Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
do so
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"do so"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
do so
f.
öyle yapmak
2
Genel
do so
f.
bahsedilen şeyi yapmak
"do so"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 88 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
not mean to do so
f.
böyle yapmak istememek
2
Genel
not mean to do so
f.
böyle olmasını istememek
3
Genel
not mean to do so
f.
böyle olsun istememek
4
Genel
not mean to do so
f.
öyle olsun istememek
5
Genel
not mean to do so
f.
öyle yapmak istememek
6
Genel
not mean to do so
f.
öyle olmasını istememek
7
Genel
be so bold as to do something
f.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
8
Genel
be so bold as to do something
f.
(bir şeyi yapmaya) cesareti olmak
9
Genel
make so bold as to do something
f.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
10
Genel
make so bold as to do something
f.
(bir şeyi yapmaya) cesareti olmak
Phrases
11
İfadeler
if I do say so
i.
ayıptır söylemesi
12
İfadeler
if I do say so myself
expr.
övünmek gibi olmasın
Colloquial
13
Konuşma Dili
not so much as (do something)
f.
(bir şeyi) kibarca yapmamak
14
Konuşma Dili
not so much as (do something)
f.
(bir şeyi) normal bir şekilde yapmamak
15
Konuşma Dili
not so much as (do something)
f.
(bir şeyi) beklenen şekilde yapmamak
16
Konuşma Dili
not so much as (do something)
f.
(bir şeyi) birinden beklenen şekilde yapmamak
17
Konuşma Dili
not so much as (do something)
f.
(bir şeyi) olması gerektiği gibi yapmamak
18
Konuşma Dili
not so much as (do something)
f.
birinde suçladığı (bir şeyi) kendisi de yapmamak
19
Konuşma Dili
only do so much
f.
pek bir fark yaratmamak
20
Konuşma Dili
only do so much
f.
pek bir gelişme sağlamamak
21
Konuşma Dili
only do so much
f.
pek bir fayda/yarar sağlamamak
22
Konuşma Dili
only do so much
f.
kısmi bir fayda sağlamak
23
Konuşma Dili
only do so much
f.
sadece kısmen yararlı olmak
24
Konuşma Dili
only do so much
f.
sadece küçük bir fayda sağlamak
25
Konuşma Dili
only do so much
f.
önemsiz bir gelişme sağlamak
26
Konuşma Dili
only do so much
f.
pek bir işe yaramamak
27
Konuşma Dili
only do so much
f.
yalnızca kısmen işe yaramak
28
Konuşma Dili
go so far as to do something
f.
işi bir şey yapma raddesine vardırmak
29
Konuşma Dili
go so far as to do something
f.
işi bir şey yapma raddesine getirmek
30
Konuşma Dili
go so far as to do something
f.
işi bir şey yapacak kadar ileri götürmek
31
Konuşma Dili
go so far as to do something
f.
bir şey yapacak kadar ileri gitmek
32
Konuşma Dili
so pigs do fly
expr.
bir yaşıma daha girdim
33
Konuşma Dili
so what do I get in return?
expr.
karşılığında ben ne alacağım?
34
Konuşma Dili
so what if I do?
expr.
yaparsam yaparım, sana ne?
35
Konuşma Dili
so what if I do?
expr.
yaptım, ne olmuş yani?
36
Konuşma Dili
so what if I do?
expr.
evet, yapacağım, ne olacak?
37
Konuşma Dili
so what if I do?
expr.
yaptım diyelim, ne olacak?
38
Konuşma Dili
so as to do something
expr.
bir şey yapmak için
39
Konuşma Dili
so as to do something
expr.
bir şey yapmak niyetiyle
Idioms
40
Deyim
not so much as (do something)
f.
kurallara dikkat etmeden bir şeyi yapmak
41
Deyim
not so much as (do something)
f.
sandığı/düşündüğü kadar çok yapmamak
42
Deyim
go so far as to do something
f.
işi o raddeye getirmek
43
Deyim
go so far as to do something
f.
işi o raddeye vardırmak
44
Deyim
stoop so low (as to do something)
f.
(kötü bir şey yapmak için) kendini küçültmek
45
Deyim
stoop so low (as to do something)
f.
(kötü bir şey yapmak için) kendini alçaltmak
46
Deyim
stoop so low (as to do something)
f.
(kötü bir şey yapmak için) kendi seviyesini düşürmek
47
Deyim
stoop so low (as to do something)
f.
(kötü bir şey yapmak için) etik/ahlaki değerlerini hiçe saymak
48
Deyim
make so bold (as to do something)
f.
haddini aşmayacaksa (bir şey yapmak)
49
Deyim
make so bold (as to do something)
f.
haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak)
50
Deyim
make so bold (as to do something)
f.
haddi olmadan (bir şey yapmak)
51
Deyim
be so bold (as to do something)
f.
haddini aşmayacaksa (bir şey yapmak)
52
Deyim
be so bold (as to do something)
f.
haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak)
53
Deyim
be so bold (as to do something)
f.
haddi olmadan (bir şey yapmak)
54
Deyim
be so bold as to (do something)
f.
(bir şey yapacak kadar) cesur olmak
55
Deyim
be so bold as to (do something)
f.
(bir şey yapacak) cesareti olmak
56
Deyim
be so bold as to (do something)
f.
(bir şey yapmaya) cüret etmek
57
Deyim
be so bold as to (do something)
f.
haddini aşarak (bir şey yapmak)
58
Deyim
be so bold as to (do something)
f.
haddini aşıp (bir şey yapmak)
59
Deyim
be so bold as to (do something)
f.
haddi olmadan (bir şey yapmak)
60
Deyim
be so bold as to do
f.
yapacak kadar cesur olmak
61
Deyim
be so bold as to do
f.
yapacak cesareti olmak
62
Deyim
be so bold as to do
f.
yapmaya cüret etmek
63
Deyim
be so bold as to do
f.
haddini aşarak yapmak
64
Deyim
be so bold as to do
f.
haddini aşıp yapmak
65
Deyim
be so bold as to do
f.
haddi olmadan yapmak
Speaking
66
Konuşma
so do I
expr.
ben de
67
Konuşma
a father can only do so much at the birth
expr.
bir baba doğum sırasında ancak bu kadarını yapabilir
68
Konuşma
do you have to make so much noise?
expr.
bu kadar çok ses çıkartmak zorunda mısın?
69
Konuşma
it is usual to do so
expr.
böyle yapmak adettir
70
Konuşma
so do I
expr.
ben de öyle (olumlu)
71
Konuşma
a father can only do so much at the birth
expr.
doğum sırasında babanın elinden ancak bu kadarı gelir
72
Konuşma
do you really think so
expr.
gerçekten öyle mi düşünüyorsun
73
Konuşma
why do you have to make everything so difficult?
expr.
niye her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsunuz ki?
74
Konuşma
why do you have to make everything so difficult?
expr.
neden her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsunuz ki?
75
Konuşma
why do you think she/he still hates me so much?
expr.
neden hala benden bu kadar nefret ediyor dersin?
76
Konuşma
why do you care about her/him so much?
expr.
niye onu bu kadar önemsiyorsun?
77
Konuşma
why do you have to make everything so difficult?
expr.
neden her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsun ki?
78
Konuşma
why do you have to make everything so difficult?
expr.
niye her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsun ki?
79
Konuşma
why do you want to go there so bad?
expr.
neden oraya gitmeyi bu kadar (fena halde) çok istiyorsun?
80
Konuşma
it looks like it will continue to do so
expr.
olmaya devam edecek gibi görünüyor
81
Konuşma
how do you like it so far?
expr.
şu ana kadar nasıl buldun?
82
Konuşma
why do you think it’s so popular?
expr.
sence neden bu kadar popüler?
83
Konuşma
why do you think it’s so popular?
expr.
sence niye bu kadar popüler?
84
Konuşma
do you think so?
expr.
sence de öyle değil mi?
85
Konuşma
do you swear to tell the truth the whole truth nothing but the truth so help you god?
expr.
tanrı'nın huzurunda yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
86
Konuşma
there's so many things i want to do
expr.
yapmak istediğim çok şey var
87
Konuşma
I defy you to do so
expr.
yap da göreyim
88
Konuşma
there's so much you can do
expr.
yapabileceğin ne de çok şey var
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of do so
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy