid-career crisis i. kariyer ortası krizi
crisis situation i. kriz durumu
post crisis i. kriz sonrası
crisis pressure i. kriz baskısı
crisis team i. kriz takımı
crisis management i. kriz yönetimi
crisis cartel i. kriz karteli
crisis period i. kriz dönemi
crisis economy i. kriz ekonomisi
crisis diplomacy i. kriz diplomasisi
spread of crisis i. krizin yayılması
crisis team i. kriz ekibi
crisis environment i. kriz ortamı
global crisis i. küresel kriz
financial crisis i. mali buhran
fiscal crisis i. mali kriz
liquidity crisis i. likidite krizi
financial crisis i. mali kriz
global financial crisis i. küresel mali kriz
current crisis atmosphere i. mevcut kriz ortamı
current crisis environment i. mevcut kriz ortamı
balance of payments crisis i. ödemeler dengesi krizi
money crisis i. para krizi
money crisis i. para darlığı
monetary crisis i. para krizi
real crisis i. reel kriz
full blown-crisis i. tam anlamıyla bir kriz
commercial crisis i. ticari kriz
full blown-crisis i. tam gelişmiş kriz
international crisis i. uluslararası kriz
approaching crisis i. yaklaşan kriz
the coming crisis i. yaklaşan kriz
energy crisis i. enerji kaynaklarının teminindeki azalma ve fiyat artışından kaynaklanan ekonomik problem
paradigm crisis i. paradigma krizi
fall into a financial crisis f. finansal krize girmek
have a financial crisis f. finansal krize girmek
be faced with a financial crisis f. finansal krize girmek
provoke the crisis f. krizi tırmandırmak
be faced with a financial crisis f. mali krize girmek
escalate the crisis f. krizi tırmandırmak
incite the crisis f. krizi tırmandırmak
increase the crisis f. krizi tırmandırmak
fall into a financial crisis f. mali krize girmek
have a financial crisis f. mali krize girmek
turn the crisis into an opportunity f. krizi bir fırsata dönüştürmek
inflame the crisis f. krizi tırmandırmak
in a time of crisis expr. kriz anında
during the crisis expr. kriz sırasında
in a time of crisis expr. kriz zamanında
during a time of crisis expr. kriz zamanında
in time of crisis expr. kriz anında
during a time of crisis expr. kriz anında
during the crisis expr. kriz esnasında
in time of crisis expr. kriz zamanında
Law
constitutional crisis i. anayasal kriz
constitutional crisis i. anayasa krizi
Politics
hunger crisis i. açlık krizi
fuel and food crisis i. akaryakıt ve gıda krizi
debt crisis i. borç krizi
fiscal crisis of the state i. devletin mali bunalımı
conference on the world financial and economic crisis and its impact on development i. dünya finansal ve ekonomik krizi ve kalkınma üzerindeki etkileri kongresi
diplomatic crisis i. diplomatik kriz
economic crisis i. ekonomik kriz
economic crisis i. ekonomik kriz
energy crisis i. enerji krizi
financial crisis i. finansal kriz
financial crisis i. finansal kriz
food crisis i. gıda krizi
refugee crisis i. göç krizi
immigration crisis i. göç krizi
cabinet crisis i. hükümet krizi
humanitarian crisis i. insanlık krizi
stable crisis i. istikrarlı kriz
crisis desk i. kriz masası
crisis management i. kriz yönetimi
gulf crisis i. körfez krizi
post-crisis world i. kriz sonrası dünya
crisis center i. kriz merkezi
anti-crisis plan i. kriz önleme planı
pre-crisis levels i. kriz öncesi düzeyler
global economic crisis. i. küresel ekonomik kriz
cuban missile crisis i. küba krizi
cuban missile crisis i. küba füze krizi
global crisis i. küresel kriz
liquidity crisis i. likidite krizi
refugee cri̇si̇s i. mülteci krizi
refugee crisis i. mülteci krizi
hostage crisis i. rehine krizi
systemic banking crisis i. sistemsel bankacılık krizi
cross-border crisis management i. sınır ötesi kriz yönetimi
capital account crisis i. sermaye dengesi krizi
water crisis i. su krizi
international debt crisis i. uluslararası borç krizi
subprime mortgage crisis i. yüksek riskli konut kredisi krizi
crisis prevention f. krizleri önlemek
Medical
adrenal crisis i. adrenal kriz
familial mediterranean fever acute crisis i. ailesel akdeniz ateşi akut krizi
akinetic crisis i. akinetik kriz
thyroid crisis i. bazedovizm
blast crisis i. blast krizi
ocu logyric crisis i. gözler tavanda fenomeni
hemolytic crisis i. hemolitik kriz
hypercalcemic crisis i. hiperkalsemik kriz
blast crisis of chronic myelocytic leukemia i. kronik miyelositik löseminin blast krizi
oculogyric crisis i. okulerjik kriz
pel crisis i. pel sendromu
plafonnemenf s crisis i. plafonnement kriz
traumatic crisis i. sarsıcı kriz
pulmonary crisis i. pulmoner kriz
traumatic crisis i. travmatik kriz
thyroid crisis i. tiroit krizi
thyroid crisis i. tiroid krizi
thyrotoxic crisis i. tiroit krizi
accidental crisis i. tesadüfi kriz
oculogyric crisis i. okülojiik kriz
crisis intervention i. krize müdahale
Psychology
adrenal crisis i. adrenal krizi
quarter life crisis i. çeyrek yaş krizi
quarter life crisis i. çeyrek yaş bunalımı
juvenile crisis i. erginlik bunalımı
adolescent crisis i. ergenlik krizi
filial crisis i. evlatlık krizi
suicidal crisis i. intihar bunalımı
clastic crisis i. kırıcılık krizi
identity crisis i. kimlik bunalımı
midlife crisis i. orta yaş bunalımı
midlife crisis i. ortayaş bunalımı
normative-crisis models i. normatif-kriz modelleri
maturational crisis i. olgunlaşma krizi
psychosocial crisis i. psikososyal kriz
accidental crisis i. rastlantısal kriz
therapeutic crisis i. tedavi krizi
existential crisis i. varoluşsal kriz
quarter life crisis i. 30 yaş sendromu
existential crisis i. varoluşsal bunalım
quarterlife crisis i. çeyrek yaş krizi
quarterlife crisis i. 25 yaş sendromu
identity crisis i. benlik krizi
identity crisis i. şahsiyet buhranı
identity crisis i. hedef ve önceliklere ilişkin kafa karışıklığı
existential crisis i. varoluşsal sancı
existential crisis i. varoluş sancısı
existential crisis i. varoluş krizi
Pathology
addisonian crisis i. addison krizi
thyroid crisis or storm i. tiroid krizi veya fırtınası
Optics
glaucomatocyclitic crisis i. glokomatosiklitik kriz
oculogyric crisis i. okülogirik kriz
Social Sciences
crisis nursery i. kriz sığınma evi
social crisis i. sosyal bunalım
social crisis i. sosyal kriz
social crisis i. toplumsal bunalım
social crisis i. toplumsal kriz
Environment
food crisis i. besin krizi
climate crisis i. iklim krizi
Military
crisis response operation i. kriz müdahale harekatı
crisis management exercise i. kriz yönetim tatbikatı
crisis establishment i. kriz zamanı kadrosu
crisis management organization i. kriz yönetim örgütü
crisis management centre i. kriz yönetim merkezi
nato crisis and response system i. nato kriz müdahale sistemi
Star Wars
dark nest crisis i. kara yuva krizi
dark reaper crisis i. kara ölüm krizi
separatist crisis i. ayrılıkçı krizi