farklı olmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

farklı olmak



"farklı olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
General
farklı olmak diverge f.
farklı olmak vary f.
farklı olmak disagree f.
farklı olmak differentiate f.
farklı olmak be different f.
farklı olmak differ f.
farklı olmak differ in f.
farklı olmak incombine [obsolete] f.
Technical
farklı olmak differ from f.
Archaic
farklı olmak ablude f.
farklı olmak recede f.

"farklı olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 126 sonuç

Türkçe İngilizce
General
farklı görüşte olmak disaccord f.
belirgin olarak farklı olmak secern f.
farklı amaçlarda olmak be at cross-purposes f.
-den farklı olmak differ from f.
-den farklı olmak vary from f.
farklı yorumlara açık olmak be debatable f.
farklı yorumlara açık olmak be questionable f.
farklı yorumlara açık olmak be open to dispute f.
farklı yorumlara açık olmak be contestable f.
fiyatta farklı olmak differ in price f.
birbirinden gece gündüz kadar farklı olmak be as different as night and day f.
açık biçimde farklı olmak contrast sharply with f.
diğerlerinden farklı olmak be different from the others f.
farklı durum veya unsurlarla dolu olmak checker f.
iki farklı kimseyle, grupla veya şeyle ilgisi olmak mediate f.
farklı zamanlarda vuku bulmasına sebep olmak desynchronize [us] f.
farklı zamanlarda vuku bulmasına sebep olmak desynchronise [uk] f.
farklı şeyler ile meşgul olmak run around f.
Phrasals
birinden/bir şeyden farklı olmak contrast with someone or something f.
(bir şeyden) tamamen farklı olmak contrast to (something) f.
bir şeyden farklı olmak differ from something f.
(birinden/bir şeyden) farklı olmak differ from (someone or something) f.
(bir şeyde) farklı olmak differ in (something) f.
(bir yönden) farklı olmak/farklılık göstermek differ in (something) f.
-den farklı olmak differentiate from f.
(birinden/bir şeyden) farklı olmak stand apart (from someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) farklı olmak vary from (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) farklı olmak vary with (something) f.
Colloquial
art arda farklı evlerde (koltukta, kanepede) yatarak misafir olmak couch surf f.
Idioms
çok farklı yerlerde olmak be miles apart f.
çok farklı görüşlerde olmak be miles apart f.
tamamen farklı yerlerde olmak be way off beam [uk] f.
dünyalar kadar farklı olmak be worlds away f.
dünya/dünyalar kadar farklı olmak be a world away (from something) f.
tamamen farklı yerlerde olmak be way off beam [uk] f.
marjinal/farklı olmak march to a different beat f.
marjinal/farklı olmak march to a different drummer f.
farklı tipleri olmak come in all shapes and sizes f.
birbirlerinden gece ile gündüz kadar farklı olmak be like oil and water f.
birbirinden gece gündüz kadar farklı olmak be like chalk and cheese f.
birbirinden gece gündüz kadar farklı olmak be as different as chalk and cheese f.
çok farklı olmak be a far cry from something f.
farklı duygu ve düşüncelere sahip olmak be on different wavelengths f.
farklı frekanslarda olmak be on different wavelengths f.
sürüden farklı olmak stand out from the crowd f.
tamamen farklı bir konu olmak be another kettle of fish f.
tamamen farklı bir konu olmak be a different kettle of fish f.
-den farklı olmak be at odds with something f.
çok farklı bir şey/durum olmak be another matter f.
farklı bir kulvarda olmak be in a different league f.
farklı bir ligde olmak be in a different league f.
farklı bir kalitede olmak be in a different league f.
farklı bir role/pozisyona daha sahip olmak wear a different hat f.
aynı zamanda farklı bir pozisyonu/rolü daha olmak wear a different hat f.
tamamen farklı bir konu olmak be a whole other kettle of fish f.
tümüyle farklı bir sorun olmak be a whole other kettle of fish f.
çok farklı bir durum olmak be all wet f.
çok farklı bir durum olmak be another matter f.
çok farklı bir durum olmak be a different matter f.
(bir şeyden) dağlar kadar farklı olmak be far/further/furthest removed from (something) f.
farklı olmak/hareket etmek march to (the beat of) a different drum f.
çok farklı olmak be a world away f.
dünya kadar farklı olmak be a world away f.
(bir şeyden) dünya/dünyalar kadar farklı olmak be worlds world away (from something) f.
(bir şeyden) çok farklı olmak be worlds world away (from something) f.
(bir şeyden) dünya/dünyalar kadar farklı olmak be a world away (from something) f.
(bir şeyden) çok farklı olmak be a world away (from something) f.
bir şeyden çok farklı olmak be far removed from something f.
bir şeyden çok farklı olmak be ffurther removed from something f.
bir şeyden çok farklı olmak be furthest removed from something f.
birbirinden çok farklı olmak be miles apart f.
kabul edilen normlardan farklı olmak be off the reservation f.
bir işin bir çok farklı yönünden sorumlu olmak be the chief cook and bottle washer f.
çok farklı olmak be worlds away f.
-den çok farklı olmak be a far cry from f.
herkesin farklı düşündüğü bir konu olmak be a matter of opinion f.
etrafındakilerden farklı olmak be a square peg f.
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak be a world away (from something) f.
(bir şeyden) çok farklı olmak be a world away (from something) f.
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak be worlds away (from something) f.
(bir şeyden) çok farklı olmak be worlds away (from something) f.
tamamen farklı bir konu/şey olmak be another thing f.
çok farklı bir konu/şey olmak be another thing f.
birbirinden gece ile gündüz kadar farklı olmak be as oil and water f.
birbirinden gece ile gündüz kadar farklı olmak be like oil and water f.
farklı amaçlarda olmak be at cross purposes f.
farklı görünen fakat aslında birbiriyle ilişkili iki şey olmak be different sides of the same coin f.
bir şeyden dağlar kadar farklı olmak be far/further/furthest removed from something f.
farklı fikirde olmak be out of tune f.
farklı/değişik olmak be off the wall f.
farklı duygu ve düşüncelere sahip olmak be on different wavelengths f.
farklı frekansta olmak be on different wavelengths f.
farklı gibi görünen ama aslında birbirine çok yakın iki şey olmak be two sides of the same coin f.
dünyalar/dünya kadar farklı olmak be worlds away f.
çok farklı olmak be worlds away f.
dünyalar/dünya kadar farklı olmak be a world away f.
çok farklı olmak be a world away f.
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak be worlds away (from something) f.
(bir şeyden) çok farklı olmak be worlds away (from something) f.
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak be a world away (from something) f.
(bir şeyden) çok farklı olmak be a world away (from something) f.
farklı amaçlarda olmak be at cross purposes f.
farklı amaçlarda olmak talk at cross purposes f.
genelden farklı olmak/davranmak go against the flow f.
genelden farklı olmak/davranmak go against the stream f.
birçok yedek/farklı planı/fırsatı olmak have a lot of irons in the fire f.
farklı bir ilgi alanı olmak plough a lonely furrow f.
farklı bir ilgi alanı olmak plough your own furrow f.
farklı fikirde olmak speak a different language f.
farklı fikirde olmak talk a different language f.
farklı fikirde olmak speak the same language f.
farklı fikirde olmak talk the same language f.
farklı fikirde olmak speak the different language f.
farklı fikirde olmak talk the different language f.
Textile
özellikle kırmızı ve siyah olmak üzere iki farklı renkten oluşan bir ekose buffalo plaid i.
Transportation
kiralık taksi hizmeti (amerika'da sarı ticari taksilerden farklı olmak üzere caddelerde müşteri aramayan ve sadece telefon ile çağırabileceğiniz daha lüks otomobillerden oluşan size özel taksi hizmeti) livery cab service i.
Botanic
tek bir bitkide erkek, dişi ve erdişi olmak üzere üç farklı organı olan triecious s.
tek bir bitkide erkek, dişi ve erdişi olmak üzere üç farklı organı olan trioecious s.
Linguistics
(sözcük veya dilbilimsel farklı bir tür, farklı bir dilbilimsel yapıda) alt ulam olmak depend f.
Religious
isa'nın ilahi ve insani olmak üzere iki farklı varlığının birbirinden bağımsız olduğunu ve isa'nın tek kutsal bir kişiliği olduğunu iddia eden dini akım nestorianism i.
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten bir hristiyan doktrini modalism i.
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktrinini destekleyen kimse modalist i.
isa'nın ilahi ve insani olmak üzere iki farklı varlığının birbirinden bağımsız olduğuna inanan ve isa'nın tek kutsal bir kişiliği olduğunu kabul etmeyen nestorian s.
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktriniyle ilgili modalist s.
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktriniyle ilgili modalistic s.
Philosophy
(perdurantizmde) farklı zamansal parçalara sahip olacak şekilde var olmak perdure f.