dolaylı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dolaylı



"dolaylı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 31 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
dolaylı indirect s.
General
dolaylı mediate s.
dolaylı circuitous s.
dolaylı backstairs s.
dolaylı remote s.
dolaylı circular s.
dolaylı constructive s.
dolaylı secondhand s.
dolaylı roundabout s.
dolaylı vicarious s.
dolaylı oblique s.
dolaylı indirect s.
dolaylı undirect s.
dolaylı nonstraightforward s.
dolaylı unstraightforward s.
dolaylı backstair s.
dolaylı second-hand s.
dolaylı low-pressure s.
dolaylı glancing s.
dolaylı oblique s.
dolaylı circumlocutional s.
dolaylı consequential s.
dolaylı sidelong s.
dolaylı sideways s.
dolaylı sidewise s.
dolaylı vicarious s.
dolaylı vicariously zf.
Law
dolaylı indirect s.
Politics
dolaylı indirect s.
Technical
dolaylı roundabout s.
Linguistics
dolaylı indirect s.

"dolaylı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 434 sonuç

Türkçe İngilizce
General
dolaylı ısıtma indirect heating i.
dolaylı söz indirect expression i.
dolaylı masraf indirect cost i.
dolaylı ışıklandırma indirect lighting i.
dolaylı nesne indirect object i.
dolaylı anlatım periphrasis i.
dolaylı anlatım roundabout i.
dolaylı kayıp consequential loss i.
dolaylı adresleme deferred addressing i.
dolaylı zararlar consequential losses i.
dolaylı bir şekilde meramını anlatma tautology i.
dolaylı bir şekilde meramını anlatma verbality i.
dolaylı bir şekilde meramını anlatma circumbendibus i.
dolaylı bir şekilde meramını anlatma roundabout i.
dolaylı bir şekilde meramını anlatma circumambage i.
dolaylı bir şekilde meramını anlatma periphrase i.
dolaylı bir şekilde meramını anlatma circumlocution i.
dolaylı bir şekilde meramını anlatma periphrasis i.
dolaylı bir şekilde meramını anlatma pleonasm i.
dolaylı bir şekilde meramını anlatma verbiage i.
dolaylı bir şekilde meramını anlatma redundancy i.
dolaylı değişiklik implicit amendment i.
dolaylı ifade etme implicity i.
dolaylı gösterge indirect indicator i.
dolaylı anlatma indirect speech i.
dolaylı söz insinuation i.
dolaylı anlatım implication i.
dolaylı kanıt circumstantial evidence i.
dolaylı yol bypath i.
(konuşma veya yazıda) belirli bir görüşü dolaylı yoldan savunma tendency i.
dolaylı olarak oynayan kimse battery en echarpe i.
dolaylı eylem bricole i.
dolaylı sonuç reverberations i.
dolaylı etki reverberations i.
dolaylı darbe by-blow i.
dolaylı yol by-path i.
(dolaylı) hoşbeş etme by-speech i.
(dolaylı) çene çalma by-speech i.
(dolaylı) laklak etme by-speech i.
(hedefe yönelik) zekice ve dolaylı eylem by-stroke i.
dolaylı söz imputation i.
dolaylı yol compass i.
dolaylı söz inuendo i.
dolaylı söz inuendo i.
dolaylı atıf side-glance i.
dolaylı referans squint i.
dolaylı atıf squint i.
dolaylı yoldan gösterme subindication i.
dolaylı şekilde ifade etme subindication i.
dolaylı anlatım subindication i.
dolaylı gösterge subindication i.
dolaylı söz subinsinuation i.
dolaylı anlatım subintellection i.
dolaylı söz subintellection i.
dolaylı anlatım subintelligence i.
dolaylı söz subintelligence i.
dolaylı anlatım subintelligitur i.
dolaylı söz subintelligitur i.
dolaylı konuşmak hedge f.
dolaylı yoldan sağlamak wangle f.
dolaylı konuşmak beat around the bush f.
göstermek (dolaylı olarak) imply f.
dolaylı yaklaşmak approach (a matter) indirectly f.
(dolaylı olarak belirtileni) aydınlığa kavuşturmak unpack f.
(yazı veya konuşmada) bir konuya kısaca veya dolaylı olarak değinmek glance (at) f.
kurnaz veya dolaylı yollarla bir şeye çekmek insinuate [obsolete] f.
(yazı yolu ile dolaylı olarak) partizanlık yapmak pamphleteer f.
dolaylı yoldan gitmek fetch f.
dolaylı anlatmak innuendo f.
dolaylı anlatmak inuendo f.
dolaylı bir amaca sahip olmak squint f.
dolaylı referansa sahip olmak squint f.
dolaylı şekilde ifade etmek subindicate f.
dolaylı yoldan sunmak subinduce f.
dolaylı anlatılmış periphrastic s.
dolaylı ve genellikle yolu epey uzatan sefer circuitous s.
dolaylı ilgisi olan mediate s.
dolaylı nesneyi gösteren datival s.
dolaylı olarak anlaşılan implicit s.
dolaylı olarak belirten implicit s.
dolaylı olarak anlaşılan inferential s.
dolaylı nesneyi gösteren dative s.
dolaylı olarak başka bir kaynaktan gelen reflected s.
dolaylı olmayan unconstructive s.
dolaylı olmayan unsubtle s.
bir olay veya durumun dolaylı fakat kaçınılmaz sonucu olan knock-on s.
dolaylı sonuç doğuran repercussive s.
dolaylı ifade edilen oblique s.
dolaylı şekilde belirtilen oblique s.
dolaylı şekilde hedeflenen oblique s.
dolaylı yoldan ulaşılan oblique s.
dolaylı anlatılmış circumlocutional s.
üstü dolaylı iletilen innuent [obsolete] s.
dolaylı fakat kaçınılmaz netice olan flow-on [australia/new zealand] s.
dolaylı yoldan yansıtan squint [obsolete] s.
dolaylı olarak gösteren squint [obsolete] s.
dolaylı olarak secondhand zf.
dolaylı olarak mediately zf.
dolaylı olarak edgewise zf.
dolaylı olarak obliquely zf.
dolaylı olarak indirectly zf.
dolaylı olarak deviously zf.
dolaylı olarak circuitously zf.
dolaylı olarak datively zf.
dolaylı olarak edgeways zf.
dolaylı olarak implicitly zf.
dolaylı yoldan in a roundabout way zf.
dolaylı olarak by implication zf.
dolaylı obje olarak datively zf.
dolaylı olarak in a roundabout way zf.
doğrudan veya dolaylı olarak directly or indirectly zf.
doğrudan veya dolaylı directly or indirectly zf.
dolaylı ya da doğrudan implicitly or explicitly zf.
dolaylı ya da dolaysız implicitly or explicitly zf.
dolaylı olarak second-hand zf.
dolaylı olarak thirdhand zf.
dolaylı olarak undirectly zf.
dolaylı yoldan glancingly zf.
dolaylı yolla round about zf.
dolaylı bir şekilde round about zf.
ihtiyatlı ve dolaylı bir şekilde crabwise zf.
dolaylı biçimde intermediately zf.
dolaylı olarak secondarily zf.
dolaylı yoldan secondarily zf.
dolaylı olarak skew zf.
bazı eski ifadelerde dolaylı nesne olarak kullanılan ve fiille bitişik yazılan bir zamir me zm.
Phrasals
dolaylı yoldan söylemek hint at f.
dolaylı yoldan elde etmeye çalışmak angle for f.
görüşünü/fikrini dolaylı olarak öğrenmeye çalışmak feel out f.
birinin (biri veya bir şey hakkında) fikrini/görüşünü dolaylı yoldan öğrenmeye çalışmak feel someone out (about someone or something) f.
dolaylı yoldan/dikkatlice birinin yaklaşımını veya bakış açısını anlamaya/hissetmeye çalışmak feel out f.
dolaylı yoldan/dikkatlice birinin yaklaşımını veya bakış açısını tartmaya çalışmak feel out f.
dolaylı konuşmak talk around f.
(bir şeye) dolaylı yoldan ulaşmaya çalışmak angle at (something) f.
(bir şeyi) dolaylı yoldan elde etmeye çalışmak angle at (something) f.
dolaylı yoldan (bir şey) peşinde olmak fish for (something) f.
dolaylı yoldan kendine iltifat ettirmeye çalışmak fish for (something) f.
dolaylı yoldan bir şey söylemek hint at something f.
Colloquial
dolaylı kanıt indirect evidence i.
dolaylı anlatım taktiği dog whistle i.
dolaylı etki sonucu ortaya çıkan şey knock-on [uk] i.
dolaylı (ifade) dog-whistle s.
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve hokey sopalarının "l" harfine benzemesinden yola çıkarak üstü kapalı şekilde/dolaylı yoldan söylenmesi) h-h-double-hockey-sticks expr.
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve çift "l" harfi şeklinde üstü kapalı/dolaylı olarak söylenmesi) h-h-double-l expr.
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve kürdanın "l" harfi şekline benzemesinden yola çıkarak üstü kapalı/dolaylı olarak söylenmesi) h-e-double-toothpicks expr.
Idioms
dolaylı olarak yapılan destek a nudge and a wink i.
dolaylı yollara başvurma pussyfooting i.
dolaylı yardım moral-support i.
dolaylı yoldan round robin hood's barn i.
dolaylı konuşmak talk around something f.
dolaylı bir sözden anlam çıkarıp ona göre hareket etmek take a hint f.
dolaylı yollardan geri almak claw back f.
dolaylı bir sözden anlam çıkarıp ona göre hareket etmek take the hint f.
dolaylı veya açık bir şekilde gerekli/istenen mesajı vermek send the right message f.
dolaylı olarak veya açıkça yanlış bir mesaj vermek send the wrong message f.
dolaylı yoldan ya da hareketlerle anlamlı bir ifadede bulunmak send the right (or wrong) message f.
dolaylı konuşmak beat around/about the bush f.
(birini/bir şeyi) dolaylı yoldan izlemek/takip etmek put out (some) feelers (on someone or something) f.
dolaylı yoldan yürütmek get in through the back door f.
dolaylı yoldan around robin hood's barn zf.
dolaylı olarak at second hand expr.
dolaylı olarak at one remove expr.
dolaylı olarak not in so/as many words expr.
dolaylı yoldan gitme all around robin hood's barn expr.
dolaylı yoldan gitme all around robin hood's barn expr.
Trade/Economic
çiftçinin gelir düzeyini korumak veya yükseltmek için hazineden yapılan dolaysız veya dolaylı ödemeler contestable market i.
dolaylı giderler indirect expenses i.
dolaylı amortisman indirect depreciation i.
dolaylı pay sahipliği indirect shareholding i.
dolaylı giderler indirect costs i.
dolaylı işletme gideri indirect operating cost i.
dolaylı işçilik nonproductive labor i.
dolaylı zaman indirect time i.
dolaylı hareket reklamcılığı indirect-action advertising i.
dolaylı malzeme masrafı indirect material cost i.
dolaylı maliyetler indirect costs i.
dolaylı işçilik indirect labor i.
dolaylı yöntem indirect method i.
dolaylı hasar indirect loss i.
dolaylı vergi indirect tax i.
dolaylı ziyan indirect loss i.
dolaylı komisyon soft dollar brokerage i.
dolaylı ziyan consequential loss i.
dolaylı ipotek kredisi indirect mortgage loan i.
dolaylı masraflar non-allocated expenses i.
dolaylı kambiyo indirect exchange i.
dolaylı vergi hizmetleri indirect tax services i.
dolaylı ithalat indirect import i.
dolaylı masraflar indirect expenses i.
dolaylı işçi maliyeti indirect labor cost i.
dolaylı giderler outlays i.
dolaylı dağıtım indirect distribution i.
dolaylı muamele vergilemesi indirect transaction taxation i.
dolaylı giderler burden costs i.
dolaylı olarak sağlanan menfaat hidden distribution i.
dolaylı işletme vergileri indirect business taxes i.
dolaylı ticari vergiler indirect business taxes i.
dolaylı finansman indirect finance i.
dolaylı üretim roundabout production i.
dolaylı dağıtım kanalı indirect channel of distribution i.
dolaylı masraflar oncost i.
dolaylı ihracat indirect export i.
dolaylı kotasyon points quotation i.
dolaylı vergi hidden tax i.
dolaylı kontrol indirect control i.
dolaylı komisyon soft dollar commission i.
dolaylı gecikme indirect delay i.
dolaylı boykot secondary strike i.
dolaylı borç secondary obligation i.
dolaylı masraflar indirect expense i.
dolaylı zarar indirect loss i.
dolaylı olarak meydana gelen zarar consequential loss i.
dolaylı vergiler outlay taxes i.
dolaylı maliyet indirect cost i.
dolaylı maliyet overhead cost i.
dolaylı maliyetler indirect costs i.
dolaylı vergi indirect tax i.
dolaylı vergilendirme indirect taxation i.
dolaylı vergiler indirect taxes i.
dolaylı vergi sistemi indirect tax system i.
dolaylı giderlerin absorbe edilme oranları yöntemi overhead absorption rate i.
dolaylı işçilik non-productive labor i.
doğrudan ve dolaylı maliyetler direct and indirect costs i.
dolaylı madde indirect material i.
dolaylı ihracat indirect exporting i.
dolaylı kayıp indirect loss i.
dolaylı malzeme maliyeti indirect material cost i.
dolaylı rakip indirect competitor i.
dolaylı kotasyon indirect quote i.
dolaylı üretim giderleri burden i.
dolaylı grev secondary strike i.
dolaylı bir dağıtım kanalı düzenlemesi administered channel i.
dolaylı işçilik indirect labour i.
dolaylı maliyet endirect cost i.
dolaylı işçilik ücretleri unproductive wages i.
dolaylı gözlem indirect observation i.
gümrük ve dolaylı vergiler idaresi board of customs and excise i.
işletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışlarının raporlanmasında dolaylı yöntem indirect method of reporting cash flows from operating activities i.
ihracatçının malını göndermesi ve ödemenin daha sonra yapılması olanağını tanıyarak ithalatçıya dolaylı finansman sağlaması accounts receivable financing i.
ihraç mallarına dolaylı vergilerin uygulanmaması border tax adjustment i.
malların satın alımında ödenen dolaylı vergi consumption tax i.
mevduat kuruluşları yöneticilerinin likit olmayan varlıkları dolaylı yoldan satmalarına olanak veren bir süreç asset securitization i.
motorlu araçların dolaylı görüş cihazlarının tip onayı type-approval of devices for indirect vision and of vehicles equipped with these devices i.
uluslararası bir standardın dolaylı uygulanması indirect application of an international standard i.
mülkiyet sahibi olmayan bir dolaylı varisin ilgili hukuk kurallarına uymadan devrettiği mülk base fee [obsolete] i.
mülkiyet sahibi olmayan bir dolaylı varisin ilgili hukuk kurallarına uymadan devrettiği mülk base fee simple [obsolete] i.
Law
dolaylı beyyine indirect evidence i.
dolaylı kusur collateral negligence i.
dolaylı irtifak hakkı easement by implication i.
dolaylı kanıt hearsay evidence i.
dolaylı vergi excise tax i.
dolaylı hasarlar consequential damages i.
dolaylı zilyetlik mediate possession i.
dolaylı/ikinci derece/tamamlayıcı kanıt collateral evidence i.
dolaylı hasar consequential damage i.
dolaylı sebep remote cause i.
dolaylı ihmal collateral negligence i.
dolaylı ehemmiyetteki konu collateral issue i.
dolaylı zarar remote damage i.
dolaylı beyyine circumstantial evidence i.
dolaylı ya da gizli yoldan alınan vergi stealth tax i.
dolaylı delil second hand evidence i.
dolaylı kanıt circumstantial evidence i.
dolaylı delil secondary evidence i.
dolaylı delil hearsay evidence i.
dolaylı zararlar consequential damages i.
dolaylı ihtilaf collateral issue i.
dolaylı kanıt indirect evidence i.
dolaylı borç determinate obligation i.
dolaylı kanıt secondary evidence i.
dolaylı kanıt second hand evidence i.
dolaylı delil indirect evidence i.
dolaylı sorumluluk indirect responsibility i.
dolaylı yatırım indirect investment i.
dolaylı delil circumstantial evidence i.
mahkeme kararının kanuna aykırı veya hükümsüz olduğunun başka bir davada dolaylı olarak iddia edilmesi collateral impeachment i.
patent hakkı ihlaline (doğrudan veya dolaylı olarak) yardım etme contributory patent infringement i.
telif hakkı ihlaline (doğrudan veya dolaylı olarak) yardım etme contributory copyright infringement i.
(hakaret fiilinde) dolaylı hakaret içeren ifadeye dair açıklama innuendo i.
(örfi hukukta) dolaylı inkar veya itiraz protestation i.
(kanunu) eskisini yürürlükten kaldırmak yerine yeni ve karşıt bir kanun çıkararak dolaylı olarak iptal etmek obrogate f.
dolaylı ya da dolaysız mediate or immediate s.
Politics
dolaylı maliyetlerin sabit oranda toplam maliyete yansıtıldığı tam maliyet modeli. full cost model with flat rate for indirect costs i.
dolaylı eylem indirect action i.
dolaylı savaş proxy warfare i.
dolaylı görüşmeler proximity talks i.
dolaylı hareket indirect action i.
dolaylı seçim indirect election i.
dolaylı temsil indirect representation i.
dolaylı savaş proxy war i.
dolaylı veto pocket veto i.
dolaylı maliyet indirect cost i.
dolaylı destek indirect support i.
dolaylı yönetim indirect rule i.
dolaylı lobicilik indirect lobbying i.
dolaylı demokrasi indirect democracy i.
sorumluluğun dolaylı idaresi casual delegation of responsibility i.
Insurance
dolaylı iş indirect business i.
dolaylı zarar komitesi consequential loss commmittee i.
dolaylı hasar consequential loss i.
dolaylı zarar consequential loss i.
Technical
dolaylı ışık indirect light i.
dolaylı indirgeme süreci indirect reduction process i.
dolaylı ark fırını indirect-arc-furnace i.
dolaylı ölçü proxy measure i.
dolaylı ısıtma indirect heating i.
dolaylı aktarım transmisyon elektron mikroskobu metodu indirect transfer transmission electron microscopy method i.
dolaylı yakma indirect firing i.
dolaylı titrasyon yöntemi indirect titration method i.
dolaylı adres indirect address i.
dolaylı denetim indirect control i.
dolaylı ekstrüzyon indirect extrusion i.
dolaylı aydınlatma indirect lighting i.
dolaylı ısıtılan katot indirectly heated cathode i.
dolaylı yöntem indirect method i.
dolaylı işçilik indirect labor i.
dolaylı kirlisu borusu indirect waste pipe i.
dolaylı ışıma indirect radiation i.
dolaylı ölçme indirect measurement i.
dolaylı indirgeme indirect reduction i.
dolaylı ısıtma yöntemi indirect heating system i.
dolaylı dren boru indirect drain pipe i.
dolaylı ışın indirect ray i.
dolaylı sıkma indirect extrusion i.
dolaylı ışıklandırma indirect lighting i.
dolaylı emdirme indirect impregnation i.
dolaylı doğrulama indirect verification i.
dolaylı aydınlatma indirect illumination i.
dolaylı sert lehimleme indirect brazing i.
dolaylı eylemli element indirect acting element i.
dolaylı komut indirect instruction i.
dolaylı yakıt yakan fırın indirect fuel-fired furnace i.
hidrolik bağlayıcılı karışımların dolaylı çekme dayanımı indirect tensile strength of hydraulically bound mixtures i.
aracılar veya eylemler arasında çevre yoluyla dolaylı bir koordinasyon mekanizması stigmergy i.
Computer
dolaylı ölçme indirect measurement i.
dolaylı komut indirect instruction i.
dolaylı adresleme indirect addressing i.
dolaylı ölçüm yöntemi indirect method of measurement i.
dolaylı ışıma indirect radiation i.
dolaylı denetim indirect control i.
dolaylı kullanıcı indirect user i.
dolaylı adres indirect ddress i.
dolaylı tecrübe indirect experience i.
dolaylı eylemli alet indirect acting element i.
dolaylı adresleme deferred addressing i.
dolaylı adres indirect address i.
dolaylı ışın indirect ray i.
Informatics
dolaylı adres indirect address i.
dolaylı komut indirect instruction i.
dolaylı adres indirect ddress i.
Telecom
dolaylı arabağlantı indirect interconnection i.
dolaylı arama implicit dialling i.
dolaylı adres indirect address i.
Electric
dolaylı ısıtılan katot indirectly heated cathode i.
dolaylı ısıtmalı katod equipotential cathode i.
Mechanic
dolaylı ekstrüzyon indirect extrusion i.
Architecture
dolaylı ışık borrowed light i.
Lighting
dolaylı aktiniksel etki indirect actinic effect i.
dolaylı-dolaysız aydınlatma general diffused lighting i.
dolaylı aydınlatma indirect lighting i.
dolaylı akı indirect flux i.
yarı dolaylı aydınlatma semi-indirect lighting i.
Automotive
dolaylı hareket veren üstten eksantrik mili indirect overhead camshaft i.
dolaylı emisyonlar indirect emissions i.
dolaylı hasar indirect damage i.
dolaylı görüş cihazı indirect vision device i.
dolaylı fren indirect braking i.
Railway
dolaylı bağlama indirect fastening i.
dolaylı konvertör ile beslenen alternatif akım motoru alternating current motor fed by an indirect convertor i.
Aeronautic
dolaylı bağlama indirect bonding i.
transfer veya dolaylı transit yolcular transfer or indirect transit passengers i.
Medical
bulaşıcı ajanın vektörle dolaylı olarak bulaşması vector-borne transmission i.
taşıyıcı veya fomitin insan vücuduna temasıyla meydana gelen dolaylı bulaşma vehicle-borne transmission i.
doğrudan veya dolaylı olarak beyindeki bir hasardan veya nöromotor gelişiminin anormal olmasından kaynaklı genel veya spesifik olan zihinsel yetersizlik mental handicap i.
Psychology
dolaylı algı indirect perception i.
dolaylı intihar passive suicide i.
dolaylı intihar indirect suicide i.
Food Engineering
alternatif dolaylı yöntem alternative indirect method i.
dolaylı ısıtma indirect heating i.
dolaylı yöntemlerin toplam doğruluğu overall accuracy of indirect methods i.
Math
dolaylı kanıt indirect proof i.
dolaylı yöntemle kanıtlama indirect method of proof i.
dolaylı ispat indirect proof i.
Logic
aksinin saçma veya imkansız olduğunu göstererek bir şeyi kanıtlamaya yarayan dolaylı argüman apagoge i.
aksinin saçma veya imkansız olduğunu göstererek bir şeyi kanıtlamaya yarayan dolaylı argüman reductio ad absurdum i.
Statistics
dolaylı en küçük kareler indirect least squares i.
dolaylı örnekleme indirect sampling i.
dolaylı standartlaştırma indirect standardisation i.
Physics
dolaylı etki indirect effect i.
Chemistry
dolaylı etki indirect effect i.
hardal yağından ve amonyaktan dolaylı olarak elde edilen azotlu acı bir madde sinamine i.
Biology
dolaylı embriyonik gelişimi olan heteroblastic s.
Botanic
dolaylı tozlaşma heterogamy i.
Apiculture
dolaylı uçuş kası indirect flight muscle i.
Social Sciences
dolaylı ayrımcılık indirect discrimination i.
Education
dolaylı öğrenme vicarious learning i.
Literature
dolaylı söylem indirect discourse i.
bir kelime veya sözcük grubunun dolaylı olarak başka bir söz sanatını ima ettiği söz sanatı metalepses i.
dolaylı olarak alıntılanan konuşma oblique narration i.
dolaylı olarak alıntılanan konuşma oblique speech i.
Linguistics
dolaylı tümleç indirect object i.
dolaylı sınav indirect test i.
dolaylı soru indirect question i.
dolaylı anlatım indirect speech i.
dolaylı sözeylem indirect speech act i.
dolaylı soru reported question i.
dolaylı cümle indirect sentence i.
dolaylı anlatım soruları indirect speech questions i.
dolaylı aktarım indirect speech i.
dolaylı anlatım reported speech i.
dolaylı nesne indirect object i.
dolaylı söylem indirect discourse i.
yarı-dolaylı sınav semi-direct test i.
hem dolaysız hem de dolaylı nesne alan bir geçişli fiil doubly transitive verb i.
hem dolaysız hem de dolaylı nesne alan bir geçişli fiil doubly transitive verb form i.
dolaylı veya doğrudan atıfta bulunulan kişi veya şeye işaret edip bulunduğu tür veya sınıftakilerden ayrıştıran (sözcük veya morfem) demonstrative s.
Environment
dolaylı maruz kalma indirect exposure i.
dolaylı iyonlayan parçacık indirectly ionizing particle i.
dolaylı hasar indirect damage i.
Military
dolaylı offset indirect offset i.
dolaylı yönlendirilen ateş indirect fire i.
dolaylı radyoaktivite induced radioactivity i.
dolaylı radyasyon induced radiation i.
dolaylı gözetleme indirect observation i.
dolaylı topçu desteği sağlayan karargah noktası firebase i.
Archaic
dolaylı davranış ambages i.
dolaylı giriş insinuation i.
dolaylı yolla girme insinuation i.
dolaylı olarak hedef almak glance f.
dolaylı yoldan gösteren subindicative s.
dolaylı şekilde ifade eden subindicative s.
dolaylı ipucu veren subindicative s.
Slang
lafı dolandırarak (bir şeyi) dolaylı yoldan istemek dry beg f.
dolaylı yoldan laf sokmak shade f.